Subjektif Kognitif Bozukluk

Yazar Rabia Selvitop Işık • 13 Ocak 2025 • Yorumlar:

Subjektif Kognitif Bozukluk (SKB), kafa karışıklığı veya hafıza kaybı ile karakterize kişinin kendisinin bildirdiği ve dışarıdan gözlemlenmeyecek kadar hafif bilişsel deneyimidir. Bu, bir bilişsel bozukluk türüdür ve Alzheimer hastalığının ve diğer demans türlerinin en erken fark edilebilir semptomlarından biridir. Günlük yaşam aktivitelerinden mesleki alanda zorlanma, yemek pişirme veya temizlik gibi işlerde güçlük yaşanmaktadır.

Biliş; beyinde öğrenme, hatırlama ve yargılarda bulunma becerisini içeren süreçlerin bir kombinasyonudur. Bilişsel işlevler bozulduğunda kişinin tüm sağlığını ve iyilik durumunu etkileyen bir etmendir. Subjektif Kognitif Bozukluk (SKB), Hafif Kognitif Bozukluk (Mild Cognitive Impairment-MCI)'dan günlük yaşama müdahale edecek kadar şiddetli yeteneklerde bir düşüş biçimi olan Alzheimer ve diğer demans türlerine kadar ilerleyebilir.

Bazı bilişsel gerilemeler veya bozukluklar yetişkinler yaşlandıkça ortaya çıkabilir; örneğin rutin görevlerin nasıl yerine getirileceğini unutmak gibi, bu yaşlanmanın normal bir parçası değildir ve bir kişinin bağımsız olarak yaşama ve çalışma yeteneğini etkileyebilir.

Bilişsel bozulmanın görüldüğü bazı kişiler kendilerine bakamayabilir veya yemek hazırlama, tıbbi randevuları veya kişisel mali durumlarını yönetme gibi günlük yaşam aktivitelerini gerçekleştiremeyebilir. Dolayısıyla insanları değiştirilebilir risk faktörleri hakkında eğiterek, erken değerlendirme ve müdahaleyi teşvik ederek ve bunun yetişkinler ve aileleri üzerindeki etkisini anlayarak, birçok yaşlı yetişkinin sağlığı ve refahı iyileştirilebilir.

Subjektif Kognitif Bozukluktan korkmalı mıyız?

Evet ve hayır. Bir yandan, SKB'nin Alzheimer hastalığı ve demansın en erken semptomlarından biri olabileceğini gösteren birkaç araştırma çalışması yapılmıştır.

Örneğin, bir çalışmada yıllık bilişsel değerlendirmelerden geçen 500'den fazla kişiyi içeriyordu. Araştırmacılar, düzenli takip randevularında SKB bildiren katılımcıların, daha sonra hafif bilişsel bozukluk veya demans-bunama teşhisi konma olasılığının neredeyse üç kat daha fazla olduğunu buldular. İlginç bir şekilde, hafıza kaybıyla ilgili ilk şikayetler, hafif bilişsel bozukluk (her zaman olmasa da bazen demansa ilerleyen bir durum) teşhis edilmeden ve demans teşhisi konmadan yaklaşık dokuz yıl önce ortalama altı yıl önce meydana geldi.

Başka bir çalışmada, yaş ortalaması 80 olan 2000'den fazla yetişkini değerlendirdi ve onlara hafızalarının kötüleşip kötüleşmediğini sordu. Ayrıca bu hafıza düşüşünden endişe duyup duymadıkları soruldu. Her iki soruya da evet yanıtı verenlerin, sekiz yıl sonraki takip testlerinde, bellekleri hakkında endişelerini ifade etmeyenlere göre, epizodik bellekte bozulma gösterme olasılığı önemli ölçüde daha yüksekti.

Başka bir çalışma, SKB'nin duygudurum, özellikle depresyon ve anksiyete ile önemli ölçüde ilişkili olduğunu bulmuştur. Yazarlar, SKB'nin belki de herhangi bir gerçek bilişsel düşüşün göstergesi olarak görülmemesi gerektiğini, bunun yerine keskin bir şekilde bir duygudurum sorununa işaret ettiğini düşündüler.

Ek olarak, Alzheimer hastalığı teşhisi konan kişiler hafıza kayıplarının pek farkında olmayabilirler. Bir sorun olarak belleğinizin işleyişini tanımlayabilmeniz, bir problemi belirlemenize rağmen oldukça sağlam olan bilişsel işleyişi gösterir.

SKB Başka Neyi Gösterebilir?

SKB, daha önemli hafıza kaybının habercisi olabilirken, aynı zamanda bilişsel işlevi daha zor hale getirebilecek ancak bilişte gerçek bozukluklar olmayan diğer koşullarla da bağlantılıdır. Bu koşullar, depresyon ve anksiyetenin yanı sıra diğer sağlık sorunları ve kronik hastalıkları içerir.

