Kitap Okumanın Çocuğun Dilselleşme ve Sosyalleşmesindeki İşlevi

Yazar Kimya Çifçi DumluAile Danışmanı • 23 Aralık 2021 • Yorumlar:

Çocuk kitaplarından hikaye okumak, masal anlatmak çocukların zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimlerini sağlamanın yanı sıra hayal gücü ve yaratıcılık becerileri için çok büyük öneme sahiptir.

Çocuk, keşfetmek ve bilmek ister. Bu nedenle sürekli çevresini gözlemleyerek her olaya, nesneye, varlığa dair sorular sormaktadır. Özellikle iki yaşını aşmış çocuklarda “neden" sorusunu daha net gözlemlemekteyiz; çocuğun merak ve keşfetme döneminde dış dünyaya dönük deneyim ve gözlem taleplerini artmaktadır. Çocuğun talepleri sağlıklı bir şekilde doyurulduğu takdirde daha sağlıklı gelişim dönemi ile çocuğun; sosyalleşmesini, dilsel ve düşünsel gücünün artmasını sağlayacak ve bu, onun kendisini bir birey olarak duyumsamasında ve ortaya koymasında önemli bir işlevi yerine getirmiş olacaktır.

Kitapla Buluşan Çocuk 

Çocuk kitapla erken dönemde bir araya gelmelidir. 1-2 yaş aralığında kitapla bir  araya gelen çocuktan elbette yorumsal çıkarım yapması ve bir yetişkin gibi kitaba  odaklanması beklenemez. Bu dönemde çocuk, kitapla fiziksel temas sağlayacak  ve onu tutmak, ısırmak, yırtmak dâhil her türlü eylemi gerçekleştirmesi, doğası  gereği olacaktır. Bu nedenle çocuğa verilecek kitaplar, çocuğun yaşına uygun,  görsel açıdan zengin, dikkat çekici resimleri olan, çocuğun dokunma duygusuna hitap eden, çocuğun hem görsel hem de fiziksel bağ kurabileceği bir biçimde  hazırlanan kitaplar olmalıdır. Söz konusu kitapların, öykülerden daha çok görseli  önde olmalı ve çocuk renklerin ve nesnelerin varlığını duyumsayabilmelidir.  Çocuk kitapları, hayvanların, eşyaların görüntüsünde olup kimi zaman kumaş,  kimi zaman ahşap, kimi zaman da kitabın üç boyutlu olmasını sağlayan sert  kartondan olmalıdır. Kitaplar çocuğun düş gücünü artırabilecek ve aynı zamanda  çocuğun sözcük dağarcığının artmaya başladığı süreci de hazırlayacaktır. 1-2 yaş  aralığındaki çocuklar için hazırlanan kitaplar söz değil görsellik içermesi ve  bunun öyküsel sırada olması; çocuğun ebeveynleriyle ya da bir yetişkinle birlikte  kitap okuma eylemlerinin başlamasını sağlamaktadır.  

Okuma Süreci ve Çocuğa Dönük Etkileri 

Kitap, çocuğun hayal gücünü, yaratıcılığını, sorun çözme yetilerini geliştirir. Çocuklar başka insanların yaşamlarını, olaylar karşısındaki davranış ve  duygularını anlama ve sorun çözme yetenekleri kitaplar ile ilk önce deneyimler.  Bir çok kazandırılması istenen davranış kitaplardaki karakterlerle çocuğa  anlatılarak kazandırılabilir. 

