BESLENME REHBERI

  • Anne sütünün bileşimi

    Bebeğin doğumunu takiben annede östrojen ve progesteron hormonlarının seviyeleri düşmeye başlar ve vücut prolaktin denen süt üretimini sağlayan hormon düzeyini arttırır.

    Bebek memeye dokunduğunda oksitosin hormonunun etkisiyle anne sütü meme ucuna itilerek çocuğun ağzına akmaya başlar.

    Anne sütünün besleyici içeriği, sütün üretim basamağına göre, anneden anneye, günden güne ve beslemeden beslemeye değişir. Sütlenme döneminin üç aşaması vardır.

    Kolostrum

    Emzirmenin ilk günlerinde koyu sarımsı bir sıvı olarak üretilir. Bu süt yüksek değerli protein, mineral ve koruyucu faktörler (antikorlar),koruyucu hücreler içerir.

    Geçiş sütü

    Süt akmaya başladıktan sonra yüksek konsantrasyonlu protein ve mineraller düşme gösterir. Enerji düzeyi, yağ ve laktoz ise yükselir. Geçiş dönemi yaklaşık iki hafta sürer.

    Olgun süt

    Olgunluk sütü, renk olarak açık ve yoğunluk olarak incedir. Her ne kadar olgun anne sütünün yapısının içeriğinde gün içinde ve emzirme süresi içinde değişiklikler olsa da, süt üretiminin bu aşaması en sabit basamak olarak dikkate alınır ve bu yüzden anne sütünün içeriği olarak referans kabul edilir.

    Emzirme süresince de sütün bileşimi değişir;

    Ön süt; ince ve suludur ve bebeğin susuzluğunu giderir. Emzirmeye başlandığında ilk gelen süttür ve yağ oranı düşük ancak süt şekeri yüksektir (laktoz).

    Son süt; emzirme sürdükçe yağ oranı artar ve süt son süte dönüşmeye başlar. Yağ bakımından zengindir, enerji için kalori sağlar ve bebeğin gelişimine yardımcı olur. Bebek geliştikçe besin ihtiyaçlarını karşılaması için son süt alması önemlidir. Bir meme tam olarak boşalmadan diğerine geçilmemelidir.

    Anne sütünün faydaları

    Bir bebeği beslemek için seçilecek en doğal ve en doğru yol onu emzirmektir. Anne sütü bebeklerin gelişebilmeleri için gerekli tüm besinleri içerir. Hiçbir besin ve mama anne sütünün yerini tutamaz.

    Bebek için doğal, uygun, doğru sıcaklıkta ve hazmetmesi kolaydır.

    Bulaşıcı hastalıklara karşı ona bağışıklık kazandırır. En ucuz aşıdır.

    Emzirme aynı zamanda anne ile çocuk arasında çocuğun ruhsal ve duygusal açıdan sağlıklı gelişmesini etkileyen yakın bir ilişkinin doğmasına yardımcı olur. Anne gerek fiziksel gerek ruhsal dengenin kurulması ve korunması açısından büyük önem taşır.

    Bebeğin emme hareketi kanda süt üretici hormonların serbest dolaşımını sağlar. Bu da süt bezlerinin faaliyetlerini canlandırmanın yanı sıra rahmin de normal haline dönmesini hızlandırır.

    Emziren annenin vücudu emzirmeyen annelere kıyasla daha çabuk doğum öncesi ölçülerine döner.

    Annenin kemik yapısını sağlamlaştırıp ileri yaşlardaki kemik kırıklarını önler

    Az emzirilen bebeklerde diyabet gelişim riski daha yüksektir.

    Emzirme, annenin de bebeğin de benimsemesi ve iyi öğrenmesi gereken bir sanattır.

    Bu nedenle ilk anda bazı aksiliklerle karşılaşsanız bile sabırlı olmalısınız. Bebek üç aylık olduğunda anne sütünde hafif bir azalma olabilir, bebek emmeye devam ederse yeniden bir artma olur.

    Hayatının ilk 6 aylık döneminde bebeğiniz anne sütünden başka bir gıdaya ihtiyaç duymaz. İnsan sütü başlıca besleyicilerin hepsini yeterli miktarda içermektedir.

    Doğum öncesi emzirmeye hazırlık

    Anne adaylarının vücudu süt üretimine doğal olarak hazırlanmaya başlar. Hamilelikte meme bakımında özel bir şey yapmaya gerek yoktur. Gebeliğin dördüncü ve beşinci aylarından itibaren prolaktin ismindeki süt üretiminden sorumlu hormonun salgılanmaya başlaması ile memeler süt üretme yeteneğine sahip olur.

    Meme bakımı için özel bir şey yapılması gerekmez. Ama meme dokusu büyüdükçe memeye gerekli desteği sağlayan ve sıkmayan, daha büyük numara sutyen kullanılması uygun olur. Meme temizliği için sabun, losyon ve alkol gibi irritan maddeler kullanılmamalıdır. Sadece ılık su ile temizlik yapılmalıdır.

    Gerçekten içe dönük meme başı ile sık karşılaşılmamasına rağmen meme başlarında bu sorun olan anneler doğum uzmanınca değerlendirilip gerektiği durumlarda gebeliğin son üç ayında tedaviye alınır.

    Emzirmenin etkili bir şekilde başlaması ve sürdürülmesi için doğumdan sonra yapılması gerekenler

    · Bebek doğumdan hemen sonra çıplak olarak annenin çıplak göğsüne konulmalı ve arama refleksi başlar başlamaz ilk emzirme sağlanmalıdır.

    · Bebeğe tıbbi endikasyonlar (gereklilikler) dışında emzirme öncesi hiç bir besin verilmeden ilk olarak kolostrumu emmesi sağlanmalıdır.

    · Bebek gece ya da gündüz her istediğinde ve istediği sürece emzirilmelidir.

    · Anne ile bebek aynı odada kalmalıdırlar.

    · Emzirilen bebeğe ilk 4-6 ay su dahil başka hiç bir gıda verilmemelidir.

    · Bebekte emme refleksinin en kuvvetli olduğu an doğumdan sonraki 20-30 dakikadır. Bebek bu sürede emzirilmezse emme refleksi geçici olarak zayıflar ve bu zayıflama 1-1.5 gün devam eder. Bu nedenle bebeğin doğduktan sonra ilk yarım saatte anne memesine konulması çok önemlidir.

    Emzirme tekniği

    Bebeğinizi emzirirken size en yakın duruşu benimseyin. İlk bir kaç gün yana doğru yatıp bebeğinizi kolunuz üzerine yaslayıp emzirmek size rahat gelebilir.

    Daha sonra bir koltukta oturarak sırtınızı yumuşak bir yastığa ayaklarınızı da bir tabureye dayayarak bebeğinizi emzirmeniz daha çok hoşunuza gidecektir.

    Bebeği emzirmeye başlamadan önce ellerinizi sıcak suyla yıkayın. Göğüs uçlarınızı temizleyin. Bebeğe önce bir memenizi verin ve on dakika emzirin sonra diğerini vererek on dakika daha emzirin. Bir sonraki emzirmeye bebeğin en son emdiği göğüsten başlayın.

    Bebeğiniz süt gereksiniminin önemli bir bölümünü emzirmenin ilk bir kaç dakikasında alacaktır fakat sütün devamlı oluşabilmesi için bebeğin her iki göğüsle de emzirilmesi şarttır. Bebekler içgüdüsel olarak meme emmeyi bilirler. Ama ilk günler meme ucunu bulmakta güçlük çekebilirler. Göğsünüzün ucunu başparmağınızla orta parmağınızın arasına alıp bebeğin ağzına vererek ona yardımcı olun.

    İyi beslenebilmesi için bebeğin ağzını tamamen açması ve sadece göğüs ucunu değil göğsün koyu renkli bölgesinin tümünü dudaklarıyla kavrayarak meme emmesi gerekir. Göğüs uçlarını parmak uçlarınızla bastırarak süt akışını hızlandırabilirsiniz. Meme verirken göğsünüzün bebeğin nefes almasını engellememesine dikkat edin.

    Genellikle bebeğiniz doyduğunda kendisi karar verip memenizi bırakacaktır. Bazı bebekler özellikle de daha çabuk yoruldukları ilk günlerde daha uzun süre anne göğsünde kalmayı, anneleriyle cilt cilde temas etmeyi ve onun kokusunu daha uzun süre hissetmeyi tercih ederler. Lütfen telaşlanmayın ve bu konudaki endişenizi doktorunuza aktarın.

    Emzirme etkisiz ise; Meme ile bebeğin yanak ve çenesi arasında mesafe vardır ve bebek sadece meme başını tutmaktadır. Bebek çok sayıda, kısa süreli, hızlı ve yüzeysel emme hareketler yapmaktadır. Yeterli miktarda süt gelmediği için bebek huzursuzdur,

    Bebeğin sadece meme başını emmesi halinde; Meme başı zedelenir, anne meme başında acıma hisseder. Süt gelmesi ve sütün yapılması yeterince uyarılamaz. Süt gelmediği için hayal kırıklığına uğrayan bebek emmeyi reddeder.Pek çok anne bebeğini anne sütüyle beslemeyi istemiş olmasına rağmen meme başları acıdığı için emzirmekten vazgeçer. Bu nedenle emzirmenin henüz başlangıcında iken bebeğin memeyi doğru bir şekilde kavrayıp kavrayamadığının kontrol edilmesi çok önemlidir. Sadece meme başını emen bir çocuk, eğer uygun bir pozisyon verilirse, kısa sürede memeyi kavramasını öğrenir ve meme başındaki acıma ortadan kalkar. Ancak bu süre uzadığı takdirde anneye sabırlı olması söylenerek cesaret verilmelidir. Bebek ağlar, memeyi almak istemez, reddeder. Anne meme başında acıma hisseder.

