Gattaca Filminin Analizi

Yazar Işılay SarvanPsikolog • 26 Nisan 2021 • Yorumlar:

Kusursuz bir hayat gerçekten kusursuz mudur? Filmin felsefik alt yapısı insan zihninde bu sorunun canlanması üzerine kurulu adeta.

90’lı yılların sonlarından bu zamana ; genetik mühendisliği ,klonlama ve genom projeleri popüler olarak dünya gündemini işgal ettiğini biliyoruz ki son derece haklı sebeplerle bu işgali gerçekleştirmişlerdir. Çünkü eski zaman okülistlerinden , Nazilere kadar arzu edilen üstün ırk düşüncesinin hayata geçebilmesinin tek yolu bu genom projeleridir. Bu projelerin faşistik bir düşünce olduğu apaçık ortada olmasına karşın etikliğini ve anti hümanistik yapısını tartışmayı aşağıda filmin sahneleri üzerinde yapacağız. 

       Ama unutmamalıyız ki Vincent’ın da dediği gibi kaderi belirleyen bir gen yoktur.

Sahne 1 – Duş ve işe gitmeden önceki hazırlanma süreci

Vincent duşta hücrelerini yok etmek istercesine sert bir şekilde ovunuyor , sonrasında duşta kalan kalıntılarından tamamen kurtulmak için ateşe veriyor. Burada benliğine duyduğu öfkeyi , tanrısal bir çocuk olmaktan apaçık nefret ettiğini görebiliyoruz . Sonrasında işe gitmeden önce ki hazırlanma sürecinde ki itinası da oldukça dikkat çekici. İdrar torbasını bağlamak için oluşturduğu düzenek , Eugene’nin parmak dokusuna kan enjekte edişi ideallerine ulaşmak adına son derece muazzam ilgi göstermesini Freudyen bir bakış açısıyla  elinde kalan tek sevgi nesnesinin hayalleri olduğunu söyleyebiliriz.

Sahne 2- Gattaca’ya giriş sahnesi

Yine film ilk dakikalarında gördüğümüz bu sahne fütüristik mimari yapıyla dikkatimizi çekiyor. İnsanların tek dünya düzeninin getirisi olarak birbirlerinin kopyası şekilde üniforma misali takım elbise giyip siyahlara bürünmeleri varoluşsal bir umutsuzluğu simgelemekte ve Gattaca’ya girerken turnikelerinden geçişleri , çalışırken ki duruşları , dokunuşları bir robot ordusunu andırmakta. Bunu durumu da davranışçılığın , sosyal öğrenme kuramıyla açıklayabiliriz. Bandura' ya göre, birçok insan davranışı modeli gözlemleme yoluyla öğrenilir.Bireyler, diğer bireylerin davranışlarını gözlemleyerek, o davranışın sonuçları ile ilgili bilgi sahibi olur ve bunu kendine adapte eder. Yani bu kusursuz insanlar toplum da var olmak için uyum göstermek , farklarını en aza indirgemekteler.

Sahne 3- Vincent’ın iş yerindeki çalışma masası

Vincent hızlı bir şekilde klavyede verilen görevi yerine getirirken eş zamanlı olarakta doku kalıntısı bırakmamak için tuşlarının arasını temizlemekte ve tam o sırada müdürü gelip ona övgü dolu sözler söyleyip Titan’a gitmesinin müjdesini verir. Vincent ifadesiz bir şekilde sadece ne zaman olacağını sorup işine geri döner . Aslında narsistik bir kişilik yapılanması göstergesi gibi duran davranışlarının altında derin korkular yatmaktadır ve erken yaştaki dönemlerinden kalan fixasyonların oluşturduğu aşağılık duygusu da kendini göstermektedir.

Sahne 4-Vincent’ın geçmişe gidip doğumunu anlatması

Ailesine aşk meyvesi olarak doğduğu için sitem ederek başlıyor ve en önemli part doğduğu ve topuğundan kan alındığı sahnede daha hayatta ki ilk saniyesinde genetik ırkçılığa maruz kalıp umutsuz bir vaka olarak dünyaya gözünü açıyor. Olasılıklar üzerine kurulu bir şekilde yakalanabileceği psikolojik ve patolojik sorunlar sıralanırken babasının gözlerindeki pişmanlığı görebiliyoruz. Annesi her ne kadar mutlu olsa da erkek çocuk için önemli bir idol olan baba figürü için her şey tam tersi gözüküyor.

