Ek Gıdaya Geçiş

Bebeğin katı gıdayla tanıştığı o sihirli an anne babaların en heyecanla beklediği olaydır. Hele ki ilk çocuksa o gün gelmek bilmez. Bir yandan aile büyükleri, bir yandan komşular sizi “bu çocuk çok mu zayıf? acaba ne yapsak?” diye sıkıştırır. Siz de Google’u veya doktorunuzu sıkıştırırsınız. Katı gıdaya ne zaman başlayalım, ne ile başlayalım, kıvamı ne olsun, sevmezse ne yapalım, şunu da verem mi, bunu da verem mi, su da verem mi, puding verem mi? Liste uzar gider. Bu makalede bütün bu soruların yanıtlarını vermeye çalışacağım.

    Ek gıdaya başlama zamanını WHO ve AAP 6 ay olarak öneriyor, ESPGHAN ise en erken 17. en geç 26. haftada katı gıdalara başlanmalıdır diyor. Sağlık bakanlığının verilerine göre ise Türkiye’de ilk 6 ayda sadece anne sütü alan bebeklerin oranı sadece %21 (Böyle artistik bilgilerin hastasıyım). Yani %79’umuz ek gıdaya geçiş için bebeğin 6. ayını doldurmasını beklemiyoruz. Madem ki 6 ayı beklemiyoruz o zaman ek gıdaya geçiş kriterlerini iyi bilmemiz lazım.  Bakın bu kriterler çok önemli. Bir tanesi bile sağlanmıyorsa ek gıdaya geçişi ertelemek gerekir:

  1. Bebek doğum kilosunun en az 2 katına çıkmış olacak.

  2. Başını dik tutabilecek (baş kontrolü olacak).

  3. Mama sandalyesinde desteksiz oturabilecek.

  4. Siz yemek yerken o da ağzını açma, yemeğe yönelme gibi yemeye hazır olduğuna dair belirtiler gösterecek.

 

Eğer bebeğiniz bu 4 şartı sağlıyorsa tebrikler siz de ek gıdaya geçebilirsiniz.

 

Ek gıdaya geçmeye hak kazandık, güzel de ne vereceğiz bebeğe? İsotlu, kuyruk yağlı tepsi kebabı olmaz (en azından hemen olmaz) İlk ay tercih edeceğimiz üç besin grubu kolay sindirilebilme özellikleri ve besleyici değerleri nedeniyle sebze, meyve ve yoğurttur. Üçünün birbirine üstünlüğü yoktur, keyfinize göre herhangi birinden başlayabilirsiniz… Ancaaak!!! Burada önemli bir detayı belirtmeliyim, 6 aydan önce bağırsaklardan kontrollü besin emilimi tam sağlanamadığından, iyi sindirilmemiş besinler emilip alerji yapabilir. Bu yüzden özellikle 6 aydan önce ek gıdaya başlamışsanız 3 gün kuralına göre besleme yapmanızı öneririm.

 

3 gün kuralını anlatmaya başlamadan önce bazı başka kuralları belirteyim. Öncelikle en önemli kural: ek gıdaya geçerken amaç bebeği doyurmak değil, bebeği katı gıdalara hazırlamak ve farklı tatlarla tanıştırmak. Elimize bir kap yemek alıp bitirene kadar bebeğin peşinden koşmak yok, bebek ağzını kapadığı anda beslenme işlemi biter.  Eğer zorlarsak hem besin reddine yol açabiliriz hem de bebeğin anneye güveni zedelenir. Unutmayın ki 1 yaşına kadar bebeğin esas besin kaynağı anne sütü olmaya devam edecek. 

 

Beslenme sırasında mümkünse bebeği oturtmalıyız (mama sandalyesi vs). Bebeklerin çok hassas olan diş etlerine zarar vermemek için yumuşak uçlu plastik kaşık kullanmalıyız. Öğün sonrası bebeğin diş etlerini macun kullanmadan yumuşak bir diş fırçası ile fırçalamak da tavsiye edilmektedir.

 

1 yaşından önce kesinlikle bal (ölümcül alerji yapabilir) ve hayvan sütleri yasak, katkı maddeli market gıdaları yasak.  Tuz, baharat ve rafine şeker yasak değil ama önerilmez. Özellikle tuzun böbrek taşı, yüksek tansiyon yapma riski var. Kuruyemiş, küçük peynir parçaları, zeytin gibi soluk borusuna kaçma ihtimali olan gıdaları da 3 yaşına kadar önermiyoruz.

