İnme, beyin damarlarının tıkanması (iskemik inme) ya da beyin kanaması (hemorajik inme) şeklinde iki farklı süreçle gelişebilir. Beyne giden kan ve oksijen akışının ani bir şekilde kesilmesine bağlı gelişen inmeye “iskemik inme”, kanın beyin damarlarının dışına çıkması sonucunda meydana gelen beyin kanamasına bağlı gelişen inmeye ise “hemorajik inme” denir.

İnme belirtileri; kol ve/veya bacakta güçsüzlük veya hissizlik, konuşmada bozulma, yüz simetrisinde değişiklik, ani denge kaybı, çift görme ve şuur bozukluğu gibi semptomları içerebilir. İskemik inmelerin çoğu, haftalar içinde düzelmeye başlayan kalıcı hasarlara sebep olabilirken, bazı inmeler saatler veya günler içinde ağırlaşabilir, bazıları ise kısa sürede iyileşebilir. İnmenin her şekli acil müdahale gerektirir; hızla değerlendirilmeli ve tedavi edilmelidir. Zaman, inmede son derece kritiktir. İnme geçiren hastaların en kısa zamanda acil servise ulaştırılması gerekmektedir.

İnmenin hızlı değerlendirilmesi için FAST yöntemi kullanılabilir. Bu yaklaşım inme açısından yardımcı bir değerlendirme sağlar:

  • F (Face - Yüz): Kişiden gülümsemesini isteyin. Yüzün bir tarafı düşüyor mu?
  • A (Arms - Kollar): Her iki kolunu kaldırmasını isteyin. Bir kolu aşağı düşüyor mu?
  • S (Speech - Konuşma): Basit bir cümleyi tekrar etmesini isteyin. Konuşmaları saçma veya tuhaf mı?
  • T (Time - Zaman): Bu işaretlerden herhangi birini gözlemlerseniz, derhal 112’yi arayın.

Beyin, sürekli olarak kendisini besleyen damarlar aracılığıyla kan alır. Beyne kan akımı kesildiğinde birkaç dakika içinde beyin hücreleri zarar görmeye başlar. İnme herkeste aynı şekilde ortaya çıkmaz ve birçok faktör, tahribatın ne kadar ciddi olacağı ve hastalık sürecinin nasıl ilerleyeceği konusunda rol oynar. İskemik inmede felcin oluş zamanı tam olarak biliniyorsa ve acil serviste yapılan değerlendirmeler sonucunda pıhtı çözücü tedavilerin (trombolitik tedavi) kullanılması sakıncalı değilse, beyne giden damarın tıkanmasının ilk birkaç saatinde damardan ilaç verilerek veya girişimsel yöntemlerle tıkanmış olan damar açılabilir.

Ancak, damar tıkandığında ya da çok erken dönemde, oksijen ve gerekli diğer maddelerin beyin dokusuna ulaşımı kesildiği için beyin dokusunda hasar oluşabilir. Bu nedenle, ilk saatlerde yapılan müdahalelerle tıkanmış beyin damarı açılsa bile bazı felç belirtileri devam edebilir. Her inmede pıhtı çözücü tedavi uygulanmaz. İnmenin yerleştiği durumlarda, damar tıkanmasının zamanı kesin bilinmiyorsa (örneğin uyku sırasında gelişen felçlerde), pıhtı çözücü kullanılmasına engel durumlar varsa veya ilacın beyin kanaması riskini artırma durumu varsa bu tedavi uygulanmaz. Girişimsel yöntemler, bu durumda olan bazı hastalar için öncelikli tedavi olabilir. Olumsuz durumların izlenmesi, inmeye neden olan durumların araştırılması, akut tedavilerin ve tekrar inme riskini azaltan tedavilerin düzenlenmesi için hastaların erken dönemde (ilk günlerde) hastane bakımında olması gerekir. Hastanın klinik durumu izin verir vermez uygun rehabilitasyon programları planlanmalıdır.

İskemik inmede verilen tıbbi tedaviler, damar tıkanmasının nedenine göre belirlenir. Bu tedaviler, uzun süreli hatta çoğunlukla yaşam boyunca kullanılmak üzere planlanır. Ancak, verilen tedavi iskemik inmenin diğer damar alanlarında tekrarlayarak hastanın engellilik riskini azaltmak amacıyla verilir; inme belirtilerini tamamen yok etmek için değil. Akut iskemik inmeden sonra hastalar günler ve aylar içerisinde tedavi ve çeşitli mekanizmalar yardımıyla felç belirtilerinde düzelme gözlemlerler.

