ÇOCUKLARDA KARDEŞ KISKANÇLIĞI

Yazar Selen MorayPsikolog • 22 Kasım 2017 • Yorumlar:

Kıskançlık, bir kişinin ya da bir ilişkinin yitirilmesine dair duyulan korku sonucu yaşantılanan karmaşık ve olumsuz bir duygudur. Hayatın pek çok döneminde, pek çok kişi ve duruma karşı hissedilen bu duygu, çocuklukta en çok kardeşler arası ilişki dinamiğinde kendini göstermektedir.

Her çocuk yeni geleni kıskanır ve bu çok doğaldır. En uyumlu kardeşlik ilişkilerinde, başından beri durumu kabullenmiş görünen çocukta bile bu duygu deneyimlenir. Bu noktada önemli olan; çocuğun bu kıskançlığını arttıracak davranışlarda bulunmaktan kaçınmak, bu duygusu ile başa çıkabileceği enstrümanları ona sağlamaya çalışmak, kendini ifade etmesine her fırsatta izin vermek ve buna dair onu teşvik etmek ve en önemlisi de ona olan sevginin değişmediğine dair onu temin etmektir.

Bazen kısa süreli ve dönemlik, özellikle en başlarda ve kardeşin yürüyüp konuşmaya başladığı dönemde yaşanan kıskançlık durumları, bazı çocuklarda devamlı ve şiddetli bir hal alabilir. Anne baba bu noktada var olan tutumlarını gözden geçirmeli ve kimi değişikliklere gitmelidir. Kardeşe şiddet gösterilmesi gibi durumlarda ise gerektiğinde bir uzmandan yardım almak, aile içi ilişkilerin zarar görmesinin önüne geçecek, daha huzurlu ve tatminkar bir aile yaşamı elde etmeye olanak sağlayacaktır.

Neler Yapılabilir?

  • Anne-baba, annenin hamileliğinin haberini yakın çevresi ile paylaşmaya başladığı ilk günden itibaren çocuğuna bu haberi vermelidir. Çocuğun anne-babası dışında herhangi bir kişiden bu haberi yanlışlıkla duyması, yıkıcı etkilere sebebiyet verebilir.

 

  • Ebeveynlerin aileye katılacak yeni bireye dair çocuklarının davranış ve düşünceleri konusunda kaygılı olması, çocuk tarafından hissedilir. Çocuklar, yetişkinlerin davranışlarındaki küçük değişiklikleri dahi fark eder ve bundan etkilenir. Bu nedenle en başta anne babanın bu konuda sakin olması ve doğal davranması gereklidir.

 

  • Bebek ile ilgili hazırlıklara çocuğun katılması, kardeşinin isim seçimi konusunda onun da fikrine danışılması önemlidir. Çocuğunuzu bu sürece dahil etmeniz, onun kendini ötekileştirmesini engelleyecektir.

 

  • Hamilelik döneminden önce eğer çocuğun bakımıyla ilgili tüm sorumluluk annede ise, baba ya da yakın aile üyelerinden biri, hamilelik döneminde bu sorumluluğu anne ile paylaşmaya başlamalıdır. Bu, hamileliğin son safhalarında, doğum sırasında ve doğum sonrası dönemlerde anne kendisi ve yeni doğan bebeği ile ilgilenirken, çocuğun kendini ihmal edilmiş hissetmesinin ve alışkın olduğu rutinin bozulmasının önüne geçer.

 

  • Çocuğu olabilecek değişikliklere bilişsel olarak hazırlamak önemlidir. Çocuğunuzla bu gibi değişiklikler üzerine konuşmalar yapın, onun kendini bu konuda ifade etmesine izin verin. Duygu ve düşüncelerini ifade etmesi için onu teşvik edin. Bir bebeğin ne gibi ihtiyaçları olabileceğini ona açıklayın.

 

  • Hem hamilelik döneminde hem de doğum sonrasında çocuğunuza, ona olan sevginizde hiç bir değişim olmadığını, her daim onu çok seveceğinizi hem sözel hem de davranışlarla anlatmak çok önemlidir. Anne ve babanın ona ayrı bir zaman ayırması, ona değer verdiğini belli etmesi, çocuğun kendini dışlanmış, ihmal edilmiş, eskisi gibi sevilmediğini hissetmesini engeller, özgüveninin sarsılmasının önüne geçilmiş olur.

 

  • Kardeşler arası rekabeti teşvik eden davranışlardan kaçının. Bir davranışı yapması için kardeşini örnek vermek, çocuğunuzu sevdiğinizi göstermek için bebeğin davranışlarını yermek gibi tutumlar kardeş kıskançlığını arttıran en önemli nedenlerden biridir. Aynı zamanda çocuklarınızla birlikteyken birini övmek, ön plana çıkarmak da hatalı tutumlardandır.

 

  • Çocuğunuza sürekli sen "ağabey oldun, abla oldun" söylemleri ile yaklaşmak, onun birdenbire büyümesi konusunda baskı hissetmesine neden olur. Onun da çocukluğunu doya doya yaşamaya ihtiyacı vardır. Bu nedenle bu tarz söylemler sürekli tekrar edilmemelidir.

 

  • Kardeşlerin sürekli anlaşmasını, tartışmadan geçinmesini beklemek doğru değildir. Elbette arada tartışmalar çıkacak, anlaşmazlıklar olacaktır. Bu noktada doğru tutum, ufak tartışmalarda araya girmeden onların problemi çözmelerine izin vermek olacaktır. Böylece bu gibi deneyimlerden yola çıkarak problem çözme becerilerini geliştirmeleri desteklenmiş olur. Sizin müdahale etmeniz gereken şiddetli tartışmalarda ise birini diğerinden üstün tutmayın, tartışmalarda taraf olmak kıskançlığı tetikler. "Kim başlattı?" gibi bir soru sorarak bir diğerini taraf olarak tutmak yerine, verilecek cezalarda ya da mahrum bırakmada her ikisine eşit şekilde yaptırım uygulayın. Örneğin bir oyuncağı paylaşamama nedeniyle tartışma çıktıysa oyuncağı alarak aralarındaki sorunu çözene kadar oyuncağın sizde kalacağını söyleyebilirsiniz.

 

  • Eğer çocuk kardeşi ile ilgili olumsuz paylaşımlarda bulunuyorsa kınanmamalıdır. Böyle bir tutum onun içine kapanmasına, kendini ifade etme konusunda temkinli olmasına yol açar. Bunun yerine olumsuz ifadeleri rasyonel bir tutuma çekmeye çalışmak, ona onu anladığınız izlenimini vermek önemlidir.

 

  • Ailenin bir bütün olduğu duygusunu vermek önemlidir. Bu açıdan birlikte yapılan aktiviteler önem kazanır. Ailenin tüm fertlerinin katılacağı etkinlikler planlamak ve uygulamak hem ailenin yeni ferdinin hem de çocuğun kendisini bir bütün hissetmesine yardımcı olacaktır.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)