SES HASTALIKLARI TANI VE TEDAVİSİ

Yazar Haldun OğuzKulak Burun Boğaz Doktoru • 10 Şubat 2017 • Yorumlar:

 

Modern yaşamla birlikte iletişim kurmanın farklı yöntemleri ortaya çıksa da, hala en önemli iletişim aracımızın sesimiz olduğunu düşünüyorum.

İster bir çocuk ya da genç birey, istersek de aktif çalışma hayatında olan bir erişkin olalım, sesimize olan ihtiyacımız yaşamımızın hiçbir döneminde azalmıyor. İhtiyaçlarımızı, isteklerimizi, duygu ve düşüncelerimizi karşımızdakilere aktarırken sesimizi etkin olarak kullanma ihtiyacı duyuyoruz. Bazı mesleklerde çalışan insanlar ise sesleri olmasa, işlerinin önemli bir kısmını istedikleri gibi yapmaktan mahrum oluyorlar. “Ses profesyoneli” olarak adlandırılan bu grup aslında tahmin edilenden çok daha fazla mesleği içerisinde barındırıyor. Aklımıza ilk gelenlerden itibaren sıralayacak olursak öğretmenler, avukatlar, doktorlar, ses ve sahne sanatçıları, iletişim merkezi (call-center) çalışanları, banka çalışanları, öğretim üyeleri, tezgahtarlar, televizyon ve radyo programcıları, din görevlileri, pazarlamacılar ve daha birçok meslek bu gruba dahil edilebilir.

Ses rahatsızlıkları nasıl önlenebilir?

Ses rahatsızlıkları, bireyin ses ihtiyaçlarına özel olarak hazırlanan ses hijyeni ve ses terapisi programları sayesinde oluşmadan önlenebilir. Herhangi bir ses rahatsızlığı bulunduğunda uygulanacak hijyen ve terapi yöntemleri ise tedavinin daha erken ve daha başarılı olarak sonuçlanmasına önemli katkıda bulunacaktır.

Ses rahatsızlığı, ses bozukluğu, ses hastalığı, ses kısıklığının nedeni nedir?

Vücudumuzun diğer organlarında olduğu gibi birçok değişik neden benzer belirtilere yol açabilir. Örneğin kısa süreli bir soğuk algınlığı, alerji ya da reflü gibi daha kolay yönetilebilecek nedenlerin ya da ses kıvrımı (ses teli) felci ya da ses kıvrımı kanseri gibi ciddi sorunların ilk belirtisi ses kısıklığı olabilir.

Ses hastalıklarına doğru tanı nasıl koyulur?

Ses hastalıklarında doğru tanıya, nesnel (subjektif) ve öznel (objektif) yaklaşımların birlikte kullanılması ile ulaşılabilir. Bireyin sesinin durumu hem kendisinin hem de ilgili klinisyenin algısına göre değerlendirilir. Gerekli hallerde standardize edilmiş ses kayıtları alınır, bu kayıtlar üzerinden akustik analiz adı verilen yöntemle karşılaştırılabilir rakamsal veriler elde edilir. Hastanın tam bir kulak, burun, boğaz ve baş boyun muayenesinin yanı sıra gerekli hallerde tüm vücut muayenesi yapılır. Ses kıvrımlarının ve ilgili diğer yapıların görüntülenmesi için gerek rijid (sert) gerekse fleksibl (eğilip bükülebilen) teleskoplar kullanılabilir. Ses kıvrımları, ses çıkarma sırasında erişkin erkeklerde saniyede ortalama 100-140 kez, kadınlarda 200-240 kez titreştiği için bu yapıları görebilmek için özel aletlere ihtiyaç duyulur. Bunu sağlayan ışık teknolojisine stroboskopi adı verilir. Stroboskopik ışık kaynağı altında yapılan ses muayenesi (videolaringostroboskopi), tanı için altın standarttır. Bu sayede, basit muayene yöntemleri ile elde edilemeyen birçok bilgiye ulaşılabilir ve doğru tanı koyulabilir.

