Yumurtalık (Over) Kanseri

Yumurtalıklar kadın üreme sistemine ait, rahimin her iki yanında birer tane olacak şekilde yerleşmiş bir çift organdır. Yumurtalıklar rahime fallop tüpleri aracılığı ile bağlanmaktadır. Her ay yumurtalıkların birinde oluşan yumurta fallop tüpünün içinde döllenerek buradan rahimin iç zarına yani endometriyuma gömülerek gebeliği gerçekleştirir.

Yumurtalık kanseri çeşitleri

Yumurtalık kanserinde ilk tedavi seçeneği mümkün olan her durumda cerrahi yapmak ve cerrahi sırasında tüm kanserli dokuları çıkarmaktır.

Yumurtalık kanserinin birkaç farklı türü ve her türün de alt tipleri mevcuttur:

  • Epitel kökenli yumurtalık kanserleri

  • Seröz tipte yumurtalık kanserleri (En sık görülen yumurtalık kanseri tipidir)

  • Müsinöz tipte yumurtalık kanserleri

  • Berrak hücreli tipte yumurtalık kanserleri

  • Karışık hücre tipi bulunan yumurtalık kanserleri

  • Karsinosarkomlar
  • Seks kord stromasından gelişen yumurtalık kanserleri

  • Granülöza hücreli yumurtalık kanserleri

  • Sertoli-Leydig hücreli yumurtalık kanserleri

  • Yolk-kesesi hücrelerinden gelişen yumurtalık kanserleri

  • Non-spesifik stromadan gelişen yumurtalık kanserleri

  • Germ (üreme) hücresinden gelişen yumurtalık kanserleri

  • Gonadoblastomlar

  • Disgerminomlar

  • Embriyonel karsinomlar

  • Poli-embriyomalar

  • Karışık tipte germ hücreli tümörler

Yumurtalık kanseri en sık olarak yumurtalık epitelinden, fallop tüpü epitelinden ya da karın zarı epitelinden (primer peritoneal kanser) gelişmektedir.

Ancak maalesef yumurtalık kanserleri, rahim kanserlerinin aksine erken dönemde şikayete pek neden olmadıkları için genellikle ileri evrelerde tanı alırlar. Tüm yumurtalık kanserlerinin yaklaşık üçte ikisi ileri evreye geldiklerinde tanı almaktadır. Yumurtalık kanserinde görülen en sık şikayetler şu şekildedir:

  • Karında şişkinlik hissi

  • Erken doyma

  • Karında ele gelen şişlik ya da kitle

  • Karın, kasık ya da bel ağrısı

  • Bulantı, kusma

  • Nefes darlığı, erken yorulma

Yumurtalık kanserinde ileri evrelerde karında sıvı toplanması görülmektedir. Şikayetlerin önemli bir kısmına neden olan karında toplanan sıvının fazla olmasıdır.


 

Yumurtalık (over) kanserinde tedavinin planlanması


 

Tanı genellikle fizik muayene, kan testleri ve görüntüleme yöntemleri ile konmaktadır. Tedavi seçeneklerine karar vermeden önce detaylı bir tetkik ve araştırma yapılmalıdır.  

İleri evre hastalıkta bazen hastanın genel durumu düşkün olabilir ya da tıbbi olarak cerrahiye elverişli olmayabilir. Bu durumda karından alınan biyopsi ile tanı konduktan sonra 2 ya da 3 kür kemoterapinin ardından hastalığın küçülmesi ve hastanın genel durumunun düzelmesi beklendikten sonra ameliyat planlanabilir.


 

Yumurtalık (over) kanserinde tedavi şekline karar vermek


 

Tedavi şekline karar verilmeden önce doktorunuz tarafından birtakım kan testleri ve görüntüleme yöntemleri istenecektir. Görüntüleme yöntemleri arasında ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans görüntüleme (MRG), pozitron emisyon tomografisi (PET/BT) bulunabilir.

Ailevi meme-yumurtalık kanseri ve genetik testler

Epitelyal kökenli yumurtalık kanseri vakalarının yaklaşık %10 kadarı ailesel geçişli birtakım gen mutasyonları göstermektedir. Bu genler BRCA-1 ve BRCA-2 genleridir. Bu mutasyonların varlığının gösterilmesi hem tedavi şekline karar verirken hem de diğer aile üyelerinde artmış meme ve yumurtalık kanseri riskini ortaya koymak için önemlidir.

Tümör belirteçleri

Yumurtalık kanseri tanısında, tedavi takibinde ve tedavi sonrası kontrollerde sıklıkla kullanılan birtakım tümör belirteçleri mevcuttur. Bunlardan en sık kullanılan tümör belirteci CA-125 testidir. Epitel kökenli yumurtalık kanserlerinin yaklaşık dörtte üçünde tanı anında CA-125 seviyeleri yüksek bulunmaktadır. Tedavi sonrası düşük seviyelerde izlenen CA-125 düzeyindeki tedrici artışlar hastalığın tekrar ettiğini gösterebilmektedir.

