Gerçek şudur ki aslında her sağlıklı kadın birden çok boşalma yeteneğine sahiptir. Üzücü olan nokta ise birçok kadının hayatı boyunca tam anlamıyla boşalamamasıdır. Yapılan araştırmalara göre kadınların %29’u hiçbir zaman boşalamadığını, %70’i ise cinsel birleşme sırasında hiçbir zaman boşalmaya ulaşamadığını belirtmiştir. Kadınların sadece %20’si vajinal boşalmayı tecrübe ettiğini ifade etmiştir. Bu istatistiklerin ortaya çıkmasında birçok etmen vardır ancak en büyük sebep, kadın cinselliğinin anlaşılmasındaki yanlışlıklar ve ön yargılardır. Bu sebeple kadının orgazma ulaşması hem fiziksel hem de düşünsel yönlendirme ile ilgilidir.
Kadınlarda Boşalma Bozukluğu Tipleri
Ara sıra boşalıp, ara sıra boşalamama da denir. Zaman zaman orgazm yaşanamaması durumudur.
Cinsel birleşme ile boşalamama ancak mastürbasyon ile boşalma durumudur.
Çok nadir görülür. Erkeklerdeki erken boşalmanın karşılığıdır.
Cinsel uyarılma yeterli olduğu halde, yineleyici ve sürekli bir biçimde boşalmanın gecikmesi veya olmamasıdır.
Boşalma Bozukluklarının Nedenleri
Başta antidepresanlar, antihistaminikler ve antihipertansifler olmak üzere bazı ilaçlar boşalma sorununa yol açabilir.
Bedenle ilgili yanlış inançlar, cinsel bilgisizlik ve cinsellikle ilgili abartılı beklentiler boşalma sorunlarına yol açabilir.
Ülkemizde görücü usulü evliliklerin yaygın olması eş reddine neden olmakta, bu durum da boşalma bozukluklarını beraberinde getirebilmektedir. Yine bir kadın başka bir erkeği sevmişse, evlendiği kişi ile toplum ve aile baskısı gibi nedenlerle evlenmişse, kendini eşine verirken sanki sevdiği kişiye ihanet ediyormuş düşüncesi ile hareket edebilir. Ayrıca travmatik ayrılık süreci yaşamış ve bu ayrılığın yasını yaşamadan yapılan evlilikler sonucunda da boşalamama sıkıntısı yaşanabilmektedir.
Cinsel beraberlikte her zaman “6U Kuralı”na uyulması gerekiyor. Bunlar boşalma ve orgazm oluşumu için önemli faktörler olan;
Uygun partner,
Uygun mekan,
Uygun yoğunlukta uyarılma (ruhsal ve bedensel),
Uygun sürede uyarma,
Uygun taleplerde bulunma şeklindedir.
Birlikteliklerde iletişim başarısızlığı cinsel işlev bozukluklarını beraberinde getirir. Kötü bir seks hayatının getirdiği fizyolojik ve duygusal hayal kırıklığı, her iki partnerin de birbirini suçlaması ve cinsel yetersizliğin doğal sonucu olan özgüven kaybı bir araya geldiğinde çift için sorun çıkmaması düşünülemez. Çift arzuları ve hazları konusunda birbiriyle konuşmaya isteksiz olur.
Endişeler, cinsel uyarılmayı engelleyen savaş ya da kaç tepkileri ile savunma ve korunma davranışlarına yol açar. Bunlara örnek olarak; karşı cinsten korkmak, cezalandırılmaktan korkmak, hastalık kapmaktan korkmak gösterilebilir. Bu tür endişe, korku ve kaygı kişide adrenalin adı verilen stres hormonunun salgılanmasına yol açar, adrenalin pelvik taban kaslarında kasılma yapar ve cinsel doyumu azaltır, cinsel tepkilerde bozulmalara neden olur, bu da boşalma sorunlarına yol açar.
Erkeğin denetimsiz boşalma veya sertleşme problemi varsa, bu durumda kadının da boşalamama problemi doğal olarak beraberinde gelecektir. Kadınlarda özellikle babalarına karşı var olan öfkenin, yer değiştirme savunma mekanizmasıyla partnere aktarılması, eşin şahsında öfkenin eşe karşı canlanması, kadının rahatlayıp gevşemesini engelleyebilir.
Evliliğin ilk yıllarında hemen çocuk sahibi olmak, kadının cinselliği tanıyamamasına ve çiftin birbirini keşfedememesine sebep olmaktadır. Kadının bedenini ve cinselliğini keşfetmesi ve cinselliğini doyasıya yaşayabilmesi için, evliliğin ilk üç yılı çocuk sahibi olmaması tavsiye edilmektedir.
Kadınlar edinmiş oldukları yanlış cinsel inanışlar sebebiyle kontrolü kaybetme endişesi duyduklarında kendilerini ilişkiye verip, gevşeyip boşalamazlar. Kadınlar bu durumu genellikle idrar kaçırma, gaita kaçırma veya eski sevgilisinin adını ağzından kaçırma gibi çeşitli şekillerde ifade ederler.
