Çocuğum Kaygılı Mı?

Yazar Kübra MetePsikolog • 26 Şubat 2020 • Yorumlar:

Çocuğum neden doğru bir şekilde düşünemiyor? Neden sürekli hep gerçekleşmesi mümkün olmayan kötü senaryolar üretiyor? Yaşadığı korkuların hiçbir temeli olmadığını ve abartmış olduğunu neden anlayamıyor?

Kaygı bozuklukları, çocukların en fazla yaşadığı psikolojik problemlerdendir. Sekiz çocuktan birinin belirgin bir kaygı problemi yaşadığı düşünülebilir. Semptomlar genelde dört-beş yaşlarından itibaren fark edilebilir. Aslında kaygı ile beslenen davranışlar bu konuda uzman kişiler tarafından anlaşılabilir olsa da çoğunlukla yalnızca utangaç ya da dikkatini toplayamıyor gibi ifadeler kullanılarak fark edilmesi gecikebilir.

Ebeveynler ve öğretmenler, kaygılı çocukları fark etmekte çok zorlanmazlar. Genelde bu çocuklar rahatsız oldukları şeylerden kaçma, kaçınma ve bastırma davranışlarında bulunurlar. Kaygı; hızlı nefes alma, titreme gibi fiziksel belirtilerle görülebilirken utangaçlık, düşük özgüven, kararsızlık, karamsarlık ve öfke olarak da görülebilir. Ailelerin özellikle dikkat konusunda danışmanlık istediği durumlarda, dikkatin kardeşi olarak düşünülebilecek olan kaygının da önemsenmesi gerektiğini düşünürüm. Çünkü kaygılı bir zemine sahip olan çocuğun dikkatini toparlaması ya da uzun süreli koruyabilmesi çok olası olmamaktadır.

Peki, kaygı kötü bir şey midir? Sağlıklı her insanın hayatında bir miktar kaygının olması elzemdir. Bir miktar endişeli olan öğrenci, okuldaki standart bir sınavdan sınavı daha az önemseyen birine göre daha iyi sonuç alabilir. Ya da bir sporcunun sonuncu olmaktan veya kaybetmekten korkması, daha az motivasyonu olan rakiplerine göre avantaj sağlayacaktır. Ancak, genelde kaygının bu şekilde olan iyiliğinden ziyade olumsuz taraflarını daha fazla yaşarız. Kaygı problemi yaşayan pek çok yetişkin, belirtilerine çocukluktan itibaren katlanır.

Ailelerin kaygı öykülerinin farkında olmak önemlidir. Çünkü çocuklar, ailelerinin kaygıya olan hassasiyetini paylaşabilirler. Birçok ebeveyn bu tarz rahatsızlıkları yaşadıklarını ifade edebilirken pek çoğu bu rahatsızlıkların farkında olamazlar. Bunun nedeni; bu rahatsızlıklara sahip kişilerin, yaşamlarını korku ve kaygılarını tetikleyen durumlardan kaçınabilecek şekilde düzenliyor olmasıdır. Bu kişilerin bir şekilde kontrol odaklı yaşadıkları ifade edilir. İlk etapta genetik geçmişi biliyor olmak gerekir.

  • Kaygılı çocuklar, nötr durumlarda bile tehlike hissedebilecek olan nörobiyolojik bir yatkınlık ile dünyaya gelirler.

  • Kaygı belirtileri kimi zaman artıp kimi zaman azalır.

  • Bazı çocuklar fazlasıyla azalan artan kaygılara sahiptirler. Bu normaldir.

Daha önce de belirttiğim gibi çocukların başarıları, dikkat ve odaklanmaları kaygı süreçlerinden bağımsız değerlendirilemez. Sınırlar ve sorumluluk konularındaki ailevi tutumlardan öz güveninin düzeyine kadar olan tüm sürece hakim olmak, çocuğun dünyasının daha iyi anlaşılmasını sağlar.

Çocuğunuzun kaygısını değerlendirirken;  

 

  • Sürekli “ya öyle olursa...” gibi sorular soruyor ve rahatlatılmasına rağmen gerginlik taşıyor mu?

  • Kendi odasında uyumaktan ciddi anlamda gerginlik hissediyor mu?

  • Sinemalara, restorantalara, gürültülü yerlere ve parklara gitmekten kaçınıyor mu?

  • Endişelerini bastırmak için belirli davranışları sürekli tekrarlıyor mu?

  • Hata yapmaktan ya da ödevlerini yeterince iyi yapamamaktan endişeleniyor mu?

  • Sırt çantasını, ödevlerini sıklıkla kontrol ediyor mu?

  • Karar verirken “en iyi” ya da “en doğru” olması noktasında endişeleniyor mu?

  • Okulda ya da herhangi bir oyun, spor aktivitesinde mükemmel olamama endişesi taşıyor mu?

  • Sizden ayrılmakta zorlanıp, yatılı kalması istenen bir yere gitmeyi reddediyor mu?

  • Sınıfta elini kaldırmayı reddedip, arkadaşlarının yanında konuşmaya utanıyor mu?

  • Umumi tuvaletlerden, kapı kollarından... hastalık ya da mikrop bulaşacak diye korkuyor mu?

 

Bu sorular herhangi bir tanı koyma amaçlı değildir. Burada dikkat edilmesi gereken durum; çocuğunuzun bu davranışları, işlevselliklerini bozacak düzeyde problem haline getirmiş olup olmadığıdır. Burada bahsedilen davranışlarla ilgili destek almanın hiçbir riski olmayıp bilakis çocuğun psikolojik dayanıklılığının artmasını ve güçlü bir zihinsel yapıya sahip olabilmesini sağlayacaktır.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)