Sahne 5 – Babanın çocuklarının boylarını ölçtüğü sahne

Adler kardeş sıralamasından ve öneminden sık sık bahseder. Ama başlangıçta kusurlu abi ve kusursuz erkek kardeş için bu kuramın önem verdiği doğum sırasının önemi tezi çürütülecek gibi bir izlenim sunuyor. Anton’ın daha uzun olması , daha iyi yüzmesi , sağlığı  , gelişimi gibi faktörlerin iyi seyrediyor olması Vincent’ta aşağılık kompleksi tohumlarının atılmasına neden oluyor.Bu durumu Erickson ‘un başarılı olmaya karşı aşağılık duygusu geliştirme modeliyle de açıklyabiliriz. Anton’a ailesinin yanlış rehberlik etmesi de bu çatışmanın başlıca kaynaklarındandır.

Sahne 6 – Vincent’a ve ailesi kahvaltı masasında

Ergenlik çağına girmiş olan kardeşler kimlik kazanma ve kimlik karmaşası yaşamaya başlamışlardır. Aile yine tam bu noktada Vincent’a köstek olur. Astronot olmasının imkansız olduğu söylemleri her ne kadar ters psikoloji yaratması açısından faydalı olsa da Vincent’ın aile bağlarından soyutlanmasına da neden olmuştur. Bu durum içinde davranışçı Watson, korku, öfke ve sevginin, üzerine bütün davranışların inşa edildiği refleksler olduğunu düşünür. Bu duyguların olumlu ya da olumsuz davranışlara dönüşmesinden ebeveynleri sorumlu tutar. Ki ebeveynlerin kendi kusurlu yapılarından dolayı Vincent bu şekilde doğmuştur. Aile savunma mekanizması geliştirmiş ve tamamen bunu çocuklarına yansıtarak kendi bilinçleri rahatlatmaya çalışmaktadırlar.

Sahne 7- Kardeşlerin ikinci kez denizde yarışmaları

Ailesinin baskısı ve aşağılık kompleksiyle iyice baskılanmış olan Vincent bu sefer yüzerken kardeşini yener. Bu kompleks zihninde çok büyük bir duvar oluşturmuş olduğu için bunun kırılmasıyla dünyada ki her şeyin mümkün olabileceğine olan motivasyonu en üst seviyeye ulaşur.

Sahne 8- Gattaca’da işe başlama

Vincent için burda her ne kadar temizlikçi olarak bile işe başlamış dahi olsa edimsel olarak koşullanmasına neden olan doğal bir pekiştireç oluşmuştur. Yıldızlara ve hayallerine bir adım daha yaklaşan Vincent’ın karşısına illegal şekilde ona yardım edicek bir doktor ve  bir kusursuz olan Eugene (Jerome) çıkmıştır. Onun kimliğini alıp ona birebir benzeyebilceği ameliyatlar geçirmiştir. Buna bacaklarını  uzattırmak gibi bol acılı bir deneyim dahildir.İdealleri uğruna böyle bir şeyi yapması Eugene ile aralarında ki güveni sağlamlaştırmış , ikisini bir bütün haline getirmiştir.Eugene ismi ise eski Yunancada kusursuz olan anlamına gelmesi ve Jerome’nin bunun göbek adı olarak kullanması engeline rağmen halen narsistik bir kişilik örgütlenmesine sahip olduğunun göstergesidir.Ve hayatı boyunca hep ikinci olması onunda bir aşağılık kompleksine sahip olduğunun kanıtlar niteliktedir.

Sahne 9- Vincent ve Eugene’nin yemek sahnesi

Görev müdürünün nasıl öldürüldüğü meçhul olmasına karşın Vincent’ın işine yarayan bir durumdur ve her ne kadar soğukkanlı olmaya çalışsa da sigara gibi stres yatıştırıcı bir maddeye film boyunca ilk kez sığınması kaygılandığının göstergesidir. Ve yemek sırasında uzaya gitmeyi ana rahmine sığınmakla benzeştirmesi bilinçaltında yatan kendine güvensizliği henüz daha tam aşamadığını anlatır bizlere.

