İnfantil Kolik

Ağlama bebeklerin çevre ile iletişimini sağlayan bir yoldur. Bebekler ağlayarak karnının acıkmasını, terlediğini, üşüdüğünü veya altının kirlendiğini, kucağa alınmak istediğini, ortamdan rahatsız olduğunu veya hasta olduğunu ifade etmeye çalışmaktadırlar. Bebeğin bu gereksinimleri karşılandıktan kısa süre sonra ağlama sona erer. Bazı bebeklerin ağlama tipi ve süresi daha uzundur ve kolayca sakinleşemezler.

İnfantil kolik, iyi gelişen sağlıklı bebeklerde 1-4 aylar arasında görülmektedir. Altta yatan organik neden olmadan, yatıştırılması zor bir şekilde ağlama nöbetleri olarak tanımlanmaktadır. Bu durum anne veya çocuğa bakan kimselerin endişelenmesine neden olur. *Wessel ise infantil koliği yaşamın üçüncü haftasında başlayan, en az üç saat süren ve sonra kendiliğinden geçen üç haftadan uzun süren üçler kuralı olarak tanımlamıştır.

1. İnfantil koliğin en önemli bulgusu özellikle öğleden sonra ve akşam saatlerinde başlayan aşırı yüksek sesle ağlamadır. Bebek ağlama atakları sırasında rahatsız sıkıntılı ve telaşlı görünümdedir. Genellikle kalça eklemlerini fleksiyona getirerek dizlerini karnına yaklaştırır, yüzü kızarır. 

İnfantil kolik tanısında doktorun ayrıntılı öykü ve fizik muayene ile hastayı değerlendirilmesi çok önemlidir. Organik hastalığı düşündüren bulgular saptandığında olası nedenler ayrıntılı olarak incelenmelidir.

Ayırıcı tanıda sindirim sistemi ve sindirim sistemi dışı nedenler akılda tutulmalıdır.  Öyküsünde kanlı mukuslü dışkılama, emmede azalma, kusmuğunun içerinde kan ve safra varlığı ve ateş yüksekliği, cilt döküntüleri, büyümede gerilik bulguları da varsa infantil kolik tanısından uzaklaşılmalıdır. 

2.Diskezi, dışkılama öncesi 10-20 dakika süren ıkınma, çığlık atma, ağlama ve yüzde kızarma olarak tanımlanmaktadır. Bebeklik çağının ağrılı dışkılaması yaşamın ilk aylarında başlamakta ve 3-4 hafta sonra kendiliğinden düzelmektedir. Başka sağlık problemi olmayan bebeklerde görülmektedir.

3.Laktaz enzim aktivitesinde geçici düşüklük durumunda diyetten laktozun çıkartılması ile belirtilerin düzelmesi ile tanı doğrulanmış olur. Dışkı pH<5, redüktan madde pozitifliği karbonhidrat emilim bozukluğunu gösterir. Dışkıda şeker kromatografisi ile dışkıda atılan şeker belirlenir. Primer ve sekonder laktaz enzim eksikliğinde dışkıda laktoz saptanırken, glukoz ve galaktoz malabsorbsiyonu varlığında ise glukoz ve galaktoz tespit edilir. 

4.Fizyolojik GÖR; Yenidoğan bebeklerin çoğunda görülen bir durumdur. Sağlıklı görünen bebekte gözlenmektedir. Aşırı beslenmeye dikkat etmek gerekir. Tedavi gerektirmeden 6 ay civarında komplikasyonsuz düzelmektedir. Aileye olayın fizyolojik olduğu anlatılmalıdır. 

5. GÖRH; yenidoğan döneminde regürjitasyon, apne, stridor, huzursuzluk, irritabilite ve kusma ile kendini belli etmektedir. Beslenmeyi yarıda kesmeler sonucu gelişim geriliği, anemi, hipoproteinemi gelişir. **Sandifer sendromu şiddetli reflülerde görülen opistonik postür, retrokollis ve istemsiz baş hareketleri şeklinde kendini belli eden bir klinik durumdur.  GÖRH da verilmiş olan tıbbi tedaviye 2-4 haftada yanıtsızlık durumunda ileri tetkikler için çocuk gastroenteroloji bölümü ile hasta konsülte edilmelidir.  

6.İSPA sık regürjitasyon, beslenme reddi, beslenme yutma güçlüğü, reaktif hava yolu hastalığı, atopik dermatit, egzema, kabızlık, kanlı muküslü ishal, ailede atopi öyküsü varlığında düşünülür. Dışkı mikroskopi, fekal kalprotektin, IgE ve inek sütü spesifik IgE bakılmalıdır. Bu bulguların varlığında AS alan bebekte annenin beslenmesinden inek sütü içeren besinler çıkartılır. AS almayan bebekte ise HF veya AAF  ile 2-4 hafta besleme yapılır. Bebeğin klinik bulgularında düzelme görülmüyorsa çocuk gastroenteroloji konsültasyonu istenmelidir.

