İĞNESİZ AKUPUNKTUR VE LAZER GERÇEĞİ

Yazar Hakan ErtokAkupunktur Uzmanı • 29 Haziran 2017 • Yorumlar:

Günümüzde tıbbın her dalında olduğu gibi, akupunktur dalında da lazer teknolojisi kullanılmaktadır. Ancak,burada hemen belirtmemiz gerekir ki;lazer her zaman her vakada uygulanabilecek ve iğneli akupunkturun yerine konulabilecek bir teknik değildir. Gerek kulak, gerekse vücud akupunkturunda tesbit edilen noktalar, vakanın klinik tablosuna göre ya uyarılmalı yada baskılanmalıdır.Lazer ışığı,uygulanan akupunktur noktasını uyaran özellikte olduğundan,baskılanması gereken noktaya uygulanacak olursa, elde edilmesi gereken farmakolojik etkinin tam tersi bir etki elde edilmiş olur ve hastanın iyileştirilmesi mümkün olmaz, hatta; istenmeyen etkiler oluşabilir.

Lazer akupunkturun etkili olduğu hastalıkları sayacak olursak:

  • Ağrılı kas kasılmaları ve tutulmaları (myalji,fibromiyalji v.b)
  • Bel ve boyun fıtıkları
  • Eklem kireçlenmeleri
  • Allerjik cilt hastalıkları (ürtiker,egzama v.b)
  • Sedef hastalığı (kısmen etkilidir)
  • Sinüzit

Gerçek anlamda klinik olarak etkili olduğu yukarıdaki hastalıkların dışında, lazer akupunkturun etkili olduğu başka hastalık yoktur.İğneli akupunkturun yerini alabilecek bir teknik yada teknoloji henüz bulunmamıştır.Nasıl ki, bebeklere ve çocuklara yapılan aşılar, iğne şırıngaları ile yapılıyorsa ve henüz bunun yerine geçebilecek bir teknik bulunamadıysa; aynı şey iğneli akupunktur için de geçerlidir. Akupunktur noktalarının uyarımı gerekiyorsa lazer akupunktur tekniği tabiki harikadır.Ancak, akupunktur noktalarının baskılanması gerekiyorsa,işte o zaman mutlaka gümüş iğne ile devreye girilmesi gerekir.Eğer, gümüş iğne batırılması gereken kulak akupunktur noktasına lazer ışığı gönderirseniz o noktayı uyararak arzu etmediğiniz bir klinik etki oluşturmuş olursunuz.Çünkü lazer ışığı hücresel düzeyde hücrelerarası sıvıda (intersellüler-extrasellüler sıvı), hücre dışında yer alan sodyum (Na+) iyonlarının hücre içine girmesine neden olarak; hücre membranında, “istirahat membran potansiyeli”ni arttırır ve o hücrenin uyarılmasını yani biyolojik işlevlerinin artmasını sağlar.Klinik etki açısından baskılanması gereken hücreler topluluğuna lazer ışığı gönderirseniz, işte böyle bir etki oluşturur ve hücre işlevlerini azaltmak yerine tam tersine arttırmış olursunuz.Sonuçta da,hasta iyileşeceğine daha da kötüleşir.

İşte bu bilimsel nedenlerden ötürü; “…artık akupunktur iğnesiz yapılıyor”, “…lazer, iğne akupunkturunu rafa kaldırdı” şeklindeki söylemlerin kesinlikle bir hükmü ve geçerliliği yoktur.Tıp bilimi, kandırmacayı kaldırmaz.Bu,bilime saygısızlıktır.İğne ile yapılan akupunktur tedavisi değerini,insanlık varolduğu sürece koruyacaktır,tıpkı,klasik muayene yöntemlerinin; MR,Tomografi ve Ultrasonografi gibi son derece gelişmiş tanı araçlarına rağmen, altın değerini hala daha koruduğu gibi…

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)