Neden SKB'ye Odaklanmalıyız?

SKB, bazen demansla ilgili olmasa da diğer durumlarda Alzheimer veya başka bir demans türünün erken bir göstergesi olarak kabul edilir. Araştırmacılar önce gelişebileceğini, ardından hafif bilişsel bozukluğa ve son olarak Alzheimer veya ilgili bir bunamaya ilerleyebileceğini düşünüyor.

SKB çalışmasının en önemli nedeni, hastalık sürecinin erken dönemlerinde herhangi bir bilişsel değişikliği tespit etme yeteneğine yardımcı olmaktır. Alzheimer ve diğer demansların erken tespiti, optimal tedavi için kritik öneme sahiptir çünkü bazı tedaviler bilişsel yetenekler önemli ölçüde azalmadan önce en etkilidir. Erken teşhis ayrıca daha fazla klinik araştırmaya katılmanıza da olanak tanır.

SKB'niz Varsa Ne Yapmalısınız?

İlk önce panik yapmayın. Hafif hafıza kaybınız hakkında endişelenmeniz anlaşılabilir olsa da özellikle demansın gelişmekte olabileceğinin bir işareti olabileceğini okuduktan sonra, birçok SKB vakasının demansa dönüşmediğini unutmayın.

Yaşlandıkça, genel bilgi işleme hızınızın yavaşlayabileceğini ve bunun demans gelişimi ile ilgili olmayan normal bir değişiklik olduğunu anlamak önemlidir.

Ek olarak, bazı araştırmalar, kardiyovasküler sorun riski daha düşük olan ve daha az beyin atrofisi gösteren SKB'li kişilerin zamanla Alzheimer geliştirme olasılığının daha düşük olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, kardiyovasküler risk faktörlerini azaltmak için sağlıklı bir şekilde yaşamak, SKB'nin daha büyük bilişsel bozukluğa ilerleme riskini potansiyel olarak azaltabilir.

Son olarak, SKB ve ruh hali arasında daha önce tartışılan ilişkiyi aklınızda bulundurun. SKB'niz olduğunu düşünüyorsanız, depresyon ve anksiyete açısından bir uzman görüşü alın, bu sorunlarının ele alınması SKB semptomlarınızı potansiyel olarak hafifletebilir ve yaşam kalitenizi artırabilir.

SKB için Bilişsel Eğitim

Araştırmacılar bilişsel eğitimin özellikle erken evrelerdeki kognitif gerilemelerde etkili olduğuna yönelik yayınlarda bulunmaktadırlar. Zihnin halen gelişim kapasitesine sahip olması ve her durumda aktif kullanma opsiyonunun olağan halde kalmasına kıyasla çok daha iyi seyir sunduğu bulgularına ulaşmaktadırlar.

Diğer araştırmalar ise MEND yaklaşımının, SKB ve MCI semptomlarının hafifletilmesinde etkili olduğunu belirlemiştir. MEND yaklaşımı; beslenme, vitamin takviyesi, fiziksel aktivite, yeterli uyku ve daha fazlası gibi bilişi etkileyebilecek çeşitli alanları ele almak için çalışan çok yönlü bir tedavi stratejisidir.

Kelimeleri Hatırlayamamak

Kelime bulma yeteneğinde veya hafızada bir miktar düşüş olduğunu fark etmeniz, Alzheimer hastalığına sahip olduğunuz veya hastalığı geliştireceğiniz anlamına gelmez. Bazı kişilerin bu değişikliklerin farkında olma veya temel kişilik farklılıklarından dolayı bunlarla ilgilenme olasılığı çok daha yüksektir. Ayrıca hafıza kaybının birçok farklı nedeni vardır ve bazıları çok meşgul olmak veya yeterince uyumamak kadar iyi huyludur. Anemiler, tiroid hormon bozuklukları, folik asit, D vitamini, B12 vitamini eksikliği gibi nedenler geri dönüşümlü olabilir.

Ancak hafıza kaybı ya da unutkanlık; dikkat etmeniz ve doktorunuza bildirmeniz gereken bir durumdur. Bu konularda güçlük yaşamanız durumunda öncelikli olarak bu duruma biyokimyasal süreçler ile ilgili bozulmanın sebep olup olmadığı konusunda hekim görüşü almak ardından bilişsel yeteneklerinizdeki bozulmayı değerlendirmek için ise nöropsikolojik testler yaptırarak mevcut yakınmalarınızın ölçülebilir testler tarafından varlığını belirleyebilirsiniz.

Sağlıklı günler sizler ile olsun…

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Yorumlar: (0)