 

Peki nedir 3 gün kuralı. Çok basit. Mesela kabak ile başlamak istediniz. Kabağı buharda pişirip ilk gün bir tatlı kaşığı, ikinci gün iki tatlı kaşığı, üçüncü gün de üç tatlı kaşığı olmak üzere bebeğe tattırıyoruz; herhangi bir alerji gelişmezse kabak güvenli besinimiz oluyor.  Diyelim ikinci besin olarak havucu seçtik, yine aynı şekilde üç gün havucu deniyoruz ve hoop havuç da güvenli besin. Üç gün kuralında önemli nokta şu: Her farklı besini ilk iki gün tek başına veriyoruz. Üçüncü gün ise güvenli besinlerden biriyle karıştırabiliyoruz. Mesela üçüncü besinimiz patates olsun. İlk iki gün patates verdikten sonra üçüncü gün güvenli besinlerimiz olan kabak veya havuçla patatesi karıştırıp yedirebiliriz.  Yoğurt güvenli besin olduğu zaman her şeyin üzerine konulabilmesiyle hayat kurtarıcı bir pozisyondadır. Ek gıdaya başlamak bir bina yapmaksa, yoğurt kesinlikle bu binanın çimentosudur.

 

Tattıracağımız besini seçerken konserve veya sera değil mevsim meyve ve sebzeleri seçmeliyiz. Peki çilek, domates, kivi gibi alerji ihtimali yüksek besinleri verelim mi? Eğer ailede alerji öyküsü yoksa ve mevsimiyse 3 gün kuralına göre tattıralım, neden bekleyelim ki? 3 gün kuralı zaten bu işe yaramıyor mu?

 

Hocam alerji dedin de biz verdiğimiz besinin alerji yapıp yapmadığını nasıl anlayacağız? Bebeğin yüzünde mi yazacak alerji olduğu? Evet yüzünde yazacak. Bebeğin yüzünde kuruluk ve kızarıklık, bez bölgesinde kızarıklık, sulu ishal, kakada kan görülmesi alerji geliştiğini gösterebilir. Böyle bir gelişme olması halinde derhal çocuk doktorunuza başvurmanız gerekir.

 

Burada bir kaşık iki kaşık diye kabaca belirttiğim miktarlar bebeğin isteğine göre hafif arttırılabilir fakat aşırı yüklenmemek gerekir. Fazla yedirirsek sindirim problemleri, besin reddi veya anne sütünden uzaklaşma olabilir. Ek gıdadan sonra kaka kokusu ve rengi değişebilir, normaldir. Bebeğin dışkısında sindirilmemiş besinler görülebilir, bu da normaldir.

 

Bu arada besinlerin kıvamı da önemli, asla blenderdan geçirmiyoruz veya tülbent ile süzmüyoruz. Bu yöntemler besinin kıvamını çok sıvı yapar. Tattıracağımız besinin kıvamını sıvıya çok yakın hale getirirsek bebek daha sonra pütürlü besinler yemekte zorlanacaktır. Blender vs kullanmak yerine besinimizi çatalla eziyoruz ya da cam rende ile rendeleyip bebeğin damakla ezebileceği bir kıvama getiriyoruz.

 

Annelerin en büyük korkusu “ya çocuğum verdiğim besini sevmezse”. Bunun için ek gıda verme zamanını iyi ayarlamak lazım. Bebeğin ve annenin ikisinin birden mutlu olduğu bir zaman seçilmeli, besleme olayı bir iş ve görev gibi değil güzel bir aktivite olarak yapılmalı. Bebek ne çok aç ne de tam tok olmalı. Hatta bebeği önce biraz emzirip açlığını bastırıp, sonra besini tattırıp sonra tekrar emzirerek doyurabilirsiniz. Beslenme öncesi anne başka bir kaşıkla besini bebeğin önünde tadabilir (ürünün reklamı gibi düşünün ☺)

 

Diyelim bebek verdiğiniz besini yemedi. O günü boş geçiyoruz, ertesi gün tekrar deniyoruz. Yine mi yemedi, o zaman besini değiştiriyoruz. Araya başka besinler sokuyoruz, 10-15 gün sonra reddedilen besini tekrar denetiyoruz. Bazen bir besini kabul ettirmek için defalarca deneme yapmak gerekebiliyor, sabredeceğiz.