    Emzirme sıklığı

    Bebeğiniz sizi, ihtiyacı olduğu zaman emecektir. Acıktığı zaman ağlayacak, yeterince aldığı zaman da beslenmeyi durduracaktır. Bebeklerin çok küçük mideleri vardır, bu yüzden de beslenme zamanında sadece üstesinden gelebilecekleri kadar ufak miktar alırlar. Sonuç beslenme sayılarında sıklık. ilk bir kaç haftada, yeni doğan bebeğiniz 24 saatlik zaman dilimi içinde 8 -12 beslenmeye ihtiyaç duyar. Bu da her 2 - 3 saatte bir beslenme demek, ve genelde gece boyunca 1 -2 defa olur. Bebeğinizin beslenme saatleri arasında dinlenmeye ve yediklerini sindirmeye ihtiyaçları vardır. Bu zaman aralığı da sütünüzün tekrar dolmasına yardımcı olur. İlk aydan sonra emzirme sıklığı günde 6 -7 defaya düşer.

    Her emzirme genellikle yaklaşık 10 -20 dakika arasındadır. Başlangıçta bebeğiniz biraz arsızca (doyumsuzca) davranacaktır; fakat; doydukça ve yoruldukça daha sakin bir şekilde emecek ve durgunlaşacaktır. Bebeğinizin yeterince beslenip beslenmediğini görmenin en iyi yolu, aylık kilo, boy ve baş çevresi artışının düzenli olarak takip edilmesidir.

    Anne sütünü arttırmanın yolları

    İlk 6 ayda anne sütü, bebek için gerekli tüm besinleri içerir ve beraberinde başkaca bir gıda verilmesi gereksizdir. Emzirme, anne ile bebek arasındaki ilişki kalitesinin en yüksek seviyede olmasını sağlayan psiko-sosyal ortamı yaratır. Anne sütü ile beslenen çocuklarda bulaşıcı hastalıklar daha seyrek görülür. Ayrıca anne açısından bakıldığında ise, annede meme ve yumurtalık kanseri gelişme olasılığını azalttığı saptanmıştır.

    Bebeğinizin sağlıklı gelişmesini, büyümesini ve hastalıklardan en iyi şekilde korunmasını istiyorsanız; bebeğinize mutlaka anne sütü vermelisiniz, yani doğal beslenmeden uzaklaşmamalısınız. Ayrıca her annenin kendi sütü bebeğinin erken, zamanında veya geç olarak doğmuş olmasına bağlı olarak içeriği değişmekte; sonuçta: her annenin sütü özellikle kendi çocuğunun en ideal besin kaynağı olmakta ve başkaca hiç bir besin onun yerini dolduramamaktadır. Ancak annelerin büyük bir çoğunluğu, önemli bir yanılgıya düşmektedirler, bunun en büyük sebebinin annelerin bebeklerine karşı duydukları aşırı sevgi ve koruma isteğine bağlı olmasına karşın, sonuçta bebeklerine istemeden çok büyük bir zarar vermektedirler. Bu yanılgı, bebeğin doymadığı kanısıyla ek gıdalara başlanmasıdır. Unutulmamalıdır ki; ağlamanın tek sebebi acıkmak değildir, bunun birçok sebebi olabilir. Örneğin; bebek daha çok kucaklanmak sevilmek isteyebilir, bazı bebekler memeyi sırf keyif için emmek isterler veya bebeğin bir rahatsızlığı olabilir (gaz sancısı, ateş vs.). Bebeğinize kendi sütünüzün yetmediğine lütfen tek başınıza karar vermeyiniz, bu karar için mutlaka bebeğinizin doktoru ile görüşmelisiniz.

    Sütünüzün Yeterince Gelmesi İçin Azami Dikkat Göstermeniz Gereken Konular

    Kendinizi psikolojik olarak emzirmeye hazırlamak, ayrıca emzirme eğitimi için çocuk hekimine gitmelisiniz.

    Sütünüzün gelmesini beklemeden ve kesinlikle şekerli su vermeden, bebeğinizi doğar doğmaz ilk yarım saat içinde mutlaka emzirmelisiniz.

    Bebek doğduğu andan itibaren istedikçe emzirilmelidir. Yenidoğan bebekler genellikle 8-10 öğün emmek isterler. Öğün sayısı daha sonra giderek azalır. Sık emzirme bol süt gelmesini sağladığı gibi, göğüslerin şişmesini ve acımasını da önler.

    Emzirmeden önce veya sonra ticari mama, inek sütü ya da başka gıdaların verilmesi, bebeğin aldığı süt miktarını azaltır. Bu durum da daha az süt gelmesine neden olur. Bu tür ek gıdaları, bebek 6 aylık olmadan başlamamak gereklidir.

    Başkaca sıvılar vermek için biberon kullanılmamalıdır, bebeğin meme emmesini tümüyle kesebilir. Biberonun gerektirdiği emme şekli meme emilmesinden daha farklı ve kolay olduğu için biberonu tercih etmelerine neden olabilir.

    Geceleri emmek isteyen bebeği annenin emzirmesi çok önemlidir. Bu durum hem bebeğin psikolojik dengesinin sarsılmaması hem de annenin süt veriminin artması açısından son derece önemlidir. Geceleri emzirmenin anne açısından güçlüğü nedeniyle babanın ve aile büyüklerinin bu konuda anneye yardımcı ve destek olması çok yararlı olacaktır. Zaten bu durum ikinci-dördüncü ayın sonuna doğru yavaş yavaş ortadan kalkacak ve geceleri emme ihtiyacı azalacaktır. Ancak bu konuda bazen aileler büyük bir yanlışlık yapmaktadırlar. Geceleri emzirmek yerine biberon ile beslemektedirler. Böylece hem annenin süt verimi azalmakta, hem çocuğa mikrop kaynağı olabilecek doğal olmayan beslenme yapılmakta, hem de bebek en yararlı olan anne sütünden mahrum bırakılmaktadır.

    Gün boyu çalışan anneler mamaya geçmeye alternatif olarak sütlerini sağarlar. Bu süt daha sonra kullanmak için buzdolabında en fazla 24 saat boyunca veya derin dondurucuda üç aya kadar muhafaza edilebilir. Buzu çözüldükten sonra yeniden dondurulmamalıdır. Sağılan süt siz işte iken bebeğinizin maması olarak kullanılabilir.

    Anne bebeğini emzirdiği dönemde kendi beslenmesine de özel bir önem göstermelidir. Emziren anne, günde en az iki litre sıvı, en az iki bardak süt içmeli veya yoğurt ve peynir gibi süt ürünlerini yemelidir. Protein gereksinimini karşılamak için kuru fasulye, nohut, mercimek gibi kuru baklagiller, et, tavuk, balık gibi yiyeceklerden her öğünde yemelidir. Bol bol sebze ve meyve ihmal edilmemelidir. Ayrıca sütünün az geldiği düşüncesinde olan annelerin şekerli gıdalardan ( pekmez, bal, reçel gibi...) daha fazla tüketmesi tıbben tam kanıtlanmış olmamakla birlikte faydalı olacaktır.

    Emziren annenin ruhsal yönden desteklenmesi, huzurlu bir ortam sağlanması ve mutlu edilmesi de son derecede önemlidir.

    Her emzirmede, bir önceki beslenmede en son verilmiş memeden başlanmalıdır.

    Bebeğin emme gücüne bağlı olmakla birlikte her emzirme yaklaşık 20-30 dakika sürmelidir.

    Yenidoğan döneminde emzirmenin başarılı sayılma kriterleri

    Besleme sıklığı günde 8 ile 12 kez arasındadır (bebek her defasında iki memeyi birden emmek zorunda değildir).

    Bebek ilk iki günde en az 1-2 bez ıslatmış olmalıdır. Eğer varsa pembe ürat kristalleri (hazır bezdeki aileler tarafından yanlışlıkla kanama zannedilen pembelik) üçüncü günden sonra kaybolmalıdır. Üçüncü günden sonra günde 4-6 adet hazır bez ıslatmış olmalıdır. Günde en az 3-4 dışkılama olmalıdır. Dışkı miktarı bir yemek kaşığı ya da daha fazla olmalıdır. Üçüncü günden sonra yumuşak,sarı dışkılama 4 (eğer büyükse) ile 10 (eğer küçükse) arasında olmalıdır. Bebeğin emmesi ritmik bir şekilde duyulmalıdır. Bebeğe bir taraftaki emmesi bitene kadar izin verilmelidir (emme süresi anne ve bebeğin tercihine göre değişebilir).

