Sosyal Anksiyete Bozukluğu Nedir?

Yazar Kıymet Akyol • 3 Nisan 2023 • Yorumlar:

Sosyal anksiyete bozukluğunun temelinde kaygı vardır. Kaygı strese verilen tepkidir. Bedensel ve zihinsel sebeplerden oluştuğu gibi bedensel ve zihinsel sonuçları da olabilir.Kaygının oluşmasında kişinin zihnine gelen istemsiz, rahatsız edici düşenceler, duygular olduğu gibi bedenin yoğun stres altında kalp atışının hızlanması, terleme gibi fiziksel tepkilerden dolayı da kaygı seviyesi artabilir.Kaygı yaşayan kişi davranışsal olarak kaçınma, yok sayma gibi davranışlarda bulunabilir. Bu durumu yaşayan kişi kaygısıyl yüzleşmediği için bir döngü içine girecektir. Düşüncelerden kaçmak ve durdurmak zordur bu yönden istemsizce düşüncelerin gelmesi kaygııyı tetikleyebilir. Artık kişi kaygısından dolayı hem kendisi hem yaşamı sıkıntı yaşayacak seviyeye gelirse bir problem olduğunu söylenebilir. Belirli noktalarda kaygının da yaşamda yeri vardır. Fakat kaygının seviyesi ve yaşattığı sıkıntılar kişinin psikolojik sürecini etkileyecektir.

Sosyal anksiyete bozukluğu sosyal fobi olarak da bilinmektedir. Kişinin sosyal ortamlarda kendisini rahatsız hissetmesi, zihnine gelen istemsizce düşünceler; dalga geçileceğinden kaygılanması kendine güvenmemesi, rededileceği, yargılanacağı, suçlanacağı gibi düşüncelerin gelmesidir. Bu düşünceler kişinin benlik saygısını, benlik algısını oldukça etkileyecektir. Sosyal fobisi olan kişi kendini bir başkasının gözünden görmek isteyecektir fakat bu görme kendisinin zihnine istemsizce gelen olumsuz düşünceler olacağı için özgüven problemi yaşayabilirler. Davranışsal olarak da sosyal fobinin etkileri vardır; başkalarının yanında yemek yemek, konuşmak, telefonla konuşmak kişi için yoğun stres ve kaygı sebebi olacaktır. Kaygı arttıkça kişi yaşadığı durumun başkaları tarafından anlaşılacağından korkabilir ve daha yoğun kaygı yaşamasına sebep olacaktır. Bu durumda sosyal fobi yaşayan kişiler, sosyal ortamlardan kaçınarak devam etmeye çalışacaklardır. Bu kaçınma davranışı kişinin potansiyelini etkileyecektir. Sosyal bir varlık olan insan için bu durum çok zordur, kişinin sosyal ilişkileri, ,iş yaşamı gibi sosyal ortamlara girmesi gerekebilir.

SOSYAL ANKSİYETE BOZUKLUĞU BELİRTİLERİ

Sosyal anksiyete bozukluğu çocukluk ve ergenlik dönemlerinde başlayabilir. Kişi bu kaygısıyla başa çıkmazsa ileriki dönemlerde etkisi devam edecektir. Sosyal fobi kişinin yaşamını sınırlandırır. Sosyal ortamlara girmekten kaçınabilir veya girdiği zaman, yüz kızarması, el titremesi,terleme, bulantı, karın ağrısı gibi bedensel tepkiler çıkabilir. Kişinin zihnine istenmeden gelen tekrarlayıcı düşünceler hakimdir. Sosyal fobisi olan kişiler ve utanganç olan kişiler arasında fark bulunmaktadır. Utangaç olan kişiler olumsuz düşüncelerin tersine bir düşünce duyduklarında kendilerine dair anksiyeteleri sona erebilir. Sosyal fobisi olan kişiler ise kendilerine dair bir değerlendirme yapmada zorluk yaşarlar ve başkalarının nasıl düşündüğü olumsuz düşüncelerini daha da tetikleyebilir ve bu durumdan kaçınırlar.

KİMLERDE SIK GÖRÜLÜR?

Sosyal anksiyetenin temelinde genetik etmenler, nörolojik etmenler olabilir. Ailede benzer durumlar yaşayan kişiler vardır. Bunların dışında çevresel etmenler, çocukluk yaşantıları, okul öncesi gelişim dönemlerinde aşağılanma, alay edilme, dışlanma, küçük düşürülme gibi travmatik yaşantılar sonucunda kişide sosyal fobi görülebilinir. Sosyal fobi ile çalışırken kişinin yaşadığı olumsuz duyguları ilk olarak nerede deneyimlediği önemlidir.

SOSYAL ANKSİYETE TEDAVİ

Sosyal anksiteye bozukluğunun tedavi aşamasında ilk olarak kişi yaşadığı problemi kabul etmelidir. Kabul etme kişinin yaşadığı problemden kaçınmasını engeller.Kişinin yaşadığı utangaçlık ve çekingenlik durumlarını ortadan kaldırmak değildir. Yaşadığı stres ve kaygı düzeyini kontrolde tutmak önemlidir. Kişi yaşadığı kaygıyı tanımalı, bedensel ve duygusal tepkilerinin farkında varmalı ve baş etme mekanizmaları ile kontrolde tutmalıdır. Yaşadığı sıkıntılar kendisine ve çevresine zarar verdiği noktada psikolojik olarak destek alınabilir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)