CA-125 dışında kullanılan başka tümör belirteçleri de mevcuttur ve doktorunuz bunların kullanımına da başvurabilir.


 

Yumurtalık (over) kanseri tedavisi


 

Cerrahi:

 

Cerrahide yumurtalıktan kaynaklanan kitle ile birlikte rahim, tüpler ve karşı yumurtalık da çıkarılır. Buna ek olarak gözle görülebilir tümör odaklarının tamamı çıkarılmalıdır. Bunun için bazı organların alınması gerekebilir. En sık alınan organlar kalın ve ince barsakların tümörlü kısımları, dalak ya da karaciğer yüzeyi olarak sayılabilir. Eğer hastalık erken evrede ise ve diğer organlarda gözle görünür tümör yoksa cerrahi evreleme prosedürü dahilinde periton olarak adlandırılan karın zarından biyopsiler alınarak karın ön bölgesindeki yağlı doku olan omentum çıkarılır. Daha sonra pelvik ve para-aortik bölgedeki lenf bezleri de alınarak patolojiye gönderilir ve bu bölgelerde hastalık yayılımı var mı yok mu ona bakılır. Evreleme işlemi çok önemlidir çünkü bu işlemin ardından Rahim ve yumurtalıklar alındığı taktirde hastanın bir daha gebe kalabilme şansı yoktur. Erken evre kanserlerde ve non-epitelyal tiplerde ileri evre hastalık durumunda bile doğurganlığın korunabilme ihtimali vardır. Doğurganlığın korunabileceği durumları mutlaka doktorunuzla konuşmalısınız.

Yumurtalık Kanseri Evreleri

Evre 1:

Kanser bir ya da iki yumurtalıkta sınırlıdır. Yumurtalık dışında görülebilir tümör yoktur.

Evre 1A: Kanser tek yumurtalıkta sınırlıdır. Yumurtalık kapsülü sağlamdır, yumurtalık üzerinde kanser yoktur ve batın yıkama sıvısında kanser hücreleri yoktur

Evre 1B: Kanser her iki yumurtalıktadır. Yumurtalık kapsülü sağlamdır, yumurtalık üzerinde kanser yoktur ve batın yıkama sıvısında kanser hücreleri yoktur.

Evre 1C: Kanser bir ya da iki yumurtalıktadır ancak,

Evre 1C1: yumurtalık kapsülü cerrahi sırasında patlamıştır.

Evre 1C2: Yumurtalık kapsülü cerrahiden önce tümörle invazedir

Evre 1C3: batın yıkama sıvısında tümör hücreleri vardır.

Evre 2:

Kanser pelvisteki organlara sınırlıdır. Pelvis dışına çıkmamıştır

Evre 2A: Rahim üzerinde, tüplerin üzerinde tümöral yapılar vardır

Evre 2B: Rahim, yumurtalıklar ve tüpler dışındaki pelvik organların üzerinde tümör vardır

Evre 3:

Kanser pelvis dışına yayılmıştır, ancak karın içindeki organlara sınırlı kalmıştır.

Evre 3A1: pelvis dışındaki tek tümöral yayılım bölgesi lenf bezleridir

Evre 3A1(i): lenf bezindeki tümöral yayılım ≤10 mm

Evre 3A1(ii): lenf bezindeki tümöral yayılım <10 mm

Evre 3A2: Pelvis dışında mikroskopik düzeyde tümör yayılımı mevcut

Evre 3B: Pelvis dışında gözle görülür tümör yayılımı mevcut ancak en büyük tümör çapı<2 cm

Evre 3C: Pelvis dışındaki tümör odaklarının en büyük çapı >2 cm

Evre 4: Uzak organların içerisinde tümör yayılımı mevcuttur

Evre 4A: Akciğer zarındaki sıvıda tümör hücreleri bulunması

Evre 4B: Karaciğer, dalak gibi uzak organların içerisinde tümör vardır. Ya da batın dışındaki uzak lenf bezlerinde tümör yayılımı olması

Cerrahiden Sonraki Kemoterapi Süreci

Kemoterapi, kanser hücrelerini öldürmek amacı ile verilen ilaçlardır. Klasik kemoterapi ilaçları vücuttaki hızlı çoğalan tüm hücreleri öldürmektedir. Kanser varlığında vücudumuzda en hızlı çoğalan hücreler kanser hücreleri olduğundan kemoterapi en çok kanser hücrelerini öldürmekle birlikte vücudun normal işleyişinde rol oynayan ve doğal olarak hızlı çoğalması gereken hücrelerin bulunduğu organ ve sistemleri de etkiler. Bunların başında hızlı çoğalarak kan elemanlarını oluşturan kemik iliği hücreleri gelmektedir. Kemoterapi sonrası kan değerlerinin düşüp bağışıklığın baskılanmasının nedeni kemoterapiye bağlı kemik iliğinde kan ve bağışıklık hücrelerinin üretiminin azalmasıdır. Kemoterapiden en çok etkilenen diğer bir sistem de barsaklardır. Barsakların iç yüzeyini kaplayan epitel hücreleri diğer dokulara göre daha hızlı çoğalmaya ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle kemoterapiye bağlı bulantı, kusma ve ishal gözlenebilmektedir.

