HPV ve Smear Bozuklukları

HPV nedir?

Human papilloma virüs ya da kısa adıyla HPV, zarfsız bir DNA virüsüdür. 200’ün üzerinde tipi tanımlanmıştır. Bu tiplerden yaklaşık 40 tanesi anogenital sistemde enfeksiyona yol açar. Bu enfeksiyon sonucu iyi huylu (genital siğiller-kondilomlar) veya kötü huylu (rahim ağzı kanseri, anüs kanseri)’ne yol açabilirler. Özellikle 16 ve 18 numaralı HPV DNA tipleri serviks kanserlerinin %70’inden sorumludur. 6 ve 11 numaralı tipler ise genital siğillerin %90’ından sorumludur.


HPV nasıl bulaşır?

Cinsel yolla bulaşan en sık hastalıktır ve ABD’de yılda yaklaşık 6 milyon kişi HPV ile enfekte olmaktadır. HPV birçok şekilde bulaşabilir. Ciltte gördüğümüz siğillere yol açan tipler kontamine yüzeylerden veya eşyalar aracılığıyla bulaşabilir. HPV ile enfekte bir annenin doğum yapması sonucunda bebekte enfeksiyon görülebilir. Ancak rahim ağzı lezyonlarına veya rahim ağzı kanserine yol açan tiplerin % 99’undan fazlası cinsel yolla bulaşmaktadır. HPV ile temas sonrası ortalama 3 ay içerisinde lezyonlar ortaya çıkar. Ancak kuluçka süresi 3 hafta ile 2 yıl arasında değiştiği için 2 yıl içinde herhangi bir zamanda da çıkabilir veya tekrarlayabilir. En çok görülme yaşı 25 yaş civarıdır. Erişkin bir kadının yaşam boyu HPV ile enfekte olma oranı %80 civarındadır.


HPV tarama testi kimlere yapılmalıdır?

 

30 yaş üzerindeki tüm kadınlar veya smear testinde bozukluk olan kadınlara yapılmalıdır. HPV testinin negatif olması durumunda; takip eden beş yıl içerisinde servikal kanser olma ihtimali çok düşüktür. 


 

HPV’den korunma yöntemleri nelerdir?

 

Korunma yöntemleri bu hastalıkta kısıtlıdır. Tek eşlilik riski azaltabilir. Partner sayısı arttıkça risk artmaktadır. Prezervatif (kondom) gibi barier kontrasepsiyon yöntemleri genital bölgeyi tamamen örtmediği için mutlak bir koruma sağlamaz ancak enfeksiyon riskini %60 oranında azaltır. Spermisidal jel kullanımı riski azaltabilir. HPV aşıları, virüsün bulaşma riskini %100’e yakın oranında azaltır. 







 

HPV enfeksiyonu tedavi edilebilir mi?

 

HPV virüsünü tedavi edici bir ilaç şuan yok. İmmün sistemimizin güçlü olması bu virüsü yok etmede önemlidir. Sigara içmek virüsün kalıcı olması yönünden önemli bir risk faktörüdür. Bundan dolayı sigara içmeyi bırakmak gerekmektedir. HPV enfeksiyonlarının %70’i ilk 1 yıl içerisinde, %90’ı ise 2 yıl içerisinde kendiliğinden tamamen temizlenir. Geriye kalan %10’luk bölümde ise hastalık devam eder. Bu gruptaki hastalar kanser gelişimi açısından riskli gruptur. 



 

HPV tespit edilen hastalar ne yapmalıdır?

 

Hastalar öncelikle sakin olmalıdır ve bunun kesinlikle kanser anlamına gelmediğini bilmelidir. Eğer tespit edilen HPV tipi yüksek riskli ise kolposkopi dediğimiz kamera sistemi olan bir mikroskopla rahim ağzını incelemek gereklidir. Rahim ağzında gördüğümüz lezyon yüksek dereceli ise biyopsi alınır ve patolojik incelemesi yapılır. 


 

Anormal smear sonuçları nelerdir ve nasıl tedavi edilir?

 

ASC-US, LSIL, ASC-H, HSIL ve AGC anormal smear sonuçlarıdır ve ileri araştırma yapmak gerekir. Kolposkopi dediğimiz kamera sistemi olan bir mikroskopla rahim ağzı incelenir. Rahim ağzında gördüğümüz lezyonlardan biyospi alınır ve patolojik incelemesi yapılır. 


 

HPV virüsü ile Rahim ağzı lezyonlarının ilişkisi ne orandadır?

 

ASC-US smear anormalliklerinde yaklaşık %50, LGSIL’de yaklaşık %85, ve HGSIL’de de %90 oranında yüksek riskli HPV saptanmıştır. Rahim kanserlerinin ise %99,9’undan HPV DNA sorumludur. 


 

Rahim ağzında veya dış genital organdaki lezyonlar nasıl tedavi edilir?

 

Rahim ağzında oluşan lezyonlar eğer düşük dereceli ise (CIN 1) tedavi gerektirmez. Ancak yüksek dereceli (CIN 2-3) ise LEEP veya konizasyon (rahim ağzını kısmi çıkarma), kriyoterapi (dondurularak), lazer veya koter ile yakılarak tedavi edilebilir. Yüksek dereceli lezyonların ileride tekrarlama riski olduğu için sıkı takip gereklidir. Vulvada (dış kadın genital organını) kondilomlar (siğiller) koterize edilerek veya bazı kremlerle tedavi edilebilirler.



 

HPV aşısının etkinliği nedir ve kimlere önerilir?

 

HPV DNA aşıları Quadrivalan (dörtlü aşı:6,11,16 ve 18 tipler) ve bivalan (ikili aşı:16 ve 18) olmak üzere 2 çeşit olarak bulunmaktadır. Bu iki aşı için ideal aşılama yaşı mümkünse seksüel ilişki öncesi olmak üzere kız ve erkek çocukları için 11-12 yaştır. 11-12 yaşında aşılanmamış kişiler için 26 yaşına kadar “catch-up” aşılama yapılabilir. Ayrıca 45 yaşa kadar kadınlarda yapıldığında aynı etkinin var olduğu gösterilmiştir. Ülkemizde her iki aşı için sağlık bakanlığının onayı vardır. Bu aşıların HPV 16 ve 18’e bağlı prekanser lezyonlara karşı koruyuculuğu %97-100, siğillere karşı etkinliği %99 olarak saptanmıştır. Her iki aşının da etkili olabilmesi için üç doz olarak kas içerisine (kol veya kalçadan) yapılmalıdır. Dörtlü aşı aşının ilk dozu yapıldıktan sonraki 2. ve 6. aylarda tekrarlanmalıdır. İkili aşı ise ilk dozdan sonraki 1. ve 6. aylarda tekrarlanmalıdır. Gebelerde aşılama programına başlanmamalıdır. İlk doz yapıldıktan sonra gebe kalındıysa gebelik sonrası sıfırdan başlanmalıdır. İki doz yapıldıktan sonra gebelik söz konusu ise üçüncü doz emzirme döneminde doğumdan sonraki 6. haftadan itibaren güvenle yapılabilir. Gebe olduğu bilinmeden aşı yapılmış ise gebeliğin sonlandırılmasına gerek yoktur; doğumsal özür artışı gösterilmemiştir. Emzirme döneminde  yapılabilir.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Yakup Yalçın Kadın Hastalıkları Ve Doğum, Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Doç. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)