    Bu durumlarda annenin ve bebeğin ilgili hekim tarafından değerlendirilmeleri gerekir

    Üçüncü günden sonra günde 6 bezden daha az ıslatması. Üçüncü günden sonra siyah, yeşil ya da koyu kahverengi dışkılama olması. Günde 3-4 sarı dışkılamadan az olması (dördüncü günden bir aya kadar). Günde 8 kezden daha az beslenmesi. Bebeğin sürekli bakım ister, daima aç ve hiç bir zaman memnun görülmemesi. Bebeğin istisna olarak "iyi"olması, nadiren ağlaması ve 4-6 saatten fazla kesintisiz uyuması. Sütün gelmesi, ancak yutma sesinin duyulmaması. Meme başının çoğu emzirmede ağrılı ve hassas olması. Memelerde belirgin tıkanma olması (memeler çok serttir ve emzirmeden sonra yumuşamaz). Bebeğin günlük tartı artışının 20-30 g’dan az olması. Bebeğin doğumdan sonra onuncu günde doğum tartısına ulaşamaması.

    Memede oluşabilecek mastit ve mantar enfeksiyonu gibi durumlar vakit geçirmeksizin tedavi edilmeli, emzirmeye ara verilmesi önlenmelidir.

    Hastane kaynaklı patojenlerin oluşturduğu mastitler dışında emzirmenin devam etmesi gereklidir. Emzirmenin bebeğe bir zararı olmadığı gibi ,oluşacak bir meme absesinin de önüne geçebilir.

    Meme absesi oluşmuşsa, absenin olduğu taraftan emzirme yapılmamalı, sağlam memeden emzirmeye devam edilmelidir.

    Memenin ve meme başının büyüklüğü emzirmeyi etkilemez. Meme büyüklüğünü belirleyen salgı bezleri değil, yağ dokusu miktarıdır. Bu nedenle meme büyüklüğü ne olursa olsun tüm anneler yeterli süt üretebilirler. Emzirme pozisyonu uygun olan bir bebek meme başı küçük de olsa meme başını uzatarak etkili bir şekilde emebilmektedir. Meme başının düz ya da çökük olması sorun yaratabilir. Meme başları çökük olan anneler son üç aydan başlayarak günde bir kaç kez meme başı masajı yapmalıdırlar. Bebeğin emdikçe çökük olan meme başını çıkartacağı da unutulmamalıdır.

    Emzirme öncesi ve sonrasında memelerin temizlenmesi ya da yıkanmasına gerek yoktur. Bu işlemler meme başı ve aerolanın tahriş olmasına neden olabilir. Aeroladaki Montgomery tüberküllerinden salgılanan yağlı, kokulu,antibakteriyel madde memeyi doğal olarak korur.

    Emziren anneler ellerini her emzirmeden önce bol su ve sabun ile yıkamalıdırlar.

    Doğum Sonrası Ek Besin Vermenin Kabul Edilebilir Medikal Nedenleri :

    · 1500 g’ın altında doğum ağırlığı ya da 32 haftanın altında gestasyon yaşı

    · Potansiyel ağır hipoglisemi ile birlikte SGA (gebelik yaşına göre düşük tartılı bebek)

    · Annenin ağır hasta olması (psikoz, eklampsi ya da şok gibi)

    · Bebeğin doğumsal metabolizma bozukluları (galaktozemi, fenilketonüri ve maple şurup hastalığı gibi)

    · Bebeğin akut sıvı kayıpları

    · Annenin emzirme için kontrendike ilaç kullanması (onkoloji ilaçları,antiepileptikler,antipsikotikler gibi)

    Hasta annenin emzirmesi

    Hasta iken emzirmenin hiçbir sakıncası yoktur, anne rahatsızlığının belirtilerini fark etmeden onlar zaten bebeğe geçerler. Anne vücudunun hastalığa karşı oluşturduğu antikorlar sütüyle birlikte bebeğe geçer ve bebeğin hastalığa karşı savunmasını sağlar.Basit sağlık problemleriniz dışında doktorunuza danışarak beslenmeyi sürdürünüz. Ancak bazı hastalıkların gerektirdiği tedaviler (radyasyon tedavisi,antipisikotik tedavi,kemoterapi, narkotik ilaçlar v.b.) emzirme ile uygun düşmezler. Bu hallerde emzirme kesilmelidir(aldığınız ilaçların emzirmeye engel olup olmadığını mutlaka hekiminize danışın). Alınan bazı ilaçlar kana geçtiği gibi süte de geçebilir ve bebeğiniz için aşırı dozlara ulaşabilir. En basit ilaç bile beklenmeyen bir etki yapabilir.

    Doktorunuza danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayın.

    Ağrılı emzirme

    Emzirmede ağrının 2 nedeni olabilir. Birincisi ilk defa emzirecek bir anne için bu yeni deneyim hafif ağrılı olabilir. Ancak bu duyguya hemen alışılır.

    İkincisi ise bebeğin memeyi yanlış teknikle emmesi olabilir..

    Çözüm:

    · Bebeği meme ucuna tekniğe uygun yerleştir.

    · Bebek emerken meme ucu acırsa uygun pozisyonda mı diye kontrol et.

    · Memeni sabunla yıkama.

    · Bebek emmeyi bitirince:

    · Memeyi bırakıncaya kadar bekle.

    · Bebeğin memeyi bırakmasını istersen küçük parmağını bebeğin ağzının köşesinden sokarak memeni bastır. Sonra memeyi yavaşça çek.

    · Emme süresini kısaltmaya gerek yok.

    Bebeğin memeyi reddetmesi

    Sebepler

    · Bebek hasta olabilir.

    · Burnu tıkalı olabilir.

    · Ağzında pamukçuk vardır.

    · Bebek ememeyecek kadar küçük ve güçsüzdür.

    · Doğumdan sonra bebek anneden ayrı kalmış ve emzirme gecikmiştir.

    · Annenin işi ve hastalığı nedeniyle bebek uzun süre anneden ayrı kalmıştır.

    · Biberonla beslenen bebek anne memesi ile biberon ucundaki suni memeyi karıştırmıştır.

    · Anne sütünün yanı sıra su, şekerli su, mama verilmiştir.

    · Annenin süt salınması ile ilgili problemi vardır. Süt birden gelmiş ve bebek baş edemeyerek korkmuştur veya süt yavaş gelmiş ve bebek öfkelenerek emmeyi bırakmıştır.

    Çözüm

    · Bebeği doktora götür.

    · Her emzirme öncesinde bebeğin burun deliklerini serum fizyolojik ile ıslatılmış fitil haline getirilen pamukla temizle.

    · Bebek emmeye başlayıncaya kadar sütünü temiz kaba sağ ve gavaj- kaşıkla ver.

    · Sabırla emzirmeyi dene.

    · Sütünü sağ, kaşıkla verilmesini sağla. (Birkaç gün memeleri emzirmek sağmak veya emzirmek sütü artırır)

    · Biberonla beslemeyi durdur. Sütünü sağ, kaşıkla ver.

    · Anne sütünden başka yiyecek- içecek verme.

    · Her emzirmeden önce sağarak memeyi boşalt. Çok dolu olmasını ve birden akmasını önle. Sık sık ve bebeğini istediği süre emzirerek yeterince sütün olmasını sağla.

    · Emerken çok giydirme.

    İlk günlerde annenin sütü konusundaki endişeleri

    Doğumun hemen ertesinde memeler boştur. Memelerin ilk günlerde boş olmasını çoğu anne endişe ile karşılar. Neden emzirmediği sorulduğunda “Daha sütüm gelmedi” cevabını verir. Halbuki ilk günlerde az da olsa süt yapımı olur. İlk gün oluşan süte ağız adı verilir.

    Bu sütün bebeğe mutlaka verilmesi gerekir. Bebek emmeye devam ettiği sürece hayatın 3.-4. gününden itibaren süt bollaşmaya başlar.

    İlk günlerde süt gelmiyor diye bebekler emzirilmezse süt gelişi gecikir. Bu duruma meydan vermemek için doğumdan hemen sonra başlamak üzere bebekler sık sık emzirilmelidir. Böylece süt yapımı artar ve memeler gerginleşir.

    Memelerin gerginleşmesi anne tarafından hissedilir ve sütün yeterli yapıldığını anne anlar. Ancak ilerleyen haftalarda bebeklerin çok iyi emmesinden dolayı memeler çok iyi boşaltıldığı için yumuşama ve gerginliğin kaybolması durumu ortaya çıkar. Bu durum normal bir olaydır.

    Aslında süt yapımı halen yeterli bir düzeydedir ama memelerin bu şekilde yumuşamasını anneler yanlış algılayıp sütünün azaldığından yakınırlar. Bu yanlış inanış sonucunda acele ile ek gıdaya başlarlar.

    Sonuçta anne sütü kaybedilir. Gerçekte ise aylar ilerledikçe memede yapılan süt miktarı giderek artar. Bu artış hayatın 6. ayına kadar devam eder, bebeğin su dahil bütün gereksinimini karşılar. Anneler memedeki yumuşamanın normal olduğunu bilmelidirler.

    Emzirmede gözlenen anneye ait sorunlar

    Özellikle ilk çocuğu olan ilk annelerde görülen bu sorunlar ilk haftalarda ortaya çıkar.

    Memelerin şişmesi ve rahatsızlık yaratması: Doğumdan sonra süt yapımının başlamasına bağlı olarak memelerde en çok ikinci ve yedinci günler arası şişlik ve gerginlik oluşur. Bu his anneler tarafından bir rahatsızlıkmış gibi algılansa da aslında süt üretiminin bir belirtisidir. Memeye kan ve lenf akımının artmasına bağlıdır. Bu şişlik ve gerginliğin ileride problemlere yol açmaması için bebek sık sık emzirilmelidir.

