Sinüzitler / Akut ve Kronik

Yazar Yusuf CanKulak Burun Boğaz Doktoru • 15 Kasım 2017 • Yorumlar:

Sinüsler kafatasının ön bölümündeki boşluklar sistemidir. Sinüslerin yüz kemiklerine hafiflik verdiği ve
netice olarak başta dengeyi sağladığı savunulur. Sinüslerin çıkış kanalları genellikle çok dardır. Bunlara
ostium adı da verilir.

Nezle ya da grip gibi durumlarda ostiumları çevreleyen mukoza şişer ve çıkış kanalları tıkanır. Sinüslerin
içine hava giremez, sinüs içindeki sıvılar dışarıya atılamaz. Sinüsler içinde kalan bu sıvılar bakteriyel bir
enfeksiyon meydana getirirler. İşte bu hava dolu boşlukların içini örten mukoza tabakasının
iltihaplanmasına sinüzit denir.

Lokalizasyonuna göre maksiler, etmoidal, frontal ya da sfenoidal sinüzitlerden bahsedilir.

Sinüzitleri Akut ve Kronik olarak ikiye ayırmak gerekir.

Akut Sinüzit
Mevsim değişikliği, alerjik reaksiyonlar, vücut direncinin düşmesi, banyo yapıp hemen sokağa çıkma
nedeniyle özellkle kış aylarında grip ya da nezle oluruz.

Organizma bu durumu atlatamayabilir ve enfeksiyon sinüslere yayılır. İlk olarak ortaya çıkan ve
tekrarlamayan bu duruma “Akut sinüzit” denir.

Bulgular Nelerdir ?
- Göz çevresinde ödem ve yanak hizasında basmakla artan ağrı akut sinüzitin en tipik bulgusudur.

- Alın hizasında, göz çevresinde ve burnun iki yanında baş öne eğildiğinde şiddetlenen ağrı sık görülür.
Krizler halinde seyreden bu ağrı gündüzleri tüm sosyal ve fiziksel aktivitemizi imkansız hale getirir.
Geceleri uykusuzluğa götürebilecek şiddette olabilir.

- Burun tıkanıklığı, ltihaplı burun akıntısı, nadiren burun kanaması ve koku almada azalma diğer
bulgulardır.

- Zamanında tedavi edilmeyen vakalarda yüksek ateş görülür.

Nasıl Teşhis Edilir ?
- Hemen her zaman gripal bir enfeksiyon sonrası ortaya çıkan akut sinüzitin teşhisi kolaydır. Aslında
hiçbir ek tetkike gerek duyulmaz

- Ancak hangi sinüsün tutulduğunu ve bu sinüzitin tek taraflı mı, çift taraflı mı olduğunu anlamak için
normal sinüs grafileri istenir.

AKUT Sinüzitin Tedavisi
Öncelikle geniş spektrumlu antibiyotik ve bir antienflamatur verilir. Buğu yapmanın faydası vardır.
Sinüslerin drenajını sağlamak mukoza ödemini çözücü ilaçlar ve burun damlaları verilir.

Sinüs fonksiyonu denilen sinüs muhtevasının aspire edime işlemi sadece yüksek ateş dayanılmaz baş
ağrısı ile seyreden vakalarda uygulanır. Bu operasyon lokal ya da genel anestezi altında yapılır. İhmal
edilmiş ya da gerektiği gibi tedavi edilmemiş “Akut sinüzitler” kolayca tekrarlayabilir. Yani kronikleşebilir.

Kronik Sinüzit
Kronik sinüzitler, KBB uzmanlarını oldukça sıkıntıya soktuğu gibi hastaları da fazlasıyla rahatsız eder.
Hatta umutsuzluğa iter.

Sinüslerin normal çalışmasını sağlayan ostiumların ve hücrelerin tıkanıklığı nedeniyle meydana gelir. Bu
durumlarda, sinüslerin içinde, uzun süreli, sık tekrarlayan bir havalanma ve boşalma (temizleme) sorunu
vardır.

Kronik Sinüzit Bulguları Nelerdir ?
Hastalarda rastlanan en önemli bulgu; geceleri şiddeti artan burun tıkanıklığıdır. Bu yüzden hastalar
hemen her muayenede burun mukozası için çok zararlı ve alışkanlık meydana getiren burun damlalarını
uzun süredir kullandıklarını söylerler.

Göz çevresinde ve alın hizasında kuvvetli olmayan sinsi baş ağrısı vardır.

Geniz akıntısı da denen postnazal akıntı boğazda yanma, ağrı, gıcık hissi, ses kısıklığı ve öksürüğe
neden olur. Bu enfeksiyonun aşağıya doğru yayıldığını gösterir.

Kronik Sinüzitlerde Teşhis Ve Tedavi
Klasik radyolojik tetkikler önemini kaybetmiştir. Günümüzde sinüs hastalıkları ile ilgili en güvenilir bilgiler
bilgisayarlı sinüs tomografisi ile elde edilmektedir. Teşhise yardımcı olan ve uygulanırken hastaya acı
vermeyen bir yöntemdir.

Teşhis edilen her kronik sinüzitle önce medikal (ilaç) tedavi denenmelidir.

Sinüs mukozası kemik üzerinden beslenir. Kemik kanlanması diğer yumuşak dokulara oranla daha
zordur. Bu nedenle uzun süreli (10-15 gün) antibiyotik tedavisi uygulanır.

Buğu yapmanın,sinüslerdeki sıvıyı sulandıracak ve daha rahat atmasını sağlayacak ilaçların faydası
vardır.