Anjiyografi, damarların ayrıntılı yapılarını görmek gerektiğinde yapılan bir tetkiktir. Anjiyografi, kateter uygulanarak yapılabileceği gibi, bazı durumlarda BT veya MR anjiyografi yapmak daha uygun olabilir. Her iskemik inme hastasında anjiyografi yapmak gerekmez. Akut inmeden sonraki günler ve haftalar içinde yapılacak girişimsel işlemlerin tıbbi olarak olumlu bir etkisi beklenmez. Ancak iskemik inmenin tekrarlama riski olduğu düşünülen durumlarda beyin damar yapısı değerlendirilmesi için görüntüleme teknikleri kullanılabilir.

Beyin kanaması, beyin enfarktüsünden farklı bir durumdur. Bazen erken dönemde şiddetli belirtilerle kendini gösterirken, bazen daha hafif belirtilerle ortaya çıkabilir. Ancak, bu durumda bile şiddetlenme riski bulunduğundan dikkatle takip edilmesi gereklidir. Kanamanın nedenine göre tedavi planlanır. Beyin kanaması, sıklıkla kontrol edilmemiş yüksek tansiyon nedeniyle meydana gelir, ancak bazı kan hastalıkları, kullanılan ilaçlar, travmalar ve beyin damar anormallikleri (anevrizma, arteriovenöz malformasyonlar) gibi sebepler de etkili olabilir.

Beyin kanamalarında tansiyonun kontrol altına alınması, hastanın hayati bulgularının desteklenmesi, gerekli durumlarda ödem çözücü ilaçların verilmesi, kafa içi basıncı artıran durumların önlenmesi ve bazı durumlarda cerrahi tedavi gerekebilir. Kan hastalıkları veya kullanılan ilaçlara bağlı pıhtılaşmayı engelleyen durumlar varsa bunların kontrol edilmesine yönelik ek tedaviler uygulanabilir. Damar anormalliklerine bağlı olarak ortaya çıkan kanamalarda girişimsel veya cerrahi yöntemler devreye girebilir.

Tüm inmelerde en önemli şey, inme olmadan önce risk faktörlerinin fark edilmesi ve bunların mümkün olduğu kadar ortadan kaldırılmasıdır. Böylece, inmenin sebep olabileceği hasarlardan, engellilikten, maddi ve manevi zorluklardan kaçınmak mümkün olur. Örneğin, hipertansiyonu olan bir kişinin bunun farkında olması, tedavileri düzenli kullanarak tansiyonunun normal sınırlar içinde olduğunu kontrol etmesi, tansiyon için önerilen beslenme, egzersiz ve yaşam biçimi değişikliklerine uyması durumunda beyin kanaması riski azalacaktır. İskemik inmenin gerçekleşmesini kolaylaştıran hipertansiyon, kalp kapak hastalıkları ve ritim bozuklukları gibi kalp hastalıkları, uyku apnesi sendromu, sigara kullanımı ve yetersiz egzersiz gibi risk faktörlerinin fark edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması da iskemik inme riskini azaltmaktadır.

Epidemiyolojik çalışmalar, farkındalığın arttığı ve risk faktörlerinin azaltıldığı durumlarda inme riskinin belirgin olarak düşürülebileceğini göstermektedir. Beklenen yaşam süresinin arttığı günümüzde, ilerleyen yaşla birlikte inme geçiren kişilerin toplam sayısının artacağı ve bakım ihtiyacının yükseleceği düşünüldüğünde, toplumsal farkındalığın yaşla birlikte daha da önem kazandığı ve gereksinimleri karşılayacak kurumsal önlemlerin alınmasında geç kalınmaması gerektiği söylenebilir.

Bu makalenin DoktorTakvimi web sitesinde yayımlanması, yazarın açık izniyle yapılmaktadır. Web sitesindeki tüm içerikler, fikri ve sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında uygun şekilde korunmaktadır.

DocPlanner Teknoloji A.Ş. web sitesi tıbbi tavsiye sunmaz. Bu sayfanın içeriği, metinler, grafikler, görseller ve diğer materyaller de dahil olmak üzere, yalnızca bilgilendirme amacıyla oluşturulmuştur ve tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini almak amacı taşımaz. Herhangi bir sağlık sorununuzla ilgili şüpheniz varsa, bir uzmana danışınız.


www.doktortakvimi.com © 2025 - Doktor bul ve randevu al

Bu web sitesi çerezleri kullanıyor.
Tarayıcınızda çerezlerle ilgili ayarları düzenleyebilirsiniz.