Depresyon

Yazar Türkan HisarPsikolog • 21 Ağustos 2019 • Yorumlar:

Yaşam içerisinde bu kelimeyle ister istemez karşılaşanlarımız vardır. Bazen bir iş arkadaşımız, bazen ailemizden biri , bazen de kendimiz ve diğer insanlardan duyduğumuz bize yabancı olmayan bir kelime .

_Nasılsın? Sorusuna genelde verdiğimiz cevap:

_ İyiyim . Kısa ve net bir cevap aslında.

Bazen de:

_ Kendimi iyi hissetmiyorum . Sanırım depresyondayım cevabını verebiliyoruz.

Depresyondayım…

Depresyon veya çökkünlük.

Dilimize yerleşmiş ve kolayca ifade edebildiğimiz bu rahatsızlık hakkında neler biliyoruz?

Günlük dildeki karşılığına baktığımızda; insanın kendisi için önem taşıyan bir şeyini yitirdiği zaman yaşadığı hüzün durumudur. Kişi güçsüz olduğu için depresyona girmez. Depresyon tedavi edilmesi gereken tıbbi ve psikolojik bir rahatsızlıktır.

Bir bireyin depresyonda olup olmadığına karar verebilmek için ilgili uzmanlar tarafından tanının konması gerekir.

Hastanın/Danışanın depresif özellikleri olup olmadığına bakılırken :

Duygu durum belirtileri( kendini nasıl hissettiği) , zevk alıp almadığı (yaptığı şeylerden eskisi kadar zevk alıp almadığı) , enerji durumu (kolay yorulup yorulmadığı), kendine bakış açısı (kendine güveni, suçluluk duyguları olup olmadığı), intihar-ölüm düşünceleri (yaşamın anlamı), psikomotor alanda yavaşlama olup olmadığı (konuşma, hareket ve öfke durumları) ve bilişsel belirtileri (dikkat, karar verme, unutkanlık) klinisyen tarafından araştırılır.

DSM-IV tanı kriterlerine göre, en az birisi depresif duygudurum veya ilgi kaybı olmak üzere aşağıdakilerden en az beşinin iki hafta süresince hemen her gün var olması gerekir.

1-Depresif duygudurum

2-İlgi kaybı

3- Uyku bozukluğu

4-İştah kilo değişikliği

5-Halsizlik enerji kaybı

6-Değersizlik-kararsızlık suçluluk hisleri

7- Dikkat toplamada güçlük ve unutkanlık

8- Ölüm ve intihar düşünceleri

9- Psikomotor yavaşlama – artma

Neden depresyona giriyoruz?

Depresyon tek bir nedene bağlı olmayabilir. Kişilik özelliklerimiz, yaşamda karşılaştığımız olaylar, beynimizde meydana gelen kimyasal değişimler, kullandığımız ilaçlar, düşünce biçimlerimiz, mevsim değişikliği, yaşın ilerlemesi, bedensel hastalıklar… Öyleyse depresyonun ortaya çıkmasında ve sürmesinde biyolojik, çevresel, bilişsel, davranışsal faktörler rol alabiliyor. Biyolojik olarak yapılan incelemelerde; özellikle seratonin adı verilen kimyasalda azalma olmasının depresyonun ortaya çıkmasında etkili olduğu belirtilmektedir.

Yaşam boyu türlü sıkıntılarla karşılaşırız. İş yerindeki sorunlar, ailevi problemler, sevdiğimiz birinin kaybı ya da ayrılıklar, yaşın ilerlemesi ve hissedilen yalnızlık duyguları… Bazen de olumlu olarak gördüğümüz olaylar bizde strese ve kaygıya sebep olabilir.

Örneğin; evlilik…

Yeni bir düzene adım atarken bu olayın kişiyi ne derece zorladığı, olaya yüklediği anlam ve kişilik özellikleri bireyin depresif belirtiler gösterip göstermemesinde etkili olabiliyor.

Bilişsel kurama göre depresyon

Bilişsel kurama göre ruhsal rahatsızlıkların altında bireyin olumsuz veya işlev bozucu düşünce, inanç ve yorumları yatar. Bunların gerçeğe uygun hale dönüştürülmesi ile ruhsal rahatsızlıklar tedavi edilebilir. Aaron T.Beck Bilişsel Davranışçı Terapinin kurucusu olarak kabul edilir.

