Herhangi bir besin değeri olmayan ya da besin olarak değerlendirilemeyen maddelerin düzenli ve aşırı düzeyde yenilmesi ile ilerleyen yeme bozukluğuna pika adı verilmektedir. Bu bozukluğun pika ismini alması ise Latince’de saksağan kuşunu tanımlamak için kullanılan pika sözcüğünden gelmektedir. Pik yani saksağan kuşu, bozuklukta olduğu gibi çeşitli besin olarak kabul edilmeyen gıdaları tüketmektedir. MÖ 400 senesinde Hipokrat tarafından ilk defa tanımlanmış olan pika (akt. Kaçar ve Hocaoğlu, 2019), çeşitli fizyolojik ya da psikiyatrik bozukluklara bağlı olarak, sosyokültürel yapı etkisinde ya da geleneksel tıp tedavilerine bağlı oluşabilmektedir. Yapılan araştırmalar sonucunda pikanın ekonomik düzeyi düşük olan ülkelerde ve hamile kadınlarda genellikle göz aradı edilmektedir (Rose, Porcerelli ve Neale, 2000).
John Trevisa’nın 1200’lü senelerde ilk defa yazılı olarak belirtmiş ve bu bağlamda metal, toprak vb. gibi çeşitli maddelerin yendiğini ifade etmiştir. Daha sonralarında Symphorien Champier pikadan bahsetmiş ve en sonunda 1563 senesinde Oxford İngilizce Sözlüğü’nde yer almıştır (Parry-Jones ve Parry-Jones, 1992). Pikanın psikoloji ile ilişkisi ise 19. yüzyıl sonlarında Copland ve Gull tarafından aktarılmıştır. Pika ve psikolojinin ilişkilendirildiği bu yıllarda diğer yeme bozukluklarında (anoreksia ve bulumia nervoza) pika da ortaya çıkan davranışlar gözlemlenmiştir (Woywodt ve Kiss 2002).
Pikanın ortaya çıkma nedeninin kişinin fizyolojisi ve psikolojisi ile ilişkili olduğu düşünülüyor. Kesin olarak pikayı ortaya çıkartan etmenin ne olduğu belirtilemiyor olsa da, bazı hastalıklardan, besinlerin yetersizliğinden, içinde bulunulan psikolojik durumdan ve sosyo-kültürel etmenlerden kaynaklanabilmektedir. Görülme sıklığı ile ilgili tam bir bilgi edilemeyen pikanın geniş bir yayılım gösterdiği bilinmektedir (Walker, Walker, Sookaria ve Cannan, 1997). Pikada çeşitli temizlik malzemeleri, toprak, saç, çiğ et, kağıt, tebeşir vb. maddelerin yenildiği görülmektedir. Bu sebeple risk düzeyi yüksektir. Bazı vakaların ölümle sonuçlandığı dahi gözlemlenmiştir (Kutalek ve ark., 2010).
Pikanın tedavi yöntemi, hastalığın ortaya çıkmasına neden olan fizyolojik ve psikolojik etmenlerin saptanması ile şekillenmektedir. Besin yetersizliği ile ilgili ise buna uygun destek preparatları ile bir tedavi seçilmeli ve uygulanmalıdır (Parry-Jones ve Parry-Jones, 1992). Fakat pika psikolojik bir neden çerçevesinde ortaya çıkıyorsa psikoterapi ve farmakolojik tedavinin aynı anda yürütülmesi gerekmektedir (Kamal, Thompson ve Paquette, 1999).
Bu makalenin DoktorTakvimi web sitesinde yayımlanması, yazarın açık izniyle yapılmaktadır. Web sitesindeki tüm içerikler, fikri ve sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında uygun şekilde korunmaktadır.
DocPlanner Teknoloji A.Ş. web sitesi tıbbi tavsiye sunmaz. Bu sayfanın içeriği, metinler, grafikler, görseller ve diğer materyaller de dahil olmak üzere, yalnızca bilgilendirme amacıyla oluşturulmuştur ve tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini almak amacı taşımaz. Herhangi bir sağlık sorununuzla ilgili şüpheniz varsa, bir uzmana danışınız.