Cinsel etkinlik esnasında bir tür obsesif benlik gözlemine girmek, kendi sevişmelerinde katılımcı değil de seyirci olmak anlamına gelir. Yani kadın kendisini düşünceler içinde bulur ve kendini performansı ile arzularına dair sorgular. Bu durum genellikle mükemmeliyetçi kadınlarda görülür.
Kadın kendini aşırı eleştirirse ve vücudunu beğenmezse boşalma sorunu yaşayabilir. Aşağılık ve değersizlik duyguları da bu sorunu körükler. Boşalma sorunları; benlik imajının zayıf olmasıyla, kişinin kendisini diğerlerinden farklı ve cinsel istekleriyle ilgili iletişim kurma yeteneğinin olmadığını hissetmesiyle doğru orantılıdır.
Çoğu zaman başaramama korkusu cinsel sorunların temelinde yer alır. Bazı kadınlar genellikle “ben yatakta yeteri kadar iyi olmazsam kocam beni aldatır, bir başkasına gider, beni beğenmez” gibi düşüncelere sahip olabilir. Bu durumda kadın kendini rahat bir şekilde sekse veremeyip kendini gevşetemez ve kadında boşalma sorununa yol açabilir.
Erken çocukluk yıllarında cinsel kötü davranılma, saldırı, ensest vb. cinsel travmalar boşalma sorunlarına yol açabilir. Uygun zamanda bu durumu yakınları ile paylaşamayan kadın, süperegosuyla kendini cezalandırma yoluna gider ve boşalma bozuklukları beraberinde gelir.
Birlikte olduğu erkeğe saygı duymayan bir kadın kendini ona bırakamaz ve gevşeyemez. Kadının boşalabilmesi için erkeği güçlü, kudretli ve saygı duyulan biri olarak görmesi gerekir. Ayrıca erkeklere karşı öfke duyan kadınlar boşalma sorunu yaşayabilir. Saldırganlık ve öfke seksle boşaltılamaz.
Toplumda “bir kadın cinsel isteğini belli etmez, kadın pasif olur, cinsel ilişkiyi erkek başlatır” gibi yanlış inanışlar boşalma problemlerine yol açabilir. Eğer kadında bu düşünceler varsa bilinçdışında “Suçluyum, günahkarım ve bunun bedelini ödemeliyim!” gibi bir bedel ödeme düşüncesi gelişir.
Çok katı veya tutucu bir çevrede yetiştirilerek cinselliğin tabu olarak öğretilmiş olması, karşı cinsle ilişkilerin yasaklanması, özellikle gelişim döneminde kadınların bedeni konusunda çevresinden olumsuz mesaj alması, kişinin kendi bedeninden ve cinsel yaşamından utanç ve suçluluk duymasına, dolayısıyla boşalma sorunlarına neden olmaktadır.
Evlilikle ilgili çatışmaların çözüme kavuşturulamaması, partnerin fiziki cazibeden yoksun olduğunun düşünülmesi, partnerinin cinsel becerilerinin zayıf olması, yakınlık korkusu, aldatma ve diğer güven sarsan davranışlar, kendisine ait bir alan yaratma kaygıları, duygularını dışa vurma farklılıkları boşalma sorunlarına neden olabilir. Ayrıca boşalma ve orgazm sorunları, çok acı veren veya bedeli ağır olarak algılanan bir ilişkiye karşı savunma mekanizması da olabilir.
Suçluluk duygusu, kişinin kendini kınayan, suçlayan, eleştiren bir iç ses olarak hissedilir ve zamanla kişi kendisini değersizleştirir. Çocuklukta ve ergenlikte yaşanan öpüşme, sevişme, cinsel organları birbirine sürtme, sürtünme gibi eylemler, eşcinsel deneyimler, taciz ve tecavüz olayları, aile bireylerine ve başka partnere karşı hissedilen cinsel arzular daha sonra suçluluk duygularına yol açabilir. Bu duygular güçlü bir anti afrodizyaktır. Suçluluk ve günahkarlık duygularında kişinin cezalandırılması gerektiği düşüncesi hakimdir.
Tedavi
Orgazm bozukluklarında tedavi 5 temel aşamadan oluşmaktadır:
Fiziksel nedenleri ortadan kaldırma veya etkisizleştirme
İşlev bozukluğunun en görünür nedenini ortadan kaldırma ve etkisizleştirme
Bozukluğun derindeki nedenlerini ortadan kaldırma ve etkisizleştirme
Başarılı cinsel deneyimler oluşturma
Ev ödevleri ile pratiği sağlama ve çiftin ev ödevlerine bir oyun gibi bakmalarını sağlama
Bu makalenin DoktorTakvimi web sitesinde yayımlanması, yazarın açık izniyle yapılmaktadır. Web sitesindeki tüm içerikler, fikri ve sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında uygun şekilde korunmaktadır.
DocPlanner Teknoloji A.Ş. web sitesi tıbbi tavsiye sunmaz. Bu sayfanın içeriği, metinler, grafikler, görseller ve diğer materyaller de dahil olmak üzere, yalnızca bilgilendirme amacıyla oluşturulmuştur ve tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini almak amacı taşımaz. Herhangi bir sağlık sorununuzla ilgili şüpheniz varsa, bir uzmana danışınız.