Kanama Çeşitleri Nelerdir?

Yazar Özlem Karaca Ocak • 13 Aralık 2023 • Yorumlar:

Vücut, içeriden ve dışarıdan maruz kalabileceği etkenlere karşı kendini korumak üzere organize olmuştur. Mikroorganizmalara karşı bağışıklık sistemi aktif görev yaparken, doku bütünlüğünün zarar gördüğü durumlarda ise ilgili mekanizmalar çalışarak doku ve organ bazında meydana gelen hasarı onarır. Dokuların zarar görmesiyle birlikte yaşanan sorunların başında, damar bütünlüğünün bozulmasına bağlı meydana gelen kanama gelir. Kanama çeşitleri ise oluştuğu damar türüne veya lokalizasyona bağlı olarak farklı şekillerde sınıflandırılır.

Kanama Çeşitleri Nelerdir?

Damar bütünlüğünün bozulması sonucunda, damarın bulunduğu konuma veya zarar gören damar dokusunun çeşidine göre farklı tiplerde kanamalar ortaya çıkabilir. Kanamanın çeşidine göre hastanın klinik durumu, olayın ciddiyeti ve klinik belirtiler değişkenlik gösterir. Yine kanama çeşidine göre tedavinin şekli ve aciliyeti de farklılık arz eder. Bu anlamda kanamaları aşağıdaki başlıklarda sınıflandırmak mümkündür:

Damar Tiplerine Göre

Vücudumuzda bulunan damarlar temelde üç ana grupta incelenebilir. Bu gruplar; atardamarlar (arterler), toplardamarlar (venler) ve kılcal damarlar (kapiller) olarak sıralanır. Atardamarlar, kalpten çıkan ve dokulara oksijen ve besin yönünden zengin kanın ulaşmasını sağlayan damarlardır. Toplardamarlar ise dokularda kullanılan ve oksijen ile besin yönünden fakirleşen kanı kalbe geri götüren damarlardır. Kılcal damarlar ise atardamarlar ve toplardamarlar arasında yer alan, doku içinde oksijen ve besinlerin aktarımının gerçekleştiği küçük damarlardır. Bütünlüğü bozulan damar çeşidine bağlı olarak aşağıdaki şekillerde kanamalar gerçekleşebilir:

Atardamar Kanaması

Atardamarların daha derin yerleşimli olması sebebiyle derin kesi ve yaralanmalarda görülür. Bu çeşit kanamada kalbin pompalamasına bağlı olarak, kalp atımıyla paralel akış gösteren, hızlı ve bol miktarda kanama görülür. Kısa süre içinde çok miktarda kan kaybı gerçekleşebileceğinden oldukça tehlikelidir ve erken müdahale gerektirir. Oksijen yönünden zengin kan parlak kırmızıdır. Kanamanın durması oldukça zordur.

Toplardamar Kanaması

Toplardamar kanamalarında kan, atardamarlardakine göre daha az şiddetle ve hızla, kesintisiz şekilde kanama eğilimindedir. Yaralanmanın boyutuna ve etkilenen damarın büyüklüğüne göre toplardamar kanamalarında da bol miktarda kan kaybı yaşanabilir. Kan, oksijen miktarındaki azlık dolayısıyla koyu renklidir. Toplardamarlarda kanama kontrolü daha kolay sağlanır, bu nedenle hayati tehlike atardamar kanamalarına göre daha azdır.

Kılcal Damar Kanaması

Kılcal damarların boyutu oldukça küçük olduğundan, ciltte yüzeysel ve az miktarda kanamalar görülür. Kanama ciltten sızıntı şekilde izlenir, kolay şekilde durdurulabilir.

Kanamanın Yerine Göre

Etkilenen damar tipi kadar damarın vücut içinde bulunduğu konuma bağlı olarak da kanama tipi değişebilir. Bu anlamda, kanamalar iç kanama ve dış kanama olarak ikiye ayrılabildiği gibi; iç kanamalar lokalizasyonla ilişkili şekilde plevral kanama, beyin kanaması, abdominal kanama gibi alt tiplere ayrılabilir.

Dış Kanama

Damar bütünlüğünün dış ortamla temas edecek şekilde bozulmasıyla birlikte kanın vücut dışına akması dış kanama olarak adlandırılır. Dışardan bir müdahale yapılmadığı sürece, vücudun kanamayı durdurucu mekanizmalarına bağlı olarak devam edebilir veya belirli süre sonra durabilir. Özellikle kanama bozukluğuna yol açan sağlık sorunlarına sahip kişilerde veya atardamar yaralanması gibi ciddi durumlarda, kan kaybı uzun süre devam edebilir ve yaşamı tehdit edici bir hal alabilir.

İç Kanama

Kanın vücut boşluklarına, doku içi veya dokular arası bölmelere dolmasıyla karakterize kanamalar iç kanama olarak sınıflandırılır. İç kanama, gerçekleştiği yere bağlı olarak kendi kendini sınırlandırabilir veya sürekli devam edebilir. Vücutta organlar ve dokular arasında anatomik boşluklar bulunduğundan, kanama sonrası kan sıklıkla bu bölgelerde toplanma eğilimindedir. Bu ise hematom adı verilen kan dolu keselerin veya dokuların gelişmesiyle ve çevre dokulara baskıya yol açmasıyla sonuçlanır.

  • Plevral kanamalar: İç kanama akciğerin çevresinde yer alan plevra zarları arasında geliştiğinde plevral kanamadan söz edilir. Plevra boşluğunda biriken kanın etkisiyle akciğerlerin havayla dolma yeteneği engellenebilir, akciğer boşluğunda kapanmalar meydana gelebilir.

  • Kafa içi (intrakranial) kanamalar:Beyin kanaması olarak da bilinen kafa içi kanamalarında, kafatasında beyin ile çevre dokular arasındaki boşluklara veya beyin dokusu içine kanamalar gözlenebilir. Bu alanda boşluk hacmi çok az olduğundan beyin kolayca baskı altında kalabilir ve hayatı tehdit edici durumlar gerçekleşebilir.

  • Abdominal kanama: Karın içindeki organların bulunduğu boşluk periton boşluğu olarak adlandırılır. Periton boşluğu içine olan kanamalarda kan, geniş bir anatomik bölge içinde birikebilir. Fark edilmediği takdirde ciddi kan kaybıyla sonuçlanabilir, hayatı tehdit edici durumlara neden olabilir.

Göz içine kanamalar, organlara ait dokularda doku içi kanamalar, cilt altı boşluklara olan kanamalar, eklem içine kanamalar da iç kanama kapsamında değerlendirilebilir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Yorumlar: (0)