    Hastane doğumlarında anneler çeşitli nedenlerle bebeklerini daha az emzirdiklerinden memeleri yeterli derecede boşalmaz. Sonucunda memede süt birikimi oluşur. Memenin biriken süt ile gerginleşmesi sonucu bebeğin memeyi tutması zorlaşır. Daha çok süt birikimi olur. Memeler iyice sertleşir ve ağrımaya başlar. Ağrı duyusu nedeni ile anneler bebeği daha az emzirme yoluna giderler. Bu durum memeleri daha kötü hale getirir. Bu tür memelerde mastit ve apse gelişme ihtimali oldukça fazladır.

    Öncelikle memelerin bu derece şişmesi önlenmelidir. Bunun tek yolu da sık emzirmekten geçer. Bu yüzden emzirmeye doğumdan sonra mümkün olduğu kadar erken başlanmalıdır. Sık sık emzirilerek memelerin ileri derecede şişmesi önlenmelidir.

    Tedavide en iyi yol emzirme sıklığının artırılmasıdır. Memelerin aşırı derecede sertleşmesi sonucu bebek memeyi tutamıyorsa veya tutmasına rağmen yeterli şekilde boşalma sağlanamıyorsa memeler elle veya pompa ile sıkılarak boşaltılır. Bu yöntemle memeler yumuşatılabiliyor ise geri kalan işleme bebek devam etmelidir. Sıkılarak veya pompa ile çekilerek bebeğin tutabileceği yumuşaklığa erişebiliyorsa bebek sağılan süt ile beslenmelidir. Bu tür beslenmede biberon kesinlikle kullanılmamalıdır. Sağılan süt fincan veya kaşıkla bebeğe verilmelidir. Sağma işlemine memeler yumuşayıncaya kadar devam edilir.

    Ayrıca emzirmeden önce ılık, nemli kompres yapılması ve yine ılık bir duş alınması süt akışını kolaylaştırır.

    Süt ateşi: Memeleri gerginleşen annelerde gözlenebilir. Biriken sütün anne kanına karışması sonucu ortaya çıkar. Genellikle 24 saat kadar devam eder. Ateş kendiliğinden geçer. 48 saatten uzun sürmesi durumunda enfeksiyon yönünden inceleme gereği doğar.

    Meme uçlarında ağrı: Tek nedeni bebeğin meme tutuşunun hatalı olmasıdır. Ağrıdan dolayı anne bebeğini daha az sıklıkla veya daha kısa süreli emzirir. Sonuçta süt yapımı azalır. Memeler sabun ile temizlenmemelidir. Bebeğin memeyi kendiliğinden bırakması beklenmelidir. Tedavide memenin doğru tutulması esastır. Meme usulüne uygun tutulursa ağrı kısa sürede geçer. Memenin dinlendirilmesi yanlış bir uygulamadır. Krem veya başka ilaçların kullanılmasının yararı olmadığı gibi bazen ağrıyı daha da arttırabilir.

    Meme uçlarındaki çatlak: En önemli nedeni bebeğin emzirilme tekniğinin yanlış olmasıdır. Öncelikle tutuş tekniği düzeltilmelidir. Bebek emzirilmeye ağrıyan memeden başlanılmalıdır. Memenin mümkün olduğu kadar fazla zaman hava ile teması sağlanmalıdır. Emzirilme sonunda gelen sütün bir kısmı meme üzerinde bırakılmalıdır. Çatlak olan taraftan emzirilme mümkün olmuyorsa sütün sağılması yoluna gidilmelidir. Emzirmeye daha az hassas olan memeden başlanmalıdır. Emzirme sonrası memeler su ile durulanmalı, havalandırılarak kurulanmalıdır. Meme başı kuruduktan sonra elle sıkılarak memeden damlaması sağlanan birkaç damla süt hafifçe meme başına sürülüp kendiliğinden kuruması sağlanmalıdır. Meme ucunda çatlak ve ağrı olmasında bir başka nedende memenin nemli bırakılmasıdır. Bu nedenle emzirme sonrası memenin kuru tutulmasına özen gösterilmelidir. Sızıntıların memeyi ıslatmaması için sık ped değiştirilmeli ve emzirme aralarında hava ile temas sağlanmalıdır. Yüzeysel bir iltihap için antibiyotikli krem kullanılması gerekirse emzirme öncesi meme durulanmalıdır. Bir aydan sonraki meme ucu enfeksiyonlarının en önemli nedeni ise mantar enfeksiyonlarıdır.

    Meme ucu kısalığı: Anneler meme ucu kısalığı nedeni ile bebeklerini emziremeyeceklerini düşünür. Aslında emzirme için meme başının uzun olmasına gerek yoktur. Emzirme meme başından yapılmadığı için meme başının uzun olması bir avantaj sağlamaz. Ağız içine sadece meme başı değil areolanın büyük bir kısmı girmesi gerektiğinden emzirme için meme başına fazla ihtiyaç yoktur. Bebeğe meme verilmeden önce meme ucu etrafındaki areola iki parmakla yandan hafifçe tutularak çekildiğinde bebeğin ağzına girecek bir şekil aldığı görülür. Areolanın bebek ağız içerisinde bu şekilde tutularak sokulması başarılı bir emzirme sağlayacaktır.

    Meme kanallarının tıkanması: Memede üretilen süt meme başına ince kanallarla taşınır. Bu kanalların tıkanması sonucunda o bölgelerde ağrı ve sertlikle birlikte olan topaklanmalar ortaya çıkar. Tedavi memelerin sık sık boşaltılması ile sağlanır. Bu işlemi bebeğin yapması tercih edilir. Bu nedenle bebeğin sık sık anneyi emmesine izin verilir. Emzirmeye kanalların tıkalı olduğu meme tarafından başlanmalıdır. Yeterli boşalma sağlanamıyorsa elle veya pompa ile boşaltma işlemi sık sık yapılmalıdır. Tıkanmanın olduğu yere yukarıdan meme başına doğru nazikce sıvazlama yapılmalı ve bu işlem sık sık tekrarlanmalıdır. Annenin istirahat etmesi sağlanmalıdır. Ilık duş alınması da işe yarar.

    Mastit: Kanalların tıkanması uygulanan yöntemlere rağmen giderilememişse meme dokusunda enfeksiyon gelişebilir, iki haftadan önce nadiren görülür. Mastit oluştuğunda meme dokusunda şişkinlik, hassasiyet ve kızarıklık olur. Ateş görülebilir. Mastit emzirmeye engel oluşturmaz. Mastitli anne emzirmeye devam etmelidir. Mastitli memeden emme bebeğe ilave risk getirmez. Emzirmeye sağlam memeden başlanıp diğer tarafa kendiliğinden süt gelince geçilmelidir. Emzirme mümkün olmuyorsa uygun şekilde sağma işlemi uygulanmalıdır. Bu işlemler yapılmadığı takdirde yani süt memede kaldığı sürece enfeksiyon yaygınlaşır ve süt üretimi azalarak kesilir. Uygun antibiyotik tedavisi gereklidir. Ağrı ve hassasiyeti azaltmak için parasetamol veya ibuprofen verilebilir. Enfekte meme üzerine ıslak sıcak havlu koymak yararlıdır. Bu işlem sık sık tekrarlanır.

    Emzirmenin bebeğe ait sorunları

    Bebeğin uykulu olması:Böyle durumlarda bebeği uyandırmak için şekil-1'deki hareket uygulanmalıdır. Bunun için bir elle bebeğin başı ve sırtının üst kısımları, diğer elle de bacakları tutulur. Bebek sırtından desteklenirken, bacakları oturur duruma getirilir. Bu işlem bebeği uyandırmak için birkaç kez tekrarlanır. Anne parmakları ile ilk gelen sütü hafifçe sağarak, bebeğin ağzına boşaltması, bebeğin yorulmadan ilk yudumu olmasını sağlar. Bu, bebeğin emme hareketlerinin başlamasına yol açar.

    Bebeğin huzursuz olması: Bebeğin huzursuz olduğu ve çok ağladığı (dolayısıyla yorgun olduğu) durumlarda da emmesi güç olabilir. Bunun için emzirmeye başlamadan önce, sakinleştirilmesi gereklidir.

    Biberonla beslenen bebek: Biberonun emziğine alışan bir bebek için, annenin memesini emmek oldukça güç bir iştir. Bu nedenle biberon verilen bebeklerin, daha sonra memeden emmeyi öğrenmeleri, biberonu tamamen bırakmaları zordur. Buna karşılık bebekler başlangıçtan beri annelerini emmeye alışmışlarsa, daha sonra herhangi bir nedenle kısa süreli biberon verilse bile annelerini daha kolay emerler. Anne bebeğini emziremiyorsa, eli veya aletle sağdığı sütünü biberonla değil, kaşıkla vermelidir.

    Meme ile boğuşan bebek: Özellikle memelerin iri olduğu durumlarda, bebek emerken burnu tıkanabilir ve rahat nefes alamaz. Bunu önlemek için emzirme pozisyonunun iyi öğrenilmesi gereklidir.

    Bebeğin bir memeyi daha az alması: Bu durum emzirme sırasındaki yanlış duruşlara veya bir memeden daha kolay ve çok süt gelmesine bağlı olabilir. Böyle durumlarda önce sütün bol geldiği meme emzirilerek, diğer memenin de refleks olarak sütle dolması sağlanmalı, daha sonra diğer meme emzirilmelidir. Bu başarılı olmazsa, sütün az geldiği tarafta sütün tamamen kesilmesini önlemek için. El ile veya aletle sağılmalıdır. Başarı sağlanamazsa annenin bir memesini emzirmesi de önerilebilir.

