GEBELİK DÖNEMİNDE BESLENME

Yazar Şahinde MiraboğluDiyetisyen • 13 Ocak 2018 • Yorumlar:

Gebelik döneminde 9- 12 kg ağırlık kazanımı normaldir, ancak gebeliğe fazla kilo ile başladıysanız 7- 8 kg ile gebeliği tamamlamak da mümkün olabilir. Eğer ikiz bebek bekliyorsanız ortalama 17- 22 kg ağırlık kazanımı normaldir Yeterli ve dengeli beslenerek, planlı hareket ederek, fiziksel aktivitenizi uygun düzeyde tutarak hem bebeğin gelişimine katkıda bulunur, hem de vücudunuzda oluşacak değişimlere kendinizi hazırlamış olursunuz.

 

İlk 3 Ay (I. Trimester)

 

Gebeliğe fazla kilo ile başladıysanız, ilk 3 ay aldığınız kaloriyi çok fazla artırmaya gerek yoktur. İlk 3 ay kilo almamak sorun yaratmaz. Ancak ağırlık kaybına neden olabilecek davranışlarda bulunmak veya ağırlık kazanımını katı bir şekilde sınırlandırmak da gebelik dönemi için uygun bir davranış değildir. Uygun ağırlık kazanımı bebeğin doğum ağırlığını etkileyecektir. Eğer vücut ağırlığındaki artışı uygun olmayan şekilde sınırlandırırsanız, bebeğinizin düşük doğum ağırlığı ile doğmasına sebep olabilirsiniz. Bebeğin 2,8 kg’dan düşük ağırlıkta doğması, daha fazla ağırlıkta doğan bebeklere göre, hastalıklar açısından zayıf olmasına yol açmaktadır.


 

İkinci Üç Ay (II. Trimester)

 

İkinci 3 ayda artan ihtiyacı karşılayabilmek için hamile kadınların günlük 300 kalorilik ek enerji alması gerekir. Özellikle gebeliğin 20. haftasından sonra vücudun gereksinimleri artar. Bebeğin hızlı büyümeye başladığı ve iştahın arttığı bir dönemdir. Endişe etmeyin, vücudunuz yağ depolamaya başlamıştır. Annede oluşmaya başlayan yağ birikimleri özellikle emzirme döneminde artan enerji ihtiyacını karşılamak ve anne sütü salınımı için gerekli enerjiyi depolama açısından önemlidir ve metabolizmayı oluşan değişikliklere karşı korur.

 

Üçüncü Üç Ay (III. Trimester)

 

Kilonuz artmaya devam eder. Bu dönem, bebeğin en hızlı büyüdüğü dönemdir. Ayaklarda ve ellerde şişme, sık idrara gitme problemleri normaldir. Kabızlık şikayeti artabilir. Gebelikte bebeğin büyüme ve gelişmesinin, annenin aldığı besinlerin bebeğe plasenta ile taşınması sonucu olduğu unutulmamalıdır. Çünkü bebek tüm enerji ve besin öğesi gereksinimlerini annenin depolarından karşılar. İyi beslenme, gebeliğin her dönemi için önemlidir.

 

Mide Ekşimeleri

 

Gebelik sürecinde kadınların en çok şikayetçi olduğu durum “mide ekşimeleri”dir. Bunun nedeni, bebeğin sindirim organlarına baskıda bulunması olabilir. Mide ekşimesi ile ilgili rahatsızlıkları hafifletmek için

 

• Yemeklerinizi azar azar ve sık sık tüketebilirsiniz (5- 6 öğün gibi).

 

• Rahat elbiseler giyebilirsiniz.

 

• Kafeinli içeceklerden uzak durabilirsiniz.

 

• Yemek sonrası yürüyüş yaparak, mide öz suyunu bastırabilirsiniz.

 

• Uyurken başınızı yüksek olacak şekilde yerleştirebilirsiniz.Soslu, yağlı ve baharatlı besin tüketiminizi sınırlandırabilirsiniz.

 

Hem Bebeğiniz Hem de Sizin İçin Yeterli ve Dengeli BESLENİN!

 

Et, süt, meyve,sebze, tahıl ve ekmek besin gruplarından yeterli ve dengeli tüketmeniz, hamilelik döneminde artan besin öğesi gereksiniminizi karşılamanın en kolay ve zahmetsiz yoludur. Bebeğinizin gelişimini sağlayabilmek için günlük almanız gereken enerji miktarına 300 kalorilik bir enerji ilavesi yapmanız gerektiğini biliyorsunuz. Böylelikle gereksinimlerinizi karşılamış ve sağlıklı olan düzeyde, vücut ağırlığındaki artışı sağlamış olursunuz.

