Makaleler 07/05/2025

Öz Şefkat

Uzm. Kl. Psk. Sena Harman Psikoloji
Uzm. Kl. Psk. Sena Harman
Psikoloji

Geçtiğimiz son yıllarda sıkça araştırmalara konu olan öz şefkat kavramı 2000 yıllık bir Doğu felsefesine dayanmaktadır (Kirkpatrick, 2005). Budist felsefesinden türeyen “şefkat” kavramının batı ve doğudaki kullanımı nispeten farklılaşmaktadır. Batı felsefesinde bireyin diğerlerinin acısına duyduğu empati hissiyle gelen karşıdakinin acısı ile ilgili olma ve onu sonlandırma çabası temel duygudur. Doğu felsefinde ise şefkat, dolaylı olarak bireyin karşısındaki bireyden ayrı olarak hissettiği bir duygudan ziyade, kişinin benliğine yönelik de tüm insanların kusurlu varlıklar olduğunun bilincinde olarak kendisine nezaketli davranmasının mümkün olabileceğini vurgular (Goetz, Keltner ve Simon- Thomas, 2010; Neff, 2003). Carl Rogers, (1961)’de dile getirdiği “koşulsuz olumlu kabul” kavramıyla benzer bir noktaya parmak basmaktadır. Kişinin kendisi tarafından sadece olumlu yönlerinin kabul göreceğine yönelik beklentisinin zorluğu üzerinde duran bu kavram, yaşanılan olumsuz deneyimlerin ve kişinin kendisi hakkındaki düşüncelerinin sahiplenilmesinin rahatlatıcı etkisini dile getirmektedir. Öz şefkat kavramı ortaya bir koşul sunmadan yaşantının tamamının, kişinin kendisinin bir parçası olduğunu “açık ve naif” bir tutumla kabul etmesinin önemini bizlere gösterir.

Neff (2003) öz şefkat kavramını kişinin karşıdakinin acısını derinden hissetmesi sonucunda karşı tarafa duyduğu yoğun yardım etme iç güdüsünü bireyin kendisine yöneltmesi olarak tanımlar. Neff’e göre şefkat kavramı başkalarının hüznüne karşı açık olmak ve onlardan etkilenme cesaretini de içermektedir. Acının, bireyin yaşamaktan kaçması gereken bir duygu olarak algılanmasından ziyade acı deneyiminin içinde bireyin kendisine yönelik bir şefkatle kalmasının mümkün olduğunu göstermektedir. Bireyin kendi acısına kendi destek olması, kendi özüne neyin iyi geldiğini bilme ve kendini naifçe harekete geçirme güdüsünü de yanında getirmektedir (Uyar, 2019). Neff öz şefkati 3 ana başlıkta incelemektedir. Bunlardan birincisi sert öz eleştiri yapmaktan ziyade bireyin kendine karşı öz nezaket geliştirmesi; ikincisi bireyin yaşadığı acının dünyada nefes alan her insanın hissettiği ortak bir insanlık deneyimi olduğunun idrakına varmasıdır (ortak insanlık hali); sonuncusu ise kişinin kendini yaşadığı acının tamamı olarak değil de onu dengeli bir şekilde deneyimleyen bir canlı olarak görmesini sağlayan “farkındalık” kavramıdır. (Neff, 2003; akt. Kıcalı, 2015). Birey, böylece yaşadığı acıyla kendini özdeşleştirmeden korur ve ona öz şefkatle müdahale edebilecek mesafeyi ve alanı tanır.

Öz şefkat kavramı alanyazında sıkça çalışılan bir kavram olmasına rağmen öz saygı kavramıyla karıştırılabilmektedir. Bu iki kavram birbirlerine oldukça zıt ögeler içermekte ve öz şefkatin ne olmadığını bilmenin bireyin iyi oluşuna olumlu katkı sağlayacağı düşünülmektedir (Neff, 2009). Öz saygı, bireyin kendini belli koşullar altında değerlendirmeye tabi tuttuğu, sadece kendisinin onayı değil aynı zamanda çevresinin de koşullarına uygun bir zeminde konumlanması (bir derste başarılı olmak, bir işte terfi almak, günlük hedeflerini tamamlamak vb.) sonucu oluşan koşullu bir yargıdır (Neff, 2011). Yani belli başlı standartlara göre kişinin kendini bir çerçeve içine sığdırmasıdır. Bir koşulun karşılanması sonucu oluşan saygı iyi oluşu olumlu yönde etkileyen bir durum olsa da aksi bir durumda kişinin benlik saygısındaki düşüş o kadar sarsıcıdır (Pyszczynski vd., 2004). Yapılan araştırmalara bakıldığında, kişinin kendinden beklediği bir koşulu karşılamadığı durumlarda kendini geri çekme, olumsuz bir durumda çevresel atıflarda artış ve sorumluluk almadaki azalma, eleştiriyi saldırganca savurma ve depresyon eğiliminde artış gözlenmektedir (Adams ve Leary, 2007). Bu durum bireyin kendisini yapıcı bir yerden geliştirme fırsatını uzaklaştırırken kırılgan bir benlik algısını da güçlendirmektedir (Kelly, Vimalakanthan ve Carter, 2014).

Bu makalenin DoktorTakvimi web sitesinde yayımlanması, yazarın açık izniyle yapılmaktadır. Web sitesindeki tüm içerikler, fikri ve sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında uygun şekilde korunmaktadır.

DocPlanner Teknoloji A.Ş. web sitesi tıbbi tavsiye sunmaz. Bu sayfanın içeriği, metinler, grafikler, görseller ve diğer materyaller de dahil olmak üzere, yalnızca bilgilendirme amacıyla oluşturulmuştur ve tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini almak amacı taşımaz. Herhangi bir sağlık sorununuzla ilgili şüpheniz varsa, bir uzmana danışınız.


www.doktortakvimi.com © 2025 - Doktor bul ve randevu al

Bu web sitesi çerezleri kullanıyor.
Tarayıcınızda çerezlerle ilgili ayarları düzenleyebilirsiniz.