Okul Öncesi Çocuklarda Bakış Açısı Alma

Ellen Galinsky, Gelişen Zihin kitabında bakış açısı almayı, sosyal duygusal ve entelektüel bir beceri olarak tanımlar. Bir başkasının bakış açısını anlayabilmek için durumu analiz edebilmeniz, başkasının nasıl düşündüğüne ve hissettiğine dair tahmin yürütebilmeniz, o kişi hakkındaki var olan bilgilerinizi hatırlamanız, benzer durumlarla karşılaştırabilmeniz ve kendi duygularınızı bir kenara bırakıp başka bir insan gibi hissetmeye ve düşünebilmeye çalışmanız gerekir. Yani aslında, beynin birçok işlevinin dahil olduğu Karmaşık bir süreçten söz ediyoruz.

Biz insanlar sosyal varlıklarız ve hayatımızı sosyal ilişkiler içerisinde sürdürürüz. Dolayısıyla sağlıklı ilişkiler ve başarılı bir hayat için başkalarının bakış açısını alabilme temel bir yaşam becerisidir. Nitekim, Ellen Galinsky "bakış açısı alabilmeyi" çocukların gelişim yolculuğunda edinmeleri gereken temel bir yaşam becerisi olarak ifade eder.

Çocuklar her ne kadar daha erken çocukluklarından itibaren az bir miktar da olsa kendine ait olanla kendine ait olmayan arasında gelişmemiş bir ayrım yapabiliyor olsalar da bir başkasının kendisinden farklı bir düşünce ve his dünyasına sahip olduğunu tam anlamıyla kavramak için gerekli olgunluğa ortalama 4 yaş itibariyle geçerler. 

Araştırmalar, bakış açısı almayı öğrenen çocukların öğretmenlerinin kendilerinden ne beklediği konusunda daha net fikirleri olduğunu ve böylece anaokuluna daha iyi uyum sağladığını bulmuştur. Kendisinden ne beklendiği konusunda daha anlaşılır fikirlere sahip olan, bakış açısı almayı öğrenebilmiş çocuk eğitim hayatı boyunca da kendisinden beklenen sosyal, duygusal ve entelektüel konuları analiz edebilir ve uyum sağlayabilir. Yine araştırmalar, bakış açısı alabilen çocukların başkasının bakış açısını alamayan çocuklara göre saldırganlık eğilimlerinin daha az olduğunu göstermiştir. Çocuklara, başkasının bakış açısını görebilme ve hakkında fikir yürütebilme becerisi edinmeleri konusunda desteklediğimiz zaman, onları sağlıklı ilişkiler kurma becerileri konusunda da desteklemiş oluruz. Peki ama çocuklara bakış açısı alma becerisini nasıl edindirebiliriz diye merak ediyorsanız aşağıdaki önerileri uygulayabilirsiniz. 

Çocukların "Bakış Açısı Alabilme" Becerisini Geliştirmelerine Nasıl Yardımcı Olabiliriz? 

1. Öncelikle, bakış açısı alabilmekle ilgili önerileri çocuklara destek sunmaya çalışan yetişkinler olarak sizler de uygulayın. 

Çocuklar en çok model alarak öğrenirler. Dolayısıyla bir başkasının bakış açısını alabilmek ve onun gözünden dünyayı değerlendirebilmekle ilgili biz yetişkinlerin de kendimizi geliştirmemiz ve çocuklara model olmamız gerekir. 

2. Çocuklara diğerleriyle beraber yaşayabilmeyi öğretin. 

Çocuklarımıza birey olmayı öğretmek, onların birer birey olma yolculuklarını desteklemek kadar, sosyal bir grubun parçası olmayı öğretmek de önemlidir. Dolayısıyla diğer insanlarla bir arada olabilmek için gerekli becerileri edinmek konusunda da onları desteklemeliyiz. 

3. Sıcak ve güvenilir bir ilişki kurun. 

Güvenli bir ilişki her çocuğun özgürce öğrenme ve keşfedebilme davranışlarını göstermesinin temelini oluşturur. Sıcak ve güvenilir bir ilişkiye demir atabilen çocuk, kendi merkezini yitirmeden bir başkasının gözleriyle dünyayı görmeyi deneyebilir. 

4. Çocuklara görüldüklerini ve anlaşıldıklarını hissettirin.

Bu başlık, bir yetişkin olarak sizin çocuğun gözünden dünyayı görme çabanızın varlığının gerekliliğini ifade eder. Sizler onların gözünden dünyayı görmeye çabaladıkça, onun ritmine uydukça çocuk da bir başkasının bakış açısıyla dünyayı görmek konusundaki kapasitelerini geliştirecektir. Kendilerini tanıma ve anlama çabası gösteren yetişkinlerle beraber büyüyen çocuklar, ileride sağlıklı iletişim kurmakta daha gelişmiş beceriler gösterirler. Aksi takdirde, yetişkin olduklarında diğer insanlarla iletişim kurmakta zorlanacaklardır. 

5. Onların ve sizin duygularınız hakkında konuşun. 

Çocukların çevrelerinde olup biten birçok üzücü durumla ilgili kendilerin suçladıklarını biliyoruz. Bu büyük oranda dünyayı başkasının gözünden görmekle ilgili tam anlamıyla olgunlaşmamış olmalarından kaynaklanır. Dolayısıyla bir insan olarak zaman zaman sizin de zor anlar yaşayabildiğinizi ve bu duyguların üstesinden gelme çabanız onlarla paylaşabilmeniz çok kıymetlidir. "Senin gibi bazen ben de zor bir gün geçirebiliyorum. Senin gibi benim de biraz zamana ihtiyacım var. Sonra daha iyi olacağım" şeklinde kurulmuş samimi bir cümlenin bir çocuğun duygusal gelişimine katkısı çok büyüktür. Böylece bir insan olarak sizin de zor duygular yaşayabildiğinizi görecek ve kendisi de bu duyguları yaşadığında normalleştirebilecektir. Ayrıca sizinle ilgili sezdiği zor duyguların kendi suçu olmadığını ve insan olarak zor duygularla baş etmenin hepimiz için son derece normal olduğunu yaşayarak ve sizinle diyalog içinde öğrenmiş olacaktır. 

6. Günlük deneyimler esnasında başkalarının bakış açısı hakkında düşünmeye ve konuşmaya teşvik edin. 

Bu beceriyi desteklemek, bir başkasının duygu ve düşüncesini anlamaya çalıştığımız günlük sohbetler, aktiviteler ve uğraşırlar esnasında mümkündür. Parkta ağladığını gördüğünüz bir çocukla ilgili fikir yürütmek ve "sence neden ağlıyor" şeklinde bir sohbet konusu açmak bile başlı başına çocuğunuzun bir başkasının gözünden dünyayı görmekle ilgili becerilerini desteklemek anlamına gelir. 

7. Diğerlerine yönelik disiplini kullanın. 

Bu beceri, davranışlarımızın diğerleri üzerindeki etkisine dair düşünmek ve farkındalık geliştirmekle ilgilidir. Söylemeye gerek yok ki bu konuda yine yetişkinlerin uygun rol modeller sunması önemli. Davranışların bir başkası üstündeki etkisi üstüne düşünmek, diğerlerini dinleme ve daha düşünceli davranma konusunda bireyin gelişmesini sağlar.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Zehra Işıklı Psikolojik Danışma ve Rehberlik Psk. Dan.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)