Ses hastalıklarına en sık yol açan hastalıklar nelerdir?

Ses hastalıkları organik ve fonksiyonel nedenler olarak iki ana grupta sınıflanabilir. Organik nedenler, ses kıvrımlarında nodül, polip, kist, oluk (sulkus), beyaz ve kırmızı lekelenmeler, granulom, reflü, felç ve kanser gibi bazı örneklerini sıralayabileceğimiz rahatsızlıklardır. Fonksiyonel nedenler ise ses kıvrımları ve kulak burun boğaz muayenesinde görsel bir sorun saptanmayan ancak bireyin ilgili yapılarını kullanması ile ilgili sorun belirlenen durumları ifade eder.

Ses hastalıkları nasıl tedavi edilir?

Ses hastalıklarında tedavi, rahatsızlığa yol açan nedene göre belirlenir. Ses terapisi, tıbbi (ilaçla) tedavisi ve cerrahi tedavi, üç ana tedavi yöntemidir.

Ses terapisi nedir?

Ses terapisi, ses problemlerinin tamamında kullanılabilecek bir tedavi yöntemidir. Bazı ses rahatsızlıklarında tek tedavi yöntemi olarak kullanılır iken, bazılarında ise tıbbi veya cerrahi tedavinin öncesi ve sonrasında destekleyici olarak kullanılabilir. Çok faydalı olmasına rağmen, hiçbir ses patolojisi için özgün bir ses terapisi yöntemi yoktur. Aksine, her hasta için seçilen ses terapisi yöntemi, yoğunluğu ve süresi, hastanın ihtiyaçlarına göre birbirinden farklı olmalıdır. İdeal olarak ses terapisine başlamadan önce hastanın ses probleminin nedeni belirlenmelidir. Bu amaçla objektif ses analizinin yapılması ve ses tellerinin videolaringostroboskopi ile değerlendirilmesi gereklidir.

Elde edilen bulgular hasta ve ses terapisinde aktif rol oynayacak ekip ile ve eğer hasta bir ses profesyoneli ise sesi ile ilgilenen diğer kişilerle birlikte değerlendirilmeli ve terapi amaçları belirlenmelidir.

Son yıllarda larinks (gırtlak, hançere) hakkındaki bilgilerde görülen artış, ses ve ses rahatsızlıklarının fizyolojisi, bozuklukları ve tedavisine olan ilgiyi de arttırmıştır. Bu sayede sesin objektif değerlendirmesi ve ses tellerinin görüntülenmesi konularında önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Böylece, çok daha hızlı ve doğru tanılar elde edilmekte ve tedavi sürecine bir an önce geçilebilmektedir. Her geçen gün, hem ses rahatsızlıkları ile uğraşan sağlık profesyonellerinin, hem de sesi ile hayatını kazanan ses profesyonellerinin zaman kısıtlılıkları da arttığından, günümüzdeki ses terapi protokolleri yaklaşık 6-10 seans olarak planlanmaktadır. Her ses terapisi yönteminin amaçları farklı olmakla beraber, tüm ses terapi teknikleri için evrensel olan bazı genel hedefler de mevcuttur. Bunlar gerek cerrahi öncesi ya da cerrahi sonrası için verilen ses terapileri, gerekse tek tedavi olarak kullanılacak ses terapisi için önem arz eder:

Hasta eğitimi: Hasta eğitimi, tüm tedavi protokolleri için birinci basamaktır. Her hasta, sesin nasıl oluştuğunu ve kendilerindeki problemin sesinde nasıl bir sıkıntıya yol açtığının farkında olmalıdır. Hasta ses terapisinin mantığını, kullanılacak tekniği ve tedavinin amaçlarını anlamalıdır. Tedavi yaklaşımı hastanın aklına yatmıyorsa, ya da terapiyi uygulayacak kişi kararlı değil veya yeterli açıklama yapmıyorsa, hastanın tedavi programına uyum göstermesi güç olacaktır.