    Sütün fazla gelmesi: Memenin süt alma refleksinin fazla olması nedeniyle çok fazla sütün geldiği durumlarda, bebek bunu kolaylıkla yutamaz ve boğulur gibi olur, hatta bunu yutmaya çalışırken hava da yutar. Böyle durumlarda bol miktarda gelen ilk süt bir kaba alınmalı, bebeğin memeyi emerek boşaltmasından sonra, bu süt kaşıkla bebeğe verilmelidir. Sütün çok bol olduğu durumlarda, her beslenmede annenin bir memesini emzirmesi önerilebilir.

    Sezaryenle doğum: Sezaryenle doğum annenin emzirmesine engel değildir. Sezaryenli anneler normal doğum yapanlar gibi bebeklerini emzirebilirler. Ancak bu annelerin karşılaştıkları iki önemli sorun vardır.

    1- Annenin karnındaki ameliyat yerinin ağrısı, emzirmeyi unutturabilecek kadar fazla olabilir,

    2- Bebeğin emzirilebilmesi için kucakta tutulması zordur.

    Sezaryenden çıkan annelerin gerek anestezinin etkisinde olmaları, gerekse ameliyat nedeniyle hareketlerinin kısıtlanması nedeniyle desteklenmeleri gerekir. Genellikle bebek annesinin koltuğunun altına konan bir yastığın üzerine yatırılır ve emzirilir. Meme değiştirirken de hemşire yardımcı olur.Bebeğin serviste izlenmesi gerekiyorsa ve anne bebeğinin yanına gidemi yorsa, sık sık elle veya aletle memeleri sağılarak, sütün kesilmesi önlemelidir.Sezaryen geçiren annelerin emzirmeleri kendi sağlıkları için de yararlı olur. Çünkü emzirme ile salgılanan hormon rahmin normal büyüklüğüne daha kısa zamanda gelmesini sağlar. Ameliyattan sonra anneye düşük dozlarda verilen ve süte geçen ağrı kesiciler, bebek için genellikle zararlı değildir.

    İkiz bebekler: Bu bebeklerin beslenmeleri için iki misli anne sütüne gerek vardır ve annenin memeleri bu kadar sütü kolaylıkla yapabilir. Öncelikle annelerin bu konuda kendilerine güvenmeleri sağlanmalıdır.İkiz bebekler çeşitli sorunları nedeniyle hastanede bile yatsalar, örneğin biri doğrudan emzirilerek diğeri de sağılan sütle beslenebilir. İki bebeğin aynı anda veya ayrı ayrı beslenmeleri tamamen anneye kalmıştır.İkizlerin aynı anda emzirilmeleri hem daha pratiktir, hem de anneye zaman kazandırmış olur.İkizlerden biri daha büyükse emme kuvvetleri farklı olabileceğinden, her emzirmede bebeklerin emdikleri memenin değiştirilmesi önerilmektedir.Ayrıca daha aç gözüken bebek, daha dolgun memeden emzirilmelidir.Üçüz bebekler de ikizler gibi beslenebilir. Ancak annenin üç bebeği birden besleyebilecek kadar sütü olmayabilir.

    Erken doğmuş bebek: Erken doğmuş düşük kilolu bebeklerin emme refleksi zayıf olabilir, yardımcı olunması gerekebilir. Yastık üzerine yatırılarak tutulmaları emzirilmelerini kolaylaştırır. Genel durumu iyi ve nispeten kilosu normal erken doğmuş bebekler, zamanında doğmuş bebekler gibi, hemen emzirilmelidir.Erken doğmuş bebekler bir iki saatte bir emzirilmelidir. Bu bebekler kolaylıkla yorulup, uyudukları için emzirmeler kısa süreli (2 - 3 dakika) olabilir. Emzirmeler bebeğe göre ayarlanmalıdır. Bebek büyüdükçe, zamanında doğan bebekler gibi emzirilmelidir. Bebek uykuya eğilimli ise, uyandırma hareketleri yaptırılmalıdır.Yoruldukları için okşanarak veya hafifçe vurularak emmelerinin devamı sağlanabilir.

    Pamukçuk: Gebe kadınların vajinalarında mantar enfeksiyonu sık olduğundan, bebekler doğum sırasında kolaylıkla hastalanabilir. Annenin meme enfeksiyonlarının kaynağı da genellikle bebeklerinin ağzıdır. Bebeğin ağzındaki ve annenin meme-sindeki enfeksiyonlar emzirmeyi zorlaştırabilir. Böyle durumlarda her gün yeniden hazırlanan bikarbonatlı solüsyonlarla (bir bardak suya bir silme çay kaşığı dolusu bikarbonat) beslenmelerden sonra bebeğin ağzı ve annenin memesi temizlenmeli, gerekirse doktorunun önereceği ilaçlar kullanılmalıdır. Bebekler ağızlarına soktukları şeylerle yeniden enfekte olabilecekleri için, bu tür malzemelerin yirmi dakika kadar suda kaynatılmaları uygun olur.

    Anne Sütünün Sağılması

    Anneler oturur ve hafif öne eğik durumda, sol el ile memelerini sağarken, gelen sütü sağ el ile tuttukları şişe içinde toplarlar. Bu amaçla; Başparmak üstte, işaret parmağı altta olacak şekilde, meme, meme ucunun biraz gerisinden, iki parmak arasında tutulur ve meme elle göğüs duvarına (arkaya) doğru bastırılarak sıkıştırılır.

    Parmakların ikisi birden, birbirlerine doğru hafifçe sıkılır. Bu işlem sırasında parmaklar ayrılmamalı ve kesinlikle meme ucu dışarıya doğru çekilmeme-lidir. Bu sıkıştırma ile sütün iyice dışarı çıkması sağlandıktan sonra, aynı işlem bir kaç kez tekrarlanır.

    Bir meme elle sağılıp boşaltıldıktan sonra, aynı işlem diğer memede tekrarlanmalıdır. Bazen anne bir memesini sağarken, refleks yolla, diğer memeden de süt gelebilir.

    İster elle, ister pompa ile olsun memenin sağılması ile az miktarda süt gelirse üzülmemelidir. Çünkü sütlerin bol olduğunu söyleyenler bile, genellikle 250 - 300 ml' den fazla süt alamazlar.

    Bazen sütle dolu olmaları nedeniyle sert ve ağrılı olan memelerin elle sağılmalar, zordur. Böyle durumlarda ılık bir duş alınması ve duş alırken suyun sırttan gelip, omuzlardan öne aşağıya (memelere doğru) gelmesinin sağlanması yararlı olur. Hatta banyoda memeler ılık su ile dolu bir kap içine konursa, süt geldiği görülebilir. Ilık duş alınamıyorsa, memelerin üzerine ılık kompres de yapılabilir.

    Bazı anneler memelerini elle boşaltmada başarılı olamazlar. Bunun başlıca nedenleri;

    1- Parmakla meme başı sıkıştırılırken, memenin göğüs duvarına (arkaya) doğru itilmemesi,

    2- Uygulamanın boş memeye yapılmasıdır.

    Bebek emzirirken karşılaşılan sorunların çoğu geçici olup genellikle yanlış duruş veya yanlış meme verme nedeniyle oluşur ve emzirmeyi kesmeden birkaç basit değişiklik yaparak halledilebilir.

    Eğer bebek doğru vaziyette tutulmamış ve meme doğru şekilde verilmemiş ise bazı rahatsızlıklar yaşayabilirsiniz (meme uçlarının acıması gibi). Özellikle sezaryen ameliyatı sonrası ağrı olduğunda uzanırken veya bebeği koltukaltı konumunda tutarken emzirme gibi pozisyon değişiklikleri faydalı olabilir. Süt üretimi için gereken kan dolaşımının artması nedeniyle veya süt miktarı doğumdan birkaç gün sonra geldiğinde memeler dolu ve sert olabilir. Bu durum, bebek meme emerken tüm sütü kullanmadığında veya duruşta sorunlar olduğunda da meydana gelebilir. Süt miktarının kendini ayarlamasından önce memeler süt ile tam olarak dolduğunda ilk

    tıkanma meydana gelir. Aşağıdakileri uygulayarak bunu engelleyebilirsiniz:

    •Bebeğin memeye yapışmasını kolaylaştırmak ve doluluğu azaltmak için meme ucunu yumuşatmak üzere memelere masaj yapmak ve emzirmeye başlamadan önce bir miktar süt çıkarmak.

    •Meme uçlarının bebeğin süt emişini kolaylaştıracak şekilde daha dik olmasını sağlamak amacıyla memenin üzerine soğuk bir şey koymak

    •Emzirmeye başlamadan önce memelere sıcak kompres yapmak veya sıcak bir banyo yapmak.

    •Bebeğe sık sık meme vermek.

    •Bebeğiniz yeterince süt emmemiş ise memeleri yumuşatmak için

    Bebek hiçbir zaman yalnızca başından tutulmamalıdır, çünkü bu şekilde tutuluş bebeğin başının öne doğru itilmesine yol açar. Emzirmeden sonra süt çıkarmak. Bu işlem süt akışını ve süt çıkışı refleksini güçlendirebilir.

    İbuprofen tabletler ile iltihaplanma azaltılabilir ve parasetamol ağrıları dindirebilir.