 

Protein

 

Proteinler vücudun yapıtaşı oldukları gibi, bebeğin büyüme ve gelişmesinin sağlanması için de gereklidirler. Gebe kadınlar için günlük alınması önerilen protein miktarı 60 – 70 gramdır. Eğer siz günde 3-4 porsiyon protein içeren süt, yoğurt, peynir ve de 120-150 gram kırmızı et, tavuk veya balık tüketiyorsanız, bu ihtiyacınızı karşılıyorsunuz demektir. Bebeğinizin beyin gelişimi için haftada iki kez mutlaka balık tüketin.

 

Enerji

 

Enerjinizi yeterli düzeyde sağlayabildiğiniz takdirde, protein görevini gerçekleştirebilir. Eğer yeterli enerji alımını sağlamıyorsanız, vücudunuz proteinleri hücre yapımı için değil enerji elde etmek için kullanır. Fazla enerji gereksinmenizle birlikte, günlük almanız gereken toplam enerji miktarı yaklaşık 2500 kaloridir.

 

Enerjinin en büyük kaynağı, çabuk ve verimli bir şekilde enerjiye dönüşebildikleri için karbonhidratlardır. Ekmek, makarna, pirinç, bulgur ve meyveler karbonhidrattan zengin kaynaklardır. Kalori sağlayan ancak besin değeri düşük besinler tüketmekten kaçının.

 

Demir

 

Demir; yumurta, et ve türevleri, koyu yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller ve kuru meyvelerde bulunur. Gebelikteki demir ihtiyacını yeterli miktarda sağlamak zordur. Çünkü etkin bir şekilde emilimi sağlanamamaktadır. Bu nedenle demirden zengin bir diyete ek olarak, hekiminizin verdiği demir takviyesini kullanmanız gerekir. Bu takviyelerin en iyi şekilde emilimini sağlamak içinse, yemeklerle birlikte değil, aç karnına veya meyve suyu ile alınması önerilmektedir. Demir için kuru üzüm ,kuru erik ,kuru kayısı yenebilir veya portakal suyu içine pekmez de karıştırılabilir, pekmez ile kivi de iyi bir demir takviyesidir.

 

Kalsiyum

 

Gebelik süresince kemik yapısını oluşturan kalsiyumun yeterli miktarda alınması, bebeğin iskelet yapısını geliştirdiği gibi, annenin de kemik kütlesini korumasına yardımcı olur. Eğer gebelik sürecinde yeterli kalsiyum alabilirseniz, ileride oluşabilecek osteoporoza karşı da kendinizi korumuş olursunuz. Süt, yoğurt, peynir, pekmez, fındık, kuru baklagiller ve yeşil yapraklı sebzeler zengin kalsiyum kaynaklarıdır. Gebelik ve emzirme sürecinde günlük kalsiyum ihtiyacı 1300 mg’dır.

 

Çinko

 

Bebeğinizin hücre büyümesinde, beyin gelişiminde ve vücut proteinlerinin yapımında çinkonun önemli bir rolü vardır. Kırmızı et, deniz ürünleri, süt, yoğurt ve türevleri, yumurta ve yağlı tohumların tüketilmesi, çinko alımı için gerekli besinlerdir. Fazla miktarda alınan demir çinkonun emilimini engelleyebildiğinden, uzmanınızın önerdiği dozda demir takviyesi kullanmanız gerekir.

 

Folik Asit

 

Folik asitin kaynakları; koyu yeşil yapraklı sebzeler, karnabahar, et, süt, yoğurt ve türevleri, yumurta ve tahıllar olarak sıralanabilir. Folik asitin yetersiz alımı ile düşük doğum ağırlıklı bebekler, nöral tüp defektleri ve annede magaloblastik anemi oluşabilir. Folik asitin diyetle yetersiz alımından çok, yanlış pişirme yöntemleri ile kaybı olmaktadır. Bu nedenle folik asit kaynağı olan besinlerin tüketiminde pişirme yöntemlerine dikkat edilmelidir. Gebelikte folik asit ihtiyacı belirgin şekilde artar ve günlük ihtiyaç iki katına çıkar. Anne adaylarının gebe kalmadan en az bir ay önce folik asit kullanımına başlaması önerilmektedir.

 

B12 Vitamini

 

Gebelik sırasında DNA sentezinin yapılabilmesi için B 12 vitaminine ihtiyaç vardır. Bu vitamin süt, yoğurt, yumurta, peynir ve et gibi hayvansal kaynaklı besinlerde bulunur. Besinlere uygulanan hatalı hazırlama ve pişirme yöntemleri, B12 vitamininin vücutta kullanılmasını engellemektedir.

 

A Vitamini

 

A vitamini, hem bebeğinizin hem de sizin hücre sağlığınıza çok önemli katkılarda bulunur. Balık, süt, yoğurt, yumurta sarısı, havuç, koyu yeşil yapraklı sebzeler, domates gibi sebzelerde yüksek miktarda A vitamini bulunur. Bu vitaminin özelliği, yağda eriyebilen bir vitamin olmasıdır.

