BAŞ AĞRILARI

Yazar Akçay Övünç KaradaşNörolog • 15 Ocak 2018 • Yorumlar:

Baş ağrısı tüm dünyada hekime başvuru nedenlerinin başında yer almaktadır. Dünyadaki en büyük iş gücü kaybı nedeni baş ağrılarıdır. Hemen hemen herkesin yılda en az birkaç defa baş ağrısı şikayeti olur. Kadınların % 5’i, erkeklerin de % 3’ü yılın neredeyse yarısını baş ağrısı ile geçirmektedir.

Birbirinden oldukça farklı sebepler değişik türde ağrılara yol açar. Birkaç saat süren baş ağrılarının yanı sıra birkaç hafta boyunca süren ağrılar da vardır. Tiplerine göre baş ağrıları farklı gruplara ayrılır.

Baş ağrısı beyindeki veya vücuttaki diğer başka bir hastalıktan dolayı kaynaklanıyorsa bu ağrı, 'ikincil(sekonder) baş ağrıları' diye sınıflandırılır. Öte yandan baş ağrısı başka hiçbir hastalığa bağlı olmayıp kendisi bir hastalık olarak ortaya çıkabilir. Başka bir hastalıktan kaynaklanmayan baş ağrıları, 'birincil( primer) baş ağrıları' grubunda yer alır. Her ne kadar günlük hayatımızda ayrım yapmaksızın hepsine birden 'baş ağrısı' desek de, baş ağrısının migren, gerilim, küme gibi farklı türleri ve farklı nedenleri vardır. Nöroloji polikliniğine baş ağrısı şikayeti ile başvuranların çoğunda saptanan migren ,aslında sadece bir ağrı değil ,birçok belirti ve bulgunun eşlik edebildiği bir sendromdur. Saatler öncesinden huzursuzluk ,sepet kafa hissi ,konsantrasyon güçlüğü gibi öncü belirtiler sonrası bazen yarım ,bazen iki taraflı ,zonklayıcı ,hareketle artış gösteren ,ışık ve gürültü hassasiyetinin bulantı ve hatta bazen kusmanın da eşlik edebildiği rahatsız edici ağrılardır.Genetik yatkınlık görülmektedir ki anne ya da babadan biri migrenliyse çocukta da lma ihtimali %40

Geçmeyen baş ağrısı yaşayanların bir bölümü sinüziti olduğunu düşünür. Bir bölümü de hemen herkesin yaşadığı ağrıları yaşıyorum herhalde diye düşünerek doktora başvurmaz. Çok fazla ağrı kesici kullanan olduğu kadar hiç kullanmayan hastalarımız da olmaktadır. Birincil baş ağrıları olarak en çok migren ,gerilim tipi baş ağrısı, küme baş ağrısı ve diğer otonomik bulguların eşlik ettiği daha nadir görülen baş ağrılarını görmekteyiz. Bu tanıları koyabilmek için öncelikle ikincil baş ağrılarını ekarte etmek gerekir.Görüntüleme yöntemlerine geçmeden önce mutlaka hastanın öyküsü ayrıntılı olarak dinlenmelidir. Ağrının başlangıç zamanı , yeri ,süresi, şiddeti , sıklığı ,eşlik eden bulguların olup olmadığı irdelenmelidir. Bu ağrıların hastanın yaşam kalitesini ne ölçüde etkilediği önemlidir. Hastanın yaşam ve çalışıyorsa iş koşulları , kendisinin özellikle dikkat ettiği ağrıyı tetikleyen durumlar ,örneğin yiyecek –içecekler,uyku durumu , stres faktörleri ,öğün düzenine uyup uymadığı sorgulanmalıdır. Primer baş ağrılarının ayırıcı tanısında sadece hastadan alınan ağrı hikayesi önemlidir. Herkesin ağrıyı yaşayış şekli,ağrı eşiği farklı olabildiği gibi ağrıyı dindiren ilaçlar da herkeste farklı etki göstermektedir.

Ayın 15 günden fazlasını baş ağrılı geçiriyorsanız baş ağrınız kronikleşmiştir. Toplumun % 2'sinde kronik migren vardır. Genellikle orta yaşlarda, kadınlarda görülür. Bu hastalarda gerilim baş ağrısı ve migren birlikteliği dikkat çekicidir. Ağrılar kronikleştikten sonra özellikleri değişebilir .Daha hafifleyebilir ama her gün olabilir. Her gün ağrı kesici içme ihtiyacı doğurabilir ki bu da maalesef aşırı ağrı kesici kullanımına bağlı baş ağrılarının tabloya eklenmesine neden olabilir.

Hangi durumlarda doktora müracaat etmeli?*

 

Ağrı aniden ve çok şiddetli olarak ortaya çıkıyorsa

* Yeni ortaya çıkmış ve giderek daha fazla rahatsız eden ağrı varsa

* Çift görme, konuşma bozukluğu oluyorsa

* Ağrı öksürük, ıkınmak gibi aktivitelerle artıyorsa

* İlaçlara yanıt vermiyorsa

* Kusma ve ateş olmuşsa

* Geceleri ağrıyla uyanılıyorsa

* İlk kez 50 yaşından sonra ortaya çıkmışsa

* Ağrı baş bölgesine alınmış bir darbe veya kaza sonrası ortaya çıkmışsa

* Şu ana kadar başınızın hiç böyle ağrımadığını düşünüyorsanız.

Migren ataklarını tetikleyici faktörler*

Beslenme (konserve yiyecekler, alkol, yapay tatlandırıcılar, çikolata, eski peynir, öğün atlama)

* Hormonal değişiklikler (adet dönemi, menopoz)

* Doğum kontrol hapları ya da diğer hormon ilaçları

* Stres, üzüntü, depresyon l Aşırı fiziksel yorgunluk

* Aşırı parlak ortamlar

* Uykusuzluk veya aşırı uyku

* Aile öyküsü.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)