Bedenimiz Ruhumuzdan Nasıl Etkileniyor?

Yazar Zekiye ÇevikPsikolog • 22 Ocak 2020 • Yorumlar:

Ruhumuz acı çektiğinde bedenimizde genellikle acı çeker ve hastalanır. Tersine; gün boyunca iyi düşünceler ve iyi hisler kendimizi daha sağlıklı ve daha iyi hissettirir. Ruhumuz bedenimizi otomatik olarak nasıl etkiliyor? Fazla stres kendini gösterdiğinde, iyiliğimiz için neler yapabiliriz ve kendimizi nasıl koruma altına alabiliriz?

Bedenimiz ve Ruhumuz birbirini etkiler. Bu içgörü yeni değil, Friedrich Schiller (1759-1805) yılında ‘’Bedeni oluşturan Zihindir’’ sözünü sarf etmiştir. İngilizce adıyla ‘’Embodiment’’ (Düzen) terimiyle beden ve ruhun karşılıklı ilişki kuramı psikoloji ve tıpta yeni bir ivme kazanmıştır. Bu karşılıklı ilişkiden tam olarak ne kastedildiği aşağıdaki küçük hikâye ile açıklanmaktadır:

‘’ İki yakın arkadaş bir cam platformun üzerinde beraber duruyorlardı. Arkadaşlardan biri bu harika manzaranın ve temiz havanın tadını çıkartırken, kendini mutlu ve huzurlu hissediyor. Diğeri ise; yükseklik korkusu yaşadığından terler ve kalp çarpıntısı yaşar. Kaygı düzeyi artar. Platformun üzerine daha sonra genç bir adam gelir. Endişeli ve kaygılı olan kadın spontane olarak hayallerinin erkeğini bulduğuna inanır. Bu tür bir reaksiyon ‘’ Düzenleme Teorisine’’ göre mümkündür. Bunun sebebi ise; endişeli ve kaygılı olan kadının yükselmiş durum heyecanıdır. Boğazın düğümlenmesi, kalbin çarpması. Manzaranın ve temiz havanın tadını çıkaran diğer arkadaşına kıyasla, o an aşık olmak için daha büyük bir isteklilik doğuyor. Genç adam’dan bilinçaltında, onu korumasını ve desteğini bekliyor.’’ 

Halk olarak bedenin ve ruhun birbiriyle olan etkileşimi yabancı değildir. Ruh ve Beden üzerinde hem olumlu hem olumsuz ruhsal süreçlerin etkisini açıklayan sayısız ifadeler ve atasözleri bulunmaktadır. 

- Midemizde Kelebeklerin uçması - Neşe ile sıçrayan bir Kalp - Kahkahalar atmak

Bunlara kıyasla; 

- İçimizdeki öfke - Ayakların buz kesmesi/soğuması - Bedensel olarak zorlama, güçlük çekme 

Özellikle Mide ve Sırt ağrılarının ruhsallığının önemli ölçüde etkilediği görülmektedir. Kronik sırt ağrısı olan kişilerde depresyon ve kaygı (anksiyete) bozukları geliştirme riski daha yüksektir. 

Ruhsal acı bedeni etkilediğinde, Psikosomatik belirtilerden söz edilir. Stres ve kaygı düzeyi normal olan insanlarda bile iş yerindeki ve evdeki yüksek stres seviyesi kendilerine zarar verebilir. Stres ile baş etmeyi ve stresi önceden etkili bir şekilde önleyebilmek için aşağıdaki 3 yöntem ve davranışları kendi günlük hayatına dahil etmek faydalı olacaktır. 

1. GÜNLÜK TUTMAK 

Sözlü anlatım ve yazı yazmak çok güçlü bir etkendir. Bazı psikologlar yazı yazmayı bağımsız bir tedavi biçimi olarak düşünmektedir. Duygularını, kaygılarını, endişelerini ve yaşadıklarını kelimelere dökebilmek; sadece duygularını aktif olarak değil aynı zamanda düşüncelerini de kontrol atına alabilir. Yazı yazarken travmatik ve zor olayları anlatmak, başlangıçta duyguların kötüleşmesine sebep olabilir. 

Bununla birlikte, 1980’lerin ortalarında ABD deki bir araştırmaya göre, düzenli olarak günlük tutmak, fizyolojik açıdan rahatlamaya ve sağlığa önemli katkı da bulunduğu kanıtlanmıştır. 

‘’Bir Üniversite’de öğrenim gören öğrenciler, Psikolog James Rennebaker talimatıyla en az 6 ay günlük tutarlar. Daha sonra bu deney grubu günlük tutmayan bir Kontrol grubuyla kıyaslanır. Sonuç olarak günlük tutan grubun daha az baş ağrısı çektiği ve hastalıklara daha az yakalandığı görülmüştür.’’ James Rennebaker’in yapmış olduğu bu çalışma diğer bilim adamları tarafından çok sayıda doğrulandı. 

2-MEDİTASYON YAPMAYI ÖĞRENMEK! 

Meditasyon hala çoğu zaman ezoterik çağrışımlara sahiptir. Bununla birlikte, birkaç yıl boyunca, saygın bilim adamları ve doktorlar, düzenli meditasyon egzersizleri ile tetiklenen insan beynindeki fenomenleri de ele alıyorlar. Sonuç olarak, bilimsel bulgulara göre günde 20 dk meditasyon depresyon, kaygı ve korkuları kontrol altına alınabilir. Bunun sebebi ise, bu süre zarfında vücudumuzun sinyallerine bilinçli olarak odaklanabilmemizdir. Uluslararası bir televizyon kanalında Psikiyatrist ve Meditasyon Uzmanı Jon Kabat-Zinn bir belgesel programıyla bu öngörüyü kanıtlamıştır. Kabat-Zinn’in Meditasyon teknikleri artık hastanelerde’ de kullanılmakta olup, insan vücudunun iyileşme süreci için meditasyonun ne kadar etkili ve önemli olduğunu göstermektedir. 

Güncel araştırmalara göre, meditasyon hücre yaşlanmasını da yavaşlatıyor. Bu Meditasyona başlamak için iyi ve geçerli bir sebep olabilir. 

3-GÜLÜMSE VE SAVUNMA GÜÇLENDİR! 

Gülmek en iyi ilaçtır. Halk olarak bunu biliyoruz. Sık sık gülmek, daha sağlıklı bir yaşam demektir. Yaklaşık 2500 den fazla katılımcı ile yapılan online bir ankette; mizah anlayışı olan insanların daha mutlu olduğunu göstermiştir. Daha sonraki deneylerde aynı araştırmacıların mizahın acıya olan duyarlılığını azalttığını ve sıkıcı bir çevreyi daha az iç karartıcı olarak algıladıklarını göstermiştir. Psikoterapistler, mizahı anksiyete ve stres ile başa çıkmada yardımcı ve önemli bir baş etme stratejisi olarak görürler. 

*PSİKOTERAPIDEN YARDIM 

Ne yazık ki, antidepresyonlar ve ilaçlar sadece kısa süreli olarak duygusal çatışmalar ve stresin neden olduğu fiziksel acıya karşı yardımcı olmaktadır. Yukarıda belirtilen yöntemlerin etkili olabilmeleri için düzenli olarak uygulanması gerekmektedir. Uzun süredir semptomlara muzdarip olan ve yoğun aramalara rağmen hekimlerden hiçbir fiziksel neden bulamayan herkes bir psikoterapistten destek almalıdır. Başarılı bir tedavi için bu mümkün olduğunca erken yapılmalıdır.... 

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)