 

D Vitamini

 

Anne adayının dengeli beslenmesinin yanında, güneş ışığından da yararlanması büyük önem taşır. Kemiklerdeki kalsiyumun etkinliği için D vitamini gerekmektedir.

 

C Vitamini

 

C vitamini, bitkisel kaynaklı besinlerde bulunan demirin vücut tarafından emilimine yardımcı olur. Gebelikte demir ihtiyacınız yaklaşık iki katına çıktığı için C vitamini alımı sağlanmalıdır. C vitamini aynı zamanda vücudu enfeksiyonlara karşı da korur. Turunçgiller, domates, brokoli, kivi, kuşburnu ve patates C vitamininin zengin kaynaklarıdır.

 

Su

 

Suyun çok önemli bir besin olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Vücudun taşıma sisteminin bir parçasıdır ve besin öğelerini vücut hücrelerine taşır. Bazı atık ürünlerin ise vücuttan atılmasına yardımcı olur. Sizin ve bebeğinizin artan kan hacmi için günlük 8- 10 bardak su içmeye özen gösterin.

 

Sabah Bulantıları

 

Anne adaylarının yüzde 50-90’ı, özellikle gebeliğin ilk aylarında sabah bulantısı sorunuyla karşı karşıya kalır. Bu bulantılar gün içinde de rahatsız edici boyutlarda kendini gösterebilir. Gebelik süresince yaşanabilen bu bulantılar psikolojik değildir. Hormonal değişikliklerin bu bulantılara sebep olduğu bilinmektedir.

 

Gebeyseniz, mide bulantılarından kurtulmanın veya bu bulantıları azaltmanın birkaç yolu vardır. Bu önlemleri deneyebilirsiniz:

 

• Sabah yataktan kalkmadan önce, kraker veya sade kızarmış ekmek gibi nişastalı besinleri tüketin.

 

• Yataktan yavaşça kalkmaya çalışın,

 

• Midenizin boş kalmasını engellemek için gün içinde azar azar ve sık sık yiyin.

 

• Yağ içeriği yüksek besinler yerine makarna, patates, kraker, pirinç, meyve ve sebze gibi kolay sindirilebilir karbonhidratları tercih edin.

 

• Yemeklerinizi yavaş yiyin.

 

• İçinde fazla baharat olan besinlerden, yemek kokularından veya mide bulantısına neden olabilecek diğer kokulardan kendinizi uzak tutun.

 

• Günde 2 kereden fazla kusma durumunuz varsa, mutlaka hekiminizle görüşün.

 

Egzersiz Yaparken Aklınızda Bulunsun…

 

• Hekiminizle birlikte, sizi doğuma hazırladığı gibi zinde kalmanızı da sağlayacak ve yaşam biçiminize uygun bir aktivite programı seçmelisiniz.

 

• Eğer daha önceden egzersiz yapan birisi değilseniz, aktivite programına yavaş yavaş başlamalısınız.

 

• Düzenli olarak egzersiz yapmaya gayret etmelisiniz.

 

• Herhangi bir problem ile karşılaşırsanız, egzersizi hemen kesip, hekiminizle irtibata geçmelisiniz.

 

Aşerme

 

Gebelikte en çok karşılaşılan durum, bazı yiyeceklere karşı daha fazla bir ilgi ve istek duyulmasıdır. Genel olarak bu duruma “aşerme” denir. Bazen aşerme aşırı olabilir veya anne adayı, besin niteliği taşımayan maddeleri tüketmek isteyebilir. Bu tabloya yetersiz beslenen anne adaylarında sıklıkla rastlanır. Gebelik döneminizde eğer besin niteliği taşımayan bir besine karşı aşırı isteğiniz geliştiyse, besleyici değeri daha yüksek gıdaları tercih etmeye çalışarak besin öğesi yetersizliklerinden kendinizi ve bebeğinizi koruyabilirsiniz.

 

Gebelik Süresince Bunlara Dikkat!

 

• Alkol tüketmemeye özen gösterin.

 

• Tatlandırıcı içeren ürünleri tüketmeyin.

 

• Çiğ et, balık tüketmeyin.

 

• Salata, sebze ve meyvelerin iyi yıkanmış olmasına dikkat edin. Temizliğinden emin olmak için yeşillikleri sirkeli suda bekletebilirsiniz.

 

• Konserve besinler tercih etmeyin.

 

• Taze sıkılmış meyve suları ve taze pişmiş sebze yemeye dikkat edin. Beklemiş, bayatlamış ürünler yemeyin.

 

• Haftada 1 kez kuru baklagiller, 2 kez balık, 3 kez kırmızı et, 1 kez de hindi ve tavuk tüketerek, beslenmenizde protein dengesi kurun.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)