• Ana Sayfa
  • “Hayır” Diyememek: Sınır Koyamamanın Görünmeyen Yükü
Makaleler 11/04/2025

“Hayır” Diyememek: Sınır Koyamamanın Görünmeyen Yükü

Uzm. Kl. Psk. Meltem Aşkın Psikoloji
Uzm. Kl. Psk. Meltem Aşkın
Psikoloji

Her “evet” bir şey kazandırıyor gibi görünse de, bazen sessizce bir şeyler eksiltir bizden. Zamanımızdan, enerjimizden, hatta kendimizden… Sınır koymak, birçok kişi için zorlayıcı bir süreçtir. Çünkü sınır koymak yalnızca bir davranış değil; aynı zamanda “Ben de varım” diyebilmektir.

Sınır koyamamak, başkalarını üzmekten korkmak, dışlanma kaygısı, sevilmeme endişesi ya da çatışmadan kaçınma gibi duygusal nedenlerle gelişebilir. Özellikle çocuklukta duygularının ve ihtiyaçlarının yeterince önemsenmediği, “önce başkalarını düşün” mesajıyla büyüyen bireylerde, bu durum daha da kökleşebilir. Kimi zaman ise “iyi insan” olmak, hep anlayışlı, hep verici olmakla eşdeğer görülür. Oysa ki sınır koymak bencilce değil, sağlıklı bir öz saygı göstergesidir.

Sınırlarını çizemeyen bireyler, çoğu zaman başkalarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının önüne koyar. Bu durum bir süre sonra tükenmişlik, kırgınlık, içsel öfke ve değersizlik duygularını beraberinde getirir. Çünkü her “istemediği halde evet” dediği durumda, içten içe kendi ihtiyaçlarını yok sayar. Ve zamanla şunu düşünmeye başlar: “Ben neden kimse kadar önemli değilim?”

Sınır koymak, ilişkilerde denge kurmak anlamına gelir. Kimi zaman bir isteğe hayır diyebilmek, kimi zaman bir davranışın bizi incittiğini ifade edebilmek ya da kendi ihtiyaçlarımızı açıkça dile getirebilmektir. Bu, hem kendimize hem karşımızdakine dürüst olmaktır. Gerçek bağ, ancak iki tarafın da kendi varlığını ortaya koyabildiği ilişkilerde kurulabilir.

Peki neden bu kadar zor?

Çünkü sınır koymak bazen suçluluk duygusunu tetikler. Bazen de karşı tarafın tepkisinden korkarız. “Ya beni yanlış anlarsa?” ya da “Küstürür müyüm?” gibi düşünceler zihni meşgul eder. Fakat unutulmamalıdır ki, kendini ifade etmek birini kırmak anlamına gelmez. Aksine, açık iletişim uzun vadede ilişkilerin daha sağlam temellere oturmasını sağlar.

Psikoterapi süreci, kişinin kendi sınırlarını fark etmesine, suçluluk ya da kaygı duymadan bu sınırları koruyabilmesine yardımcı olabilir. Sınır koymak öğrenilebilen bir beceridir. Ve bu beceri, zamanla bireyin hem kendine hem çevresine daha şefkatli bir yerden yaklaşabilmesini sağlar.

Kendinize şu soruları sormayı deneyin:

– Hayır dediğimde kendimi nasıl hissediyorum?

– Gerçekten istiyor muyum, yoksa sadece kırılmasın diye mi kabul ediyorum?

– Bu talep, benim ruhsal sınırlarımı zorluyor mu?

Sınır koymak, sevgiyle ve netlikle yapılabilir. Karşımızdaki kişiyi reddetmeden, onun talebini geri çevirmek mümkündür. Çünkü sınır koymak bir duvar değil, bir kapıdır. O kapının nerede açılıp nerede kapanacağını bilmek, ilişkilerde hem güveni hem saygıyı besler.

Unutmayın, herkesin sınırları vardır. Ve sizin sınırlarınız da en az başkalarınınki kadar değerlidir. Kendinizi yok saymadan da sevgi dolu ilişkiler kurabilirsiniz. Sınır, uzaklaşmak değil; sağlıklı yakınlık kurabilmek için gereklidir.

Bu makalenin DoktorTakvimi web sitesinde yayımlanması, yazarın açık izniyle yapılmaktadır. Web sitesindeki tüm içerikler, fikri ve sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında uygun şekilde korunmaktadır.

DocPlanner Teknoloji A.Ş. web sitesi tıbbi tavsiye sunmaz. Bu sayfanın içeriği, metinler, grafikler, görseller ve diğer materyaller de dahil olmak üzere, yalnızca bilgilendirme amacıyla oluşturulmuştur ve tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini almak amacı taşımaz. Herhangi bir sağlık sorununuzla ilgili şüpheniz varsa, bir uzmana danışınız.


www.doktortakvimi.com © 2025 - Doktor bul ve randevu al

Bu web sitesi çerezleri kullanıyor.
Tarayıcınızda çerezlerle ilgili ayarları düzenleyebilirsiniz.