Kişilik Bozukluğu Yaşayan Yakınlarınız İle İlgili Tavsiyeler

Yazar Erkan KurtPsikolog • 21 Temmuz 2019 • Yorumlar:

Sınırda kişilik bozukluğunun başlıca özelliği, erken erişkinlik yıllarında başlayan, kişiler arası ilişkilerde, benlik algısında ve duygulanımda tutarsızlık ve dürtüsellik gösteren bir örüntüdür. %75 Oranında kadınlarda görülür. Çocukluk öykülerinde genellikle, bedensel ve cinsel istismar, boşlanmışlık, düşmanca çatışmalar, ana baba yitimi vardır. Bu bozukluğu olan kişilerin çoğunluğu 40'lı yaşlarda ilişkilerinde daha çok durağanlık kazanır.

Yakınınızın yaşadığı rahatsızlıkla ilgili olarak bilgi sahibi olmak, yaşadığı duyguları gerçekten yaşadığını kabul etmek ve kabulü göstermek, söylediklerinizi yalın ifade etmek, sorumluluk alması konusunda onu yüreklendirmek gerekir.

Yaptıklarının isteyerek, bilerek yapmadığını unutmayın, onu olduğu gibi kabul edin, küsmeyin, terk etmeyin. Olası uzlaşmazlıkları serinkanlı, sakin ve olağan karşılayın, savunmaya geçmeyi, sözünü kesmeyin, sözünü kesmeden dinlemede kalın. O sırada onun tek isteği duyulmaktır. Bu sizi incitebilir, kolay değildir, ancak öfke duymak SKB nin bir özelliğidir, bu duygularının bir yönünü yansıtıyor olabilir, duygu birden tersine de dönebilir. Bunları göz önünde bulundurup size olan öfkeyi kişisel almamalısınız. 

Yaşadıkları duygular ve tepkileri sıra dışı ve yoğun olsalar da görmemezlikten gelinmemeli ancak yaşadıklarına katılmadan, bunları gerçekten yaşadıklarını anlamanız ve anladığınızı göstermeniz işe yarar. Bunun için ayna gibi onun söylediklerini geri yansıtmak etkili olabilir. Örneğin 'bunda ne var, neden böyle hissediyorsun' yerine  'böyle hissediyor olman hiç kolay olmasa gerek' demek yararlı olur.
Eleştiri ve suçlama karşısında savunmaya geçmeyin, duygularını ifade etmesine izin verin, sabırlı olun, tartışmaya girmeden dinlemede kalın, dinlenilmek, duyulmak ve yaşadığı duyguların anlaşıldığını göstermek, iyi gelir.

Öfkelerini kişisel algılamayın. Yaşadığı duygulardan kurtulmasını üstünü örtmelerini, görmezlikten gelmelerini istemeyin, korku duymak, yalnızlık çekmek, sevilmediğini hissetmek, dışlanmışlık, öfke, nefret ile ilgili sözcükler kullanmaları, eyleme dökmelerinden iyidir.

Yaşadığı olayların sonuçlarından korumaya çalışmayın, yaşadıklarından ders çıkarmayı öğrenmeli, gerekiyorsa duvara toslayabilir. Yaptıklarının bedelini ödemezse ve hep birisi özveride bulunursa ödüllendirilmiş olur ve davranış süreklilik kazanır.

Gözünü korkutmaya çalışmayın, isteklerinizi karşılamazsa uygulayacağınız yaptırımlar konusunda kesin konuşmayın, tehdit etmeyin, bu gibi yollara başvurmak sonuç vermez. Güçlü olduğu yanları kendisine hatırlatın, gösterdiği çabayı takdir edin, desteğinizi, yanında olduğunuzu hissetmesini sağlayın.

Olaylara serinkanlı ve sakin yaklaşın, olağan karşılayın. İlişkilerde zorlanmanın (dışlanma, eleştirilme, uzlaşmazlık) altından kalkmakta güçlük çekerler, dolayısıyla sakin bir ortam oluşturun.

Ev içindeki sorunlar çözülürken ne yapılması gerektiği konusunda onuda sürece katın, neler yapılabileceği sizden yardım isteyip istemediğini sorun.

Kaldırabilme ve katlanabilme sınırlarınızı olmalı. Açık bir dille beklentilerinizi söyleyin. Bunu yaparken de, onun gözünü korkutmadan, gözdağı vermeden söyleyin.

Öfke nöbetlerine, ısırmalara, vurmalara katlanmayın, daha sonra konuşmak üzere ortamdan ayrılın. Bu tür davranışlarla ilgilenmek onları ödüllendirmektir, en iyisi ilgi göstermeyin.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Yorumlar: (0)