Unutursam Fısılda…

Yazar Demet Ural NikbayDiyetisyen • 19 Ekim 2020 • Yorumlar:

Alman psikiyatrist Alois Alzheimer tarafından 1906 yılında tanımlanan Alzheimer hastalığı ( AH), unutkanlıkla (demans) başlayıp, zihinsel yetilerde azalmayla devam eden, ilerleyici nörodejeneratif bir hastalıktır.

Dünyada öldürücü etkisi olan hastalıklar arasında 6. sıradadır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, gün geçtikçe yaygınlaşan bu hastalığın 2050 li yıllarda dünya genelinde yaklaşık 100 milyon kişiyi etkileyeceği ve Türkiye’nin de en fazla Alzheimer hastası olacak 4 ülkeden birisi olacağı öngörülmektedir. Farkındalığı arttırmak adına her yıl Eylül ayı tüm dünyada Alzheimer ayı olarak anılmaktadır.

Hastalığa neden olan risk faktörleri arasında bilişsel yetenek, fiziksel aktivite, diyabet, sigara kullanımı, depresyon gibi çevresel ve apolipoprotein E geni epsilon 4 alleli defekti gibi genetik faktörler sayılabilir.

Son yıllarda yapılan çalışmalara göre beslenmenin de AH üzerine önemli etkisinin olduğu görülmüştür. Antioksidanlar, vitaminler, polifenoller ve balık gibi bazı besin ve besin bileşenlerinin AH oluşma riskini azalttığı bilinmektedir. Bunun aksine doymuş yağ asitleri, yüksek enerji içerikli beslenme ve alkol tüketimi hastalığın oluşum riskini artırmaktadır.

Alzheimer hastalığının beslenme tedavisinde A vitamini ve Beta karoten içeren besinlerin kullanılması yüksek hafıza performansında etkili olmuştur. Oksidatif stresi azaltma özellikleriyle bilinen C ve E vitaminleri suplemanlarının kombine olarak 3 yıl süreyle verildiği kişilerde AH riskinin azaldığı sonucuna varılmıştır.

Selenyumun AH’da etkilerini net olarak ortaya koyan bir kanıt olmamasına rağmen, selenyumun antioksidan özelliği nedeniyle etkili olabileceği düşünülmektedir.

Polifenoller grubundan olan resveratrol, dut, yaban mersini ve büyük oranda üzümde bulunan bir bileşiktir ve antioksidan, antiinflamatuvar, antikanser özellikleri bilinmektedir. Bu etkileriyle AH’da bilişsel fonksiyon gelişimine katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Yine kurkumin zerdeçal baharatında bulunan bir polifenoldür ve antioksidan, antiinflamatuvar, antikanser ve antianjiogenik etkileriyle bazı ülkelerde tedavi edici ajan olarak kullanılmaktadır. Kurkuminin AH’nın ilerleyişini yavaşlatan bir ajan olduğu düşünülmektedir.

B grubu vitaminler (folik asit, B6 ve B12 vitaminleri) oksidatif stresi ve homosistein konsantrasyonunu azaltarak AH’nın önlenmesine katkıda bulunmaktadır. 

D vitamin düzeylerinin bilişsel fonksiyonla ilişkili olduğunu gösteren geniş popülasyonla yapılmış çalışmalar bulunmaktadır. 

Tekli doymamış yağ asitleri ve türevlerinin in vivo çalışmalarda antiinflamatuvar etki gösterdiği bulunmuştur. Yine çoklu doymamış yağ asitlerinden zengin bir beslenmenin AH üzerine yararlı etkilerinin olduğu bilinmektedir.

O zaman şimdi bu besin ögelerinin hangi besinlerde bulunduğuna bir bakalım:

Balık

Balıkta bulunan uzun zincirli omega-3 yağ asitleri, EPA ve DHA demans ve AH riskini azaltmaktadır.

Meyve ve sebzeler

Meyve ve sebzelerde bulunan polifenoller ve izotiyosiyanatlar antioksidan özellikleri sayesinde demans ve AH riskini azaltıcı yönde etki göstermektedir.

Süt ve süt ürünleri

Süt ve ürünlerinin az tüketilmesi bilişsel fonksiyon zayıflığıyla ilişkilidir. Süt ürünlerinin zengin fosfor ve magnezyum içerikleri vasküler ve bilişsel bozukluklara sebep olan beyindeki değişimleri azaltarak hastalık riskini azalttığı bildirilmektedir. Ancak tam yağlı değil yarım yağlı ürünler tercih edilmelidir.

Çay ve Kahve

Kahvede bulunan kafeinin ve özellikle yeşil çayda bulunan polifenollerin AH’dan koruyucu etkisi vardır. Hipertansiyon hastalarının ise kahve tüketiminde dikkatli olması gereklidir.

Sonuç olarak, yapılan çalışmalar göstermiştir ki, sebze-meyve, tam tahıllar, taze süt ürünleri, kahvaltılık tahıllar, bitkisel yağlar, fındık ve balık tüketimiyle sağlanabilen sağlıklı bir beslenme AH gelişme riskini azaltmaktadır.

Dünya genelinde sıkça görülen bir hastalık olan Alzheimer, sağlıklı beslenme alışkanlığı edinip bunun sürdürülmesiyle önlenebilir, olumsuz etkileri azaltılabilir ya da geciktirilebilir bir hastalıktır.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)