Ses hijyeni: Genel olarak uygulanması gereken ses hijyeni kurallarının yanı sıra, her hasta için özgün olarak dikkat edilmesi, buna uygun olarak yapılması/yapılmaması gereken konular belirlenmelidir. Örneğin tüm ses kullanıcıları için yeterli sıvı alımı, gerekirse bulunulan ortamın nemlendirilmesi önemlidir. Kişisel ses kullanım alışkanlıkları hakkında bilgi sahibi olunması, genellikle sesin yoğun olarak kullanıldığı ortam ve ortamdaki gürültü özelliklerinin bilinmesi ve diğer çevresel faktörlerin irdelenmesi daha sağlıklı ses alışkanlıklarının kazanılmasını sağlayacaktır. Sigara kullanılmaması, genel stresin azaltılması, kullanılan ilaçlar ve bunların vücut sıvıları üzerine etkisinin bilinmesi de önemli gerekliliklerdir.

Aşırı ses kullanma davranışının düzeltilmesi: Ses kısıklığı olan bireylerin daha alçak sesle konuşmasının sağlanması, yüksek sesle konuşmanın önlenmesi, alışkanlık haline gelmiş veya sık tekrarlanan boğaz temizleme hareketinin önlenmesi önemlidir. Sesin gün içerisinde toplam kullanımı azaltılmalıdır. Yüksek sesle gülmek, ağlamak ve öksürmek de sese zarar veren davranışlardır. Tüm bu kurallar, nörolojik nedenlere bağlı ya da hipofonksiyonel ses kısıklığı olan hastalar dışında ses problemi olan bireyler için kullanılabilir.

Üzerinde anlaşılan amaçlar ve beklentiler: Ses problemi olan birey ve ses terapisini verecek kişi, sesle ilgili bir problem olduğu, bununla ilgili bir şeyler yapılması gerektiği, izlenecek yol ve amaçlanan hedefler konusunda fikir birliği içerisinde olmalıdır.

Hastanın sesindeki değişiklileri fark edebiliyor olması: Eğer hasta, sesinde ses terapisi ile oluşan değişiklikleri fark edemiyor ya da hissedemiyor ise, ses terapisi fayda sağlayamaz. Bu durum ses profesyonellerinde sık rastlamadığımız, ancak özellikle yaşlı popülasyonda ve nörolojik problemli bireylerde çok karşılaştığımız bir durumdur.

Ses hastalığının sadece ses terapisi ile tedavi edilebilmesi mümkün müdür?

Evet, bazı ses hastalıkları sadece ses terapisi yöntemleri ile tedavi edilebilir. Bunlar arasında fonksiyonel ses bozuklukları, nörolojik ve psikiyatrik bazı hastalıklara bağlı ses problemleri ve çoğu ses kıvrımı nodülleri örnek olarak gösterilebilir.

Ses hastalıklarının tedavisinde cerrahi yöntemler başarılı mıdır?

Evet, birçok ses hastalığının tedavisinde cerrahi yöntemler %100’e varan oranlarda başarılı olabilir. Bunlar arasında ses kıvrımı polipleri, ses kıvrımı kistleri, granülom, papillom ve kanser gibi çok değişik nedenler sayılabilir.

Ses hastalıkları tedavisinde medikal/tıbbi/ilaçla tedavinin rolü nedir?

Başta larenjitler (ses kıvrımları ve gırtlağın değişik bölgelerinin enfeksiyon ve iltihapları) ve laringofaringeal reflü (mide içeriğinin ses kıvrımları düzeyine geri akışı) olmak üzere pek çok değişik ses hastalığında ilaç tedavisi ile başarılı sonuçlar almak mümkündür.

Ses hastalığı ya da sesi ile ilgili sorunun olan bir kişi kime başvurmalıdır?

Ses sorunu olan bir birey, ses hastalıkları konusunda uzmanlaşmış bir Kulak Burun Boğaz hastalıkları uzmanına başvurmalıdır.

Sağlıklı bir ses dileğimle.

