DEPRESYON OBEZİTEYE YOL AÇIYOR

Yazar Hakan KaraşPsikiyatrist • 15 Haziran 2017 • Yorumlar:

Günümüzde gittikçe artan obeziteye yol açan nedenlerden biri de depresyon… Depresyon vücut metabolizmasını yavaşlatarak obeziteye davetiye çıkarıyor. Araştırmalar depresyondaki kişilerin yiyeceklerle beyindeki ödül merkezini uyarma yoluna daha fazla başvurduklarını gösteriyor. Depresyondaki kişiler işte bu yüzden obeziteye daha yatkın hale geliyor. Psikiyatrist Dr. Hakan Karaş, depresyonun ve obeziteye yol açma nedenlerini ve tedavi seçenekleri hakkında bilgi verdi.

  • Obez Kişilerin Yarısından Fazlası Depresyona Giriyor!

Obez kişilerin yarısından fazlasının hafiften şiddetliye, çeşitli derecelerde depresyona girdiği bilinmektedir. Obez bireyler, popüler kültürün ideal beden ölçüsü pompalamasının da etkisiyle, beden imgelerini daha olumsuz biçimde algılarlar. Ayrıca sosyal olarak damgalanma ve ayırımcılığa da maruz kaldıkları için izole biçimde yaşamaya başlarlar. Tüm bunların etkisiyle benlik saygıları daha düşük hale gelir ve bu durum da kişide depresyona yatkınlık oluşturur. Ayrıca obezitenin yol açtığı eklem hastalıkları, hareket güçlüğü, diyabet, hipertansiyon ve diğer kronik hastalıklar da depresyonun gelişmesine yol açabilir.

  • Depresyon Vücudun Metabolizmasını Yavaşlatıyor

Enerji düşüklüğü, yorgunluk ve iştah değişiklikleri depresyonun temel belirtilerinden bazılarıdır. Depresyonda olan kişilerin bir kısmında iştah kaybı gözlenir. Çoğunluğu ise kendilerini normalden çok daha fazla yemek yerken bulurlar. Depresyon vücudun metabolizmasını da yavaşlatır. Her türlü aktiviteye ilgisi azalmış olan depresyondaki kişi yeme konusunda da dozu kaçırdığı için kilo artışı bakımından ideal bir kombinasyon ortaya çıkar. Ayrıca depresyondaki kişi kararsızdır ve kişinin iradesi nispeten zayıflamıştır. Bu da kişiyi sağlıksız beslenmeye iter. Özellikle tedavi edilmeyen depresyonda hareketsizlik ve aşırı yeme uzun süre devam ettiği zamanda kişilerde obezite gelişir.

  • Fiziksel Akvitesi Düşük Olan Kişiler Risk Altında

Depresyon ve obezitenin birlikte görülmesinin bir nedeni de bazı durumların her iki hastalığa da yol açmasıdır. Örneğin sosyoekonomik durumu düşük olanlar bu iki hastalık açısından daha çok risk altındadırlar. Düşük fiziksel aktivite hem depresyona hem obeziteye yol açar. Ayrıca hipotiroidi gibi bazı hastalıklar da depresyona ve kilo artışına neden olmaktadır.

  • Stresle Baş Etmek İçin Artan Yeme İsteği Alışkanlık Yapabilir

Duygusal yeme sendromu stresli kişilerde daha sık görülür. Dolayısıyla depresyonda olan kişilerde yemek yiyerek stresle başa çıkmaya çalışmak oldukça sık görülmektedir. Yiyecekler insan için sadece doyurucu besin kaynakları değil aynı zamanda sıkıntı yatıştırıcı araçlardır. Yiyecekler, özellikle de karbonhidrat ağırlıklı yiyecekler beyindeki ödül sistemi üzerinde hem haz verici hem de olumsuz duyguları yatıştırıcı etki yaparlar. Bu yol hemen herkes tarafından zaman zaman tercih edilir. Fakat bu yolu kullanmak bir alışkanlık haline geldiğinde obezite kaçınılmaz olur. Araştırmalar depresyondaki kişilerin yiyeceklerle beyindeki ödül merkezini uyarma yoluna daha fazla başvurduklarını göstermiştir. Depresyondaki kişiler işte bu yüzden obeziteye daha yatkındır.

  • Tedavi Aşamasında İlk Adım Depresyondan Kurtulmak

Depresyon-obezite-aşırı yeme döngüsünden kurtulmak için öncelikle klinik olarak depresyonun tedavi edilmesi gerekir. Hem depresyona hem de iştah artışına neden olan özellikle tiroid bozuklukları gibi tıbbi nedenler araştırılmalıdır. Duygusal yeme alışkanlığı, yaşamın erken dönemlerinde aile içinde edinilen bir alışkanlıktır. Diyetin içeriği, öğün büyüklüğü ve sayısı yeme alışkanlığının en önemli bileşenleridir. Depresyon tedavi edildikten sonra, kişi yeme alışkanlığını ailesi ile de işbirliği yaparak değiştirmesi gerekir. Duygusal ihtiyaçlarla ilgili farkındalığın artırılması, yeme düzenine olumlu katkı sağlar. Ayrıca fiziksel aktivitenin de artırılarak günlük rutine dahil edilmesi serotonin seviyelerini düzenler ve beyindeki ödül merkezine uyarıcı etkiler yapar.

Böylelikle kişi yeme üzerinden ödül merkezini uyarmaya daha az ihtiyaç duyar. Kişinin diyetindeki besin çeşidine daha çok yer verip karbonhidrat oranını azaltması da karbonhidratın ödül olarak kullanılma alışkanlığını azaltır. Tüm bunlarla birlikte kişinin yeme dışındaki haz ve ödül kaynaklarını diğer sosyal ve fiziksel faaliyetlerle zenginleştirmesi, ödül olarak yiyeceklere daha az ihtiyaç duymasını sağlar.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)