Çocuklarda Yanık Ve Tedavisi

Yazar Erdal TürkÇocuk Cerrahı • 12 Ocak 2018 • Yorumlar:

Yanık ülkemizin önemli sağlık sorunlarından biridir. Çocukluk yaş grubunda kazalara bağlı en önemli ölüm nedenlerinden biri yanıklardır. Ülkemizde her yıl 6500-7.000 çocuk yanık nedeniyle doktora başvurmaktadır. Çocuk yanıklarının yarısı vücut yüzeyinin %10’undan daha azdır. Çocuk yanıklarının % 4-5'i yanık merkezine yatırılarak tedavi edilmelidir. Tüm yanıklardan sonra %3-4 oranında ölüm görülür. Yanık yüzdesi arttıkça ölüm oranı da artar.

Ailede yanıkla ilgili bilinçlenme arttıkça yanık görülme oranı azalır. Anne baba eğitimi ve koruyucu sağlık hizmetleri ile yanıklar önemli ölçüde azaltılabilir.

Çocuklarda yanık nedenleri?

En sık neden sıcak su dökülmesine bağlı yanıklardır. Bunu takiben ütüye ve sobaya temas ile alev ve elektrik yanıkları da görülür. Kimyasal maddelerin dökülmesine bağlı ve yıldırım düşmesine bağlı yanıklar da çocuklarda görülebilen diğer yanık nedenleridir.

Çocuklarda yanıklar genellikle kazalara bağlı olarak meydana gelse de çocuk istismarı mutlaka akılda tutulmalıdır. Çocuk yanıklarının % 15'inde anne ve baba ihmali veya istismar olduğunu bildirilmiştir.

Yanıklarda hasarı belirleyen durumlar nelerdir?

Yanık da yanan kısmın genişliği ve derinliği doku hasarını belirler. Isının derecesi, temas süresi, derinin kalınlığı ve yanık yapan nedenin ne olduğu çok önemlidir. Sıcak sıvı yanıkları daha yüzeyel iken alev ve elektrik yanıkları daha derin olur. Yanık miktarının belirlenmesi için yanık yüzeyinin ve derinliğinin bilinmesi gerekir.

Yanık derinliği nedir ve nasıl belirlenir?

Yanık derinliği yanığın deri yüzeyinden ne kadar derine ulaştığını gösterir. Yanık derinliğine göre üç gruba ayrılır.

  • Birinci derece (yüzeyel) yanıklar: Sadece derinin epidermis denen yüzeyel kısmı yanmıştır. Güneş yanıkları veya düşük sıcaklıktaki ısı yanıkları böyledir. Yanığa bağlı deride renk değişiklikleri ve ağrı olur. Bir iz bırakmadan 7-10 gün içinde kendiliğinden iyileşir.
  • İkinci Derece Yanıklar:
    • İkinci derece yüzeyel yanıklar: Epidermis ve derinin ikinci tabakası olan dermisin yüzeyel (papiller) kısmı yanmıştır. Yanık yeri su toplamıştır (bül), kızarık renkte ve ödemelidir.
    • İkinci derece derin yanıklar: Derinin epidermis ve dermis adlı iki tabakasının tamamı yanmıştır. Yanık yeri sulu ve ödemelidir.
  • Üçüncü derece yanıklar: Derinin tamamı ve altındaki yağ dokusu yanmıştır. His duyusu tamamen kaybolmuştur. Bazı durumlarda fasiya, kas dokusu ve kemik dokusuda yanmış olabilir.

Yanık yüzeyinin belirlenmesi:

Yanık yüzeyi adelosan çağında ve erişkinlerde dokuzlar kuralına göre belirlenir. Her iki kol ve baş %9, bacaklar ile ön ve arka gövde %18,Perine ve genital bölgesi de %1 olarak değerlendirilir. Çocuklarda 9’lar kuralı yanığı tam olarak yansıtmaz, bu oranlar yaşa göre değişim göstermektedir.

Majör (büyük) yanık nedir?

  • On yaşın altında %10'dan fazla 2° yanıklar.
  • On yaşın üstünde %20’ den fazla 2° yanıklar
  • %5'ten fazla 3° yanıklar
  • Yüzde, ellerde, ayaklarda, genital ve perineal bölgelerde ve eklemlerin üzerindeki yanıklar
  • Kimyasal yanıklar
  • Önemli elektrik yanıkları ile yıldırım yanıkları
  • İnhalasyon (sıcak havanın solumasıyla solunum yollarında olan yanıklar) yanıkları

Majör yanıklar yanık merkezleri bulunan hastanelere veya yanıkla ilgili doktorlara gitmelidirler ve çoğunlukla yatırılarak tedavi edilmeleri gerekir.

Yanığın vücutta meydana getirdiği değişiklikler nelerdir?

