Anorektal Bölge Selim Hastalıkları

Kalın bağırsağın son kısmı rektum ile devam eder ve anüs ile sona erer. Bu iki bölgenin (anorektal) selim hastalıkları günlük yaşantıda kabızlık, kanama, ağrı ve dışkı tutamama gibi yaşam kalitesini bozan sonuçlara yol açar.

Başlıca selim anorektal hastalıklar şunlardır;

  • Anal fissür

  • Anorektal apse

  • Anal fistül

  • Selim anal tümörler

  • Rektal prolapseus (bağırsak sarkması)

  • Pilonidal sinus (kıl dönmesi)

  • Makat (anal kanal) darlıkları

  • Pruritis ani (makat kaşıntısı)

  • Dışkı tutamama

Anorektal bölge hastalıklarının başlıca semptomları; 

  • Kanama 

  • Ağrı

  • Değişmiş bağırsak hareketleri

  • Akıntı (mukus, püy)

  • Dışkılama hissi

  • Sarkma

  • Kaşıntı

  • Kilo kaybı

  • Dışkı kaçırma / hijyen problemleri

 

Bu bölge hastalıklarının doğru tedavi edilmesi, hastanın ileride dışkı tutma kabiliyetini etkileyebileceği için çok önemlidir. Doğru tedavi doğru tanı ile başlar.  Başlıca tanı yöntemi fizik muayenedir. Sonrasında anüs ve rektumun görüntülenmesi ve gerekir ise biyopsi alınmasını sağlayan sigmoidoskopi yapılmalıdır.

 

Hemoroid nedir?

 

Hemoroidler anal kanal içerisinde yer alan damar yumakçıklarıdır. Her insanda yer alır. Büyüyüp semptomatik hale geldiklerinde hastalık halini alırlar. Başlangıç döneminde konservatif tedavi etkilidir. Konservatif tedavi;

  • Diyet (lif miktarının arttırılması)

  • Gayta yumuşatıcılar

  • Oturma banyosu

  • Topikal kremler 

  • Venöz tonusu arttıran ilaçlardan oluşur.

 

Medikal tedaviye yanıtsız hastalara; skleroterapi, lastik bant ligasyonu, lazer uygulanabilir. 

Diğer tedavi yöntemleri başarısız olan hastalara cerrahi tedavi uygulanır.

 

Anal fissür nedir?

Makatın girişindeki çatlaklara denir. Çoğu zaman dışkılama sonrasında ağrı, yanma ve kanamaya yol açar.

Anal fissür nasıl tedavi edilir?

Başlangıçta diyette lif alımı arttırılır. Kabızlığı engelleyici ilaçlar alınır. Ilık suya oturma banyoları ve anüsün etrafını saran sfinkter kaslarının gevşemesini sağlayan kremler kullanılır.

Eğer bu tedaviler işe yaramaz ise Botox (botilinum toksinu) injeksiyonu veya cerrahi tedavi uygulanır. 

Cerrahide de yine bu kasın bir kısmı kesilerek gevşemesi sağlanır .


 

Rektal Prolapsus 

Rektum ve anal kanalın tüm tabakalarının ıkınma ile dışarı doğru sarkmasıdır. Bağırsak tam kat olarak sarkabileceği gibi sadece mukoza dediğimiz iç kısmı da sarkabilir. Anüste kaşıntı veya mukuslu akıntı görülebilir. Başlangıçta diyet ve fazla ıkınmadan kaçınma yeterli olabilir. Sadece mukozası sarkan hastalarda ‘’stapler’’ ile hemoroidopeksi yapılabilir.

Tam kat prolapsusu olan hastalarda çeşitli ameliyatlar yapılır. Seçilecek ameliyat türü, hastanın yaşı ve genel durumuna bağlıdır. Karından veya anüsten yapılabilir.  

Karından yapılan yöntemlerden biri ‘’anterior meş rektopeksi’’dir. Rektum serbestleştirildikten sonra yama yardımı ile asılarak tespit edilir.

Özellikle laparoskopik veya robotik olarak güvenli bir şekilde yapılır.  Robotik sistemler ile rektumun ön tarafta vajenden ayrılması sağlanabilir. 





 

Dışkı Kaçırması nedir?

 

Bireylerin dışkı tutabilme kapasitesine dışkı kontinansı, bu kabiliyeti kaybetmesine de dışkı inkontinansı (fekal inkontinans) denir. Dışkı tutabilmek beyinden başlayıp anüste biten kompleks bir mekanizmadır. Dışkı kaçırma problemi en sık doğum hasarına bağlı meydana gelir. Anorektal bölge ameliyatları, bazı nörolojik hastalıklar (multipl skleroz, Parkinson vb.), travmalar, inflamatuvar bağırsak hastalıkları ve ishal de fekal inkontinansa neden olabilir. 

 

Fekal inkontinans nasıl tedavi edilir?

Hastalığın tanı ve tedavisi multidisipliner yaklaşım gerektirir.  Genel cerrahi, gastroenteroloji, nöroloj, ve radyolojinin hastayı birarada değerlendirmesi gerekir. 

Tedavinin seçiminde dışkı tutamamanın ne şiddette olduğu önemlidir. Hafif olgularda diyet ve diyare tedavisi yeterli olabilmektedir. Ayrıca dışkı tutmayı sağlayan anal sfinkter dediğimiz kaslarda  hasar olan hastalarda bu kasların tamiri veya bunlara kollajen madde enjeksiyonları da seçenekler arasındadır. Bunlara yanıt vermeyen hastalarda, sakral sinir stimülasyonu inkontinans tedavisinde son yıllarda giderek yaygınlaşmaktadır ve sonuçları oldukça başarılıdır. Anal sfinkterinde hasar olanlarda, bazı nörolojik hastalıklarda ve rektum kanseri cerrahisi sonrasında gelişen aşağı anterior rezeksiyon sendromunda etkili olarak sakral sinir stimulasyonu (SSS) uygulanabilir.  Sakral sinir kökleri elektrostimülasyon ile uyarılır. Bu, cilt altına yerleştirilen bir cihazdan gönderilen elektriksel akımın sakral sinir köklerine uzanan elektrodlarla iletilmesi ile sağlanır.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)