 7.Perianal bölgedeki fissürler infantil kolik ayırıcı tanısında akla gelmelidir. Süt çocukluğu döneminde anüs ve rektum aynı hizada olduğu için fissür herhangi bir kadranda bulunabilir. Buna karşılık daha büyük çocuklarda ve yetişkinlerde sakrokoksigeal eğim geliştiği için fissürler arka bölgededir.  İnflamatuvar ya da enfeksiyöz olaylarda ise fissürler lateral ( saat 3-9 hizası) yerleşimli ve birden fazladır. 

 8.İdrar yolu enfeksiyonu kendisini emmede azalma, beslenme güçlüğü, huzursuzluk belirtileri ile yenidoğan döneminde göstermektedir. Tam idrar tahlili ve idrar kültürü ile tanı konulabilmektedir. Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu olması durumunda üriner sistem ultrasonografisi üriner sistem anomolilerini tespit etmek için faydalı olabilir. Ayrıca ileri incelemeler için çocuk nefroloji bölümü ile hasta konsülte edilmelidir. 

9..Huzursuz ağlayan bir bebekte  el ve ayak parmakları olası saç-iplik turnike sendromu yönünden kontrol edilmelidir. Eğer fark edilmez ise parmaklarda gangrene neden olabilir. 

İnfantil kolik ayırıcı tanısında aşağıdaki fizik muayene bulgularına dikkat etmek gerekir.

Yenidoğan bebeğe kulak burun bakısı yapılmalıdır. Kulak zarının görünümü değerlendirilmelidir. Orta kulak enfeksiyonu ve seröz otit tanıları gecikmeden konulmalıdır.

Zor doğum, makat gelişi ve makrozomik bebek doğum öyküsü olan bebeklerde muayene sırasında kırık tarafı kemik üzerinde şişliğin ele gelmesi ve tek taraflı moro refleksinin evrelerinde gecikme olması klavikula kırığı açısından uyarıcı olmalıdır. Klavikulaları da içine alacak şekilde PAAC grafisi tanı için yardımcı olur.

Huzursuz, aşırı terlemiş, vücut ısısı artmış ve vücudunda kızarıklıklar bulunan bebeğin aşırı sıcak ortamda bulunduğundan şüphelenilmeli bebeği rahatlatılmalıdır.

Mikrosefalik bir bebekte uykuya dalma sırasında ani irkilme, karın üzerine baş bükülüyor ve kollar açılıyorsa West sendromu akla gelmelidir. Hasta çocuk nöroloji ile konsülte edilmelidir. 

Beslenme güçlüğü, takipne, dispne, hışıltı, huzursuzluğu, soğuk terlemesi, tartı alımında azlık gözlemlenen bebeklerde olası kardiyolojik problemler açısından çocuk kardiyoloji konsültasyonu istenmelidir.

10. Safralı kusması, rektal kanaması ve karın şişliği olan yenidoğan bir bebekte volvulus akla gelmedir. ADKG’de barsak gazları karnın sol bölümünde görülüyorken, karnın alt bölümünde azalmış olması volvulus lehine bir bulgudur. Çocuk cerrahi konsültasyonu istenmelidir. Malrotasyonu olan olguların doğumsal diyafram fıtıkları, duodenal atrezi, intestinal atrezi, biliyer atrezi, meckel divertikülü, ***Hischsprung hastalığı, anorektal  malformasyonlar, doğumsal kalp anomolileri, özefagus  atrezisi, ****Prune Belly sendromu, situs inversus ve megasistis mikrokolon sendromu ile birlikte bulunabileceği akılda tutulmalıdır. 

11. Muayenede ekimozların varlığı, farklı zamanlarda oluşmuş lezyonların varlığı, sigara, sıcak su yanığı izleri, karaciğer, dalak rüptürü, subdural hematom gibi bulgular varlığında çocuk istismarı düşünülmelidir. 

İnfantil kolik tanısı 2016 yılında yeniden düzenlenmiş olan ROMA IV kriterlerine göre konulmaktadır 

Bebek tokken, uyarıcıların olmadığı bir ortamda saniyede 1-3 kere olacak şekilde yavaşça ritmik sallamayla veya pışpışlanmayla susuyor ve bırakılınca tekrar ağlamaya başlıyorsa kolik tanısı desteklenmiş olur.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Fatih Ünal Çocuk Gastroenteroloji Hepatoloji Ve Beslenme, Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Doç. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)