İlişki nedir, nasıl olmalıdır, çiftlerin ilişkilerden beklentileri nelerdir? Ben çift terapilerimde bu soruları sorarak başlarım. İkili ilişki, bireyler arasında karşılıklı olarak kurulan; saygı çerçevesi içerisinde, ortak ilgiler, benzerlikler, güven ve süreklilik ile kurulan bağ demektir. Her ilişkide bu saydığım maddeler bulunmaz dolayısıyla her ilişki ideal ilişki değildir. Özellikle evlilik yolunda ilerleyen ilişkilerin birbirlerini tanıma ve karşılıklı beklentilerini belirlemenin yanında temel ilişki kurallarını da karşılıyor olmaları gerekir.
İlişkiler konusunda yazarken konuyu sadece evlilikteki ilişkiler olarak sınırlamak istemedim. Size burada evlilikteki ikili ilişkiler ve flört dönemindeki ikili ilişkilerden bahsetmek istiyorum.
İki kişi flört etmeye başladığında, duygusal hislerin baskın çıkmasıyla ilk günler, aylar her şey çok güzel gider. Olumsuz yaşanan olaylar görmezden gelinir, kolayca telafi edilir. Biz bu duruma ilişkide cicim ayları deriz. Ama zamanla ilişkideki yoğun duygusallık yeterli olmaz, yanına ilişkiyi besleyecek başka veriler de koymak gerekir. Bunlardan bir tanesi, karakter olarak benzerlik ve ortak değer yargılarına sahip olmaktır. Aynı olaylara aynı yönde bakabilmek (arada ufak tefek fikir ayrılıkları tabi ki olacaktır) ilişkinin daha rayında gitmesini sağlar. Sevgi, ikili ilişkilerin ilk günden itibaren filizlenerek artan temel bağıdır. Saygı, yine ilk günden itibaren ilişkinin olmazsa olmazıdır. İlişkilerde hoşlanma düzeyleri dalgalanma gösterebilir ama saygı dalgalanma gösterirse o ilişki yıpranır, her seferinde yara almaya devam eder. İlişkilerde her ne yaşanırsa yaşansın karşılıklı saygıdan asla ödün verilmemelidir.
Rayında giden bir ilişkide sevgi ve saygı bağı giderek artar. İlişkiler, hayatımızda var olan her şey gibi emek ister. Canlılık ister. İlişkiyi canlı bir varlık olarak düşünelim. Bir ilişki düzenli beslenmelidir, nefes almalıdır, ilgilenilmelidir. Ama bu sayılanlar karşılıklı olduğu zaman sağlıklı bir ilişkiden söz edilebilir.
Son zamanlarda yaptığım çift görüşmelerinde taraflardan birinden bazen şöyle cümleler duyabiliyorum. “ Ben böyleyim, beni böyle kabul etsin.” İlişkilerde artık ben yoktur, biz vardır. Bu ne demektir? Hayatımızda diğer ilişki kurduğumuz anne babamız, iş arkadaşımız, yakın arkadaşlarımız vs. den farklı olarak hayatı paylaşmak istediğimiz, hayata birlikte yön vermek istediğimiz kişi ile artık “ben” yoktur. Bakış açımızı “biz” olarak değiştirmeliyiz. Bu durum tabi ki flört döneminde biraz daha esnekken, evlilikte daha bağlayıcıdır. Peki, ilişkilerdeki “biz” bakış açısı nedir? Nasıl olmalıdır?
İlişkilerdeki “biz” kavramını daha iyi anlatabilmek için önce sağlıklı bir “ben” kavramımız olmalı. Ben olmak, bireysel olarak olgun ve sorumluluk sahibi bir birey olmak, duygusal süreçlerini iyi ve kontrollü yönetebilmek, sosyal olmak, yeni fikirlere açık olmak, sorun çözme becerisine sahip olmak gibi özelliklere sahip olmak demektir. Öncelikle sağlıklı bir “ben” e sahip olmadan ikili ilişkilerde “biz” olmak zordur. Bireyin kendisine öz eleştiri yapması, öncelikle kendisini çocukluktan ve varsa eğer aileden gelen anne baba ilişkisine bağlı travmaların etkisini farkına varıp, onlardan kurtarması, sağlıklı bir ilişki için kendi ilişki beklentilerini farkına varması ve oluşturması gerekir.
İletişim, bir ilişkinin olmazsa olmazıdır. Karşılıklı duygu ve düşüncelerin açık ve net olarak konuşulmasıyla yürütülemeyecek hiçbir ilişki yoktur. Zaman zaman bireysel farklardan doğan sorunlar ve fikir ayrılıkları mutlaka olacaktır. Bunlar zamanında konuşulmalı ve orta bir yolda buluşulmalıdır. İlişkide “biz” olmak bu şekilde olur. Öncelikle karşılıklı olarak bireysel alanlarımıza saygı duymak, demin de demiştik ilişkide nefes almak, bireysel sosyalliklerimizi karşılıklı olarak desteklemek(dozunda olmak şartıyla tabi ki) ve de ortak amaçlar, birlikte paylaşacağımız hayat doğrultusunda ilişkiyi beslemek, her zaman canlı tutmak sağlıklı bir ilişkinin gerektirdikleridir.
İdeal bir ilişki, birbirine saygı duyan, aralarında yaşanabilecek problemleri pozitif bir iletişimle çözme becerileri gösterebilen, küsme, iletişimi kesme gibi iletişim engellerine yer vermeden, karşılıklı empati ve anlayış gösterme ile mümkün olur. Sorun yaşandığı zamanlarda bu sorunların üzeri örtülmek yerine konuşulup anlaşılıp ortadan kaldırılmalıdır. Tekrar tekrar aynı mevzular açılmamalıdır. Genellikle mutsuz ya da biten evliliklerin en büyük sebebi budur.
Bu makalenin DoktorTakvimi web sitesinde yayımlanması, yazarın açık izniyle yapılmaktadır. Web sitesindeki tüm içerikler, fikri ve sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında uygun şekilde korunmaktadır.
DocPlanner Teknoloji A.Ş. web sitesi tıbbi tavsiye sunmaz. Bu sayfanın içeriği, metinler, grafikler, görseller ve diğer materyaller de dahil olmak üzere, yalnızca bilgilendirme amacıyla oluşturulmuştur ve tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini almak amacı taşımaz. Herhangi bir sağlık sorununuzla ilgili şüpheniz varsa, bir uzmana danışınız.