Aaron T.Beck’e göre depresyon; kişinin kendisine yönelttiği acı çekme arzusudur. Beck depresyonun bilişsel olarak kişinin kendisi, çevresi ve geleceği ile ilgili olumsuz yargılara sahip olmasından kaynaklandığını ileri sürer.

Kendisi ile ilgili olumsuz yargılar: Yetersizim, suçluyum, ben kötüyüm…

Çevre ve dünya ile ilgili olumsuz yargılar: Her şey çok kötü, kimse bana yardımcı olamaz, insanlar kötü…

Gelecek ile ilgili olumsuz yargılar: Hiçbir şey düzelmeyecek.

Depresyonun sürmesinde olumsuz düşünceler önemli rol oynar.

Tedavi

Bilişsel Davranışçı terapiye göre tedavi 5 aşamadan oluşur.

1-Hasta/ danışan depresyon hakkında eğitilir.

2- Davranışçı müdahaleler ile hastanın/danışanın etkinlik düzeyi arttırılır.( Haz ve başarı yaşantılarının arttırılması amaçlanır.)

3-Düşünce ve duygu bağlantısı çalışılır.

4- Depresif şemalar çalışılır.

5-Yinelemeyi önleme.( Danışanın yeni beceriler öğrenmesi amaçlanır.)

Depresyon tedavisinde ayrıca; trisiklik antidepresanlar, TMS (Transkraniyal manyetik uyarım, EKT (Elektrokonvulsif terapi), Fototerapi, Uyku mahremiyeti, Vagus sinir uyarımı (onuncu kafa siniri), derin beyin uyarımı gibi yöntemlerle de tedavi yapılabilmektedir.

EKT: EKT sırasında hastaya anestezi verilerek uyutulur, ağrı duyması engellenir, kas gevşetici verilerek vücudunda herhangi bir kasılma olmaması sağlanır. Uyutulmuş hastaya şakak bölgesinden az miktarda elektrik akımı uygulanır. Bu işlem sırasında hasta uyuduğu, ağrı duyması engellendiği ve kasılmalar olmaması için gevşetici verildiğinden acı ve ağrı hissetmez. İşlem 10-15 dakika sürer. Hasta uyandıktan sonra odasına alınır ve yaklaşık yarım saat sonra günlük hayatına dönebilir.

TMS: Anestezi uygulanmaz ve hastanın uyutulmasına gerek kalmaz. İlaçlı tedavinin etkili olmadığı, ilaç yan etkilerinin görülebildiği ya da ilaç kullanmaya dirençli olan hastalarda kullanılan yöntemdir. İşlem 30 dakika sürebilir.

FOTOTERAPİ: (Parlak Işık Tedavisi). İlaç tedavisi ile birlikte uygulanır. Ayrıca ilaç tedavisi uygulanamayan gebelerde, mevsimsel olan ve mevsimsel olmayan depresyonda, süreğen yorgunluk ve uyku bozukluğu olan hastalarda etkilidir. Uygulama süresi 1 haftadır.

VAGUS SİNİR UYARIMI: Vagus Sinir Uyarımından alınan sonuçlar kişiden kişiye değişiklik gösterebilmektedir. Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) vagus siniri uyarımını aşağıdaki gruplar için onaylamıştır:

Yetişkinler (18 yaş ve yukarısı),

Kronik ve tedavi edilmesi zor depresyonu olanlar (tedaviye dirençli depresyon),

Dört veya daha fazla ilaç veya Elektrokonvülsif tedavi (EKT) veya her ikisini de denedikten sonra bile iyileşmeyen insanlar, Vagus siniri uyarımı yanında standart depresyon tedavilerine devam edenler.

İçi arınmamışsa, neler bekler insanı,

Kendi kendisiyle ne savaşlar eder boşuna!

Tutkuları içinde ne kemirici kaygılar.

Ne korkular içinde kıvranır insan!

Ne çöküntüler yapar bizde gurur, şehvet,

Öfke, gevşeklik ve tembellik!

Montaigne

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)