    Uygun bir biçimde konumlandırılmış iken istenildiğinde bebeğin meme emmesini teşvik etmek tıkanıklığı ve olası diğer sorunların çoğunu tedavi etme ve engellemenin en etkili yoludur.

    Meme iltihabı memelerin iltihaplanmasıdır ve tedavi edilmediği takdirde daha ciddi bir enfeksiyona dönüşebilir. Genellikle meme ucundaki çatlaklardan memeye giren bir enfeksiyon, süt yollarının tıkanması veya yanlış emzirme duruşundan kaynaklanır. Meme iltihabının belirtileri memedeki yumrular, kızarıklık, ateş ve hassasiyet ve meme ucundan gelen katı maddelerdir. Ağrı ve ateş gibi gribe benzer semptomlar ile birlikte de görülebilir.

    Meme iltihabını tedavi etmede genellikle antibiyotik kullanılır ve iltihabın yatışmasına yardımcı olduğundan emzirmeye devam edilmelidir. Aynı şekilde sık emzirme ve kompresin yanında memelere hafifçe masaj yapılması da (özellikle emzirme esnasında) faydalıdır.

    Bazen bebekler iyi beslenemez ve bebeğiniz kilo da almıyorsa bu bir sorun olabilir. Bu sorun yetersiz emzirme tekniği, yanlış mama, yetersiz süt stoğu, bebeğin gereği gibi emzirilememesi (sabitleme zorlukları, bebeğin yanlış tutulması gibi), besin tahammülsüzlüğünden kaynaklanan yetersiz emme veya bağırsak bozukluklarından olabilir. Endişe duyduğunuzda ve özellikle bebeğiniz de iyi görünmüyorsa doktorunuz, ebeniz veya varsa düzenli kontrollerinizi yapan sağlık personeli ile irtibat kurunuz. Yoksa

    istirahat etmeye ve emzirmeye konsantre olmaya çalışın. Çoğu zaman bebeğiniz gerginliğinizi ortadan kaldırabilir.

    Anne sütünün yeterlilik kriterleri

    Annelerin en büyük korkusu sütlerinin bebeklerine yetmediği düşüncesidir. Bebekler sebepli ve sebepsiz pek çok nedenden ağlarlar. Her ağlamada meme verildiğinde bebeğin çoğu kez sakinleştiği görülür. Bu yüzden bebeğin aç kaldığı fikri anneye yerleşir. Çevreden de bebeğin aç kaldığı söylenince anne hemen ek gıda başlama ihtiyacı duyar. Bunun sonucunda da bebek anneyi daha az emmeye başlar ve süt yapımı azalarak hızla kesilmeye doğru yol alınır. Bebekler tok olduklarında bile güçlü emme reflekslerinden dolayı sürekli emme ihtiyacı duyarlar. Amaç beslenme olmasa bile bu emme ihtiyacı tamamen emme hazzı duymaya yönelik olduğundun her emme isteği bebeğin aç olduğuna işaret etmez. Ancak bu duygu sayesinde bebekler annelerini sık sık emerek anne sütünün çoğalmasına ve devamına katkıda bulunurlar. Bir yandan sütün devamını sağlarken bir yandan da emme zevklerini tatmin ederler. Burada yapılan yanlışlar nedeni ile çoğu zaman gereği olmadığı halde ek gıdalara başlanır. Bebeğin normal gelişimi sırasında hayatın ilk 5 gününde fizyolojik ağırlık kaybının olabileceği bilinmelidir. Bu kayıptan sonra bebekler vücut ağırlıklarını arttırmaya başlarlar. Hayatın 10. günü civarı tekrar doğum ağırlıklarına erişirler. 10. günden sonra ağırlıkları sürekli olarak artma gösterir. Bu özelliklerin bilinmemesi nedeni ile bebeklerin fizyolojik ağırlık kayıpları yanlış yorumlanıp ek gıdalara başlanmaktadır.

    İlk değerlendirme 1. ayın sonunda yapılır. Sağlıklı bir büyümede ayda 600 gr. Ve üzerinde bir ağırlık artışı yeterlidir. Bunun dışında hiçbir kriter bebeğin yetersiz beslendiğini göstermez. Ama anne sütü alan bebek ilk ay boyunca, 1. haftadan itibaren, günlük değişiklikler olabileceği de akılda tutularak bezini en az 6 defa idrarı ile 2-3 defa da dışkısı ile ıslatıyorsa telaşa gerek yoktur. Bu nedenle sabırla ilk ayın sonu beklenmelidir.

    İştah atakları: Bebeğin ağlayıp bir türlü yatıştırılamadığı bir durumdur. Daha sık ve daha uzun emme isteğine karşı bebek hep aç gibidir. Tipik olarak 8-12 gün, 3-4 hafta ve 3. ayda ve daha sonra ise değişik zamanlarda görülür. Bu ataklar annede bebeğin gereksinimini yeterince sağlayamıyorum duygusu verdiklerinden gerginliğe yol açarlar. Gaz sancısından yukarıda belirtilen zamanlarda olmaları ile ayırt edilirler. Mama verilmesi sorunu artırabilir. 3-5 gün içinde annenin sütünün artacağı ve duruma adapte olacağı bilinmelidir. Beslenme sıklığı arttırılmalıdır.

    Babanın yeri

    Anne-babasıyla yakın, sevecen ilişkisi olan bebek çok şanslıdır. Bebeklerin fiziksel yakınlığa ihtiyaçları vardır ve emzirme dışında, bebeğin bulunabileceği en şahane yer babasının sevecen kollarıdır. Bebek ile sıcak ve bağlı (düşkün) bir ilişki kurmak için babanın onu beslemesi gerekmez. Sarılarak, severek, oynayarak onunla bu ilişkiyi kurabilir. Babasının omzunda sallanmak veya göğsünün üzerine yatmak bebeğin çok hoşuna gider. Bırakın beslenmesi bitmiş bebeğinizi babasının göğsüne, onunla kalsın, babası onu sallasın kollarında. Bebeğin altını değiştirmek, yıkamak, ağladığı zaman yatıştırmaktan başka babanın onunla paylaşabileceği şeyler vardır, biraz hayal gücü yeterlidir. Hatırlanması gereken en önemli şey de bebeğin hem anneye hem babaya gereksinim duymasıdır. Bebeğin ihtiyaçlarının her ikisi tarafından da karşılanacağını bilmesi çok önemlidir. Babanın, anne ile olan bağlılığı bebekle bağlılığını pekiştirir. İlk aylarda babanın asıl görevi anneyi rahatlatmaktır ki o da rahat rahat emzirsin, bunu da evdeki bazı işlerin yükünü üstünden alarak ve yardımcı olarak sağlar.

    Emzirme Süresi

    Uzmanlar bebeklerin bir iki yıl boyunca emzirilmelerini uygun buluyorlar (dünya sağlık örgütü iki yıl emzirmeyi önermektedir). Bebekler 6 aylık iken katı yiyeceklerle tanışmaya hazır oluyorlar ancak emdikleri müddetçe emzirilmeleri, uzmanlarca sağlık açısından yararlı bulunmakta.

    0-6 AYDA BESLENME

    İlk 6 ayda yalnızca anne sütü ile beslenen bebekler ishal, zatürre gibi bulaşıcı hastalıklara ve alerjik hastalıklara daha az yakalanırlar, daha sağlıklı büyürler. İlk 6 ayda bebeğinizi sadece anne sütü ile besleyiniz. Bu aylarda anne sütü ile birlikte verilen ek besinler bebeğin anne sütünden yararlanmasını engeller.

    Bu aylarda, çok sıcak havalar da dahi bebeğinizin su gereksinimi yoktur.

    İlk günlerde gelen anne sütü çok besleyicidir, bebeğinizi sık sık emzirerek bu sütten yararlanmasını sağlayınız. Anne sütünde bütün vitaminler vardır, yeterli olmayan yalnızca D vitaminidir. Anne sütü ile beslenen bebeklere 2. haftadan başlayarak doktorunuzun vereceği D vitamini içeren damla ya da şurubu düzenli kullanınız.

    Anne sütünün artmasını sağlamak için göğüslerinizin boşalması gerekmektedir. Bu nedenle bebeğinizi sık besleyiniz. Bebeğinizin emmediği durumlarda göğsünüzü sağarak mutlaka boşaltınız.

    Tüm annelerin sütü yararlıdır. Sütünüz size sulu gelebilir. Bu anne sütünün genel özelliğidir, bu konuda endişe etmeyiniz.

    Bebeğiniz her beslenmeden sonra az miktarda kaka yapabilir. Bu durum normaldir, endişelenmeyiniz.

    Bebeği emzirirken göğüs uçlarında acıma, çatlak gibi durumlar sık görülebilir. Bu durumda bebek sık emzirilmeli ve göğüs başları kuru tutulmalıdır.

    Emziren anneler her zaman sutyen giymelidirler. Sutyen bol ve pamukludan yapılmış olmalıdır.

    Anne sütünün yetmediği inancı ile doktora danışmadan yeni bir gıdaya başlanmamalıdır. Düzenli kilo alan, günde 6 defa beslenebilen, bezini günde 6 kez ıslatan ve 1-2 kez de kaka yapan bir bebek anne sütünü yeterince alıyor demektir.

    Anne sütünün yeterliliği en iyi, çocuğun gereken kiloyu alması ile anlaşılır. Bu nedenle bebeğinizi düzenli aralıklarla sağlık kontrolüne götürünüz.

