Makaleler 07/02/2025

Tek Başınalık: Yalnızlık

Psk. Maide Sena Tüfekci Psikoloji
Psk. Maide Sena Tüfekci
Psikoloji

Lars Svendsen Yalnızlığın Felsefesi kitabında şöyle diyordu: “Yalnızlıkta, insan kendisiyle bir başınadır, oysa tek başınalıkta kendisiyle birliktedir.” Bu söz, hayatın her döneminde derinden etkileyici olabilir.

Yalnız kalmak, yalın kalmak demektir. Bir şeyi hiç yalın haliyle gördünüz mü? Katkı olmadan, sadece var olabildiği şekilde birine, bir şeye baktınız mı? Demek istediğini duymaya, hayattaki oluşunu anlamaya çalıştınız mı? Bu oldukça zor bir durumdur çünkü çoğu zaman insanlar kendilerini olduğu haliyle görmekten korkarlar.

Peki, siz kimsiniz? Birinin annesi, babası, kardeşi, eşi, sevgilisi, arkadaşı, çalışanı, patronu, öğrencisi, öğretmeni olmadan sadece “ben” olduğunuzda kim olursunuz? Kaç kişi hayatındaki rolleri olmadan kendini tanımlayabilir? İşte, yalnız kaldıkça hayatın yalın halini gördükçe, kendi yalın halinizi görmeniz mümkündür. Bunu küçük bir örnek ile açıklamak gerekirse:

37 yaşında eczacı olan Özlem, evli ve 2 çocuk annesi. Her gün saat 06:00’da kalkıyor, çocuklarına kahvaltı hazırlıyor. Saat 07:00’de çocukların servisi geliyor ve onları her gün öperek yolcu ediyor. Eşi kalktığında onunla güzel bir kahvaltı yapıyor ve eşini de 08:00’de yolcu ediyor. Saat 09:00 civarı işine gidiyor. Yeni ilaç karışımları ya da ilaç teknolojisindeki ilerlemelere göz atıyor. Gelen müşterilerle ilgileniyor ve onlara yardımcı oluyor. Akşam olduğunda bir arkadaşıyla yarım saat oturup kahvesini içiyor, eşiyle ilgili sıkıntılarından bahsedip internetteki indirimleri konuşuyorlar ve eve dönüyor. Akşam eve geldiğinde çocuklara hafta sonu hazırladığı yemekleri yediriyor, evi topluyor. Gece yatmadan önce takip ettiği bir TV programını izliyor ve onu izlerken uyuyakalıyor.

Özlem kimdir, nelerden hoşlanır, gözleri neleri görür, neleri görmez, kulakları hangi sesleri duyar, hangilerini duymaz? Özlem evli olmasaydı ve yalnız olsaydı nasıl bir kadın olurdu? Gerçekten eşi Taner’i seçti mi, yoksa kendini bilseydi başka birini mi seçerdi? 37 yaşına kadar kendisiyle ne kadar vakit geçirdi? Sadece kendi için yaptığı şeyler oldu mu? Aklından geçen düşüncelerin bir nehir gibi akıp gitmesine izin verdi mi? Yoksa o düşünceleri durdurmak, duymamak için mi uğraştı? Ne kadar acı çekti? Acıyı iliklerine kadar hissedip tek başına ayağa kalkabilmesiyle gurur duydu mu? Yoksa destek mi bekledi? Bu ve bunun gibi pek çok soru…

Özlem’in hayatında her şey bir rutin şeklinde ilerliyor. Ailevi ve toplumsal rollerini yerine getirirken, belki de özünde kim olduğunu unutmuş olabilir. Yalnız kalmak, işte tam burada devreye giriyor; çünkü yalnızlık, sizi en yalın halinizle yüzleşmeye zorlar. Bu, ilk başta korkutucu bir deneyim olabilir. Özlem gibi insanlar için yalnızlık, bir çeşit boşluk gibi hissedilebilir; fakat aynı zamanda bir keşif fırsatıdır. Çünkü yalnız kaldığınızda, sadece “siz” olursunuz; geçmişinizle, geleceğinizle, beklentilerinizle, başkalarının istekleriyle değil, sadece kendinizle kalırsınız.

Bazen yalnız kalmak, sadece kendi düşüncelerinize, hislerinize ve arzu ettiğiniz kimliklere yönelmek için bir fırsattır. Belki bir gezgin olmayı isteyen bir ben vardır içinizde, belki de bir kraliçe olmak isteyen bir ben. Bunu olamayabilirsiniz… Ama önemli olan, ne istediğinizi bilmek, içinizdeki o başka benleri keşfetmek ve şu anınızı değiştirmek için harekete geçmektir. Kimse size destek olmasa bile, kendi iç yolculuğunuzda bu keşfi yapabilirsiniz.

Bu keşif, hayatınızın pastasını oluşturacaktır. Pastanın özü, kendi yolculuğunuzun bir parçası olacak. Ama bu yolculukta, başkalarının katkıları, size sundukları fikirler ve paylaşımlar, pastanın süsleri gibi olacaktır. Ve işte tam burada, yalnız kalmanın aslında size en derin anlamı sunduğunu anlayabilirsiniz: Hayatta bazen yalnız kalmalı, sadece kendi iç sesinizi duymalı ve kendi pastanızı oluşturmalısınız. Bu, her biriniz için farklı bir yolculuktur. Ama bir kez bu yolculuğa çıktığınızda, hayatınızı yeniden şekillendirebilirsiniz.

Yalnızlık, ilk başta korkutucu gelebilir. Ama belki de aslında bu korku, kendi içinizdeki potansiyeli bulma yolunda atmanız gereken adımların habercisidir. Şu an size bir adım uzaklıktaki siz; belki bir gezgin, belki bir kraliçe, belki de bambaşka bir kimlik. Önemli olan bu keşfi yapmak, yalnız kalmak ve hayatın pastasını sadece kendiniz için yaratmaktır.

Bu makalenin DoktorTakvimi web sitesinde yayımlanması, yazarın açık izniyle yapılmaktadır. Web sitesindeki tüm içerikler, fikri ve sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında uygun şekilde korunmaktadır.

DocPlanner Teknoloji A.Ş. web sitesi tıbbi tavsiye sunmaz. Bu sayfanın içeriği, metinler, grafikler, görseller ve diğer materyaller de dahil olmak üzere, yalnızca bilgilendirme amacıyla oluşturulmuştur ve tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini almak amacı taşımaz. Herhangi bir sağlık sorununuzla ilgili şüpheniz varsa, bir uzmana danışınız.


www.doktortakvimi.com © 2025 - Doktor bul ve randevu al

Bu web sitesi çerezleri kullanıyor.
Tarayıcınızda çerezlerle ilgili ayarları düzenleyebilirsiniz.