COVID-19 ve Pandemi Süreci Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Yazar Serdar AkınDiş Hekimi • 8 Haziran 2020 • Yorumlar:

Corona virüs (COVİD-19) 2019 yılının son aylarında Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve dünyada pandemiye dönüşen bir hastalık olarak hayatımıza girdi. İlk olarak 2019 yılında görüldüğü için bu yeni tip Corona virüse “COVİD-19” ismi verildi. Corona virüs 2019 (COVİD-19), Ağır Akut Solunum Sendromu - Severe Acute Respiratory Syndrome (SARS-CoV-2) olarak ta adlandırılmaktadır. 2002 yılında görülen SARS-CoV ve 2012 yılındaki Orta Doğu Solunum Sendromu (MERS-CoV) virüsüne benzer şekilde COVİD-19 ta zoonotik bir virüstür. Yani mutasyona uğrayarak hayvanlardan insanlara geçen bir virüs tipidir. Ancak evcil dostlarımızla ilgili COVİD-19 un taşınma ve yayılması ile ilgili bir vaka bildirimi yoktur.

Virüsün insan vücuduna girdiği ilk temastan itibaren hastalık belirtisi göstermeden kuluçka süresinin 2-14 gün arasında olduğu tahmin edilmektedir. Ancak bazı kaynaklarda kuluçka süresinin 24 güne kadar çıkabileceği bildirilmiştir . COVİD-19 un en sık görülen belirtileri; ateş, vücutta halsizlik, kuru öksürük, nefes darlığı, tat ve koku duyularında azalmadır. Bu belirtilerin hepsi aynı anda görülmeyebilir. Hastalığın görüldüğü vakalarda belirtilerden bir veya birkaçı bir arada olabilir ya da hastalık hiç belirti göstermeyebilir. Olguların %80’ den fazlasında hafif seyreder ve bu sınıfa girenler hastanede tedaviye gerek kalmadan hastalığı evinde veya ayakta geçirir. Ancak vakaların %15’ i şiddetli ve ağır hasta olarak , geri kalan %5’ i ise kritik seviyedeki hasta olarak sınıflandırılmıştır. Son gruptakilerin çoğu entübe hastalardır. Şiddetli ve kritik olan vakalarda, akut solunum yolu hastalığı zatürreye yol açabilir. Böbrek yetmezliği ve hatta çoklu organ yetmezliğine bağlı ölümler görülebilir. Şiddetli ve ağır seyreden olgularda immün (bağışıklık) sistemi reaksiyon verip hücrelere saldırarak, enfeksiyon akut solunum yetmezliği sonucu pnömoni ile ölüme sebebiyet verebilir.

Virüs çok bulaşıcı olup, enfeksiyonu alan her hasta ortalama 1.6–2.4 kişiyi enfekte edebilir. 65 yaş üzerindeki insanların ölüm oranı diğer yaş gruplarına oranla 3-4 kat fazla iken, 40 yaş altında ölüm oranı %0.2 altına inmektedir. Erkekler kadınlara oranla 2 kat fazla etkilenebilirler.

COVİD-19 burun, ağız ve korneadan vücuda girerek üst solunum yolu ve akciğerlerde tutunur. Direkt olarak öksürük, hapşırma ve damlacık yolu ile bulaşır. Endirekt olarak ta temas yoluyla, hasta birinin dokunduğu ve virüsün kontamine olduğu bir yüzeye dokunup elimizi ağız, burun ve gözümüze temas ettirmemizle bulaşır. Öksürme ve hapşırma ile virüsün 8 metreye kadar ulaşabildiği yönünde bildirim vardır.

COVİD-19 salgını sırasında korunma ve hastalığa yakalanmamak için gerek kendimizi  koruma gerekse immün (bağışıklık) sistemimizi güçlü tutmak için kişisel bazı önlemler alabiliriz. Klinik uygulamalarda ise; hastanın Diş hekimini ziyareti sırasında kliniğe girişinden tedavisinin bitirildiği ana kadar, hem hasta hem de klinik personelinin sağlığı için dikkat edilmesi gereken çok önemli noktalar vardır. “The New York Times” a göre Diş hekimleri bulaşma açısından en fazla riski olan meslek gruplarından biridir. Diş hekimleri, KBB ve Göz Hastalıkları uzmanları ile birlikte COVİD-19 pozitif olup hiçbir semptomatik belirti göstermeyen hastalarla yakın temas halinde olduğundan yüksek risk grubundadırlar. Diş hekimlerinin hastaları ile yüz yüze yakın teması nedeniyle COVİD-19 enfeksiyon riskinin yüksek olduğunu bildiren yayınlar vardır. COVİD-19 un tıbbi işlemler sırasında oluşan aerosollar veya dolaylı olarak tükürükten bulaştığı bilinmektedir. Türk Dişhekimleri Birliğinin yayınladığı “COVİD-19 salgını döneminde Diş Hekimliğinde Acil Durum ve Acil Servis ihtiyacı için Durum Yönetimi Rehberi” ve Sağlık Bakanlığının yayınladığı yönetmelikler Diş hekimleri için yol gösterici olmakla beraber, hastalık şüphesi veya hastalığı olan kişileri “Diş hekimi konsültasyon imkanı olan bir Acil servise yönlendirin” şeklinde TDB bir tavsiye kararında bulunmuştur.

