Tedavi Edilmeyen Anemiler Yaşamı ve Yaşam Kalitesini Bozuyor

Yazar Fatih Öçal • 23 Ocak 2019 • Yorumlar:

Demir eksikliği ve demir eksikliği anemisi dünyada yaygın olarak 2 milyardan fazla insanı etkileyen en önemli küresel sağlık problemlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. 50 yaşının altındaki erkeklerde 1%’den az iken 50 yaşından sonra 2-4% ,  adet gören 9-13 yaş arası kızlarda ve kadınlarda 9-11% , menapoza giren kadınlarda 5-7% oranında görülmektedir. Demir eksikliği düşük hayat kalitesi ve ciddi organ komplikasyonlarının artmış riskiyle birlikte ulusal sağlık sistemlerinin maliyetini artırmaktadır.

Demir tüm vücut dokularına oksijen taşıyan kırmızı kan hücrelerinin yeterli üretimi için hayati bir besin elementidir. Kemik iliğinde kırmızı kan hücrelerinin üretimi için günlük 20-25 mg demir ihtiyacı olmaktadır.  Demir sadece kırmızı kan hücre üretimi için değil, tüm doku ve organlar için oksijen taşınması, enerji üretimi, DNA onarımı ve hücre çoğalması için gerekli önemli temel bir elementtir.

Demir eksikliği anemisinin tanısının zamanında konulması ve etkili bir şekilde tedavi edilmesi önem arz etmektedir. Tedavi yönetiminde iki önemli nokta vardır. Altta yatan nedenin iyi tanımlanması ve tedavinin mümkün olan en kısa zamanda yapılması gereklidir.

Demir eksikliği oluşması durumunda kansızlık ortaya çıkmadan kaslara yada sinir sistemine ait halsizlik, konsantrasyon güçlüğü, dikkat eksikliği gibi yakınma ve bulgular ortaya çıkabilir. Bunun yanında dilde yanma, yutma güçlüğü, huzursuz bacak, saç dökülmesi, tırnaklarda kırılma, PİKA (  en az 1 aydır olan besinsel olmayan gıdaları( buz, toprak vb.) yeme isteği ) olabilir.

Vitamin B12 ve folat kemik iliğinde kan hücrelerinin üretimi için gerekli vitaminlerdir. Eksikliklerinde kansızlık dışında, vitamin b12 eksikliğinde nöropati denilen sinirsel bozukluklar ortaya çıkabilir. Folat yapraklı sebzelerde  ve hayvansal gıdalarda bulunmaktadır . Bebek ve çocuklarda günlük gereksinimi 5-50 microgram/gün, erişkinlerde 50 microgram/gün olduğu tahmin edilmektedir. Gebelikte ve emziren annelerde folik asit gereksinimi daha da artmaktadır. Hayvansal ürünler insanlar için vitamin b12'nin tek diyet kaynağını oluşturur. Sıkı vejeteryanlar vitamin b12 eksikliği açısından risk altındadırlar. Vitamin b12'nin vücuttaki depo miktarı 2-5 mg'dır.

Nedeni bilinmeyen kan hücrelerindeki ( alyuvar, akyuvar, kan pulcukları) düşüklükler, nedeni açıklanamayan sinirsel bulgular, ellerde ve ayaklarda uyuşma, yanma, karıncalanma,  bunama, denge bozuklukları, kişilik bozuklukları, yaşlılar, alkolikler, yetersiz beslenmeye sahip hastalar,  bariatrik cerrahi ( mide küçültme ameliyatı) geçiren hastalar folat ve vitamin b12 eksikliği riski altındadır.

Uzun süreli bunama hastalığı olanlarda 10-20% oranında düşük vitamin b12 düzeyleri saptanmış. Nadiren vitamin b12 tedavisi verilenlerde şikayetlerinde düzelme olduğu gösterilmiş. Büyüme ve gelişme çağındaki çocuklarda vitamin b12 eksikliği gelişme geriliği, beyinde küçülme, epileptik nöbetlere ve uyuşukluğa neden olabilmektedir.

Gebelerde folik asit eksikliğine bağlı bebeklerde nörol tüp defekti riski nedeniyle gebeliğin başlangıcından 3. aya kadar folik asit desteği önerilmektedir. Yine vitamin b12 ve folik asit eksikliği yüksek homosistein düzeyi ile ilişkili olarak kalp hastalıkları riskini artırmaktadır.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Yorumlar: (0)

Yazar

Fatih Öçal

Hematoloji Dr. Öğr. Üyesi

Randevu al