Yumurtalık kanserinde genellikle Evre 1A dışındaki hemen tüm evrelerde cerrahi sonrası kemoterapi verilmektedir.

Kemoterapi sürecinde ve sonrasında doktorunuz sizden bir takım kan tetkikleri ve görüntüleme yöntemleri isteyecektir. Bunların sonucuna göre tedaviye yanıtınız hakkında bilgi sahibi olunacaktır.

Cerrahiye uygun olmayan hastalar

2 ya da 3 kür kemoterapi verildikten sonra (buna neo adjuvan kemoterapi denilmekte) hastaların genel durumu düzelir ve cerrahi için uygun hale geldiklerinde cerrahi planlanabilir.

Neo-adjuvan kemoterapi sonrası yapılan cerrahi sırasında Hipertermik İntraperitoneal Kemoterapi (HİPEK) uygulaması yapılabilir. BU uygulamada özel bir sistem kurularak cerrahi sonrası gözle görülebilen tüm tümöral odaklar temizlendikten sonra karın içerisine 42-43 santigrad dereceye kadar ısıtılmış kemoterapi solüsyonu verilir ve düşük basınçta ortalama 60-90 dakika sirkülasyonu sağlanır. Bu işlemin amacı cerrahi sonrasında geride kalmış olabilecek gözle görülemeyen tümöral odakların yüksek sıcaklıktaki kemoterapi ilacı ile yok edilmesidir.


 

Yumurtalık (over) kanseri tedavisi sonrası yaşam

Yumurtalık kanseri cerrahisinin ardından verilen kemoterapi süreci de geçtikten sonra uzun hastalar için uzun soluklu bir takip süreci başlamaktadır.

Takip aralıkları tedavi bitiminden sonraki 2 yıl için 3 ayda bir, 2-5 yıl arasında 6 ayda bir, 5 yıldan sonra da yılda bir şeklindedir. Takip sırasında şüpheli bulguların saptanması durumunda takip sıklıkları değiştirilebilir.

Her takibe geldiğinizde doktorunuz öncelikle sizin semptomlarınızı ve şikatetlerinizi sorgulayacaktır. Daha sonra detaylı bir fizik muayene gelir. Fizik muayenede hem sistemik olarak tüm vücut, hem de ameliyat bölgesi ve genital bölgelerin muayenesi yer alır. Vajinal muayene fizik muayenenin ayrılmaz bir parçasıdır.

Hastalığın Tekrar Etmesi

Tedavinin ardından hastalığın geri gelmesi rekürrens ya da relaps olarak isimlendirilir. Takipler sırasında aşağıdakilerden bir ya da birkaçı gerçekleşirse hastalık rekürrensinden şüphe edilebilir ve tanıyı kesinleştirmek için daha detaylı tetkikler yapılabilir.

 

  • Takiplerde CA-125 seviyesinde tedrici yükseliş

  • Takiplerde istenen görüntüleme yöntemlerinde yeni oluşmuş bir kitle tespit edilmesi

  • Yumurtalık kanseri rekürrensini düşündürecek bulgu ve semptomların olması. (bulantı, kusma, karında sıvı toplanması, hızlı kilo verme, kabızlık, giderek artan halsizlik gibi)


 

Hastalık geri geldiğinde iki seçenek mevcuttur.

 

  • Eğer hastalık cerrahi olarak çıkarılabilecek şekildeyse, hastanın genel durumu cerrahi için uygunsa ikinci bir cerrahi söz konusu olabilir.  

 

  • Eğer hastalık yaygın şekilde nüks ettiyse ya da hastanın genel durumu cerrahi için uygun değilse tedaviye kemoterapi şeklinde devam edilebilir.

 

 

Hastalığınız süresince doktorunuzla iletişim

Hastalığınızın tanısından itibaren doktorunuzla samimi ve güvene dayalı bir iletişim kurabilmeniz çok önemlidir. Kanser tanısı almak şüphesiz ki hayatınızdaki en önemli dönüm noktalarından birisidir ve sizin için birçok bilinmezlik taşımaktadır. Kafanızdaki endişelerin ve soruların doktorunuz tarafından en doğru ve çabuk biçimde aydınlatılması sizin tedaviye olan inancınızı ve uyumunuzu etkileyen en önemli faktördür.

Her tedavi alternatifinin olumlu ve olumsuz tarafları mevcuttur ve bunların sizin aktif katılımınızla ortak bir şekilde tartışılıp sizin için en iyi yönetim şeklinin belirlenmesi gerekmektedir.

Bu aşamada size ne kadar anlamsız ya da çözümü çok zor gibi gelse de tüm endişe ve beklentilerinizi doktorunuzla konuşmalısınız.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Murat Öz Kadın Hastalıkları Ve Doğum, Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Prof. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)

Yazar

Murat Öz

Kadın Hastalıkları Ve Doğum, Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Prof. Dr.

Randevu al