Yanık vücutta lokal ve sistemik değişikliklere yol açar.

  1. Lokal değişiklikler: En fazla yanan doku tamamen nekroz olur. Buradaki hücreler ve dokular ölürler. Bu bölgeye koagülasyon bölgesi” denir. Burada geriye dönüş yoktur ve maalesef iyileşme olmaz. Bu bölgenin etrafında “staz bölgesi” denen bir kısım vardır. Bu bölgede hücrelerin çoğu canlıdır. Fakat kan dolaşımı bozulmuştur. Uygun tedavi ile hücrelerin çoğu iyileşebilir. En dışta “hiperemi bölgesi” bulunur. Burada damarlarda genişleme ve ödem vardır. Sepsis ya da kan dolaşımında bozulma olmadıkça burası tamamen iyileşir.

  1. Sistemik etkiler: Yanığın lokal etkileri yanında tüm vücudu ilgilendiren özellikle kalp akciğer böbrek, mide ve bağırsak sistemini etkileyen sistemik etkileri bulunur. Bu uzak etkiler yanıktan sonra enfeksiyon gelişirse daha da kötüleşir. Bu yüzden yanık yaralarında enfeksiyona engellenmelidir.

Yanık da ilk yapılacak işlemler nelerdir?

Yanığın türüne ve etkene göre farklılıklar gösterir. Fakat genel olarak yanığa sebep olan etkenden çocuk uzaklaştırılır. Daha sonra hızlı bir şekilde hayatı tehdit eden acil bir durum var mı o araştırılır. Hava yolu ve dolaşımla ilgili hayatı tehdit eden bir durum varsa öncelikle bunlar düzeltilmelidir. Yanan kıyafetler ve metal takılar çıkarılır. Acilen yanık yeri soğutulur. Yanık bölgesine oda sıcaklığında su dökülür. Büyük yanıklarda ısı kaybı önlenmelidir. Sık soluma, gürültülü soluma gibi problemler varsa hastaya %100 oksijen verilmelidir. Damar yolu açılmalı ve uygun sıvı tedavisine başlanmalıdır. Ağrı kesici verilerek mümkün olan en kısa zamanda bir yanık merkezine ulaştırılmalıdır.

Kimyasal yanıklarda yanığı yapan kimyasal ajan çocuktan uzaklaştırılır. Bol suyla yanık yeri yıkanır ve kimyasal maddenin etraf dokulara bulaşması engellenir. Kimyasal maddeyi nötralize edecek kimyasal bir ajan kullanılmaz. Çünkü bu reaksiyon esnasında ısı açığa çıkar ve yanığı artırır.

Minör (küçük) yanaklar:

Yanık vücut yüzeyinin % 10-20'sinden az, yanıcı madde ile temas çok az olmuşsa ve yanıcı madde kimyasal bir ajan değilse bunlara minör yanıklar denir.

Yanık bölgesindeki su toplamaları (bül) patlatılmalı mıdır?

Küçük büller kendiliğinden patlamamışlarsa, ve özellikle avuç içindeyse patlatılmazlar. Bülün üzerindeki deri tabakası çevre şartlarına ve enfeksiyona karşı bariyer oluşturur. Patlamamış büllere her gün pansuman etmeye de gerek yoktur. Bül içindeki su yaklaşık bir hafta içinde kendiliğinden emilir. Bu arada yanık yerinde epitelizasyon (yara iyileşmesi) da başlar. Büyük bülleri açıp üzerindeki ölü dokuyu temizlemek gerekir.

