LAPAROSKOPİK CERRAHİ ve KANSER

Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Önder Sürgit bilgi verdi:
"Laparoskopik cerrahide temel farklılık, büyük kesiler yerine 5 ya da 10 milimetrelik küçük deliklerden girerek açık cerrahide yapılan operasyonun direkt kamera görüşü altında gerçekleştirilmesidir.''
Şu anda tüm,

• Mide,
• İnce barsak,
• Kalın barsak,
• Rektum, dalak,
• Karaciğer,
• Safra kesesi ve safra yolları,
• Pankreas,
• Böbrek,
• Böbreküstü bezi,
• Rahim,
• Yumurtalık,
• Tüp,
• İdrar yolu,
• Mesane,
• Prostat kanseri

Ameliyatları tümörün çevresindeki lenf nodu disseksiyonları ile birlikte onkolojik cerrahi prensiplerden ödün verilmeksizin laparoskopik olarak gerçekleştirilebilmektedir.
 

Laparoskopik cerrahinin genel avantajları şöyle sıralanabilir;

• Çok daha az ağrı ve buna bağlı daha az ilaç kullanımı,
• Barsak hareketlerinin daha erken başlaması nedeniyle ağızdan beslenmenin en erken sürede mümkün olabilmesi,
• Daha erken mobilizasyon,
• Daha az hastanede kalma süresi,
• Daha erken normal hayata dönüş,
• Daha düşük akciğer komplikasyon riski (Pnömoni, atelektazi, emboli…),
• Daha düşük kesi yeri fıtık riski,
• Daha düşük kesi yeri enfeksiyon riski 
• Çok daha iyi kozmetik 

Cerrahi teknik açısından avantajları ise şunlardır;

• HD görüntü,
• 10 kat büyütme imkanı, 
• Hedefe maksimum yakınlık sağlanabilmesi, 
• Anatomik detayların mükemmel olarak izlenebilmesi, 
• Çevre doku ve organların daha iyi korunabilmesi bu nedenle daha az komplikasyon, 
• Disseksiyonun tüm ekip tarafından rahatça gözlenebilir hale gelmesi.

Tarihçesi
İlk olarak 1902 yılında Alman cerrah George Kelling köpeklerde karın içerisini laparoskopik veya endoskopik olarak kendi geliştirdiği bir yöntemle görüntülemiştir. 1911 yılında yine Alman bir cerrah olan HC Jacobeus 80 vakalık ilk tanısal amaçlı laparoskopi sonuçlarını yayınlamıştır. 1981 yılında Semm, insanda ilk laparoskopik appendektomiyi (Akut appendisitde appendiksin  alınması) gerçekleştirmiştir. 1985 yılında ise Mühe tarafından ilk laparoskopik kolesistektomi (Safra kesesinin alınması) ameliyatı yapılmıştır. Mühe’nin bu ameliyatı 1989 yılında ABD’de gerçekleştirilen iki büyük cerrahi toplantısında (SAGES ve ASGE) ilk planda şok ve kuşku uyandırmıştır. 1990 yılında ise ABD’deki büyük ulusal cerrahi kongresinde (ACS – SanFransisco) en fazla ilgi toplayan bölümü oluşturmuştur. O günden beri kullanılan teknolojik donanım ve el aletleri her açıdan çok geliştirilmiştir.