Birincil Çocukluk Çağı Depresyonu

Yazar Ayşe Handan ÖzkanPsikolog • 10 Ocak 2020 • Yorumlar:

ANNE, baba ve çocuk üçleminde, çocuğun asıl olan temel ihtiyaçların karşılanması çok önemlidir. Bu durumun nitelikli bir şekilde KARŞILANMAMASI ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE DEPRESYON GİBİ SIKINTILI DURUMLARA YOL AÇABİLMEKTEDİR. Temelde ebeveyn olmak, hamilelik süreci ile başlamaktadır. Bebeğin doğumu ile ihtiyacı olan sadece bakım ve sıcak bir kucaktır. Bebek bu ihtiyaçları karşılandığı oranda, güvenli bir dünyada sevgi dolu bir ortamda olduğunu hissetmeye başlar.

Güven duygusu zamanla, bebek tarafından daha yoğun hissedilmeye başlanır. Bu durum bebek ve anne arasında güvenli bir bağlanmanın oluşması anlamına gelmektedir. Bebekle kurulan ilgi; temas, göz teması, kapsanma, güvenli bağ ile yaklaşım şeklini içermektedir.     

                 Bebek zaman içerisinde sosyalleşme ve dış dünyayı keşfetme arzusu içine girer. Bebek isteklerini ve ihtiyaçlarını karşılayan ebeveynine karşı büyük bir güven içerisinde, etrafını keşfetmeye başlar.  Ebeveynler bebeğin bu keşif çabası içinde yönlendirici ve zarar gelebilecek durumlarda koruyucu olmalıdır. Fakat bebeğin hareketlenme eylemi arttıkça zaman içerisinde kısıtlanmak ve engellenmek zorunda kalır. Böylesi durumlarda bebek kısıtlandığı ve engellendiği durumlarda, yerine birşeyler koyabilmeyi başarabilmelidir. Hülasa bu  durum bebeğin, sosyalleşme içersinde var olma çabasıdır. Bebek zaman içerisinde annesinin kucağından inmeli ve etrafı ile meşgul olmayı da öğrenmelidir. Mesela oyuna yönelmek, oyun kurabilmek, bebeğin çocukluğa geçiş evresinde bağımsızlaşmasına yardımcı olur. 

                Bu süreçde bebek annesinden sağlıklı bir çaba ile ayrışmaya başlar.   Bebek güvenli bir ilişki kurduğu annesinin kucağından iner ve aynı güven duygusu ile dış dünyayı keşfetmeye çabalar.  Bu çaba çok önemlidir. Burada bebek güvenli bir ilişki kurduğu annesinin kucağından iner ve aynı güven duygusu ile dış dünyayı keşfetmeye çabalar.  Bu çaba çok önemlidir. Burada anne ve babanın hatta aile bireylerinin etkisi çok büyüktür. Çünkü bebekle kurulan bağ ve sevgi ilişkisi bebeğin daha sonraki ruhsal süreçleri üzerinde belirleyici rol oynamaktadır         

 ERKEN BEBEKLİK EVRESİNDE  DEPRESYON NEDENLERİ

  1. BEBEKLERDE sevgi ilişkisindeki yoksunluk, yaşamın tüm evrelerini etkilemektedir. 

  2. Erken evrede, kurulamayan güven ilişkisi, çocukluk döneminde büyük bir boşluk  duygusu oluşturmaktadır.

  3.  Çocuk anne ile güvenli bağ ve sevgi ilişkisi oluşturamaz ise çocuklarda  yokluğa tahammül çok düşük olmaktadır. 

  4. Annesinin yokluğunda, büyük bir kayıp ve endişe hali duymaktadır.

ERKEN  BEBEKLİK EVRESİNDE DEPRESYON  BELİRTİLERİ

  1. duygu hali zaman içerisinde çökkünlük, içe dönüklük, aşırı derecede hırçınlık, iştahsızlık, huzursuzluk, karın ağrısı, miğde bulantısı gibi belirtilerle kendisini göstermektedir.

  2.  Çocuk annesinin kendisini  bıraktığı kısa bir zaman yokluğuna bile tahammülsüz olduğuna dair belirtiler gösterir. 

