Konuşma Bozuklukları ve Kekemelik

Yazar Filiz DoğanPsikolog • 19 Kasım 2018 • Yorumlar:

Konuşma bozukluklarının nedenleri:

*İşitme sorunları

*Mental retardasyon(zeka ve gelişme geriliği)

*Psikiyatrik bozukluklar

1.Yaygın gelişimsel bozukluklar(ör:otizm)

2.Kekemelik

3.Fonolojik bozukluklar(ör:artikülasyon boz.)

4.Dikkat eksikliği bozukluklar

5.Özgül öğrenme güçlükleri

6.Dil gerilikleri

*İfade edici dil geriliği(dili kullanma sorunları)

*Karışık(mikst)dil gerilikleri

Kekemelik ya da konuşmada takılma belirli durumlarda normal olabilir mi?

Tekrarlamalar normalde 4-5 yaşına kadar görülebilmektedir.Bu masum tekrarlarla kekemeliğin birbirinden ayırt edilmesi gerekmektedir.Çocuklardaki bu normal akıcılık kusurunun kekemelik haline gelmesinde çevrenin baskı ve beklentileri,ailenin dikkatinin çocuğun konuşması üzerine yoğunlaşması etkili olmaktadır.

Kekemeliği arttıran durumlar nelerdir?

Kaygıyı arttırabilen çeşitli durumlarda,örneğin önemli bir şey söylemek isterken,bir isim söylerken,önemli bir şahıs veya geniş bir dinleyici kitlesine konuşurken ya da zaman yetersizliğinde çocuk acele ile tamamlanmaya çalışırken kekemelik davranışı pekişebilmektedir.

Kekemelik sıklıkla genetik bir yatkınlıkla ortaya çıkar.Erkeklerde daha sıktır.Genellikle babanın kendisinde ve akrabalarında halen devam eden ya da çocukluğunda görülen konuşmada takılmalara ya da kekemeliğe sık rastlanır.

Halk arasında çeşitli korku durumlarının kekemeliğe sebep olduğuna dair yaygın,yanlış bir inanç vardır.Yine de bu korku durumları olası yatkınlığı olan bireylerde kekemeliğin başlamasını ya da şiddetlenmesini tetikleyebilir.

Kekemelik tedavisinde ne yapılır?

Kekemeliğin tedavisinde öncelikle kekemelik ya da konuşmada takılma davranışının şiddeti,yaşı,süresi,pekiştirici etkenler vb. değerlendirilmelidir.Beraberinde çeşitli kaygı bozukluklarının varlığı,bu davranışa bağlı olarak zaman içerisinde gelişebilen işlevsellikte bozulma(ör:arkadaşlardan uzaklaşma,sınıfta söz almama ve özgüvende düşüş vb.)araştırılır.Konuşma tedavisine ek olarak,bu duruma eşlik edebilen bu tür psikiyatrik bulgu be bozuklukların da tedavide ele alınması gereklidir.Kaygı azaltmaya yönelik çeşitli ilaç tedavileri kullanılabilir.Özellikle nefes egzersizleri,harf ve kelimelerin doğru telaffuzu üzerine odaklanan konuşma terapileri uygulanır.

Anne-babalara öneriler

*Bazı çocuklarda görülenirkilme,tutulma,tekrar veya uzatma şeklindeki hafif konuşma özürlerini kekemelik,çocuğunuzuda kekeme olarak nitelemeyiniz.Çünkü siz ona kekeme derseniz o da kendini kekeme olarak görmeye başlar.Oysa ki öyle nitelenmezse çocuk kendiliğinden bu evreyi tehlikesizce atlatabilir.

*Çocuğun konuşması üzerine aşırı titizlik göstermeyin.

*Çocuk konuşurken sakince dinleyin.Birşey söylemek istediğinde acele etmeden söyleyebileceği kadar zaman verin.Konuşmasını kesmeyin.Tutulduğunda yardım etmeyin.

*Çocuğa hiçbir zaman ‘’dur,acele etme,yeniden başla,önce derin bir nefes al ‘’gibi uyarılarda bulunmayın.Bütün bunlar onun dikkatini konuşmasında toplayacağından zararlıdır.

*Çocuk konuşurken onun dudak hareketlerine değil gözlerine bakın.

*Katı disiplinden sakının.Alay etmeyi disiplin aracı olarak kullanmayın.

*Çocuğun yanında kusurları hakkında konuşmayın.

*İleri kekemelik hallerinde çocuğun en az şaşırdığı ve rahatça konuşabildiği durum ve şartları saptayarak bu durum ve şartlarda onu konuşturun.

*Yanlış konuştuğunda ya da tutulduğunda cezalandırmakla tehtit etmeyin ve cezalandırmayın.

*Yorgun ve heyecanlı olduğu zamanlarda konuşmaya zorlamayın.

*Yavaş konuştuğunda hızlı konuşması için zorlamayın.

*Çocuğunuz problemin farkında ise onu bu yönden açıklığa kavuşturmak için uygun zamanlarda ‘’konuşurken bazı tekrarlar,irkilmeler,tutulmalaryaptığı fakat bunların önemli olmadığını,bunlardan kurtulmasının mümkün olduğunu zaten herkeste buna benzer durumların görüldüğünü’’söyleyin.

*Çocuğun kendine karşı iyi,olumlu tavır geliştirmesine yardım edin.Kendini kekemeliğinden dolayı değersiz gören çocuğunuz bu engeli kolay aşamaz.Çocuğun sahip olduğu iyi özellikler ortaya çıkarılmalıdır.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)