Otizm

Yazar Banu Kılıç • 8 Ocak 2019 • Yorumlar:

Otizm, yaşamın ilk üç yılı içerisinde ortaya çıkan ve yaşam boyu devam eden, sosyal ilişkilerde sorunlar, sözlü ve sözsüz iletişimde problemler, tekrar eden davranış ve kısıtlı ilgi alanları ile kendisini gösteren gelişimsel bir bozukluktur.

Otizm ilk kez 1943 yılında, Amerikalı çocuk psikiyatristi Leo Kanner tarafından tanımlanmıştır. Kanner; zihinsel engelli 11 çocuğun, diğer zihinsel engelli ya da şizofren olan çocuklardan farklı bir şekilde davrandıklarını fark etmiş ve gözlemlemiş olduğu 11 çocuğun hayatlarının başlangıçları itibariyle diğer insanlarla ilişkiye giremediklerini belirtmiştir. Kanner çocuklarla yapmış olduğu çalışmalar sonucunda literatüre   ‘’Erken Çocukluk Otizmi ‘’ ni kazandırmıştır ve bu çocuklarda sosyal ilişki kuramama, sözlü ya da sözsüz iletişimde sorunlar, tekrarlayıcı davranışlar ve değişiklikleri tolere edememe gibi özelliklerden bahsetmiştir.

Kanner’ın otizm tanımı daha sonra çeşitli kişiler tarafından araştırılarak geliştirilmiş ve günümüze kadar geçerli olan tanımlar kullanılmıştır. Uluslar arası Ruhsal Hastalıklar Tanı ve İstatistik El Kitabı (DSM-IV) ‘ e göre otistik bir çocuk; sosyal etkileşim, sosyal etkileşimde kullanılan dil ve hayali-sembolik oyun oynama alanlarından birinde veya daha fazlasında gecikme ya da anormal bir işlev gösterecektir. Otizmli bireylerde sosyal iletişimde yetersizlik,  dil ve iletişim gelişiminde normalden farklı olma, ilgi ve etkinliklerin sınırlı olması, değişikliklere tepki gösterme gibi durumlar görülür.

Otizmin nedeni henüz tam anlamıyla tespit edilememiştir. Pek çok nedeni olduğu belirtilmektedir. Başlıca nedeni genetik olduğu bilinmekle birlikte bazı araştırmacılara göre son yıllarda otizmin görülmesindeki artışın; radyasyon, virüsler, gıda alışkanlıkları, çevre kirliliği, hızlı teknolojik gelişim gibi çevresel etkenlere de bağlı olabileceği düşünülmektedir. Anne karnında geçirilen kızamıkçık virüsünün, birçok anormalliğin yanı sıra otizme de neden olabileceği düşünülmektedir. Otizmin erkeklerde görülme olasılığı kızlara oranla 4 kat daha fazla olmakla birlikte kızlarda daha ağır bir şekilde görülmektedir. Yapılan araştırmalara göre her 110 çocuktan birinin otistik özellikler taşıdığı belirtilmektedir.

Otizmli bireyler aşağıdaki genel belirtilerin en az yarısını gösterirler. Bu belirtiler kişiden kişiye göre hafif ya da şiddetli bir şekilde görülebilir:

 -Aşırı hareketlilik ya da hareketsizlik

 -Göz temasının çok az veya hiç olmaması

 -Acıya karşı duyarsızlık

 -Yaratıcılık gerektiren oyunları oynayamama

 -Değişikliklerden hoşlanmama ( herşeyin aynı olmasını istemek )

 -Sürekli bir konu üzerinde konuşma

 -Temastan, kucağa alınmaktan ve sevilmekten hoşlanmama

 -Nesneleri kendi etrafında çevirmek

 -Seslere karşı aşırı duyarlılık veya aşırı duyarsızlık

 -Nesnelere gereksiz yere bağlanmak

 -Yalnız kalmayı tercih etmek

 -Cevap vermek yerine, kendisine söylenilenleri aynı şekilde tekrar etmek

 -Uygunsuz ve sebepsiz bir şekilde gülmek ve ağlamak

 -Diğer çocuklarla ilişki kurmakta zorluk

 -Konuşmak yerine hareketlerle ihtiyaçları belirtmeye çalışmak

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)