Makaleler 11/05/2025

Başa Çıkma (Coping)

Uzm. Kl. Psk. Sena Harman Psikoloji
Uzm. Kl. Psk. Sena Harman
Psikoloji

İnsan var olduğu süre zarfı boyunca çeşitli zorlayıcı uyaranlara maruz kalmaktadır. Bu anlaşmaya Kabul ve Kararlılık terapisinde “hayat acılarla dolu bir yer” hatırlatmasında yer verilmektedir (Dahl ve Lundgren, 2006). Hayat her ne kadar acıların var olduğu bir yer olsa da insan bu acılardan kendini koruma kapasitesine sahiptir (Basut, 2006). Bu koruma kapasitesi psikoloji alanyazınında “başa çıkmak” olarak karşımıza çıkmaktadır. Başa çıkma deyimi Oxford sözlüğü tarafından “sorunun üstesinden gelebilecek donanıma sahip olmak” olarak tanımlanmaktadır (Dictionary, 1989). Başa çıkma tutumu gelişimsel dönemlerden kişilik yapılarına, bilişsel baş etmeden duygusal baş etme tutumlarına kadar geniş bir spektruma sahiptir ve stresin algılandığı bağlamın da bu mekanizmalar üzerinde etkisi bulunmaktadır (Özer, 2016). Örneğin kimisi zorlu deneyimlerle mizah yoluyla başa çıkarken (Kuiper, 2012), kimisi öz şefkatin iyileştirici etkisiyle ayakta kalır (Allen ve Leary, 2010). Kimisi de oyunsal yönünü geliştirerek (Saunders vd., 1999) hayatı daha çekilebilir bir düzeyde yaşar (Saunders vd., 1999). Böylece bireylerin zorlayıcı duygular karşısında kendilerini gözlemlemeleri, sorunun nerede olduğuna yönelik içgörü kazanmaları ve çözüm için farklı stratejiler geliştirmeleri mümkün hale gelir (Gilbert vd., 2017). Tüm bu ve benzeri örnekler, sadece kişilerin kısa vadede duygularına veya işlevselliklerine etki etmekle kalmaz bununla birlikte uzun vadede değerlendirildiğinde kişilerin psikolojik iyi oluşları, fizyolojik ve psikolojik bozukluklara yatkınlıklarına kadar anlamlı bir etki oluşturabildiği bilinmektedir (Connor-Smith, 2010).

Skinner ve arkadaşları (2003) davranışçı perspektiften yardım alarak başa çıkma yollarını sınıflandırmak için yaptığı bir çalışmasında başa çıkma tutumlarını incelemişlerdir. Çalışmalarında insanların bir stres faktörü karşısında yardım arama, düşünme, problem çözme, inkâr etme veya bilişsel yeniden yapılandırma gibi yaklaşık yüzden fazla farklı tepkilerin sıkça kullanıldığını gözlemlenmiştir (Skinner vd., 2003). Tüm bu mekanizmalar arasında en sık kullanılan ve en kapsayıcılarından bazıları duygu odaklı başa çıkma tutumu ve problem odaklı başa çıkma tutumudur (Lazarus ve Folkman, 1986). Problemin odakta olduğu baş etme stillerinde daha çok problemin nedenleri ve o soruna yönelik çözümler üzerine yoğunlaşılır. Probleme neden olan stres unsurunu yok etmek, revize etmek veya onu kontrol etmek çözüm yollarından bazılarıdır (Felsten, 1998). Bu yollar için sorunu tespit etme, plan yapma, uygulamaya koyma, araçsal yardım arama gibi yollar baş etme mekanizmalarının beslenmesini sağlayan eylemlerdir (Lazaruf ve Folkman, 1988). Duygu odaklı baş etme mekanizmaları zorlayıcı durumlar karşısında sorunu minimize etmeyi veya direkt onu yok etmeyi hedefler (Kim ve Duda, 2003; Felsten, 1998). Bunun için kişiler sıkça imgeleme yapma, odaklı düşünme, duygusal destek arayışında bulunma, sakinleşme ve gevşeme egzersizleri veya zorlayıcı duygulara neden olan durumlardan kaçınmak gibi stratejiler kullanır (Kim ve Duda, 2003). Skinner ve arkadaşlarının (2003) belirlediği diğer kategorizasyonda katılım ve kopuş ayrımı bulunur. Katılım; kişilerin sorununu anlaması, tanıması, hangi sisteminde daha çok etkilendiğini çözmesi ve duygusal olarak yönetmesi için aktif bir çaba gerektirirken kopuş ayrımında kişi algıladığı problemden ve duygularından uzaklaşmak adına çözümler üretir ve bastırma, rasyonelize etme, yalıtım gibi birçok savunma mekanizmasını da baş etme mekanizması olarak kullanabilir (Vaillant, 2011; Skinner vd., 2003; Carver ve Connor- Smith, 2010).

Başa çıkma mekanizması birçok kişi tarafından psikolojik dayanıklılık terimiyle kıyaslanmakta kimi zaman da karıştırılmaktadır (Van der Hallen, Jongerling ve Godor, 2020). Alanyazın incelendiğinde başa çıkma tutumları ve psikolojik dayanıklılık arasında anlamlı bir ilişki bulunmaktadır yani birçok çalışma bireyin sorunlarla başa çıkma eğilimi arttıkça psikolojik dayanıklılıklarının da arttığını göstermektedir (Gloria ve Steinhardt, 2016). Fakat bu anlamlı bağ, her zaman başa çıkma stratejilerini kullanan insanların psikolojik dayanıklılığa sahip olduğunu yordamamaktadır (Rice ve Liu, 2016). Başa çıkma, bir stresöre yönelik bir hedef dahilinde eyleme geçmeyi ifade eder ve olumlu, olumsuz veya fonksiyonel olmayan birçok davranış kalıbına sahiptir; psikolojik dayanıklılık ise zorlayıcı bir deneyim karşısında kişinin yaşadığı sorunla uyumlu bir şekilde baş etme ve devam edebilme becerisidir. (Rosen vd., 2010). Başa çıkma tutumlarını bir spektrum olarak değerlendirdiğimizde psikolojik dayanıklılık bu spektrumun olumlu tarafında yer almaktadır (Rosen vd., 2010).

Bu makalenin DoktorTakvimi web sitesinde yayımlanması, yazarın açık izniyle yapılmaktadır. Web sitesindeki tüm içerikler, fikri ve sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında uygun şekilde korunmaktadır.

DocPlanner Teknoloji A.Ş. web sitesi tıbbi tavsiye sunmaz. Bu sayfanın içeriği, metinler, grafikler, görseller ve diğer materyaller de dahil olmak üzere, yalnızca bilgilendirme amacıyla oluşturulmuştur ve tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini almak amacı taşımaz. Herhangi bir sağlık sorununuzla ilgili şüpheniz varsa, bir uzmana danışınız.


www.doktortakvimi.com © 2025 - Doktor bul ve randevu al

Bu web sitesi çerezleri kullanıyor.
Tarayıcınızda çerezlerle ilgili ayarları düzenleyebilirsiniz.