Depresyon

Yazar Serpil Yılman KayaPsikolog • 19 Kasım 2018 • Yorumlar:

Depresyon her insanın hayatında en az bir kez yaşadığı dünyadaki bir numaralı sağlık problemi olarak bilinir. Bu kadar yaygın olmasından dolayı depresyon psikiyatrik rahatsızlıkların nezlesi olarak da tabir edilir. Eğer kendinizde depresyon belirtileri görüyorsanız ya da ciddi olarak depresyonda iseniz her şeyin kötü olacağına hep kötü olduğuna ve öyle kalacağına inanırsınız. Yani depresyonu tüm zamanlara atfeder geçmiş gelecek ve şimdiki zamanı depresyona hapsedersiniz. Geçmişte başınıza gelen kötü şeyleri hafızanızda canlı tutarken bir yandan da gelecekte ki boşluk umutsuzluk ve koca bir karamsarlık hakim olur duygularınıza. Bu o kadar gerçek görünür ki sorunlarınızın ömür boyu süreceğine inanırsınız ve buna kendiniz ikna olduğunuz gibi çevrenizi de buna ikna etmeye çalışırsınız. Hayat benim için çok kötüydü hala kötü ve kötü olarak kalacak. Aslında bu durumda depresyonunuz gerçekleri doğru algılamanızı engellediği gibi zihninizde çarpıtmalar yaparak buna inanmanızı sağlamaktadır depresyonunuz zihninizde ki çarpıtmalara bağlı olarak aratarak devam edecektir depresyon arttıkça çarpıtmalarda artacak ve sizi bir kısır döngüne sokacaktır. Bu nokta da iyileşme yolunda ki en önemli adım kendinize yardım etmek için önemli bir azim göstermek olacaktır. Depresyonunuzun çok ağır olması sizi yıldırmasın tedaviye en hızlı yanıt verenler depresyonu en ağır yaşayanlardır.

Depresyon hepinizin aşina olduğu bir bilgi olan duygusal bir rahatsızlık değil çarpıtmış olduğumuz olumsuz düşüncelerin sonucudur. Depresyon bilişsel bir sorundur.  Depresif duygularımızın ortaya çıkıp gelişmesinde mantık dışı kötümser duygularımız rol oynar ve yoğun olumsuz düşüncelere her zaman depresif bir durum  ya da acı veren duygular eşlik eder. Depresyonda iken kendimizi ve başkalarını gerçek olmayan şeylere inandırma yeteneğine fazlasıyla sahibizdir. Ve bu inanç gerçekle bağlantımızın kopmasına yardımcı olur. Depresyonda olduğumuz da kendimizi değersiz hissederiz ve depresyon ne kadar ağır ise bu duygular da o kadar yoğun olacaktır. Yapılan çalışmalar depresyon hastalarının %80 inden fazlasında kendilerini beğenmediklerini zeka başarı popülerlik çekicilik sağlık güçlülük gibi konularda kendilerini kapasitelerinin çok altında gördüklerini ifade etmişlerdir.

Depresyondaki kişinin kendi hakkındaki düşüncelerini dört başlıkta toplayabiliriz.

  1. Yenilmiş

  2. Kusurlu

  3. Terkedilmiş

  4. Yoksun

      Bütün bu duyguların altında derin bir değersizlik duygusu hakimdir. Ve değersizlik duygusu depresyondaki anahtar duygudur.

       Değerlilik ya da değersizlik nedir?

       Kime göre ve neye  göre değerlisinizdir?

        Aslında psikolojinin ya da felsefenin de bu soruya tam bir cevabı yoktur. Ama bu duyguyu biraz irdeleyecek olursak öncelikle yaptıklarınız sayesinde değer kazanamazsınız başarılar size tatmin getirebilir ancak mutluluk getirmeyebilir ki başarıya dayanan bir özgüven başarısızlıklar karşısında güvensizliğe dönüşebilecek sahte bir güvendir ki birçok ünlü olmuş insanların çok şatafatlı hayatlardan sonra intihara kadar sürüklendiği başarı özgüveninin örnekleridir.  Ayrıca benlik değeriniz görünümünüze yeteneğinize şöhretinize veya servetinize dayalı olamaz. Depresyondaki bireylerin çoğu sevilen insanlardır ancak bu depresyona girmelerine ya da depresif duygu durumuna engel değildir çünkü bu kişiler kendilerini hiç sevmezler. Gerçek olan kendinize verdiğiniz değerin nasıl hissettiğinizi belirlediğidir.

         Depresyonda duygu durumumuz çok önemlidir bunu değiştirebilmekte bizim elimizdedir.  Duygu durumumuzun yükselmesi için ne yapabiliriz? İnsanlar önce düşünür sonra da bunu davranışa dökerler. İşte bu yüzden davranışlarımızı değiştirerek hissettiklerimizi de değiştirebiliriz ki burada ki en önemli sorun depresyonda iken hiç bir şey yapmak istemeyiz. Depresyonun en yıkıcı tarafı isteğinizin de felç olmasıdır. En hafif depresyonda dahi en basit işler ertelenir ve yığılarak yapılamaz hale gelir. Bu da üretkenliğimizi düşürür bu da kendimize öfkemizi artırır. İnsanlardan ve işlerden daha fazla uzaklaşmamızı sağlar.  İçine düştüğünüz duygusal hapishanenin farkına varamazsınız ve durum haftalarca aylarca hatta yıllarca sürebilir.

           Eğer bir kişi her şeyden uzak kalarak aylarını geçiriyorsa  bu tüm normal aktivitelerden ve insan ilişkilerinden kopma sürecini hızlandırır bunu da depresyon izler.

              Depresyon ile birlikte oluşan suçluluk endişe keder ve utanç içerisinde kendimize dair algılarımız şu şekilde ilerler.

  Kötü davranışlarımdan dolayı değersizim  (bu yorum depresyona neden olur.)

 Diğerleri ne yaptığımı anlarsa beni aşağılar.( utanmaya neden olur.)

        Cezalandırılacağım ve yaptıklarıma misilleme yapılacak. ( endişeyi artıracak)

    Olumsuz düşüncelerinizin çoğunda temelde böylesi düşünce hatalarına dayandığını fark edeceksiniz. Aklımıza şu da gelebilir benim depresyona girmeme neden olan her şey gerçek  iflas yaşlılık bedensel engel ölümcül hastalık sevilen birinin kaybı gibi nedenler de depresyona sebep değil midir?

    Hayır bunların hiçbirisi gerçekçi depresyona neden olmaz.

Bu durumda bilmemiz gereken şey sağlıklı üzüntü ile depresyon arasındaki  fark.

Üzüntü olumsuz olan duyguyu ve düşünceyi  çarpıtmadan tarif ettiğimiz gerçek duyguların hislerimize yansımasıdır.

Depresyon ise çarpıtılmış düşüncelerin oluşturduğu bir hastalıktır.

Örneğin sevdiğimiz birini kaybettiğimiz zaman onu kaybettim ve onu çok özleyeceğim gerçekçi ve istenen bir duygudur. Ama bir daha asla mutlu olamayacağım o öldü bu haksızlık gibi duygular çarpıtılmış düşüncelerin duygularıdır.

          Depresyonunuz  kaybolmaya başladığında yerini yaşamdan zevk alma ve rahatlama isteği dolar. Kendinizi iyi hissetmeye başladığınızda karamsar duygu ve düşünceleriniz de yok olmaya başlar. Ve sizi ümit dolu bir gelecek bekler.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)