    Çalışan anneler sütlerini sağdıktan sonra 20 dakika kaynatılarak steril edilmiş şişelerde buzdolabı raflarında 24 saat, buzlukta ise 6 ay saklayabilir. Saklanan anne sütü hiçbir zaman kaynatılmamalıdır.

    Bebeklere ilk yaşın sonuna kadar kaynatılmamış su verilmemelidir.

    Emzirme Sırasında Dikkat Edilmesi Gerekenler

    1-Emzirmeye başlamadan önce ellerinizi yıkayınız.

    2-Emzirirken sırtınızı dayayabileceğiniz şekilde rahat oturunuz.

    3-Her gün banyo yapamayan anneler, meme başlarını günde bir kez ılık su ile silmelidirler. Meme başlarının nemli olması meme başı çatlaklarına yol açar.

    4-Emzirirken meme ucu ve etrafındaki kahverengi halkanın çocuğun ağzını tamamıyla kapatacak şekilde olmasını sağlayınız.

    5-Emzirirken çocuğunuzun burun deliklerinin açık olmasına dikkat ediniz.

    6-Her emzirme öğününden sonra bebeğinizin gazını çıkarttırınız.

    7-Beslenme programını bebeğinizin isteğine göre düzenleyiniz. Bu istek 2 saat aralıklarla bile olabilir, buna uyunuz.

    Bebeklerini emziren annelerin iyi beslenmesi anne ve bebek sağlığı açısından önemlidir. Bu nedenle anneler;Günde 2 lt (10 su bardağı kadar) sulu gıdalar (su, süt, az şekerli limonata, komposto, çorbalar vb.) almalıdır. Günlük beslenmesinde en az 2 su bardağı süt veya yoğurt, 1 köfte kadar et, 1 adet yumurta, 3 ince dilim ekmek veya 3 porsiyon unlu yiyecek, 2 adet meyve bulunmalıdır. Anne, süt verirken sigara içmemeli, çay ve kahve gibi besleyici değeri olmayan içecekleri tüketmemelidir.

    6-9 AYLIK BEBEK BESLENMESİ

    Yalnız anne sütü ile beslenen bebeklerde ek gıdalara en erken 6. aydan sonra başlanır. ilk 6 ay arasında bebek yeterli kilo alıyorsa yalnız anne sütü ile beslemeye devam ediniz ve ek besinlere 6. aydan sonra başlayınız.Bu dönemde çocuğunuza verdiğiniz ek gıdaların anne sütünün tamamlayıcısı olduğunu unutmayınız.Ek gıdaya geçişte, özellikle katı gıdaların verilmeye başlandığı dönemde bebekler dilleri ile besinleri itebilir (dil itme refleksi). Bebeklerin, istem dışı yaptıkları bu hareket bazı çocuklarda 4. ayda, genellikle 6. aydan sonra düzelir. Bebeğiniz ek gıdaları sevmedi diye endişelenmeyiniz.Çocukların beslenme durumu en iyi kilo alışları ile değerlendirilir. Bunun için çocuğunuzu düzenli sağlık kontrollerine götürünüz.

    EK BESİNLER: Çocuğu değişik tadlara ve kıvamlara alıştıran, ileri yaşlar için kolay yeme alışkanlığı kazandıran, besleyici değeri yüksek besinlerdir. Bu dönemde verilecek ek besinler meyve püresi, sebze püresi, muhallebi, yoğurt, peynir, reçel, bisküvi, ekmek, yumurta gibi yiyecekleri içerir.

    Ek besinler kaşıkla veya bardakla az miktarlarda başlanarak verilir, daha sonra öğün haline getirilir.

    Yeni deneyeceğiniz yiyecekleri çocuk aç iken alışık olduğu yiyeceklerden önce veriniz.

    Ek besinlerin hepsine aynı haftada başlamayınız. Yeni besinleri en az 3-5 gün aralıklarla çocuğunuzun beslenme programına ekleyiniz.

    Yeni verilecek yiyeceklerin alerji yapıp yapmadığına dikkat ediniz. Şüphenilen gıda çocuğa verilmediği zaman belirtilerin geçip geçmediğini kontrol ediniz.

    Bebeğinize hiçbir zaman şeker,bal veya reçele batırılmış yalancı meme vermeyiniz.

    Çocuğunuzun hoşlanmadığı önemli yiyecekleri 1-3 haftalık aralarla zaman zaman tekrar vermeyi deneyiniz.

    Bebeğinize vereceğiniz tüm yiyeceklerin temiz ve taze pişmiş olmasına dikkat ediniz.

    Bebeğinize 18. ayın sonuna kadar kaynatılmış su veriniz.

    Meyva suyu ve meyva püresi: Elma, şeftali, üzüm, mandalina gibi meyvaların suları, tercihen püreleri 1-2 tatlı kaşığından başlanarak verilir ve yavaş yavaş arttırılır.

    Hazırlanışı: Çocuğa ilk verilecek meyva mevsimine göre elma veya şeftalidir. Meyvalar iyice yıkanır, kabukları soyulur, cam rendede rendelenir. Günde bir veya iki kez öğün aralarında olmak üzere yarım muz veya orta büyüklükte bir meyva verilebilir. Meyva suyu ve pürelerine şeker eklenmemelidir. Meyva püreleri yoğurt ile karıştırılarak bir öğün olarak verilir.

    Muhallebi: 6 aylıkta sebze püresinden 1-2 hafta sonra başlanır. Genellikle akşam öğünü olarak 18.00-20.00 saatleri arasında verilir. Muhallebi pastörize süt veya hazır mamalarla hazırlanabilir.

    Hazırlanışı: l su bardağı pastörize inek sütü, yaklaşık 3 tatlı kaşığı pirinç unu, 2 tatlı kaşığı şeker ile yapılır. Pirinç unu soğuk sütün bir kısmı ile iyice ezilir. Kalan süt eklenir ve karıştırılarak pişirilir. İnmeye yakın şeker eklenir.

    Hazır mama (Formül süt) ile hazırlanışı: l su bardağı su ve yaklaşık 3 tatlı kaşığı pirinç unu karıştırılarak su muhallebisi yapılır. Ateşten indirilir, hafif soğuduktan sonra 6 ölçek hazır mama toz halinde katılır. Gerekirse tel süzgeçten geçirilir.

    Yoğurt: Genellikle ikindi öğünü ek gıdası olan yoğurt, muhallebi yerine de verilebilir.

    Hazırlanışı: Süt kaynatılır, elin dayanabileceği sıcaklığa (40°C) kadar soğutulur. Bir litre süte, 1-2 çorba kaşığı süt içinde sulandırılmış bir çorba kaşığı yoğurt maya olarak eklenir ve yavaşça karıştırılır.Hareket ettirmeksizin sıcak bir yerde 4-7 saat bekletilir.

    Sebze çorbası ve püresi: 6 aylarda muhallebiye başladıktan 1-2 hafta sonra (ancak iyi kilo alan bebeklerde muhallebiden önce) genellikle öğle öğününde, 1-2 tatlı kaşığından başlanarak yavaş yavaş arttırılarak verilir.

    Birinci hafta (sebze çorbası): 4 su bardağı su, 2 orta boy havuç, l orta boy patates, l tatlı kaşığı pirinç konarak 45-50 dakika ağzı kapalı kapta pişirilir. Düdüklü tencerede pişirecekseniz l su bardağı su ve 15 dakika pişirmek yeterlidir. Tel süzgeç veya blender'dan geçirilir. Bu sulu çorba önce yarım çay bardağı ile başlanır, çocuğun isteğine göre yavaş yavaş arttırılarak verilir. Doyacak miktarda yiyebilene dek öğünler anne sütü ile tamamlanır.

    İkinci hafta(basit sebze püresi): Yukarıdaki gibi daha az su ile ve l tatlı kaşığı zeytinyağı konarak pişirilir. Havuçlar, patatesler tamamiyle ezilerek püre haline getirilir.

    Üçüncü hafta(karışık sebze püresi): Mevsim sebzeleri eklenerek içerik zenginleştirilir. Küçük kaplarda 1-2 gün buzdolabında saklanabilir. Ancak yeşil yapraklı sebzeler(ıspanak, maydonoz, pazı vb.) günlük eklenip hemen tüketilmelidir. Yeşil yapraklı sebze içeren çorbalar bir kereden fazla ısıtılmamalıdır.

    Dürdüncü hafta (tam sebze püresi): Yukarıdaki şekilde hazırlanan püreye pastörize bir çay kaşığı pastörize tere yağı eklenir. Bu dönemde hazırlanan sebze püresine tepeleme bir çorba kaşığı kıyma(3 kez çekilmiş) eklenebilir.

    Kahvaltı: Çocuk yukarıdaki besinlere alıştıktan sonra kahvaltıya başlanır.

    Hazırlanışı: Hazır mama (formül süt) veya pastörize inek sütü, peynir, reçel ya da pekmez ve ekmek ile hazırlanır. Tuzu çıkarılmış peynir ve reçel süt içinde ezilir ve karışıma ekmek içi katılır. Önce 1-2 tatlı kaşığı olarak başlanır ve giderek arttırılır. Bir yaşından önce bal alerjik olması nedeniyle verilmemelidir. Kahvaltıya arzu edilirse l çay kaşığı tereyağ eklenebilir. Kahvaltı yarım ince dilim ekmek yerine 2-3 bisküvi ile de hazırlanabilir. Kısa süre sonra peynir, reçel, yağ ve ekmek sütten ayrı olarak verilebilir.

