Çocukluk Çağı Travmaları

Yazar Leyla Kaya AlkılıçPsikolog • 22 Haziran 2022 • Yorumlar:

Çocuk istismarı (kötüye kullanımı) ve ihmali; anne, baba ya da bakıcı gibi bir erişkin tarafından çocuğa yöneltilen toplumsal kurallar ve profesyonel kişilerce uygunsuz ya da hasar verici olarak nitelendirilen, çocuğun gelişimini engelleyen ya da kısıtlayan eylem ya da eylemsizliklerin tümüdür. İstismar ve ihmal, çocukta oluşabilecek fiziksel ve psikolojik zararların yanı sıra, erişkinlik döneminde de bazı olumsuz sonuçlara neden olabilmektedir.

Duygusal istismar, çocuk ya da ergen bir bireye kendi bedenini ve kişiliğini olumlu algılamasına engel olacak, duygularını rencide edecek şekilde davranılmasıdır. En sık yapılan istismar biçimidir. Bağırmak, aşağılamak, küçük görmek gibi davranışları içerir. Fiziksel ve cinsel istismara uğrayan bireylerin çoğunlukla duygusal istismar ve ihmale de maruz bırakıldığı bilinmektedir. Çocuğun gelişimi ve işlevselliği açısından yıkıcı sonuçlara sebep olsa da, fiziksel bir bulguya rastlanmadığı için duygusal istismarın farkına varmak zordur. İhmal, çocuğun temel ihtiyaçları olan beslenme, barınma, korunma gibi durumlardan mahrum bırakılmasıdır. İstismar aktif, ihmal ise pasif bir şekilde yapılmaktadır.

Çocukluk çağı travmaları yetişkinlikte kendisini nasıl gösterir?

Bireylerin çocukluk yıllarında ihmal ve istismar yaşantılarına maruz kalması, güvensiz bağlanma geliştirmelerine neden olarak yetişkin yaşantılarındaki ilişkilerini etkileyebilmektedir. Çocukken aile içi şiddete maruz kalmak, yetişkinlik döneminde kararlı ve güvenilir ilişkiler kurmayı sıklıkla güçleştirmektedir. Kendi travmalarını yaşayan anne babalar, aynı zamanda rahatlık ve koruma sağlamada duygusal olarak istikrarsız ve tutarsız olabilmektedir.

Kişi, bugünkü koşullarına veya sorunlarına uygun olmayan ve aşırı tepkiler veriyorsa; alakasız gibi görünen durumlar veya olaylar tarafından tetikleniyorsa, üzerine çalışılması gereken travmatik anılar olduğu düşünülebilir. Travma yaşayan pek çok insan, kronik bir şekilde etraflarındaki insanlarla uyumsuzdur.

Pek çok çalışma, çocukluk çağı travmatik yaşantıları ile depresyon, anksiyete gibi duygudurum bozuklukları, madde kullanım bozuklukları, yeme bozuklukları, kişilik bozuklukları arasında ilişki olduğuna dair kanıtlar göstermektedir.

Benlik saygısı, özgüven, psikolojik dayanıklılık, duygu düzenleme becerileri gibi yetişkin hayatında koruyucu olacak pek çok özellik, çocukluk çağında yaşanan travmatik yaşantılardan olumsuz etkilenmektedir. Bebeklikte kendini güvende hissetmeyen çocuklar, büyüdükçe ruh hallerini ve duygusal tepkilerini düzenlemede sorunlar yaşamaktadır.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)