Hemoroid (basur) nedir ?

Yazar Nizam KurtdereGenel Cerrah • 28 Ocak 2018 • Yorumlar:

Hemoroid halk arasında basur olarak bilinir. Anal kanal içinde ve etrafında bulunur. İçinde genişlemiş kılcal kan damarlarının oluşturduğu baloncuk şeklinde şişliklerden ibarettir. Erken dönemde pek belirti vermez. Birçok hasta hemoroidi olduğunun farkına bile varmayabilir. Hastalık ilerleyince belirtiler ortaya çıkar.

HEMOROİD NASIL ANLAŞILIR?
-Makattan kanama; Genellikle tuvalette parlak kırmızı renkte birkaç damla kanama görülür.
-Makatta kaşıntı; Kaşıntı hafiftir,çok rahatsız etmez.
Makatta şişlik; Tuvaletten sonra makattan dışarı sarkar ve elle itilerek içeri sokulabilir.
Tuvaletle mukus akıntısı.
Anüs etrafında hassasiyet, kızarıklık ve şişlik.

Basur kan akımı yavaşlayıp kesilince ve içinde kan pıhtılaşınca (tromboze hemoroid) ciddi ağrı yapar, diğer zamanlarda belirgin ağrı yoktur.

Belirtiler görüldüğünde proktoloji uzmanına muayene olup teşhisin kesinleştirilmesi gerekir, aksi takdirde basur belirtileri başka hastalıkların belirtilerine benzediğinden makat kanseri dahil birçok ciddi hastalığın teşhisinde geç kalınır. Bu gibi ciddi hastalıkların tedavisinde değerli zaman kaybedilmiş olur. Basuru olan bazı hastalar makat muayenesi olmaktan çekinir, oysa utanacak bir durum yoktur. Proktoloji uzmanı sürekli bu muayeneleri yaptığından onun için bu durum olağandır.

Hemoroid nasıl teşhis edilir?

Hemoroid teşhisi muayene ile konur. Bu muayene 3 aşamada yapılır. Önce anal kanal çevresi görerek kontrol edilir, sonra parmakla tuşe denilen muayene yapılır. Üçüncü aşama olarak anoskopla anal kanalın içi görülür ve hemoroid tanısı ve derecesi belirlenir.

Hemoroid muayenesi nasıl yapılır?

Önce bakarak anal kanal dışında bir meme varsa tesbit edilir, sonra parmak anal kanal içine sokularak anal kanaldaki değişiklikler rectal tuşe denen muayene ile belirlenir. Daha sonra anoskop denen cihaz anal kanala sokularak anal kanal içinde olan iç hemoroidler görerek değerlendirilir. Bu muayenelerden sonra ne tip bir hemoroidiniz olduğu ve derecesi kesin olarak anlaşılır. Anal kanalın 2/3 üst kısmındaki hemoroidler iç hemoroid, 1/3 alt kısmındaki hemoroidler ise dış hemoroid olarak adlandırılır.

Hemoroid hastalığı 4 derece üzerinden değerlendirilir;
-Birinci derece; Basur memeleri anal kanal içinde olup görünmeyen küçük şişliklerdir.
-İkinci derece; Basur memeleri ancak tuvalette ıkınınca farkedilen ve sonra kaybolan şişlikler şeklindedir.
-Üçüncü derece; Basur memeleri makat etrafında sürekli görünen ancak parmakla içeri itilebilen şişliklerdir.
-Dördüncü derece; Basur memeleri makat etrafında iyice belirgin olup parmakla da içeri itilmesi mümkün olmayan şişlikler şeklindedir.
Hemoroid hastalığının tedavisi basurun derecesine göre değişmektedir, doğru tedavi yönteminin seçilebilmesi için bu derecelendirmenin mutlaka bilinmesi gereklidir.

HEMOROİD NASIL OLUŞUR?

Basur hastalığının kesin sebebi şudur demek mümkün olmamakla birlikte hemoroidle ilişkili birçok faktör söylenebilir.

-Makat etrafı ve içindeki kan damar basıncının yüksek olması makattaki kılcal damar ağlarının genişleyip şişmesine ve inflamasyona sebep olur.
-Kabızlık nedeniyle aşırı ıkınma makattaki kılcal damar ağlarının basıncını yükseltir ve genişleyip şişmesine sebep olur.
-Kronik ishal da hemoroid oluşumunu kolaylaştırır.
-Şişmanlık basur olma eğilimini arttırır.
-Yaş ilerledikçe destek dokusu zayıflar ve basur riski artar.
-Gebelik, pelvik damarlara baskı yaparak anal bölgedeki kan basıncını arttırır, ayrıca gebelik hormonları da damar çeperlerindeki düz kasların iyice gevşemesine ve genişlemesine sebep olur.
-Ailede hemoroid hikayesi
-Sürekli ağır kaldırma
-Çok ısrarlı öksürük ve kusmalar.
-Çok uzun süre oturma;
gibi faktörler hemoroid riskini arttırır.