 

Bazen de bebek ek gıdaya hazır olmayabilir. Verilen besini diliyle yutağa atma becerisi henüz gelişmemiş olabilir. Bu durumda 7-10 gün ara verip tekrar denemek gerekir nadiren de olsa 7. aya kadar ek gıdayı tolere edemeyen bebekler vardır. Böyle bir durum varsa doktorunuza mutlaka danışın. Bazen kaşık yerine parmağınızla beslemek de çözüm olabilmektedir.

    Üç gün kuralının yanında İngiltere’den Dr. Gill Rapley’in 2000’li yıllarda yumurtladığı “Baby lead weaning (BLW)”  –  “Bırakın çocuklar kendi beslensin” yaklaşımı da vardır (bir başka artistlik bilgi). Bu yöntemde yemek bebeğin önüne konularak bebeğin kendi kendini beslemesi beklenir. Bu yöntemin mantığı, bebeğin ne kadar yiyeceğini kendisinin belirlemesidir. Sıkıldığı zaman yemeyi bırakır ve kendi kendine yettiği kadarını yemiş olur.

 

Ben 3 gün kuralı ve BLW yöntemini birlikte kullanmayı tercih ediyorum. 3 gün kuralına göre besinleri püre yapıp kaşıkla yedirirken, yedirdiğimiz besinden yumuşak bir parçayı da bebeğin eline vererek hem kendi kendini beslemesini hem de besinin dokusunu hissetmesini sağlayabiliriz.


 

1 ay boyunca sadece meyve, sebze püreleri ve yoğurt verelim dedik. 1 ayda elimizde yaklaşık 10 farklı güvenli besin oldu (kabak, havuç, patates, kapya biber yoğurt, muz, kayısı, şeftali, bezelye vs). Şimdi artık yumurta tadımına başlayarak öğün sayımızı günde 2’ye çıkarabiliriz. Yumurta referans protein kaynağı olduğu için önemlidir.  Önce yumurtanın sarısını veriyoruz. İyi pişmiş (ama etrafında yeşil sülfür tabakası oluşmayacak) yumurta sarısını önce kaşığın ucuyla başlayarak her gün biraz daha arttırarak tattırıyoruz. Hedefimiz yaklaşık 1 haftada bütün sarıyı yedirmek.

 

Yumurta tadımı üçüncü güne gelince evde yapılmış lor veya labne peynir öğüne eklenebilir. Evde yapma imkanınız yoksa güvenli bir yerden alınmış peyniri bir gün önceden suda bekletip tuzundan arındırıp yedirebiliriz. Tatlandırmak için üzüm pekmezi de ekleyebiliriz.

 

Günde iki öğüne geçebiliriz demiştik, sabah yumurta + peynir + pekmez verdik. Diğer öğünde de sebze çorbalarına geçebiliriz. Çorbalar su ağırlıklı değil sebze ağırlıklı, kaşığın üstünde dik durabilecek kıvamda olmalıdır. Tuz, baharat katmıyoruz. Zeytinyağı katabiliriz (soğuk sıkım öneririm).

 

Meyve pürelerini de bazen kahvaltıya katarak bazen de ikinci öğünde vermeye devam etmeliyiz. Yumurta beyazı konusunda, bebeğe vermek için genel kanının aksine 1 yaşını beklemeye gerek yok. Sarısında bir problem çıkmadıysa sarının yanında beyazı da vermeye kontrollü olarak başlayabiliriz.

 

Yumurta ve peynir de güvenli besin olduktan sonra sıra ete geliyor. Doğada daha az vakit geçirip daha az toksin içerdiklerinden ötürü kuzu etini danaya tercih etmenizi öneririm. Yağsız, çift çekilmiş kuzu etini çorbalara katarak tattırmaya başlayabiliriz.

 

Etten sonra sırada tahıllar ve baklagiller var. Tahıllar gluten içermelerinden ötürü önemlidir. Mutlaka 8 aydan önce bebeğimizi glütenle tanıştırmalıyız. Diğer taraftan 6 aydan önce glutenle tanıştırmak çölyak hastalığı için risk oluşturmaktadır. Yani tahıla dikkat edeceğiz aga. Pirinç, şehriye, ev yapımı tarhana çorbası ile tahıl tadımına giriş yapabiliriz.