Çocuğa kitap okuma dilselleştirme sürecinde öncelikle anlamayı, tanımlamayı ve  değerlendirmeyi gerekli kılar. Bunun ötesi, sorunun üstesinden gelme, yani 

çocuğun sorunla ilgili bir sonuca varmış ve metinsel bağlamda deneyimlediğini  içselleştirmesidir. Bunun sonucunda ortaya çıkan süreç çocuğun kendi metnini  oluşturmasıdır. İşte burada en önemli aşama, çocuğun kendi metnini  oluşturmasında yetişkinin kendi düşüncelerini dayatıp kendi metnini söylemesi  değil çocuğun (eksik, yanlış, hatalı bile olsa) kendi metniyle ortaya çıkmasına  olanak tanımaktır. Bu, çocuğun özgüvenini geliştirecek, hem sözcük dağarcığını  hem de anlatım yeteneğini çoğaltacak ve geliştirecektir. Bu bağlamda ebeveynler  çocuklar beraber kitap okuması çok etkilidir. Anne, baba, dede, abla, ağabey,  teyze gibi aile içinden; öğretmen, anlatıcı gibi aile dışından kişilerle birlikte kitap  okuma çocuğun en çok sevdiği anlardandır. Bunların içinde çocuğu en çok  keyiflendiren, ailede en sevdiği kişilerin ona kitap okumasıdır. Çocuk özellikle  yatmadan önce kitap okunmasından çok hoşlanır. Birlikte yatağa uzanmak,  çocuğun sizin göğsünüze başını dayaması, vücudunuza yayılarak yaslanması  onun yetişkine verdiği en can alıcı mesajdır. Çocuğun orada asıl beklediği sadece  kitap okunması değildir. Çocuk yetişkine yaslanarak onu bütünüyle kendine ait  saymaya başlar. Yetişkine verdiği mesaj “Sen artık bu okuma sürecinde sadece bana aitsin”dir. Ona yaslanarak kalp sesini, bedensel sıcaklığını  kendine almış, ayrıca okuma başladığında ise onun sesini kendine ait saymaya  başlamıştır. Çoğu zaman yetişkinler şöyle bir durumla karşılaşabilir: Çocuk,  belki de yüz kez okunan bir kitap getirmiştir, okunması için. Bazen yetişkinler,  okuma sürecinde sıkılıp okumayı hızlandırmak için metinde atlamalar yapmaya  kalkar. İşte o zaman çocuk “Hayır o öyle değildi!” diye tepki gösterir. Yetişkin  de bu durumda “Madem biliyorsun, niye okutuyorsun?” diye tepki gösterir. İşte  buradaki asıl gerçek, yukarıda anlatmaya çalıştığımız durumdur. Çocuk,  yetişkinin kendine ait olmasını onun sıcaklığını duymayı, kalp atışlarını  hissetmeyi, onunla konuşarak sesinin de ona ait olmasını istemektedir. Çocuğun  belki de yetişkinle teke tek ilişki kurduğu ender anlardandır bu anlar. Bazı  yetişkinler salt okuma kültürü gelişsin diye masal anlatan oyuncaklar alırlar.  Çocuğa bundan daha kötü “Benden uzak dur.” mesajı verilemez. Sorun okuma  kültürü değildir, olmamalıdır. Çünkü böyle bir okuma kültürü mekanik, ruhsuz,  anlamsızdır. Önemli olan çocuğun hayat ve insana dokunmasıdır ve bu da ancak  bu duyguların hesapsız yaşanmasıyla olur. Zaten çocuk, sevildiğini, sıcaklığı,  kabul gördüğünü hissettiğinde kaygılarından arınacak ve rahat bir uykuya  dalacaktır. İşte o anda o çocuğun yüzünü seyretmek belki de betimlenecek en  güzel an olacaktır. Bunu yetişkinlerin sağlıklı bir şekilde içselleştirmesinde yarar  vardır. 

Burada önemli olan öncelikle çocuğunuzun yaş seviyesine göre kitap seçimi çok  önemlidir. Ailelerin kitap seçerken dikkat etmesi gereken en önemli nokta  çocukların ilgi ve merakına uygun kitap seçimidir ve çocukla beraber  seçilmelidir. Bu amaç doğrultusunda her çocuğun içinde kendi kitaplarının yer  aldığı, kendine ait bir kitaplığının olması çok önemli bir gereksinim olduğu  unutulmamalıdır.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)