Sosyal öğrenme teorisine göre 3 farklı ilköğretim okulu öğrencilerine deney ve kontrol grupları şeklinde uygulanmış bir çalışmadır. Deney gruplarında sosyal öğrenme teorisine uygun etkinlikler yapılırken kontrol grubu I ve II de fen bilgisi öğretimi içeren etkinlikler uygulanmıştır. Kontrol grubu ile öğretmenin etkisi azaltılmaya çalışılmıştır.
Davranışlar belirlenip bu doğrultuda amaçlar oluşturulmalıdır. Bu amaçlar Bilişsel Alan, Duyuşsal Alan, Psikomotor Alan şeklinde Bloom ve arkadaşları tarafından oluşturulmuştur. Bu araştırma duyuşsal ve bilişsel amaçları gerçekleştirmeye yönelik yapılmıştır. Araştırma boyunca da okul gibi kurumsal yerlerde bilişsel öğrenime ağırlık verilirken duyuşsal davranışların bunların dışında olduğu daha doğrusu göz ardı edildiği farkedilmiştir. Bilişsel davranışların içerdiği etkinliklerin çocuğun gelişimi için yer edindiği önem kadar duyuşsal davranışlar da önemlidir. Bu davranışlar gelecek hayat planlanması açısından önem teşkil etmektedir. Örneğin fen bilimleri alanında başarılı olan çocukların ileriki yaşamında meslek seçimlerinde bu alanla alakalı olan meslekleri tercih ettiği saptanmıştır.
Fen Bilgisi Öğretiminde Sosyal Öğrenme Teorisinin Kullanılması
Bu derslerde öğrencilere bilişsel ve teknolojik gelişimlerin yer aldığı konular ile bilişsel düşünmenin hedef alındığı görülmektedir. Blooom’ a göre de öğrenme sürecine gelen bireyin ön öğrenmelerin istenilen şekilde değiştirilmesi ile bu tarzda tarzda öğrenmenin mümkün olduğuna ilişkindir. Birçok bilimciye göre ise öğrencilerin bu davranışlarının bilincinde olup geliştirilmesi yönünde etkinliklerin artırılması gerektiği yönündedir.
Bir araştırmada fen bilimine yönelik davranışların başarı düzeyi ile doğrudan ilişkili olduğu yönündedir. Önceden edinilen bilişsel tutumların başarıya olan etkisini ortaya çıkarmak adına yapılan bir çalışmada ise, fen bilimi ile doğrudan ilişkili olan bireylerin daha başarılı olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.
Duyuşsal öğrenmeler bilişsel öğrenmelerin gerçekleştirilmesinde çoğu zaman araç olarak kullanılmıştır. Bu öğrenme ile de kişinin kendi gücünün farkına varması ve gelecek hedeflerini planlamasında yardımcı olmaktadır.
Fen bilimleri ile bireylerin bilimsel terim ezberlemesi değil gelecek hayatlarında karşılarına çıkacak problemleri çözümlemede gerekli olan kazanımlar kazanılmış olacaktır. Bilim adamları gibi durumlara yaklaşarak analitik düşünmenin temelleri bu sayede atılmış olacaktır.
Bu bilimlerde tutumla ilgili bireyin kazandığı bilimsel tutumun mantıksal verilere dayandırarak bireylerin sorunları çözümlemesi görülmüştür. Bu bilimsel tutumlar 2 şekildedir. İlki bilimsellik boyut, ikincisi ise duyuşsal boyuttur. Bilimsellik boyutu ile alakalı tutumlar 3 grupta toplanmıştır.
1- Meraklılık. Düşünceye ve bilgiye karşı olan tutumlar.
2- Eleştirel düşünme tarzı, objektiflik, değerlendirme becerisi. Düşünce ve ilgilerin değerlendirilmesi.
3- Gerçeğe bağlı olma. Bilimsel inançların kabulü.
Bilişsel tutumların gelişimi için ise bireylere bilim adamlarının yaşamlarının tanıtılması, müze ve tarihi yerlerin ziyareti, doğal yaşımın incelenmesi gibi etkinliklerin önemli olduğu vurgulanmaktadır.
Tutum oluşumunda bunların nasıl öğrenildiği dikkat çekmektedir. Bunlar;
-İlişkilendirme
-Deneyim
-başkalarından öğrenme
tarzındadır. Bunlarla alakalı olarak ise birçok bilimciye göre de tutumlar: klasik şartlanma, operant şartlanma, gözlemleme ve model alma ile kazanılmaktadır. Bunun en büyük savunucusundan biri olan Bandura’ ya göre de bu kazanımlar ile öğrenme gerçekleştirilir.