    Yumurta: Katı pişmiş yumurta sarısı çocuk kahvaltıya alıştıktan sonra (6. ayda) l çay kaşığı olarak beslenme programına eklenir (sebze öğününden önce, biraz sebze ile karıştırılarakta verilebilir), her gün veya gün aşırı yavaş yavaş miktarı artırılır. 8-10 günün sonunda bebek tam bir yumurta sarısını yiyebilir. Yumurta sarısı, alıştırma süresinde katı daha sonra kayısı kıvamında verilebilir. Alerjik belirtiler (kusma, ishal, deride döküntü) görüldüğünde kesilir ve 2-3 hafta sonra yeniden denenir. Belirtiler tekrarlıyorsa verilmez. Allerjisi olmayan çocuklara yumurtanın beyazı da verilir (8. aydan sonra).

    Et: 7-8. aylarda bir tepeleme çorba kaşığı pişmiş kıyma veya orta boy ince bir biftek veya derisiz tavuk eti parçası sebze püresi hazırlanırken içine eklenir. Bir öğün sebze püresi veya sebze çorbası içine bir çorba kaşığı kıyma yeterlidir.

    Tahıllı çorbalar: Çocuğa değişik tadları öğretmek açısından 8. ayda mercimek, yoğurtlu yayla, acısız tarhana çorbaları verilebilir.

    Köfte: Baharatsız olarak hazırlanmış ızgara veya tava köfte veya terbiyeli - sebzeli köfteler 8. ayda verilebilir. İçininde iyice pişmesine dikkat edilmelidir.

    Pilav, makarna ve dolmalar: 8 aydan sonra yoğurt ile karıştırılarak verilebilir.

    Su: Genel olarak 8 aydan sonra bebeklerin hareketleri artar. Öğün aralarında da susayabilir.

    Balık (kılçıksız) ve tavuk: 8.ayda öğle öğünlerinde püre şeklinde et yerine değiştirilerek verilebilir. Haşlanmış veya ızgarada pişirilmiş olabilir.

    Karaciğer: 8. ayda öğle öğünlerinde et ile değiştirilerek 1-2 haftada bir kez olmak üzere verilebilir. İlk olarak 1-2 çaykaşığı, sonrasında 1-2 çorba kaşığına kadar arttırılabilir.

    Hazırlanışı: Kuzu, koyun, veya dana ciğeri kullanılır. Karaciğer az tuzla suda haşlanır, zarı çıkarılır püre şeklinde sebze püresinin içine eklenir. Bir yaşından önce karaciğer dışında beyin, dalak, barsak gibi sakatatlar verilmez.

    ÇAY: Besleyici değeri olmayan bu içeceğin çocuk beslenmesinde yeri yoktur.Aksine diğer gıdaların ve özellikle demirin barsaktan emilmesini engelleyerek çocuğunuza zarar verebilir.

    6 aylık bebek için örnek menü

    Sabah uyandığında Anne sütü

    Sabah Meyva püresi ve anne sütü

    Öğle Anne sütü

    İkindi Sebze püresi ve anne sütü

    Akşam Anne sütü ve / veya muhallebi*

    Gece Anne sütü

    * Muhallebi akşam yerine sabah öğününde verilebilir.

    7 aylık bebek için örnek menü

    Sabah--Anne sütü ve/veya 6-10 tatlı kaşığı muhallebi*

    Öğlen--6-10 tatlı kaşığı meyva veya sebze püresi ve anne sütü

    İkindi--6-10 tatlı kaşığı meyva püresi + bir çay bardağı yoğurt ve anne sütü

    Akşam--6-10 tatlı kaşığı muhallebi+Anne sütü

    Gece--Anne sütü

    * Sabah muhallebi yerine kahvaltı verilebilir.

    9 aylık bebek için örnek menü

    06:00-06:30 Anne sütü (AS)

    08:00-09:00 Kahvaltı+l çay bardağı meyva suyu(evde yapılmış taze)

    Yarım yumurta sarısı

    l tatlı kaşığı peynir

    l çay kaşığı yağ

    l tatlı kaşığı reçel veya pekmez

    4-5 bisküvi

    12:00-13:00 :l kase kıymalı veya tavuk etli sebze püresi+AS

    16:00-16:30 :l kase yoğurt + yarım meyvanın püresi veya bisküvi

    19:30 - 20:30: l kase muhallebi + anne sütü

    9-12 AYDA BESLENME

    Anne sütünün tamamlayıcısı olan ek gıdaların, bu dönemde çocuğunuz için asıl besin özelliği taşıdığını unutmayınız.

    Çocuğunuz için bu dönemde özel yiyecekler hazırlamanıza gerek yoktur. Yetişkinler için pişirilen tüm ev yemekleri (az yağlı ve püreler halinde) bebeğe verilebilir. Bebeğin günde bir kez etli gıda alması yeterlidir.

    Çocuğunuzu, l yaşma gelince aile ile birlikte mama iskemlesini sofraya yaklaştırarak yemek yemeğe alıştırınız. Kendi kendine yemesine fırsat tanıyınız. Bunun için sebze, meyva, köfte, patates vb. yiyecekleri küçük parçalar halinde hazırlayarak önüne koyunuz.

    Bebeğinizi beslemeye başlamadan önce ikiniz de oturun, sakin ve bebeği cesaretlendirecek biçimde onunla konuşun. Davranışlarınız ve konuşmalarınızla onu sıkmayın. Beslenmeye başlamadan önce ağzını açmasını bekleyin. Bebeğiniz kendi elleriyle/parmaklarıyla mamasını tutmak isteyebilir, ona bunu yapması için izin verin. Yeme hızını bırakın bebeğiniz kendi ayarlasın. Her gün her şeyi yemek istemeyebilir. Sevmediği besinleri bir süre vermeyin, tekrar aynı besini bebek açken vermeyi deneyin.

    Örnek Mönü

    Sabah

    1 Bardak süt (şekersiz)

    1 Yumurta sarısı

    1 Tatlı kaşığı reçel veya pekmez

    1 Çay kaşığı yağ

    1 İnce dilim ekmek veya 3-4 adet bisküvi

    Ara

    Meyve Püresi

    Öğle

    Kıymalı sebze püreleri

    Dolma içleri

    Sebzeli köfteler

    Kuru baklagil püreleri vs.

    Beraberinde bir dilim ekmek içi yemek suyu ile birlikte

    Akşam

    Muhallebi veya öğlenin aynısı.

    Çocuğunuz bir yaşına basınca aile sofrasına oturttunuz, siz de destek olurken, kendi başına yemesine izin veriniz.

    Bu yaşta çocukların, sütlü besinlerin yanı sıra günde 1 bardak süt tüketmesine özen gösteriniz.

    1-5 YAŞTA BESLENME

    9. aydan sonra çocuğun temel gıdası olmaktan çıkan anne sütü, 12-15 ay arasında, en geç 2 yaşında ve anne için uygun olan bir zamanda kesilmelidir.

    Çocuk 13-14 aylıktan itibaren kaşık kullanmaya alıştırılabilir. 2 yaşına doğru çocuk ailenin diğer bireyleri ile sofraya oturtulmaya başlanabilir. Çocuğun ayrı bir tabağı olmalı ve neyi ne kadar tükettiğine dikkat edilmelidir.

    En sık yapılan hatalardan biri çocuğu yemek suyu ile beslemektir. Hiç bir besleyici değeri olmayan bu beslenme biçimi uygulanmamalıdır.

    Bu dönemde de çocuklar günde 4 öğün beslenmeli, temel besin gruplarından (süt ve sütlü gıdalar, etler, yumurta ve baklagiller, sebze ve meyveler, unlu ve nişastalı besinler) yeterli ve dengeli tükettirilmelidir.

    Genellikle dengeli bir beslenme listesi şu şekilde olmalıdır:

    Her gün yarım litre süt çocuklara verilmelidir. Süt her şekilde verilebilir. Sütün içerdiği kalsiyum çocukların gelişimi için çok önemlidir. 25 gr. peynirde de 200 gr sütteki kadar kalsiyum vardır.

    Her gün et veya baklagillerden en az birisi listede olmalıdır.

    Her gün (düzenli et verilen çocuklarda gün aşırı) bir yumurta çocuğa yedirilmelidir.

    Günde bir ya da iki kez sebze verilmelidir.

    Günde bir iki kez meyve yedirilmelidir. Fazladan bir öğün meyve vermek sebzelerin yerini tutabilir. (Meyve suları da meyvelerin yerini tutabilir)

    Günde bir iki kez nişastalı besinler ve 3 dilim ekmek günlük beslenme listesinde bulunmalıdır.

    Çocuklara mümkün olduğu kadar erken dönemde kendi kendilerine çatal kaşık kullanarak yemeleri öğretilmelidir.

    Her çeşit şekerleme, pasta, kek, dondurma çocuklara sık verilmemesi gereken yiyeceklerdendir. Yemek aralarında çocuğa şekerleme vermek, iştahını kapatarak yetersiz beslenmesine yol açtığı gibi, diş çürüklerinin de önde gelen sebeplerindendir.

    Çocuklara çay, kahve,kola verilmesi içerdikleri uyarıcı maddeler nedeni ile onları aşırı sinirli yapar. En iyisi bu içecek

    Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Ali Tırtır Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Uzm. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)