BASURDAN NASIL KORUNABİLİRİZ ?
Yaşam şeklimizi değiştirerek makat etrafındaki damarlar üzerindeki basıncın mümkün olduğunca düşürülmesi gerekir, bunun için;
-Posalı yiyecekleri arttırıp bağırsakların düzenli çalışması sağlanmalı ve kabızlıktan kaçınmalıyız.
-Bol sıvı tüketmeliyiz.
-Alkol ve kafeinden kaçınmalıyız.
-Tuvalete girmeyi ertelememeli ve tuvalette uzun oturup çok ıkınmamalıyız.
-Kabızlık yapan ilaçlardan kaçınmalıyız.
Şişmansak zayıflamalıyız.
-Düzenli egzersiz yapmalıyız, bu da kabızlığı önler, kan basıncını düşürür ve kilo vermeyi sağlar.
Erken dönem hemoroid şikayetleri çoğu zaman kendiliğinden veya basit bazı ilaçlarla geçebilir ancak memeler kalır ve ilerleme riski devam eder.
Gebelikteki hemoroidler doğumdan sonra çoğu zaman kendiliğinden düzelir.

HEMOROİD NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Basur tedavisi basurun tipine (iç-dış) ve derecesine göre yapılır.Birinci derece hemoroid tedavisi için konservatif tedavi yapılabilir. Yukarıda bahsettiğimiz korunma yöntemlerini titizlikle uygulayıp bazı kremler ve haplarla şikayetler geçiştirilir ancak yukarıda da bahsettiğimiz gibi memeler kalır ve ilerleme eğilimi devam eder.

İki ve üçüncü derece basur için ameliyat dışı girişimsel tedaviler tercih edilmelidir.

HEMOROİD’İN AMELİYATSIZ TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR ?

Rubber bant (bantla boğma) yöntemi; Uyuşturma ihtiyacı olmadan anal kanala anoskopla girilir, basur memesi vakumla çekilip dibini sıkıştıracak lastik bant yerleştirilir. Memeye gelen kan akımı kesilir. Basur memesi yaklaşık 1 hafta içinde çürüyüp düşer. Kolay ve ayakta uygulanması ve istirahat gerektirmemesi gibi avantajları vardır.

İnfrared fotokoagulasyon; Basur memesi köküne uygulanan infrared ışıkla memeye gelen damarlar çürütülür ve 1 hafta içinde dökülmesi sağlanır. Halk arasında laser diye bilinir ancak bu farklı bir tedavidir. Rubber bant gibi ayakta ve anestezi ihtiyacı olmadan uygulanabilir. Uygulama sonrası istirahate ihtiyaç olmaz.

Skleroterapi; Basur memesi altına kimyasal madde enjekte edilerek nekroz yapılır ve iyileşince meme sabitlenmiş olur.Ancak ciddi komplikasyonların görülmesi nedeniyle çok tercih edilmemektedir.

Elektroterapi; Basur memelerinin elektrik akımı ile yakılmasıdır. Uygulama güçlüğü ve komplikasyonları nedeniyle çok kullanılmamaktadır.

Kriyoterapi;Basur memesinin dondurulatak tedavisi denenmiş ancak uygulama güçlüğü ve komplikasyonları fazladır.

HEMOROİD’İN CERRAHİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR ?
Hemoroid atar damarlarının bağlanması (THD):Aslında ameliyat olarak adlandırılmayabilir. Genel anestezi altında anal kanal içine küçük bir ultrasound cihazı sokularak basur memelerine gelen tüm atar damarlar anal kanal içinde 5-6 cm yukarda tesbit edilip sütürle bağlanır. Hemoroide gelen basınçlı kan kesildiğinden zamanla hemoroid memeleri küçülür ve doğal haline geri döner. Anatomik yapıya en uygun tedavi şeklidir. Genellikle istirahat gerekmez ve komplikasyonları çok azdır.

Stapler hemoroidopeksi (longo ameliyatı); Anal kanalın rectumla birleştiği yerden stapler cihazı ile kalın barsak mukozasının çepeçevre kesilip dikilmesinden ibarettir. Sonuçları iyi olmakla birlikte çok ciddi bir operasyon olması ve komplikasyonlarının ağır sonuçlar doğurması, ayrıca maliyetinin yüksekliği nedeniyle eskisi kadar uygulanmamaktadır.

-Klasik cerrahi; Genel anastezi altında basur memelerinin cerrahi olarak kesilip alınmasıdır. Başarı oranı iyi olmasına rağmen, abse hematom, ameliyat sonrası şiddetli ağrı ve infeksyon nedeniyle geç iyileşme, makat darlığı ve yetmezliği gibi çok ciddi komplikasyonları vardır. Endikasyonu gerekli olmadıkça tercih edilmemelidir.

Laser tedavisi; Genel anestezi altında hemoroid memelerine küçük bir kesi ile laser probu sokulup damarların pakeye giriş yerleri laserle ablasyon yapılarak kurutulur. Diğer yöntemlere bir üstünlüğü yoktur ve aşırı pahalı olması nedeniyle çok yaygın kullanılmamaktadır.

Hemoroid cerrahisinden sonra görülen komplikasyonlar:

-Kanama: En sık klasik cerrahiden sonra görülür.
-İltihap:Operasyon yeri tuvaletle temas ettiğinden sık görülür.THD ve laser tedavisinde pek görülmez.
-Ağrı nedeniyle geçici bir süre idrar yapmakta zorlanma
-Abse; En sık ameliyattan sonra görülür.
-Buyuk abdest tutamama:En sık ameliyattan sonra görülür.
-Anal fistül
-Anal darlık
Bu ciddi komplikasyonlar değerlendirildiğinde hemoroid tedavisinde zorunlu olmadıkça agresif girişimlerden mümkün olduğunca kaçınmak gerektiği görülmektedir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)