Sosyal öğrenme bilişsel öğrenme ile alakalı olup kuramın isminin Sosyal Öğrenme Teorisi, Sosyal Bilişsel Teori olduğu bilinmektedir.
Sosyal Öğrenme Teorisi, davranışların başkalarının davranışlarının gözlemlenmesi ile olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Bu öğrenmeye göre tepki sonuçları ve model alma ile ilişkilidir. Öğrenme ortamında öğrenen ile öğretenlerin ilişki halinde olması öğrenen bireyin gözlem ile zihinsel fonksiyonlarının gelişimi sağlanmaktadır.
Sosyal öğrenme teorisine göre model alma ile öğrenme bilgi aktarımı işlemi ile gerçekleştirilir. Model almaya göre öğrenme aşamaları şu şekildedir;
1. Dikkat Süreci
2. Hatırda Tutma Süreci
3. Uygulama veya Davranışı Meydana Getirme Süreci
4. Güdülenme Süreci
Modelleme; model ile model alan bireyi içermektedir. Model alan kişi çoğu bakımdan değişime uğrayacak olandır. Model ile benzer davranışlarda bulunacaktır. Model alma eğilimi sadece davranışlarının öğrenilmek istenmesiyle değil modelin karakteristik yapısı da bazen model alınabilir. Hatta önce davranış model alınmak istense de daha sonradan karakteristik yapı, fiziki yapı gibi modelin başka özellikleri de model alınmıştır. Bu benzerlik ile de model alma etkisini arttırmaya devam edecektir.
Örneğin Tuckman’a göre model alma ile öğrenme şu şekilde aşamalandırılmıştır;
1-Modellenecek davranış belirlenir
2-Model davranış pekiştirilir
3-Model alan kişi; davranış için hazır haldedir
4-Model alan kişi, zihninde kodlar ve tutar
5-Model alan kişi, davranışı aktif olarak ortaya çıkarır
6-Model alan kişi, davranış için motive edilir
7-Model alan kişi, davranışı gerçekleştirir
8-Model alan kişinin deneyimleri, sonucu etkiler
Sonrasında ise tekrar Model alan kişi davranışı aktif olarak ortaya çıkararak döngü bu şekilde devam eder.
Bandura ise bireyin doğrudan öğrenmeye gerek duymanın zorunda olmadığından gözlemleyerek başkalarından çoğu şeyi öğrenebileceğini söyler.
Problem Cümlesi
7. sınıf fen bilimleri dersinde sosyal öğrenmeye dayalı etkinliklerin öğrencilerin bilimsel tutum ve davranışlarında herhangi bir kalıcığı var mıdır?
Bu problem cümlesi doğrultusunda sonuç olarak şunlar ortaya çıkmıştır.
Öğrencilerin bilimsel tutum ön test arasında anlamlı bir farklılık yoktur. Deneysel uygulamadan önce deney ve kontrol grupları arasında benzer özellikler vardır. Sosyal öğrenme teorisine dayalı etkinlikleri ele alındığı grupta öğrencilerin bilimsel tutum puanlarının yüksek olduğu görülmüştür.
Sonuçlar doğrultusunda öneriler şu şekildedir;
1- Öğretmenler duyusal amaçlı öğrenmeler ve değerlendirme açısından bilgilendirilmelidir. 2- Gelişen teknoloji ile bu hızın eğitimde de gösterilip görsellerin, bilim ve çalışmaların gösterilmesi gerektiğidir.
3- Öğrenim programlarına gezi gibi faaliyetler konularak öğrencilerin gözlem yapması sağlanmalıdır. Bu faaliyetlerin güç olduğu yerlerde ise aletsel öğrenimin desteklenmesi gerektiğidir.
4- Bilim insanlarının yapmış oldukları çalışmaları gösteren görüntüler azdır. Bu yüzden kendilerinin böyle görüntüleri barındıran videolar oluşturulmasının önemli derecede gelişim açısından etkisi olacağından bunlarının sağlanaması gerektiğidir.
Bu makalenin DoktorTakvimi web sitesinde yayımlanması, yazarın açık izniyle yapılmaktadır. Web sitesindeki tüm içerikler, fikri ve sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında uygun şekilde korunmaktadır.
DocPlanner Teknoloji A.Ş. web sitesi tıbbi tavsiye sunmaz. Bu sayfanın içeriği, metinler, grafikler, görseller ve diğer materyaller de dahil olmak üzere, yalnızca bilgilendirme amacıyla oluşturulmuştur ve tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini almak amacı taşımaz. Herhangi bir sağlık sorununuzla ilgili şüpheniz varsa, bir uzmana danışınız.