Biraz öfke üzerine konuşalım. Bize hep öfkelenmenin çok kötü bir şey olduğu söylendi öyle değil mi? Oysaki öfke yakıttır. İçimizde bir yangın hissederiz ve harekete geçeriz. Öfke budur. Bir şeye vurmak, kırmak, duvara yumruk atmak ve daha nicesi… Hepsi bir hareket barındırır. Ama yok! Biz nazik, çok ahlaklı insanlarız öfkemizi bağrımıza basar, bastırırız, redderiz. O kadar naziğiz ki öfkemizin dışarıya çıkmasını engelleriz tam aksi müthiş bir alçakgönüllülüğe bürünürüz. Öfkemize kulak vermek dışında her şeyi yaparız.Çünkü öfkeyi incecik bile hissediyor olmak bizi berbat bir insan yapar öyle değil mi? Bu noktada biraz düşünmeye davet ediyorum sizleri. Öfkenizi nasıl ifade ediyorsunuz? Neye öfkeleniyorsunuz? Öfke bir taleptir. Duyulmak istenen bir sestir. Çünkü öfke aslında bir yol haritasıdır. Öfke bize sınırlarımızı gösterir. Neye razı olup olmadığımıza dair bize bir netlik kazandırır. Öfke nereye doğru yol almayı istediğimizi ortaya koyar ve aynı zamanda bizim şu an nerede olduğumuzu da gösterir. Terapide biz danışanların öfkelenmesini bekleriz. Öfke gelsin ki kişi orada yıkılmadığını, eylemle bir şeyleri değiştirebilme potansiyeli olabildiğini fark etsin. Ve insan zaten bir noktada değiştiremediği döngülerini fark ettiğinde kendine karşı öfkelenmeye başlar. Bu noktada öfke artık “eski” yaşamımızla idare edemeyeceğimizi gösterir bize ve ardından acı gelir. Çünkü o yaşam öldü. Ölüm varsa yas var. Yas varsa acı var. Acı gelecek ki yeniden doğuş gelsin. Yeni bir kimlik inşası gelsin. Yani aslında öfke artık bizi yeni yaşama doğru iten bir yakıt. Öfke bizi uyarır. Saldırı varsa öfke gelir. İhanet varsa öfke gelir. Hem ötekine hem kendimize karşı uyarır. O halde öfkeyi yok etmek, bastırmak yerine yaşamaktır sağlıklı olan sanki ne dersiniz? Ve tabii ki öfke kendi başına eylem değil, öfke eyleme bir davettir. Tüm bunların ötesinde belirtmeliyim ki öfke bir duygulanımdır ve kontrolden çıkmaya çok müsait bir duygulanımdır. Dolayısıyla biz isteriz ki her insan duygulanımlarını dile dökebilsin, konuşabilsin. Öfke ile saldırı birbirine karışmaya başladıysa da destek şarttır.
Bu makalenin DoktorTakvimi web sitesinde yayımlanması, yazarın açık izniyle yapılmaktadır. Web sitesindeki tüm içerikler, fikri ve sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında uygun şekilde korunmaktadır.
DocPlanner Teknoloji A.Ş. web sitesi tıbbi tavsiye sunmaz. Bu sayfanın içeriği, metinler, grafikler, görseller ve diğer materyaller de dahil olmak üzere, yalnızca bilgilendirme amacıyla oluşturulmuştur ve tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini almak amacı taşımaz. Herhangi bir sağlık sorununuzla ilgili şüpheniz varsa, bir uzmana danışınız.