Dişhekimi olarak bizlerin COVİD-19 un neden olduğu bu pandemi sürecinde nasıl çalışmamız gerektiği konusunda daha bilinçli olmamız hem hastalarımızı hem de kendimizi korumamız açısından çok önemlidir. Bugüne kadar aktif veya şüpheli COVİD-19 vakalarında Diş hekimlerinin diş tedavisi yapabilmesi için yazılmış ve kullanılan evrensel bir protokol veya kılavuz yoktur. Başka bir gerçekte, artık belki de uzun bir süre bu hastalıkla beraber yaşayacağımız ve ona göre tedbir almamız gerektiğidir. Çünkü bu durum çok ta kısa sürecek bir süreç gibi gözükmüyor. Bu hastalık ile yaşamayı öğrenmemiz gerekmektedir. Hem hastalarımız hem de Diş hekimliği çalışanlarının sağlığı için, hastalıktan korunmak için tedbirler almamız kaçınılmazdır. 

 

             HASTA KABULÜNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN TEMEL KURALLAR :

 

Maksimum Koruyucu Önlemler (Hastalar, Dişhekimleri, yardımcı personel için)  

Hasta kliniğe yalnız gelmeli refakatçi alınmamalı, eğer hastanın yaş ve fiziksel engelinden dolayı refakatçiye ihtiyacı varsa yanında en fazla 1 refakatçiye izin verilmelidir. Hasta ve refakatçisi muayene odasına maske ile kabul edilmelidir. Eğer bekleme salonunda hastaların beklemesi gerekirse aralarında 1-1,5 metre oturma mesafesi bırakılacak şekilde sosyal mesafe kuralına uyularak oturma düzeni sağlanmalıdır.

Diş hekimi ve yardımcısı hasta ağzında muayene ve tedavi esnasında cerrahi ve solunum maskeleri (N 95) kullanmalıdır. Sadece cerrahi maskelerin virüs salgını gibi bu pandemi süreçlerinde dişhekimleri tarafından kullanılması tek başına uygun ve yeterli değildir.

 

         

Diş kesimi, dolgu, cerrahi kesim vb. gibi aeratör ve mikromotor kullanımı gerektiren aerosol üreten işlemlerde yüzey kontaminasyonunu azaltmak için solunum maskesi mutlaka koruyucu gözlük veya yüz koruyucu siperlik ile beraber kullanılmalıdır. 

 

Maksimum Koruyucu Önlemler ( Bütün klinik mekan ve ünit yüzeyleri için)

Bekleme salonunda hastaların oturacağı koltukların plastik, suni deri veya deri gibi kolay temizlenebilir malzemeden olması gerekir. 

Kapı kolları, elektrik düğmeleri düzenli dezenfekte edilmelidir. Klinik giriş kapısı, oda ve tuvalet kapıları ile kapı kolları her hastadan sonra dezenfekte edilmelidir.

Bekleme odasında hastaların ortak kullandıkları alanda açıkta duran bardak, çay makinası vb. gibi eşyalar kaldırılmalı, çay, kahve servisi yapılmamalıdır. 

Her hastadan sonra ünit, kreşuar, hasta koltuğu, hekim taburesi ve ünite ait diğer aksam ve plastik borular dezenfekte edilmelidir. 

 

Hastaların randevu aralıkları uzun tutulmalı, hasta aralarında ortamın hazırlanması için yeterli zaman ayrılmalıdır. Hasta randevularının 1/2 saat ara ile verilmesi yeterli olabilir.

 

Hasta randevuları arasındaki 1/2 saatlik aralarda kliniğin 20-30 dakika süre ile havalandırılması gerekir.

 

Klinikte hasta muayene odasında aerosol ortamın minimum oluşmasına ve minimumda kalmasına gayret gösterilmelidir. 

Bundan sonra hayatımızın her alanında yaşayacaklarımız nasıl COVİD-19 Pandemi öncesi ve sonrası aynı olmayacaksa, Dişhekimliğinde de büyük değişimler bizleri bekliyor olacaktır. Kişisel korunma tedbirlerinin alınması nedeni ile hasta bakma sayımızın azalıp hastalara ayırdığımız sürenin artması dilimize “SLOW (YAVAŞ) DİŞHEKİMLİĞİ” terimini kazandırmıştır. Bugüne kadar daha önce yaşamadığımız bu hastalık veya ileride de yaşamamız kuvvetle muhtemel pandemiler nedeniyle Diş hekimliği uygulamalarında ciddi değişiklikler olacaktır.

 


 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Yorumlar: (0)

Yazar

Serdar Akın

Ortodonti, Diş Hekimi Dr.

Randevu al