Sosyal Medyanın Çocuklar Üzerindeki Etkisi

Yazar Leman ÖzdağtekinPsikolog • 27 Eylül 2022 • Yorumlar:

İnternet; toplumun ayrılmaz bir parçası olmakla birlikte eğitim ve iletişim alanlarının en hızlı erişim yollarından biridir. Son yıllarda, özellikle Covid-19 sürecinde dersler çevrimiçi ortamına taşındıktan sonra internet çocukların okul yaşantısını kesintiye uğramamasını, okul saatleri dışında arkadaşları ile beraber ödev yapabilmelerini, beyin fırtınası yaparak etkili grup projelerinde yer almalarını, akademik başarılarını koruyabilmelerini sağladı. Sosyal medya ise çocukların yüz yüze görüşemedikleri arkadaşları ile iletişimde kalabilmelerini, yeni kişilerle tanışabilmelerini, hayranlık duydukları ünlüleri ve grupları takip edebilmelerini, sanal ortamda sosyalleşmelerini kolaylaştırdı. Ayrıca, farklılıklara saygı göstermek gibi bazı değerleri benimseyebilmelerini, toplumsal olaylara farklı açılardan bakabilmelerini, daha hoşgörülü ve toleranslı olabilmelerini pekiştirdi.

Çocukların sosyal medyayı bilinçli ve amacına uygun bir şekilde kullanmaları birçok avantajla karşılaşmalarına yol açtığı gibi, kontrolsüz bir şekilde kullanmaları bazı olumsuzluklarla yüzleşmelerine neden olmaktadır. Bunlardan en önemlisi yaş dönemi özelliklerine uymayan bazı müstehcen veya şiddet içerikli görsellerle karşılaşabilmeleridir. Bu tür içeriklerle karşı karşıya gelmeleri çocukların cinsel gelişimlerini olumsuz yönde etkilemekte, cinsel kimlik gelişimleri ile ilgili kaygı duymalarına sebep olmaktadır. Ayrıca sosyal medyada tanımadığı kişilerle yazışmaları onların kişisel verilerinin özellikle çocuk istismarcıları tarafından ele geçirilmesine yol açmaktadır. Bu nedenle ebeveynlerin çocukların internet üzerindeki bu zararlı içeriklerden ve kişilerden koruyabilmesi için güncel bir anti virüs programı yüklemleri, içerik filtreleme programlarını kullanmaları önleyici olacaktır. 

Günümüzde ergenlik çağındaki çocuklar sosyal medyanın en aktif kullanıcıları arasında yer almaktadır. Ergenlerin sosyal medyada yaptığı paylaşımlar onların popüler olma arzularını, takdir edilme çabalarını, rekabetçi kişiliklerini ve egosantrik yapılarını arıttırmaktadır.  Ancak elektronik aletlerin karşısında aşırı zaman geçirmeleri, cevrim içi iletişim platformlarına yoğunlaşmaları onların aile fertlerinden, sanatsal ve fiziksel aktiviteden uzaklaşmasına sebebiyet vermektedir. Bu etkinliklere vakit ayırmamaları onların yaratıcılığını, üretkenliğini ve psikomotor becerilerimizi kısıtlamaktadır. Fiziksel egzersizleri ihmal etmeleri ise beden gelişimlerini engelleyip sürekli aynı pozisyonda oturmaları ne yazık ki gelecekte sağlık problemleri ile karşılaşmalarına neden olmaktadır. Ayrıca, arkadaşları ile birlikte basketbol, voleybol ya da futbol gibi oyunlar oynamamaları takım ruhuyla tanışamamalarına, birlik ve beraberlik duygularını tadamamalarına sebep olmaktadır. 

Sosyal medya çocukların beslenme ve uyku alışkanlıklarını da olumsuz yönde etkilemektedir. Yatmadan önce geç saatlere kadar sosyal medyada zaman geçirmeleri onların uyku kalitesini düşürmekte, ertesi gün yorgun hissetmelerine neden olmakta, derslere konsantre olamayıp akademik başarılarının düşmesine sebep olmaktadır. Daha fazla fast food ya da paketli gıdaları tüketmelerini teşvik etmektedir.

Yapılan araştırmada artan sosyal medya kullanımına bağlı olarak ergenlerin benlik saygılarının azaldığı, kaygı ve depresyon düzeylerinin arttığı gözlemlenmiştir.  Ergenlerin internete bağlı olarak yaşamalarının,  akran baskısı ile karşılaşmalarının, siber zorbalıkla mücadele etmeye çalışmalarının bu durumu tetiklediğini söyleyebiliriz. Bu nedenle anne baba olarak onlarla etkili iletişim kurmaya çalışmak, ihtiyaç duyduklarında yanlarında olmak, mümkün olduğu kadar aile aktivitelerine dahil etmek, sosyal faaliyetlerini zenginleştirmek, internette geçirecekleri zamana kısıtlama koymak daha sağlıklı olacaktır.  

Çocukların siber suçlarla ilgili bilinçlendirilmesi bu süreç için çok önemlidir. Ebeveyn olarak onlara sosyal medyada güven vermeyen kişilerle yazışmamalarını söylemek, başkalarından gelen olumsuz içeriklere cevap vermemelerini anlatmak, mail veya mesaj içeriklerindeki linklere yeterli bilgi sahibi olunmaksızın tıklamamalarını aktarmak gerekir. Sosyal medya  uygulamalarında güçlü şifreler kullanmalarını, özel şifrelerini iletişimde oldukları kişilere paylaşmamalarını, özellikle yazıştıkları kişilere adres veya ebeveynlerinin kredi kartı bilgilerini vermemelerini vurgulamak gerekir.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Leman Özdağtekin Psikolojik Danışma ve Rehberlik, Psikoloji Uzm. Kl. Psk.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)