Çocukta Mahremiyet

Yazar Zekiye ÇevikPsikolog • 22 Ocak 2020 • Yorumlar:

Mahremiyet Nedir?

Bize ait sınır alanımızı belirlediğimiz ve o alanı, sadece kabul ettiğimiz kişilerle koruma altına aldığımız her olgu mahremiyet kapsamına girmektedir. Bu kapsam içerisinde, sözel ve fiziksel davranışlar yer almaktadır.

Mahremiyet eğitimi toplum içerisinde ki her bireyde olduğu gibi çocuklarda da ailede başlar. Bu eğitimin temeli olarak çocuklara ilk önce “Aura Bölgesi” öğretilmelidir.

Aura bölgesi anlam bakımından sınır alanı olarak da değerlendirilebilir. Anne-Baba dâhil olmak üzere çocukla iletişim kuran her birey sınır alanını ihlâl etmeden sevgi ve ilgisini göstermeli, çünkü bu ihlalin gerçekleşmesi demek bir çocuğun kişilik gelişiminde ki etkin faktörün genetiği ile oynamak, yani bu gelişimi bozmak demektir. 

Bedenim Bana Aittir! 

Çocuğunuzun kollarını iki yana açarak bu alanın kendisine ait olduğunu farkettirmeli ve izinsiz hiçbir yabancının o bölgeye giremeyeceği güvenini ona vermeliyiz, özel bölge kavramının algılanması cinsel istismarın önüne geçmekte önemli rol oynar. Çocuklar fiziksel anlamda korunmaya muhtaç olduğu gibi zihinsel anlamda da korunmaya muhtaçtır ve tehditlere açıktır. Onları korumanın en iyi yolu da kendilerine güven içinde oldukları hissiyatını kazandırmaktan geçer. Çocuklar kendilerini özel alanları ile güvene aldıklarında, kim olursa olsun onu desteklemeli ve saygı duymalıdır. Aksi takdirde bu alana olan güvensizlik duygusu, çocuklarda kişilik bozukluklarına yol açacaktır. 

Yasak Bölgem Var! 

Çocuğa “Yasak Bölgem Var” bilincini aşılamak için, ister bir oyuncak bebek üzerinde, ister çocuğun vücudunda göstererek, ona kendi özel bölgelerini anlatmalı ve insanların bu bölgelere dokunamayacağını öğretmeliyiz. Bu kavramı öğretmemiz, çocuğun cinsel istismara uğramasını engellemek için önem arz etmektedir. Öğretme esnasında uygun vücut dili ve sakin üslup kullanmak çok önemli olmakla birlikte doğru isimler kullanılmalı ve takma isimler kullanmaktan kaçınılmalıdır. 

Tüm bunların yanında çocuğa paranoya yaptırmamalıyız. Her bireyin, mahremiyet sınırını aşması çocuğa karşı kötü bir davranışta bulunulacağını ya da cinsel istismara maruz kalacağını göstermez. Bununla beraber, çocuğun bundan rahatsız olduğunu dile getirebilmesi gerektiğini ona anlatmalıyız. 

Banyo ve tuvalet özel alanlar olduğundan, 4-5 yaşına kadar anne ile banyo yapan çocuklar, 4-5 yaşından itibaren yalnız banyo yapmaya alıştırılmalı ve tuvalet ihtiyaçlarını da yalnız olarak giderme alışkanlığını edinmelidir. Çocuklar bu bölgelerde yalnız olmaları gerektiğini bilmelidir. Özellikle okula giden çocuklarda tuvalet alanın kendisine ait olacağını bilmesi ve o bölgeye kimsenin girmemesi gerektiğini iyi kavraması mühimdir. 

Aynı zamanda örtünme ihtiyacının çocuklar için neyi ifade etmesi gerektiğini bilerek hareket etmeliyiz. Yani bir çocuk neden iç çamaşırı giydiğini bilmelidir, o iç çamaşırının neyi 

gizlediğini ve koruduğunu iyi kavramalıdır. Hiç kimse özel bölgelerimi göremez ve asla dokunamaz düşüncesi çocuklara iyi şekilde öğretilmelidir. 

Akrabalık İlişkilerine Dikkat! 

Akrabalık ilişkilerini özellikle 4 yaşından itibaren ayrıştırmalıyız, her amca iyi amca, her teyze iyi teyze değildir. Bakkal amca ile amca arasında ki farkı anlatmalıyız. Zor günümüzde çocuğumuzu emanet edeceğimiz kişiyi ona göstermeli ve tanımasını sağlamalıyız. Yetişkinler dahi iyi niyet ve kötü niyet kavramlarını ayırt etmekte zorlanırken çocuklar bunlarla baş etme yollarını hepten kaybedebilirler, onlara bu yolda ışık tutmalı daha en başından bunun probleme dönüşmesini engellemeliyiz. İyi akraba –kötü akraba, iyi davranış – kötü davranış, iyi dokunma –kötü dokunma vb. gibi kavramlar çocuğun zihninde doğru yerlere oturmalıdır. 

Ebeveynler her zaman çocuklarının yanlarında bulunamayabilirler ve mutlaka güvendikleri kişilerin yanına bırakma durumunu çocuklarına izah ederek yanında kalacakları kişilere güven duygusu oluşmasına yardımcı olmalılardır. 

Çocuklar yüz ifadelerini çok rahat bir şekilde çözebilir, anlatmak istediğinizi yüz ifadenizden de çıkarım yapabilirler, ancak bu ifadelerin öğretici olması için kaygı ve endişeden uzak olması onlara kendilerini daha da rahat ve güvende hissettirecektir. 

Her ne konuda olursa olsun çocuğunuzun öğrenme isteği ve kapasitesini arttırmak istiyorsanız ona sorgulayıcı ve suçlayıcı ifadelerle değil kabul etmiş ve güven duygusu içinde yaklaşmalısınız ki vereceğiniz eğitimi rahatlıkla alabilsin. Birçok çocuk korku, endişe ve kaygı sorununu temel de aileden alır dolayısı ile eğitilmeleri esnasında algılama eksikleri çıkabilir. Mahremiyet eğitimi çocukların alması en güç eğitimlerden biridir, biz ebeveynler olarak onları bu zor sınavda yalnız bırakmamalı ve devamlı periyotlar halinde bu süreci tekrarlamalıyız. Mahremiyet eğitiminin başlama yaşı 3,5 olarak kabul edilmişse de, 6 aylık devamlı periyotlarla desteklenmelidir. Motivasyon her konuda önemli olduğu gibi bu eğitimde de önemli roldedir. Çocukları “ Ben bunu daha önce sana öğretmiştim, sen kendini korumasını çok iyi bilirsin.” gibi cümlelerle motive etmeliyiz. 

Söz konusu çocuklarımız ise gözlem yeteneğimizi iyi kullanmalı ve onun yalnız olacağı bölgelerde önceden keşif yapmalıyız. Sonrasında çocuğumuza bu bölgeleri tanıtmalıyız. Özellikle okulda gitmemesi gereken kör noktalar, kuytu köşeler, kazan dairesi, bodrum katlar vb. gibi yerler olduğunu o bölgelerde güven içinde olamayacağını izah etmeliyiz, bunu yaparken onu okuldan soğutmadan ve korkuya kapılmasına neden olmadan yapmalıyız. 

Ebeveynler olarak çocuklarımızın kendilerini tanımalarına yardımcı olmalı, onlara güven vermeli ve doğru bilinç ile doğru psikoloji ile yaşamalarını sağlamalıyız. Çocuklarımıza kendilerini koruma fırsatı vererek nefes almalarını mümkün kılmalıyız. 

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)