Böyle kombine bir tedaviden sonra hasta tekrar kontrol edilir. Hastanın şikayetleri geçmemişse, burada

endoskopik yöntemler ortaya çıkar.

İlk yapılacak, doktorlar için çok değerli ve çok önemli olan ”DİAGNOSTİK” yani teşhis amaçlı
endoskopidir. Böylece sinüzitin devam ettiğini ve bu duruma yol açabilecek anatomik değişiklikleri ortaya
koyarlar.

Burun kemiği eğriliği ve burun etlerindeki büyüme sinüzit nedenlerinin başında gelir.

Alerjik reaksiyonlar ve diş enfeksiyonları mutlaka tedavi edilmelidir.

Düne kadar sinüs fizyolojisinin tam bilinmemesi ve sinüs anatomisinin tanınmamasından dolayı uzun
yıllar boyunca kronik sinüzit tedavisinde çok başarılı olunamamıştır.

Halk arasında kesin tedavisi olmadığı söylenen kronik sinüzit artık “TEDAVİSİ İMKANSIZ DEĞİLDİR”.

Sinüs kanallarındaki ve burun boşluklarındaki daralma ve tıkanıklıklar günümüzde “ENDOSKOPİK
YÖNTEMLE” ortadan kaldırılarak fizyolojiye uygun sinüs havalanması ve direnajı sağlanıyor, dolayısıyla
kronik sinüzitin tedavisinde başarı elde ediliyor.

Eski yöntemler fizyolojik olmamalarından dolayı bütün önemini yitirmiştir.

Komplikasyonlar

Tedavi edilmeyen vakalar periorbital (göz çevresi) komplikasyonlar denilen bir risk taşır. Bu durum
gözlerin şişmesine, tamamen kapanmasına ve görme bozukluklarına yol açabilir. Sinüslerin beyne yakın
organlar olması nedeniyle beyin iltihaplarına kadar gidebilecek riskleri vardır. Bu tür ciddi sorunlarla
karşılaşmamak için kronik sinüzitlerin mutlaka tedavi edilmesi gerekir.

İyi nefes almayı ve mukus akışını engelleyen yapısal burun bozuklukları sinüzit tehlikesi doğurabilir.

Sinüzit , sinüslerin enfeksiyonu veya enflamasyonu şeklinde kendini gösterir. Bir akut sinüzit vakası,
soğuk algınlığı veya alerjik bir atak sonucunda burun örtüsünün şişmesi sonucunda fazla miktarda
mukus salgılamasıyla ortaya çıkar.

Zarlar o kadar çok şişebilir ki sinüslerin küçük açıklıkları kapanır. Hava ve mukus burunla sinüsler
arasında rahat hareket edemezse mukus sinüsler içinde birikir ve basıncın artmasına neden olur. Bu
hangi sinüsün etkilediğine bağlı olarak yüzde veya alında üzerine basmakla oluşan, gözler arasında veya
gerisinde yanaklarda ve üst dişlerde ağrıya neden olur. Sinüzit olgularının büyük çoğunluğu tıbbı

tedaviye cevap verir ve tehlikeli değildir. Bununla birlikte sinüs içindeki bir enfeksiyon hem göze hem de
beyine çok yakındır. Enfeksiyonun göze veya beyine yayılması çok nadirdir.

Bununla birlikte enfeksiyonlu sinüslerden akan mukus akciğerler için sağlıklı değildir. Sinüzit, bronşit,
kronik öksürük ve astımı ya azdırır ya da bunların ortaya çıkmasına neden olur ,

Soğuk algınlığı sırasında, burun örtüsü şişer ve burun aktığı zamanda veya burun sümükle dolu
olduğunda yüzde yanaklarda, alında yada göz çevresinde ortaya çıkan baş ağrısı muhtemelen sinüzit
ağrısıdır. , “Sinüs enfeksiyonu buna neden olur. Bir başka tür sinüs baş ağrısı ise uçak inmek üzere
alçaldığı zaman ortaya çıkar. Bu özellikler soğuk algınlığınız veya aktif alerjiniz varsa belirgin olur.
Maalesef, sinüs başağrısıyla karıştırılabilecek bir çok neden vardır.

Örnek olarak migren ve diğer damar kaynaklı başağrıları veya gerginlik başağrısı hem alında ve göz
çevresinde ağrı oluşturması hem de burun akıntısına da neden olabilmesinden dolayı sinüzit ile
karıştırılabilirler. Ancak bu tip başağrıları doktor müdahalesi olmadan kısa sürede gelip geçer. Doktor
müdahalesi olmadan uzun süren ve ancak antibiyotik tedavisiyle düzelebilen sinüzitten farklıdırlar.
Bununla birlikte arada sırada gelen bulantı ve kusma neden olan başağrısı daha ziyade migren baş
ağrısıdır. Ağır, sık ve uzun baş ağrılarının tanısı için mutlaka doktora başvurulmalıdır.

Sinüs problemleri ile başta alerjisi olanlar olmak üzere birçok kişinin karşılaşabilir,”İyi nefes almayı ve
mukus akışını engelleyecek yapısal burun bozuklukları olanlar, özellikle kırık bir burun veya burun
delikleri arasında burnu sağ ve sol olmak üzere ikiye bölen kıkırdak bir yapısı bulunanlar sinüzit tehlikesi
ile karşı karşıyadır. Ayrıca okul öğretmenleri ve sağlık personeli gibi sık sık enfeksiyona maruz kalanlar
ile sigara içenler de sinüzit tehlikesi yaşayanlardır“

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Yorumlar: (0)