 

Tahıl ve baklagillerden sonra sırada balıklar var. Mutlaka deniz balığı vermeli, mümkünse hamsiyle başlangıç yapmalıyız (hamsinin besisi / çiftliği olmaz). Besi balıkları omega 3’ten fakirdir o yüzden omega 3’ten zengin olan deniz balığı vereceğiz ki çocuğumuz zeki olsun 

 

Gelelim 1 yaşından önce önerilen tek sakatat olan karaciğere. Karaciğer demir ve çinkodan oldukça zengindir. Bu yüzden 1 yaşından önce önerilir. Ancak toksinlerden de zengin olduğundan çok sık değil de 2 haftada bir köfte veya çorbaya katarak yedirilmesini öneriyorum.

 

Bu aşamada artık öğün sayısını 3’e çıkarabiliriz.

 

9 aydan sonra bebeğin ince motor gelişimini hızlandırmak için bebeğin eline suluk ile su vermeye (kaynamış soğutulmuş su veya hazır bebek suları), parmak besinler vermeye başlayabiliriz. Nedir bu parmak besinler? Haşlanmış sebzeler, muz gibi yumuşak meyveler, ıslanınca kolay yumuşayan kurabiyeler vs.

 

Su demişken. Bebeğin ek gıdaya geçişle birlikte su ihtiyacı olmuyor, hemen su vermeye gerek yok. Bebek sıvı ihtiyacını hala anne sütünden karşılıyor. Ama sıcak havalarda bebek çok terliyorsa su verilebilir, bir zararı yoktur. Yalnız kesinlikle 6 aydan önce su vermiyoruz, evet hiç vermiyoruz, evet biraz bile vermiyoruz. Biliyorum kayınvaliden söylüyor, annen size doğar doğmaz vermiş bir şey olmamış ama yine de 6 aydan önce vermiyoruz. Çünkü bir faydası olmadığı gibi midede doluluk yaparak bebeğin besleyici anne sütünü almasına engel olur.

 

    Kıvam önemli demiştik. 10. aya gelindiğinde hala pütürlü gıdalar başlanmamışsa kalıcı çiğneme ve yutma sorunlarına yol açabilir. Yukarıda anlattığım beslenme sırasını takip ederseniz bu konuda bir sıkıntı yaşamazsınız ;)

 

    10 -11. Aylarda evde yapılan dolma, makarna, pilav gibi besinleri ezerek, isterseniz yoğurtla karıştırarak öğün olarak verebiliriz. 10. aydan itibaren kahvaltıdaki besinleri karıştırmak yerine ayrı ayrı tattırmaya geçebiliriz.

 

    Meyve suyundan da bahsedelim. Günlük yarım su bardağı olacak şekilde kendi sıktığınız meyve suyunu verebilirsiniz. Ama bunun yerine pütürlü besin alışkanlığı edinmesi açısından meyve püresi vermenizi öneririm. Marketlerde satılan meyve sularının içinde ise meyve olmadığını unutmayın.

 

6-9 ay arası bebeğe günlük vermemiz gereken ek gıda miktarı ortalama 2 çay bardağı, 9-12 ay arası ortalama 3 çay bardağı kadardır bilgisini de verip sık sorulan sorularla bitireyim. 

  • Marketlerde hazır satılan ek besinleri / kaşık mamaları önerir misiniz?

  • Bu ürünler çalışan anne babaların işini kolaylaştırmak için üretilmiş ürünlerdir. Bunun yerine ek besinleri kendinizin hazırlamanızı öneririm. Ama böyle bir imkanınız yoksa kaşık mamalar kullanılabilir.

 

  • Hocam çocuğuma keçi sütü verebilir miyim? 

  • 1 yaş öncesi hayvan sütü yok demedik mi?

  • Peki yarım yağlı süt versem?

  • Yok.

  • Yağsız?

  • 404error404!?!?!?!?!?

 

  • Bıldırcın yumurtası vereyim mi?

  • Neşene göre. Sıkıntı yok ama tavuk yumurtası da iyidir.

 

  • D vitamini ve demir damlasını kaç yaşına kadar vereceğim?

  • 1 yaşına kadar vereceğiz. 1 yaşında doktorunuzla görüşün.

 

  • Balık yağı verem mi?

  • Dr’unuz özellikle önermediyse balığın kendisini ver.

 

  • Bebeğime ekmek, makarna vermek sakıncalı mı?

  • Değil.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Hikmet Cilli Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Uzm. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)

Yazar

Hikmet Cilli

Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Uzm. Dr.

Randevu al