Yanık tedavisi

  • Güneş yanığı gibi birinci derece yüzeysel yanıklar en fazla 10 gün içinde kendi kendini iyileşirler. Burada amaç bu süreci ağrısız, acısız ve konforlu tamamlamaktır. Bunun için yanıktan hemen sonra yanık bölgesi musluk suyu ile soğutulur. Daha sonra krem veya merhem sürülmesi yeterli olur. Yarayı kapatmaya gerek yoktur. Bu ilaçlar derinin kuruması ve gerilmesi nedeniyle olan acı ve ağrı hissini azaltırlar. Ağrıyı engellemek için ağrı kesici ilaçlar verilebilir. Fakat lokal anestezi içeren kremler sürülmesi çok gerekli değildir. Derinin bütünlüğü bozulduğu için bu maddelerin emilimleri kontrolsüz olabilir, bu ilaçların kalp ve dolaşım sistemleri üzerine yan etkileri ortaya çıkabilir. Antibiyotik kullanmak şart değildir. 1-2 hafta içerisinde iz bırakmadan iyileşirler.
  • Yukarda belirtilen major yanıklarda mutlaka bir uzmana başvurulması gerekmektedir. Bunlarda doktorun önerisi üzerine ayaktan veya yatırılarak tedavi yapılır. Günümüzde gelişmiş yara örtüleri bulunmaktadır. Her gün pansuman yaparak çocuğun canını acıtmaktansa 4-5 günde bir kapalı pansumanlar yapılması daha uygun olur.
  • İkinci derece yüzeyel yanıklarda tedavi steril serum fizyolojik ile yanık yarası temizlendikten sonra özel pansuman kapama materyalleri ile yanık kapatılıp sarılır. Kapatılan yara örtüsünün türüne göre iki ile yedi gün arasında bir defa pansuman yapılır. Genellikle 2 hafta içerisinde iz bırakmadan iyileşirler.
  • İkinci derece derin ve daha büyük yanıklarda cerrahi olarak ölü dokuların çıkarılması, normal derinin başka yerden getirilerek bölgesine dikilmesi gibi cerrahi işlemlere ihtiyaç duyulabilir. Bu tedaviler yanık merkezlerinde yanık hastanelerinde yapılmalıdır. İyileşme 3 haftadan uzun sürer. Eskar dokuları kaldırıldıktan sonra yeterince epitelize olamazsa greft operasyonları uygulamak gerekir.
  • Üçüncü derece yanıklarda: Deri tamamen nekrozedir. Sinir uçları da yanmıştır ve ağrı yoktur. İyileşme şansı yoktur, eskar eksizyonu ve greft operasyonları ile iyileşirler.

Yanık Tedavisinde Kullanılan Pansuman Çeşitleri:

Tüm yanıklar bol izotonikle yıkanmalı, büyük büllerin tavanı eksize edilebilir. Küçük büller ise dokunulmadan bırakılabilir. Yanıkta kullanılan pansuman çeşitleri;

  1. Klasik yanık pansumanı: 12-24 saatte bir değiştirilmelidir.
    1. Gümüş sülfodiazin: %1’lik kremdir. Uygulaması ağrısızdır ancak geçici lökopeni yapabilir. Eskar içine penetrasyon yeteneği azdır.
    2. Povidon İyodin: %10’luk krem. Geniş antibakteriyel ve antifungal etkilidir. Uygulaması ağrılıdır, asidoza neden olabilir. Fibroblastlar üzerinde sitotoksik etkisi vardır.
    3. Mafenid Asetat:
    4. Gentamisin, nitrofurazon, basitrasin/polimiksin, mupirosin: Basit yanıklarda
  2. Biyolojik Pansumanlar:
    1. Amniotik membran: Özellikle ikinci derece yüzeyel yanıklarda, enfeksiyon riski nedeniyle terkedilmiştir.
    2. Greftler: 2. derin ve 3. derece yanıklarda kullanılırlar. Hastanın kendisinden (otogreft), başka insandan (homogreft), başka bir canlı türünden (heterogreft) şeklinde uygulanabilirler.
  3. Sentetik pansumanlar: Daha çok 2. derece yüzeyel yanıklarda kullanılırlar.
    1. Biobran: Silikon, naylon ve domuz kollajeninden üretilmiş yarı sentetik bir pansumandır.
    2. Poliüretan: Saf sentetik bir pansumandır.
    3. Hidrofilik pansumanlar: Yaradan sızan eksüdasyonu emme kapasiteleri yüksektir.

Yanıkta yapılan pansumanın üç amacı vardır;

  • Yarayı dış ortamdaki mikroorganizmalara karşı korumak
  • Buharlaşma yoluyla ısı ve sıvı kaybını önlemek
  • Ağrıyı azaltarak hastanın konforunu sağlamak.

Hipertrofik skar ve kontraktür gelişmesinin önlenmesi:

Özellikle 2. derece derin ve 3. derece yanıkların iyileşmesi ister epitelizasyonla, ister greftle olsun hipertrofik skar gelişme olasılığı vardır. Skar matürasyonu tamamlandıkça rengi farklılaşır, yumuşar ve kabarıklığı normal deri seviyesine iner. Bu süreç 6-24 ay arası bir dönemdir. Eğer epitelizasyon (yaranın kapanması);

  • 21 günden uzun sürmüşse, risk %80’dir
  • 14-21 gün arasında gerçekleşmişse, risk vardır, yakın izlenmelidir
  • 7-10 gün içerisinde olmuşsa, risk yoktur

Bu durumu önlemek için üç yöntem var;

  1. Basınç tedavisi: Elastik kumaştan yapılmış giysiler ve elastik sargı.
  2. Silikon membran: İyileşen bölgelere silikon membran uygulanması.
  3. Egzersizler: Özellikle eklem büklüm yerlerinde kontraksiyon denilen gerilmeler meydana gelebilir. Yapılacak egzersizler bu durumun önlenmesinde çok önemlidir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Yorumlar: (0)