Kaygı Bozuklukları

Yazar Derin KubilayPsikolog • 7 Haziran 2022 • Yorumlar:

GENEL TANIM

Kaygı, gelecekte olabilecek bir tehlikeye dair hissedilen duyguyken korku şu an gerçekleşen bir tehlikeye dair hissedilir. Kaygı bozuklukları, WHO verilerine göre dünya nüfusunun yüzde 4’ünde gözükmektedir. Kadınlarda ise en yaygın gözüken psikolojik bozukluktur. Spesifik fobi (belli bir nesneye karşı oluşur), sosyal fobi (sosyal durumlarda oluşur), genel kaygı bozukluğu (hayatın pek çok alanına karşı gelişir), panik bozukluk (panik ataklarla tetiklenir) ve agorafobi (kaçmanın ve yardım istemenin zor olduğu alanlarda yaşanır) kaygı bozukluklarını oluşturur.

Terapide ise çok çeşitli tekniklerle insanların bu fobilerin ve kaygılarının üzerinden gelmeleri sağlanır. Örneğin, terapist ile birlikteyken korku duyulan nesne veya duruma karşı maruz bırakma terapisi uygulanarak kişilerin duruma alışması ve korkularını yenmesi amaçlanır. Bilişsel davranışçı terapi ile işlevsel olmayan negatif düşüncelerin (“Topluluk önünde konuşursam herkes benimle dalga geçecek”) yerine daha mantıklı ve gerçekçi düşünceler getirilir. Psikodinamik terapiler ise geçmişte bu kaygı bozukluğunun oluşmasına sebep olan köke inerek kişinin kendi durumu hakkında içgörü kazanmasına yardımcı olur.

Kaygı bozuklukları, hayatımızın pek çok noktasında rahatsızlık vericidir: Sevdiklerimizle geçirilen zamanı, iş veya okul sorumluluklarını ve kişisel hayatımızı negatif etkiler. Eğer sizin veya bir yakınınızın da kaygı bozukluğu varsa terapi ile beraber bu durumun üzerinden gelebilirsiniz.

 

  1. Spesifik fobi

Örümcekler, yükseklik, palyaçolar, karanlık, asansör… Belli bir nesneye duyulan güçlü ve sürekli korkuya spesifik fobi denir. Bu belli nesneyle karşılaştıklarında insanlar panik atak geçirebilir, yoğun kaygı duyabilir ve o nesneden kaçınmak için her tür davranışta bulunabilir. Bunun en yaygın sebebi bu belli nesneye dair korkutucu bir deneyim yaşanması ve her o nesneyle karşılaşıldığında o korkunç olayın akla gelmesidir. Örneğin, asansörde mahsur kalmak, bir yılan tarafından sokulmak ya da gece travmatik bir olaya maruz kalmak bu fobilere sebep olabilir. 

  1. Sosyal fobi

Toplum önünde konuşurken, yeni bir sosyal ortama girerken ya da yeni insanlarla tanışırken aşırı bir kaygı hissettiğiniz oldu mu? Sosyal fobi, insanların sosyal ortamlarda diğerleri tarafından negatif değerlendirilebileceğine veya küçük düşebileceğine dair aşırı kaygı duyulması sonucu oluşur. Geçmişte kendisi veya bir başkasının alaya, sert eleştirilere veya zorbalığa maruz kaldığını gören kişilerde sosyal fobinin gelişmesi daha olasıdır. Örneğin, kaygılı olmaları ile ilgili dalga geçmek, eleştiriler yüzünden topluluk içinde konuşamamak veya çocukken bir grup tarafından zorbalığa uğramak bu fobiye sebep olabilir. 

  1. Genel kaygı bozukluğu

Hayatın pek çok alanında aşırı kaygı duyan kişiler vardır -işleri, sevdiklerinin güvenliği ya da hastalıklar üzerine olabilir. Genel kaygı bozukluğuna sahip kişiler gelecek hakkında sürekli, aşırı ve mantık dışı bir kaygı duyarlar. Bu kaygı yüzünden insanlar aşırı yorgun hissedebilir, sevdiklerini sürekli güvendeler mi diye arayabilir ve mantıklı karar vermekte zorlanabilir. Özellikle durumlar kontrol edilemez ve tahmin edilemez bir şekilde algılanır; bu da büyük ihtimalle geçmişlerinde olumsuz sonuçlanan bu tarz bir durumla karşılaşmalarından kaynaklanır. En yaygın düşünceler şu şekildedir: “Kaygı, o kötü olayın gerçekleşmesini engeller”, “Birçok şey hakkında endişe duymak, asıl endişe duyulması gereken şeyleri düşünmekten beni alıkoyar” ve “Kötü bir olay hakkında kaygılanmak beni o olaya hazırlar”.

  1. Panik bozukluk

Panik ataklar aniden ortaya çıkan ve zaman zaman kendini tekrarlayan, insanlarda bir daha atak geçirme konusunda sürekli bir korku uyandıran aşırı kaygılı bir durumdur. İnsanlarda terleme, hızlı kalp atışı, titreme, nefes alma darlığı, göğüs ağrısı, baş dönmesi ve kalp krizi geçiriyormuş hissi uyandırır. İlk panik atak, yaşanan aşırı stresli veya üzücü bir olay sonucunda gerçekleşir (iş kaybı, sevilen birinin kaybı, travmatik deneyim gibi). Panik atağın bilişsel sebebine göre insanlar kendi bedensel tepkilerini aşırı negatif değerlendirir; mesela kalp hızının artması sonucu kalp krizi geçirdiğine inanır. Bu yorumlama sonucu kişi aşırı kaygı ve korku hissederek daha da olumsuz düşünür; bu döngü sonucunda da panik atak geçirir. Örneğin, bir yemek davetine katıldınız ve patronunuzla vakit geçireceğiniz için kaygılısınız. Bunun sonucunda kalbiniz hızlandı, terlemeye başladınız ve başınız döndü. Panik atak geçirip “rezil olacağınıza” dair daha yüksek bir kaygı hissetmeye başladınız. Bu durum bedensel tepkilerinizi arttırıp en sonunda gerçekten panik atak geçirmenize sebep olabilir. 

  1. Agorafobi

Çoğumuz bu kelimeye az çok aşinayızdır -kalabalıklardan, dışarıdan veya alışveriş merkezlerine gitmekten kaygılanan insanları tanıyor olabiliriz. Ancak agorafobi kalabalık alanlara girmekten değil, kaçmanın veya yardım istemenin zor olabileceği alanlara girmekten duyulan kaygıdır. Örneğin, toplu ulaşım araçlarını kullanmak, halka açık alanlarda (parklar vs.) durmak, kapalı noktalarda (AVM, sinemalar vs.) bulunmak, kalabalıkta veya bir sırada beklemek, evin dışında tek başına olmak gibi durumlar aşırı bir kaygı verir. Panik atak geçirme riski de vardır. 

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)