Sahne 10- Dna sarmalı detayları

Evdeki dna sarmalını andıran bir merdiven yerleştirilmiş. Bir sahnede Vincent en üst basamaklardan aşağıdaki Eugene’ye taşıdığı dnaların gerçek sahibine bakıyor. Asıl bay mükemmelin kendisi olduğunu ima eder şekilde. Ayrıca Gattaca da ki işlem ekranlarıda geçerli kişiler için sağ üst köşede sonsuzluk , geçersiz kişiler içinse hançer logosu çıkmaktadır. Kusursuz değilsen yok olmaya mahkumsundur alt metinini iyi yorumlamıştır.

Sahne 11- Irene ile Vincent’ın yakınlaşması

Katıldıkları davet sonrası flörtleşmeye başlayan çiftimizi asıl birbirine çeken şey , ikisinin de kusurlu yani tanrı çocuğu olmaları. İnanç doğumuyla dünyaya gelmenin yarattığı yetersizlik algısı ikisi bir araya geldiğinde bir bütün oluşturup kusursuz hale gelmektedir. Irene her ne kadar Vincent’a karşı şüpheci bir ön yargıyla yaklaşmaya başlamış olsa da derinlerinde kader ortağı olduklarına dair bir inanış sahibidir. İlk tensel birliktelikleri iki kusurlunun aslında gerçek kusursuzluğa sahip olduklarını gösterse de yaşadıkları ekolojik baskılar Vincent’ın sabah yine kendi bedeninden ve yalan üzerine kurulu kişiliğinden duyduğu nefreti gözler önüne sermektedir.

Sahne 12- Dedektif Anton’un eve baskın yapması

Gattaca da Jerome ismiyle çalışanın , abisi Vincent olduğunu anlayan dedektif gerçekleri apaçık yakalamak asılında son yarışlarında onu geçen abisini bu sefer yenebilmek için her kozu oynamaya çalışır. Kusurlu abisinin inancının gücüne destek olan kişi sayısı o kadar fazladır ki , Anton’ın  burada ki üstünlük çabası yanıtsız kalacaktır.

Sahne 13- Abi kardeşin üçüncü ve son kez yarışmaları

Yarı yoldayken Anton yine çeşitli bahanelerle geri dönmek istemektedir , kusursuzluğuna güveni asla tam oluşmamıştır. Ve Vincent’a sorduğu ‘bunu nasıl yaptın ? ‘ sorusu karşılığında ‘asla arkamda hiçbir şey bırakmayarak cevabı’ Anton ile aralarındaki kurdukları simbiyotik ilişkinin ne kadar eksiklerle dolu olduğunu tek bir cümle ile açıklar nitelikteydi.

Sahne 14 – Yıldızlara kavuşma

Doktorun Vincent’ın hayallerine duyduğu tutku sebebiyle onun bir kusurlu olduğunu bile bile uzay mekiğine binmesine izin vermesi ve oğlu üzerinden atıfta bulunarak onu duyduğu hayranlığı dile getirmesi Vincent’ın sonunda ideal benliğini kazandığının göstergesidir.

Vincent’ın mekiğinin uzaya ateşlenmesiyle ; vücudumuzdaki her atomun yıldızlardan geldiği düşüncesiyle , Vincent yıldızlara giderken aslında dünyada ayrılmadığını fenomenler dünyasından gerçek (idealar) dünyasına kavuşmaya gittiğini söylemesi filmin en can alıcı sahnesidir. Ve mekikle eş zamanlı olarak  Anton’ın kendini yakarak intihar etmesi istisnasız her atomunun bu dünyadan silinerek gerçekten ait olduğumuz yere gitmesini arzulamasına dayanan bir intihar şeklini anlatmaktadır.

İnsanları ve insanlığı var eden farklılıklarıdır bunları kusur olarak nitelemek her bir bireyin farklı bir şekilde sahibi olduğu mükemmelliği gölgelemektedir. Yıldız tozu olarak bir nevi yıldızlar arası yolculuk yapmaktayız. Ve dünya durağındaki geçirdiğimiz zaman birimine ‘hayat’ diyoruz. Bu hayatı yaşayabilmek için belki uyum göstermemiz gereken insanlar olabilir , belki çeşitli savunma mekanizmaları gelişitirip baskılamamız gereken deneyimlerimiz olabilir ama hiç biri gerçek benliğimizi tanıyıp , ideallerimize ulaşmamıza engel olamaz. 




 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)