Geçtiğimiz haftalarda uzun süredir beklenen İzmir depremini İzmirliler olarak yaşadık. Yaşadığımız bu 6.6 büyüklüğündeki sarsıntı binalarımıza, eşyalarımıza zarar verdiği gibi bizleri de hem fiziksel olarak hem de psikolojik olarak sarstı ve zarar verdi.
Yapılan araştırmalar neticesinde deprem gibi travmatik kriz durumlarından sonra “Travma Sorası Stres Bozukluğu ve Depresyon” gibi psikolojik rahatsızlıklara daha sık rastlamaktayız. Birçoğumuz “Seismophobia” olarak adlandırılan deprem fobisi veya korkusunu yaşamaktayız. Zihnimizden ölüm, zarar görme ya da sevdiklerimizi kaybetmekle ilgili düşünceler geçmekte ve bu düşünceler bizdeki korku ve kaygı duygusunu tetiklemekte. Tetiklenen bu korku ve kaygı duyguları kişilerde tedirginlik, titreme, huzursuzluk, terleme, baş dönmesi, kalp çarpıntısı, tek başına uyuyamama, banyo-tuvalet gibi ortamlardan kaçınma ya da depremle ilgili konuşmalardan uzak durma vb belirtilere sebep olabilmektedir.
Yaşanılan deprem sonrası verilen bu tepkiler kişilerin yaşına, cinsiyetine, fiziksel ya da psikolojik sağlamlığına ya da kişilik özelliklerine göre değişken olmakla birlikte hepsi “ANORMAL BİR DURUMA KARŞI VERİLEN NORMAL” tepkiler ve reaksiyonlardır. Bu belirtilerin 1 aydan fazla sürmesi durumunda kişinin profesyonel bir ruh sağlığı uzmanından destek alması gerekir.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nedir?
Travma sonrası stres bozukluğu, kişinin yaşadığı travmatik bir durum sonucunda oluşabilen ruhsal bir rahatsızlıktır. Travma sonrası stres bozukluğunun belirtileri genel olarak yaşanılan travmatik olaydan sonra ilk 1 ay içerisinde başlar. Ancak bazı kişilerde travma belirtileri yaşanılan olaydan yıllar sonra da ortaya çıkabilmektedir. Kişinin yaşadığı bu belirtiler özel hayatını, sosyal hayatını ve iş hayatını olumsuz etkileyerek sorunlara sebep olabilir ve bireyin günlük hayatını devam ettirmesini zorlaştırabilir.
Travma Sonrası Stres Bozukluğunun 3 Tipi:
Deprem korkusu ile başa çıkabilmek için öncelikle bireylerin bu konuda istekli ve iş birlikçi olması gerekmektedir. Yaşanılan korkunun yaratmış olduğu çaresizlik hissi kişinin stres tepkilerini artırabilir. Bu sebeple korkulan durumdan kaçınmak yerine onunla yüzleşerek kendini kontrol etmek, duygu ve düşüncelerini güvendiği kişilerle paylaşmak, günlük rutinlerini devam ettirmek korku ve kaygı duygusunun üstesinden gelebilmenize yardımcı olacaktır.
Tüm İzmir halkına ve ülkemize geçmiş olsun.
Bu makalenin DoktorTakvimi web sitesinde yayımlanması, yazarın açık izniyle yapılmaktadır. Web sitesindeki tüm içerikler, fikri ve sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında uygun şekilde korunmaktadır.
DocPlanner Teknoloji A.Ş. web sitesi tıbbi tavsiye sunmaz. Bu sayfanın içeriği, metinler, grafikler, görseller ve diğer materyaller de dahil olmak üzere, yalnızca bilgilendirme amacıyla oluşturulmuştur ve tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini almak amacı taşımaz. Herhangi bir sağlık sorununuzla ilgili şüpheniz varsa, bir uzmana danışınız.