  • 332 erkek, 28 kadın hasta
  • Yaş aralığı 18-78 (ortalama 48)
  • Semptomlar: Ses kısıklığı %91, yabancı cisim hissi %9; süresi 1-36 ay
  • 60 olgu bilateral, 29 olguda yerleşim ön komissürde
  • 21 olgu konservatif tedavi (fonasyon kısıtlaması, oral antiinflamatuar ajanlar, oral antiasitler ve budenoside), takip aylık olarak lezyon ortadan kalkana kadar uygulanmıştır.
  • 339 hasta cerrahi ile tedavi edilmiştir; asıl lezyonun karşısında yer alan lökokeratoz için submukozal kordektomi, tip II ve III sulkus ile birlikte olan lökokeratozlar için mukozal dilimleme ve tarama, bilinen bir nedene bağlu olmayan lökokeratozlar için parsiyel subligamental veya transmuskuler kordektomi uygulanmıştır. Takip ilk yıl her ay, ikinci yıl iki ayda bir yapılmıştır.

Hikaye, video görüntü ve mikroskopik morfolojilerine göre lezyonlar 4 gruba ayrılmıştır:

Tip I – inflamatuar lökoplaki (#21, %6): Bilateral, beyaz membran benzeri görünüm, 2 hafta – 2 ay arası hikaye; ÜSYE, aşırı öksürük, aşırı alkol kullanımı, sesin aşırı kullanımı, ani başlangıçlı ve belirgin ses kısıklığı ile birlikte. Yaklaşık 2 aylık konservatif tedavi ile belirtiler belirgin şekilde düzelir.

Tip II – friksiyonel polip (#76, %21): Polibin karşısındaki kordda unilateral, sınırlı, lokal mukozal kalınlaşma ile karakterize.

Tip III – sulkus vokalis (#68, %19): Aynı yönde bulunan tip II veya III sulkus vokalis ile birlikte. Bu vokal fold üzerinde değişik derinlik ve uzunlukta yarıklar vardır ve lezyonların tabanı yarığın dibinden verrüköz, anguler veya eğimli olarak çıkar.

Tip IV – basit lökokeratoz (#195, %54): Mukozaya sınırlı olabilir ya da submukozaya uzanabilir. Yama gibi, verrüköz veya papiller olabilir. Sınırlı olabilir veya tüm kordu tutabilir.

Tip I lezyonu olan olguların tamamı 2 ay içerisinde konservatif yöntemle iyileşmiştir.

Tip II lezyonlara submukozal rezeksiyon yapılmıştır, tip III lezyonlara mukozal dilimleme tedavisi uygulanmıştır. Tip IV lezyonların 162’sine subligamental, 33’üne transmuskuler kordektomi uygulanmıştır. 31 olguya 3-12 ay sonra tekrar cerrahi uygulanmıştır. Tek cerrahi ile kür oranı %91’dir. Tüm olgularda kanser görülme oranı (22/360) %6,1; cerrahi olan olgularda (22/339) %6,5; tip I-III lezyonlarda %0, tip IV lezyonlarda (22/195) %11’dir.

Tip II ve III lezyonların cerrahisi sonrası bir ay kadar süren mukoza konjesyonu, iki ay kadar süren psödomembranöz materyal izlenmiştir. Mukozal dalga hareketinin en iyi haline dönmesi yaklaşık 2 ay almıştır. Tip IV lezyonların son halini alması 6 ay kadar sürebilmektedir.

Patolojik spesimenler WHO intraepitelial vokal kord lezyonları sınıflamasına göre değerlendirildiğinde, ilk cerrahi sonrası, olguların %20’sinde basit hiperplazi, %42’sinde hafif displazi, %29’unda orta derecede displazi, %7’sinde ağır displazi ve %3’ünde carcinoma in situ belirlenmiştir. Ağır displazi bulunan olguların yarıdan fazlası (13/22) ikinci cerrahi sonrası yassı hücreli karsinom tanısı almıştır.

Ma LJ, Wang J, Xiao Y, Ye JY, Xu W, Yang QW. Clinical classification and treatment of leukokeratosis of the vocal cords. Chin Med J (Engl). 2013 Sep;126(18):3523-7. PubMed PMID: 24034102.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Yorumlar: (0)