Kanserden Koruyucu Beslenme

Yazar Safiye Taş KoçyiğitDiyetisyen • 3 Ekim 2019 • Yorumlar:

Kanser; belirli bir doku veya organdaki hasarlı hücrelerin kontrolsüz bir biçimde üreyerek bir kitle veya tümör oluşturması sonucu ortaya çıkar. Kanser hücrelerinin, kendi sınırları dışına doğru ve “metastaz” olarak adlandırılan vücudun birleşme noktalarına ve diğer organlara da yayılma ihtimali bulunan anormal hücrelerin sayısında artış meydana gelmesi kanserin betimleyici özelliğidir. 200’den fazla türü vardır. Tüm doku ve organlarda görülebilir. Erişkin yaş grubunda her yıl 100 000 nüfus için 150-300 kişi kansere yakalanmaktadır. Sebebi bilinen ölümler arasında Kalp ve Damar Hastalıklarından sonra ikinci sırada yer almaktadır.

En sık rastlanılan kanser türleri ise akciğer, meme, prostat, mide, deri, kalın bağırsak, rahim kanserleridir.

Beslenmenin kanser üzerine etkisi nasıldır? Araştırma sayısının oldukça yüksek olduğu bir konudur. Yapılan çalışmalar beslenmenin kansere etkisinin %10 ile %70 aralığında olduğunu gösterir. Genel olarak bu oran %30 olarak kabul edilir. Kanser riskini azaltmak için bireye bağlı etmenlerden biridir.

Kanser oluşumunda etkili beslenme ile ilgili faktörler aşağıdaki gibidir:

  • Yağdan ve hayvansal proteinden zengin beslenme

  • Süt ve süt grubu besinlerin yetersiz tüketilmesi ( Ca, P ve D vitamininden fakir diyet)

  • Sebze ve meyvelerin az tüketilmesi (A, C, E vitaminleri ile beta karoten, likopen gibi antioksidan bileşiklerin yetersiz alınması)

  • Tahıl ve kurubaklagil grubu besinlerin az alınması ve tam tahıl ürünleri yerine saflaştırılmış ürünlerin tüketilmesi (B vitamininin yetersiz alımı)

  • Az posalı beslenme

  • Fazla tuz tüketimi

  • Fazla miktarda alkol tüketimi

  • Sıvı yağlar yerine katı yağın ağırlıklı kullanılması, zeytinyağı, balık, balık yağı, ceviz, fındık gibi yağlı tohumların az tüketilmesi

  • Besinlerin hazırlanmasında yanlış uygulamalar ve vitamin kayıpları

  • Hatalı pişirme yöntemleri (kızartma, kavurma, mangal, tütsüleme) ile besinde kanserojen maddelerin oluşması ve bunların vücuda alınması

  • Besinlerin uygun olmayan koşullarda saklanması ile özellikle tahıllarda, baharatlarda ve yağlı tohumlarda toksin ve küf oluşumu

  • Katkı maddeleri içeren hazır gıdaların fazla miktarda tüketilmesi

Bazı besinlerin fazla veya az tüketilmesi spesifik kanser türlerini tetiklediği bilimsel çalışmalarca görülmüştür. Buna göre;

  • Kahve, yapay tatlandırıcılar, klorlu içme suyu, alkol mesane,

  • Fazla enerji alımı, alkol, sedanter yaşam meme,

  • Folat eksikliği rahim,

  • Fazla yağ tüketimi, doymuş yağ, kırmızı et, alkol (özellikle bira), düşük lif, sebze tüketimi, sedanter yaşam kolorektal,

  • Aşırı alkol, sigara, tuzlu turşu gibi gıdalar, düşük vitamin ve mineral alımı, fazla A vitamini tableti kullanımı özofagus ve ağız,

  • Hepatit virüsü enfeksiyonu, fazla alkol alımı, demir yüklemesi, toksik bileşenlerin birikimi (aflotoksin) karaciğer,

  • Sigara kullanan kişilerde B-karoten tableti kullanımı akciğer,

  • Fazla yağ tüketimi, özellikle et kaynaklı doymuş yağ prostat,

  • Küflenmiş, tütsülenmiş veya tuzlanmış gıdaların fazla tüketimi, ülsere neden olan bakteri ile enfeksiyon mide, 

kanseri oluşumu üzerine olumsuz etki yapmaktadır.

 

Kanserden korunmak için öneriler

  • İdeal vücut ağırlığınızı koruyun.

  • Yeterli ve dengeli beslenenin, öğünlerde 4 besin grubundan yiyeceklerin yer aldığı dengeli menüler tercih edin. 4 besin grubu ekmek ve tahıl, süt ve süt ürünleri, sebze ve meyveler, et ve kurubaklagil gruplarıdır. Tek besin grubundan oluşan bir öğün birçok açıdan yetersiz kalmaktadır. 

  • Taze sebze ve meyve tüketiminizi arttırın. Günde en az 5 porsiyon sebze veya meyve tüketin. Yapılan bir çalışmaya göre; düşük meyve ve sebze tüketen bireylerde kanser görülme sıklığı, yüksek meyve ve sebze tüketenlere göre 2 kat daha fazladır.

  • Posa içeriği yüksek olan karbonhidratları tercih edin. Kurubaklagiller, kepekli un, çavdar unu, taze meyve-sebze gibi posa içeriği yüksek karbonhidratlar sık tercih ettiğiniz karbonhidratlar olmalı. Posa alımını arttırmak bağırsakların düzenli çalışmasını sağlayarak kalın bağırsak-rektum kanserinin oluşumunun önlenmesine yardımcı olur.

  • Tuz tüketimi azaltın. Besinlerin içerisinde bulunan doğal sodyum, günlük sodyum gereksinmenizi karşılamaktadır.

  • Yiyeceklerinizi besinlerin saklanması için yapılmış olan kaplarda saklayın. Besinlerin saklanmasında boyalı olmayan cam kapları her zaman tercih edin. 

  • Rafine tahıllar yerine tam taneli tahılları tercih edin.

  • Yağ içeriği yüksek ve işlenmiş kırmızı et tüketimini sınırlandırın. 

  • Yağ alımını azaltın. Et yemeklerini yağ eklenmeden kendi yağları ile pişirin. Kanserojen maddeler (kanser yapıcı) yağ içinde birikir ve fazla yağ alımı bu maddelerin vücuda girişini artırır. Ayrıca yağın fazla alınması cinsiyet hormonlarının çalışma düzenini bozar.

  • Kızartma, kavurma gibi pişirme yöntemleri yerine haşlama, ızgara, fırında pişirme yöntemleri tercih edin. 

  • Aşırı miktarda et ve hayvansal protein tüketen ülkelerde meme, rahim, prostat, kalın bağırsak-rektum, pankreas ve böbrek kanserleri, hayvansal proteini az tüketen ülkelerden daha fazla görülmektedir. 

  • Tüketilen şeker miktarı, günlük alınan enerjinin %10’undan fazla olmamalıdır. Günde 2000 kalori alan birinin alabileceği maksimum şeker miktarı 50 gramdır. Saf şeker yerine meyveleri tercih edin. Günde 2-3 porsiyon meyve tükettiğinizde şekere olan meyiliniz azalacaktır. 

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)