Zeytinyağı Kalp Krizini Azaltıyor Mu?

Yazar Murat Gençbay • 26 Aralık 2018 • Yorumlar:

Akdeniz’in ölmez ağacından elde edilen mucize meyve suyu, zeytinyağının değeri son araştırmalarda giderek artmakta.Bilinen tarihe göre 7500 yıldır kullanılan zeytinyağından antik metinlerde ve kutsal kitaplarda da sık sık bahsediliyor. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Gençbay zeytinyağının kalbe ve vücuda etkileri hakkında bilgilendirdi.

Zeytinyağı kötü kolesterolü düşürüp, iyi kolesterolü artıyor. Ayrıca, pıhtılaşmayı engelleyici, kanı sulandırıcı etkisi var. Zeytinyağının kalp krizi ve buna bağlı ölümleri de azalttığını belirten Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Gençbay akdeniz diyeti ve zeytinyağı hakkında önemli paylaşımlarda bulundu. Dr. Gençbay, “Zeytinyağının içindeki kuvvetli antioksidanlar kötü kolesterolün oksidasyonunu önler ve anti-aterojenik etki gösterir. Bu üç önemli etki mekanizması dışında başka etkenler de vardır. Kan basıncını düşürmesi, diyabeti önlemesi gibi diğer ikincil etkenler de kalp hastalığına yakalanma oranını azaltır. Dr. Ancel Keys’in 1968 de biten “7 ülke çalışması”’ nda kalp krizi sayısı Giritlilerde on binde 26 iken, hayvansal yağı çok tüketen Kuzey Finlandiya’da on binde 1074 idi.  Giritlilerin Batı’ya oranla daha fazla yağ tüketmelerine rağmen kolesterolleri daha düşük çıkmaktaydı. PREDİMED çalışmasında akdeniz diyeti ile beslenen kişilerin beyne giden ana damarlarındaki damar sertleşme indeksi daha düşük saptanmıştır. Atina’da, salata veya sos şeklinde, yemek harici zeytinyağı tüketen kişilerde kalp hastalığına yakalanma riski %37 daha az bulunmuştur. EPİC çalışmasında, 1 çorba kaşığı ilave sızma zeytinyağı tüketenlerde kalp hastalığı oluşma riskini %14 düşürmüştür” dedi.

Zeytinyağı Akdeniz Diyetinin Kalbini Oluşturuyor

Akdeniz diyeti bu bölgede yaşayan insanların diyeti ve yaşam tarzı dikkate alınarak tanımlanmış bir diyettir. Sağlık açısından pek çok faydası keşfedilmiştir. Dr. Gençbay, “Diyetin kalbini zeytinyağı oluşturuyor. Ayrıca işlenmemiş tahıllar, mevsim sebzeleri ve meyveleri, bakliyat, kuru yemişler sık tüketilir. Haftada birkaç gün balık tüketilir. Kırmızı et ayda bir iki kez nadiren yenir. Süt ve süt ürünlerinde genellikle koyun ve keçi sütü kullanılır. Günde bir iki kadeh şarap tüketilir. Zeytinde hasada genellikle kasım ayında başlanır. Bu erken hasadın içerisinde çok kuvvetli fenoller denilen antioksidanlar ve başka bazı önemli sağlık için faydalı bileşikler geç hasada oranla daha fazladır. Bu nedenle çok değerlidir” diye konuştu.

Dr. Gençbay sözlerine şöyle devam etti: “Akdeniz diyetinin hikayesi, Dr. Ancel Keys isimli bir araştırmacının 50’li yıllarda Yunanistan gezisinde, o bölge insanlarının çok daha sağlıklı ve geç yaşlara kadar yaşamasını fark etmesi ile başladı. Dr Keys, daha sonra anılarında, Girit bölgesinde köylerde 100 yaşını geçen kişilerin oranının Paris’tekinin on katı olduğunu belirtmiştir. Akdeniz Bölgesi’nde, kalp hastalıkları ve bundan ölümler oldukça azdı. Ayrıca; artroz, demans, daha ender görülüyordu. Daha sonra, fark edildi ki, bu kişilerde osteoporoz ve buna bağlı kalça kırığı da daha azdı”.

Akdeniz Diyeti İnme Oranlarını Azaltıyor

Dr. Gençbay, “Çok saygın bir dergi olan Neurology de, 2011 de yayınlanan bir çalışmaya göre, 7500 hastada Akdeniz diyeti ile inmelerde %41 azalma saptanmıştır. Üstelik en az zeytinyağı tüketenler ile en fazla tüketen dilimlerin karşılaştırılmasında bu fark %78’e çıkmıştır. Bu çalışmada beyin damarlarına da bakılmış ve buradaki damar sertliğinin anlamlı şekilde daha az olduğu görülmüştür” diye bilgilendirdi.

Zeytinyağı Parkinsonu Önlüyor, Kemik Erimesi ve Kalça Kırıklarını Azaltıyor

“Akdeniz diyeti ile beslenen toplumlarda artrozlar daha nadir görülür. Romatoid artrite bağlı atak sayıları azalır ve hipertansiyon oranı toplumda daha düşüktür. Diyabet gelişme riski daha düşüktür. İnsülin direnci azalır.  Demans’ı (bunama)  azaltıcı etkisi vardır” diyen Dr. Gençbay ekledi: “Zeytinyağı’nın içinde bulunan Oleochantal’in Alzheimer tedavisinde kullanılabilecek bir ajan olabileceği konusunda çalışmalar vardır.  Parkinson’u önleme özelliği vardır. Floransa Üniversitesi çalışmasında Dr. Sofi, Parkinson görülme sıklığında %13 azalma saptamıştır. Zeytinyağına yağımsı tadı veren Hexanal’in antibakteriyel özelliği vardır. H pylori’ye karşı etkinliği mide ülserlerinde fayda sağlamaktadır. Kemik erimesi ve kalça kırıklarını azaltıcı etkisi vardır”.

Bazı kanser türlerinin (meme kanseri, yemek borusu kanseri, akciğer kanseri, prostat kanseri, deri kanseri) Akdeniz diyeti ile beslenen toplumlarda daha nadir olduğunu söyleyen Dr. Gençbay sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir çalışmada zeytinyağının karaciğer kanserinde kanserin büyümesini engellediği görülmüştür. Oleochantal’ın prostat ve meme kanserine kanser hücrelerinin büyümesini engelleme özelliği saptanmıştır. Bunun yanı sıra akdeniz beslenme diyeti uygulayan kişilerde şişmanlık daha azdır. Kilo vermeye eğilim vardır. İspanya’da çok yeni yapılan bir çalışmada 3 bini üzerinde kişinin takibinde, Akdeniz diyetine daha sadık kalan kişilerde vücut ağırlığı belirgin şekilde daha düşük saptanmıştır” dedi.

Zeytinyağı ile yaşam süresinin uzadığını söyleyen Dr. Gençbay sözlerine şöyle sonlandırdı: “Telomerler dediğimiz kromozom uçlarındaki DNA hasarını onaran mekanizma yaşam ömrü ile ilişkilidir. Yapılan çalışmalarda zeytinyağını çok tüketenlerde daha uzun telomerler saptanmaktadır. Sicilya’da 90 yaşını geçmiş kişiler incelendiğinde, bu kişilerin daha fazla Akdeniz diyetine sadık kaldıkları görülmüştür”.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)