  3. Daha hırçın ve çabuk sıkılan, kendisini öldürmekten bahseden çocuklardır. 

  4. Bu tahammülsüzlük hali sonucu oluşan belirtiler, iki haftadan fazla sürer ise, acilen destek alınması gerekmektedir. Aksi takdirde çocuklar kendilerine yönelik kalıcı hasarlar verebilmektedir. Bu yüzden dikkatlice takip edilmeli ve mutlaka destek almak için bir sağlık kurumuna baş vurulmalıdır.     ANNE, baba ve çocuk üçleminde, çocuğun asıl olan temel ihtiyaçların karşılanması çok önemlidir. Bu durumun nitelikli bir şekilde KARŞILANMAMASI ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE DEPRESYON GİBİ SIKINTILI DURUMLARA YOL AÇABİLMEKTEDİR.  Temelde ebeveyn olmak, hamilelik süreci ile başlamaktadır. Bebeğin doğumu ile ihtiyacı olan sadece bakım ve sıcak bir kucaktır. Bebek bu ihtiyaçları karşılandığı oranda, güvenli bir dünyada sevgi dolu bir ortamda olduğunu hissetmeye başlar. 

                    Güven duygusu zamanla, bebek tarafından daha yoğun hissedilmeye başlanır. Bu durum bebek ve anne arasında güvenli bir bağlanmanın oluşması anlamına gelmektedir.  Bebekle kurulan ilgi; temas, göz teması, kapsanma, güvenli bağ ile yaklaşım şeklini içermektedir.     

                     Bebek zaman içerisinde sosyalleşme ve dış dünyayı keşfetme arzusu içine girer. Bebek isteklerini ve ihtiyaçlarını karşılayan ebeveynine karşı büyük bir güven içerisinde, etrafını keşfetmeye başlar.  Ebeveynler bebeğin bu keşif çabası içinde yönlendirici ve zarar gelebilecek durumlarda koruyucu olmalıdır. Fakat bebeğin hareketlenme eylemi arttıkça zaman içerisinde kısıtlanmak ve engellenmek zorunda kalır. Böylesi durumlarda bebek kısıtlandığı ve engellendiği durumlarda, yerine birşeyler koyabilmeyi başarabilmelidir. Hülasa bu  durum bebeğin, sosyalleşme içersinde var olma çabasıdır. Bebek zaman içerisinde annesinin kucağından inmeli ve etrafı ile meşgul olmayı da öğrenmelidir. Mesela oyuna yönelmek, oyun kurabilmek, bebeğin çocukluğa geçiş evresinde bağımsızlaşmasına yardımcı olur. 

                    Bu süreçde bebek annesinden sağlıklı bir çaba ile ayrışmaya başlar.   Bebek güvenli bir ilişki kurduğu annesinin kucağından iner ve aynı güven duygusu ile dış dünyayı keşfetmeye çabalar.  Bu çaba çok önemlidir. Burada bebek güvenli bir ilişki kurduğu annesinin kucağından iner ve aynı güven duygusu ile dış dünyayı keşfetmeye çabalar.  Bu çaba çok önemlidir. Burada anne ve babanın hatta aile bireylerinin etkisi çok büyüktür. Çünkü bebekle kurulan bağ ve sevgi ilişkisi bebeğin daha sonraki ruhsal süreçleri üzerinde belirleyici rol oynamaktadır         

     ERKEN BEBEKLİK EVRESİNDE  DEPRESYON NEDENLERİ

    1. BEBEKLERDE sevgi ilişkisindeki yoksunluk, yaşamın tüm evrelerini etkilemektedir. 

    2. Erken evrede, kurulamayan güven ilişkisi, çocukluk döneminde büyük bir boşluk  duygusu oluşturmaktadır.

    3.  Çocuk anne ile güvenli bağ ve sevgi ilişkisi oluşturamaz ise çocuklarda  yokluğa tahammül çok düşük olmaktadır. 

    4. Annesinin yokluğunda, büyük bir kayıp ve endişe hali duymaktadır.

    ERKEN  BEBEKLİK EVRESİNDE DEPRESYON  BELİRTİLERİ

    1. duygu hali zaman içerisinde çökkünlük, içe dönüklük, aşırı derecede hırçınlık, iştahsızlık, huzursuzluk, karın ağrısı, miğde bulantısı gibi belirtilerle kendisini göstermektedir.

    2.  Çocuk annesinin kendisini  bıraktığı kısa bir zaman yokluğuna bile tahammülsüz olduğuna dair belirtiler gösterir. 

    3. Daha hırçın ve çabuk sıkılan, kendisini öldürmekten bahseden çocuklardır. 

    4. Bu tahammülsüzlük hali sonucu oluşan belirtiler, iki haftadan fazla sürer ise, acilen destek alınması gerekmektedir. Aksi takdirde çocuklar kendilerine yönelik kalıcı hasarlar verebilmektedir. Bu yüzden dikkatlice takip edilmeli ve mutlaka destek almak için bir sağlık kurumuna baş vurulmalıdır.

         

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)